• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

Oturma (Benching) Sanatı Dizisi Şaud: 4

KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ

Oturma Sanatı (Benching) Dizisi, Şaud:4

Geoffrey Hoppe tarafından  ADAMUS SAINT-GERMAIN Kanallığı

08 Ocak 2022 tarihinde Crimson Circle'a sunulmuştur.

 

 

 

 

Ben Ben’im, St. Germain'in Adamus’u.

2022'ye hoş geldiniz sevgili Şambra. Hımm.

Bu Şaud'a başlarken güzel derin bir nefes alalım (Adamus büyük derin bir nefes alır).

KERRI: Hey, hey!

ADAMUS: Mm. hımm. Burada dengemi sağlamaya çalışıyorum. Hey! Hey! Benim kahvem. Sevgili Kerri, teşekkür ederim. Oh, ve ikramlar.

KERRI: Bunlar Vanessa tarafından yapıldı, ev yapımı.

ADAMUS: Vanessa'nın ev yapımları, kahve ve ikramlar. Vee tam isabet.Sanki sihirle yapılmış gibiydi çünkü ben Keahak Evi'nden yeni geliyorum, anlıyorsunuz. Arka arkaya geldiler. Şaud için hemen buraya koşmam gerekiyordu ve biraz açtım. Yükselmiş bir Üstat bile arada bir biraz acıkabilir. Dolayısıyla, teşekkür ederim sevgili Kerri, çünkü bana sadece bu suyu bırakmışlardı –su! – Yükselmiş bir Üstat için.

KERRI: İyi etmişler. Susuz kalma.

ADAMUS: İyi yapmışlar. İyi. Teşekkürler. Başlarken bir kahve içeceğim.

Hoş geldiniz – mm, iyi. 2022'ye hoş geldiniz ve bu yıla girerken Şambra için de yepyeni bir aşamaya girdiğimizi söyleyerek başlayacağım. Bunun daha çok dünya için geçerli olduğunu söyleyebilirsiniz, fakat Şambra için de bu oluyor, biz de bir sonraki köşeyi dönüyoruz. Bir sonraki tepeyi aşıyoruz.

 

Doğal Koruma

Daha ileri gitmeden önce, doğal korumanın önemine ve değerine dikkat çekmek istiyorum. Geçen Şaud'umuzda bundan bahsetmiştim. Bunu Keahak'ta konuşmuştuk. Size bu doğal korumayı hatırlatmaya ve ondan bahsetmeye devam edeceğim. 

Dünya şu anda pek çok değişimden geçiyor ve işler daha kolay olmayacak, daha iyiye de gitmeyecek ve hızı da yavaşlamayacak. Bunlar, gezegende bilinçli olan, insan biyolojisinde ve gezegendeki tüm sistemlerde bir değişim zamanının geldiğini idrak eden kişiler tarafından çağrılan, arzu edilen, bir şekilde talep edilen değişikliklerdi. ProGnost'ta bunun hakkında konuşuyorduk. İnsanlar bu değişim için meditasyon yapıyor, dua ediyor, değişimin gelmesini istiyorlardı, ve o geldi, burada ve öyle hemen de gitmeyecek. O, zaman zaman korkutucu, zaman zaman bunaltıcı, bazen beyin yakıcı, oldukça kaygı verici olacak; kısaca değişimle birlikte gelen her şeyi ihtiva edecek.

Değişimi arzulamaya devam edenler, bir şeylerin değişmesini isteyenler ve onu makul bir seviyede tutmak isteyenler olacak. “Makul” diyorum çünkü değişimi arzulayan –pek çoğunuz gibi– birçok kişi var, ancak sizler hızlı değişimin sonuçlarını çok fazla düşünmeden onun hemen olmasını istiyorsunuz.

Şu anda gezegende değişime gerçekten daha tedbirli yaklaşanlar da var ve onlar, bir dereceye kadar, kıymetli bir şeye hizmet ediyorlar. Her şeyin gezegeni yok edecek kadar hızlı hareket etmesini engelliyorlar, çünkü sizler, istediğiniz bazı değişiklikleri hemen şimdi istiyorsunuz. Siz onları bugün istiyorsunuz. Siz tüm bunların daha önce gerçekleşmesini ve gezegendeki birçok kişinin sizin gibi olmasını tercih ederdiniz. Ancak değişimin çok hızlı tezahürü halinde, her şeyin alt-üst olması ve çok fazla kaosa neden olması gibi de bir alışkanlık var, öyle ki, o zaman işler hiç de murat edildiği gibi gitmez.

Bu yüzden biliyorum ki bazılarınız sabırsızlanıyor ve din üzerinden ya da sosyal değerler üzerinden eski zamanlara tutunmak isteyen insanları küçümsüyorsunuz, ama onlar bir anlamda sizin için, acilen çok fazla değişiklik talep edenler için, bir denge görevi görüyorlar. 

Bu 3 boyutlu dünyada yaşadığınız için, meydana gelen ve değişiklikleri dengeleyen belirli fiziksel etmenler vardır. Şu anda olduğu gibi 3 boyutlu dünyada yaşadığınız için, değişiklikler öyle hemen ortaya çıkamaz. Zaman diye bir şey –aslında–  mevcut olmasa da, yine de ‘belirli bir zaman dilimi dâhilinde’ ortaya çıkarlar. Ama işte ortaya çıkıyorlar ve demek ki bu uygun zaman. Bu, hayallerinizden, bankta oturmaktan, insanlık için, daha iyi bir gidişatı arzulamaktan vazgeçmeniz anlamına gelmez, bu, –bir nevi– geride kalarak, vahşi atlar takımını –bir dereceye kadar– tam da uygun bir şekilde dizginleyenleri onurlandırmak anlamına gelir. Onlar, Atlantis Rüyasının gerçekleşmesi için bu gezegendeki değişikliklere dair arzularınızı ve hayallerinizi yıkmayı başaramayacaklar. Onu durdurmaları mümkün değil. Çok fazla devinim, çok sayıda vahşi at var, ancak bunlar, çoğu insan tarafından yönetilebilir bir hızda ortaya çıktıkları için onları onurlandırın. 

Yani, sevgili Şambra, gerçekleşmekte olan tüm bu değişikliklerin ortasında, sizin için doğal bir koruma söz konusu.Biz bunu, son birkaç Şaud'da, – doğrudan bir deneyim olarak, Şambra için doğrudan bir  kanıt olarak – amaç ve tasarım olarak gördük. Şimdi, Villa Ahmyo’daki ağacı devirdiğimizden değil, ama öyle bir doğal koruma vardı ki, sadece Cauldre’den ve Linda'dan değil, tüm Şambra'dan ve bizim tarafımızdaki herkesten gelen. Bu örneği şunu söylemek için yaptık.; şeyler olacak. Ağaçlar düşecek. Ateşler yanacak. Ama yaptığınız işe devam ettiğiniz sürece, o parkta oturduğunuz sürece, yani bir siyasi gündeminiz, bir ahlaki gündeminiz olmadığı veya insanlığı değiştirmeye çalışmadığınız sürece, sadece burada olup, –potansiyelleri görebilsinler diye, karanlık enerji olarak adlandırılan şeyi görebilsinler diye– ışığınızı gezegene yaydığınız sürece, –ki burada, negatifte olduğu gibi bir karanlık kastedilmiyor, sadece bilinmeyen enerjiler, potansiyeller kastediliyor.– burada, gezegende üstat olarak bulunduğunuz sürece, bu doğal korumaya sahip olacaksınız. Etrafınızda her türlü şeyin olup bittiğini göreceksiniz, ancak sizin için bu koruma aktive edilmiş olacak.

Kahveden bir yudum alırken bununla derin bir nefes alalım. Cauldre ve Linda'nın daha önce bahsettiği gibi, burası son yangınlardan dolayı biraz dumanlı, bir duman kokusu var.

Demek ki, doğal koruma. Yangın konusunu işitmiştiniz ve burada Cauldre’nin rahatlık derecesini bir tür teste tabi tutacağım (Linda derinden iç çeker), ki bunu yapmaktan gerçekten zevk alıyorum. O çok hassaslaşıyor. Bunu yaptığımda enerjisi, benim ifademle, pırıltılı bir elektrik mavisinden, bir çeşit bulanık yeşile dönüşüyor.

LINDA: Tsssh!

ADAMUS: Yine de onu zorlayacağım, çünkü bu aynı zamanda kendini tutmayı bırakmak için bir örnek oluşturuyor. Endişelenmeyi bırakın.

Şimdi 30 Aralık'ta, çok şiddetli rüzgârların neden olduğu söylenilen bu yangın çıktı. 2021'in sonuydu ve tam burada, Crimson Circle Bağlantı Merkezi'nin bulunduğu bu bölgede oldu. Bu yalnızca bir tesadüf değil. Gerçekte tesadüf diye bir şey olmadığını anlamaya da başlayacaksınız. Enerji noktalarını nasıl birleştireceğinizi öğreneceksiniz ve bunun aslında ne kadar basit olduğuna şaşıracaksınız.

İşte tam da burada oldu. Niye? Şey, çünkü burada dünyanın her yerinden gelen Şambra için bir merkez var. Gezegenin her yerinden on binlerce Şambra'yı topluyorsunuz, yani tam burada, Crimson Circle Stüdyosunda bir tür merkezi toplanma noktası var. Yıl sonunda, çevrede aşırı rüzgârlar oldu. Rüzgârlar, hareket eden enerjinin simgesidir, nesneleri iterler. Bazen enerjiler çıkmaza girme veya tıkanma eğilimi gösterir ve ardından rüzgârlar çıkar. Yani, bir anlamda, Şambra'nın da rüzgâr olduğunu söyleyebilirsiniz –“İlerleme zamanı. İnsan türünün bir sonraki aşamasına, yeni bir bilinç düzeyine, enerjinin ne olduğunun anlaşılmasına geçme zamanı."

Demek ki Şambra rüzgâr oluyor ve rüzgârlar şiddetli olur. Cauldre'nin belirttiği gibi, saatte 100 mil veya saatte 160 kilometre. 2022 sonrasında olacaklar için yılın sonunda değişimi getirecek şiddetli rüzgârlar söz konusu.

Dahası rüzgârlar, uzun süredir takılıp kalmış enerjileri hareket ettirmekten başka bir amacı olmayan rüzgârlar, bir şeylerin sona ermesine, bir şeylerin ateşlenerek yangınlar çıkmasına neden olur. Demem o ki, Şambra ateş değildir. Şambra sadece rüzgârdır. Yangın başlar, rüzgârlar esmeye devam eder ve çok geçmeden Crimson Circle Bağlantı Merkezi'nin etrafındaki bu bölgede büyük bir yangın çıkar.

Kırmızı Çember merkezi, Şambra merkezi, doğal korumaya tabidir. Ve evet, Cauldre, Linda, personel, oradaki hepiniz, tüm Şambra için bu zor olacak, bir şey olursa, elbette, ne olacağını merak edecek, bir şey olursa onun yeniden onarılacağını bilecek, ama kesinlikle bu süreçten geçmek istemeyeceksiniz. Ve aniden yangın bölgedeki birçok evi yok ediyor, çok fazla kayıpla geniş bir coğrafi alanı yok ediyor, ama çok, çok az –çok az– insan kaybı oluyor. İnsan kaybından daha fazla evcil hayvan kaybı oluyor.

Sonrasında yangınlar yatıştı, rüzgârlar azaldı ve daha sonra, özellikle bu bölgedeki insanlar için, ama her yerdeki insanlar için de çok fazla yansıma (etki) var. Evinizi, değerli eşyalarınızı, malınızı mülkünüzü kaybetmek nasıl bir şey olurdu? Ve işte geçenlerde, tüm bunların gerçekleşmesini ve bu esnada insanlığı, toplu bilinci, olup bitenlere bir şekilde uyum sağlamış belirli sayıda insanı ve değerli eşyaların da yenilenebileceğini idrak etmiş birçok insan olduğunu hissettim. Evet, bu içinde bir hüznü barındırıyor ama değerli şeyler de değiştirilebilir. Bu, pek çok insanın bazen neye takılıp kaldığını fark etmesine neden oluyor, birçok insanın “Bundan sonra ne yapmak istiyorum? Şu an sağlıklıyım, güvendeyim, ancak hayatımın geri kalanında ne yapmak istiyorum? Benim için önemli olan ne?" türünden soruların ayrımına varmasına neden oluyor. Bu sorular, çoğu insan için hâlâ geçerli değil, ancak gerçekte bilince çıkarmasalar da onlar da, en azından kendi içlerinde, bu soruları soruyorlar.

Böylece, yangınlar çıkar, uluslararası planda bir ilgi oluşur ve yine – Cauldre'yi biraz rahatsız etmek için– bunun tam burada olması basit bir tesadüf değildir, bu Şambra'nın değişim rüzgârı olmasıyla ilgilidir. Ve değişimin nasıl ortaya çıktığı, yangınlarla ya da başka bir şeyler üzerinden, nasıl meydana geldiği önemli değil, gerçek olan şudur ki, o, değişimin ortaya çıkışını hızlandırmaktadır.

Aynısını hayatınızda da bulacaksınız. Özellikle de kendinizi sorguladığınız zamanlarda, bir sonraki adımı atmaktan korktuğunuz zamanlarda kendi rüzgârınızın estiğini, bir şeyleri hareket ettirdiğini, bir şeyleri değiştirdiğini hissedeceksiniz. Rüzgârlar etrafınızda uğuldayacak, ama siz, o doğal korumaya sahip olduğunuzu bileceksiniz. Bu, bir Üstat niteliğidir; doğal koruma. Başka bir deyişle, o  bir şeyleri yerinden oynatabilir, ancak sizi öldürmeyecek. Bir şeyleri kökten değiştirebilir, ancak sizin başa çıkamayacağınız bir durumu asla yaratmayacak.

Bu yüzden şimdi her birinizden tek tek rica ediyorum, hadi o derin nefesi doğal korumanız için alalım ve buna izin verelim. Bu Üstat oluşunuzun bir parçası. Bu, adeta, sizin kontratlarınızın veya gezegende kalma taleplerinizin bir parçası.

Neler olacağı konusunda endişelenmek kolaydır. Bir şeyler yapmak yerine, korkuya kapılıp hiçbir şey yapmamak kolaydır; hayallerinin ya da yüreğinin götürdüğü yere gitmeyip, geride durmak. Bir sonrakinde –gelecekte– ne olacağı konusunda endişelenmek kolaydır ama işte tam orada olan bu doğal korumayı gerçekten hissetmenizi istiyorum. Bu bir melek konseyi tarafından sağlanmıyor, benim tarafımdan sağlanmıyor, bu tamamıyla sizin kendinize aittir. Bu sizin, oyundaki Üstat korumanızdır.

Ve biz burada bu Şaud'u yaparken, Birleşik Devletler Başkanı Joe Biden'ın burada, bölgede olacak olması tesadüf değil. Bu arada Kerri, kayıt sırasında Joe Biden stüdyoya gelirse, lütfen ona bir kahve yapar mısın?

KERRI: Tabi.

ADAMUS: Onu biraz Masters Club'da beklet, ben daha sonra onunla olacağım.

KERRI: Tamam!

 

Işığını Parlat

ADAMUS: Yani Joe Biden ile konuşuyordum. Ben ona tabii ki "JR" diyorum. Son zamanlarda JR ile konuşuyorum, uyanıklık halindeki gibi değil. O rüya halinde ve bu arada ben tamamen apolitik biriyim. Birinin muhafazakâr veya komünist olması beni rahatsız etmez. Bu hiç önemli değil. Uzun zamandır siyaset, kraliyet ailesi ve diğer her şeyle uğraşıyorum. Ama son zamanlarda onunla konuşuyorum ve "JR, biliyorsun, sen Amerika Birleşik Devletleri Başkanısın. Sen gerçekte bir politikacı değilsin. Bu yasama meclisini harekete geçirmekle, yasa çıkarmakla ilgili değil. Bu diğer insanların işi. Senin işin ilham vermek için burada olmak – ilham vermek. Amerikalıların ihtiyacı olan şey bu. Herhangi bir ülkedeki insanlar, liderlerinin ilhamına gereksinim duyarlar, orijinal ilhamına, hakiki ilhamına. Çok fazla yasa çıkarmanıza ihtiyaçları yoktur. Heh, aslına bakarsanız bütün kanunlardan kurtulmalısınız. Vergileri artırmanıza da gerek yoktur. Vergilerden kurtulmalısın. Ancak onların ilham almaya ihtiyacı var.”

Ve dedim ki, "JR, biliyorsun, sen seçildin, ama şu anda biraz daha fazla ışık yayarak çok daha faydalı olabilirsin. Senden yayılan biraz daha ışık. Bir nevi ışığını geri tutuyorsun. Politika oyununu oynuyorsun. Doğru olanı yapmaya çalışıyorsun. Ancak kimsenin umurunda değil. Senato, Kongre, kendi aralarında didişmeyi sürdürüyor. İhtiyaç duydukları şey şu anda biraz daha Işık ve İlham.”

"Joe, şunu hatırla: Bilince ilham ol" dedim. O, bir nevi ‘far görmüş geyik’ gibi görünüyordu, hatta bir rüyada gibiydi, kesinlikle tam olarak anlayamadı ve ben, “JR, bir umut olduğunu bilmek istiyorlar. Olasılıklar olduğunu bilmek istiyorlar. Senin de sadece siyaset oyunu oynayan, yeniden seçilmeye çalışan, belirli gündemleri aşmaya çalışan diğer politikacılar gibi biri olmadığını bilmek istiyorlar. Işığını parlat. Işığını parlat.” dedim.

Ve dedim ki, "Anlıyor musun, işte önereceğim şey şu. Bir Oval Ofisin var. Ben buna Çember Ofis demeyi seviyorum. Bu Oval Ofise sahipsin. Orada gerçekten güzel bir koltuğun var. Ama şimdi kendine gerçekten güzel bir park bankı edin. Onu da bir kenara yerleştir. Abraham Lincoln portresinin altında küçük bir boşluk var. Oraya koy ve anlıyor musun, günde bir, belki iki kez, oraya git ve o bankta otur ve sadece ışığını yay. İyi bir ışığın var. Sadece onu kullanmıyorsun. Bırak bilincin ışık yaysın. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler için endişelenmeyi bırak. Yasa tasarıları için endişelenmeyi bırak ve tüm bu parayla ilgili büyük gündem için endişelenmeyi bırak–… geçirmeye çalıştığınız vergi yasa tasarısı ne kadar? Bırak şunu. İnsanların şu anda ihtiyacı olan şey ilham, senin ışığın.”

Anlayıp anlamadığından emin değilim ama en azından söylediklerim onu ​​bu bölgeye getirmeye yetti. Ve eğer yine uğrarsa, imzasını alabilirsin. Yanında benimkini de vereceğim. Yani bu çok fazla –ve bu tesadüf değil. Gelişigüzel noktalar üzerinden gerçekleşen bir bağlantı değil bu. Yani, her şey tam burada oldu. Ve bizim de burada olmamız bir rastlantı değil.

Şimdi, sizin de şu anda yaptığınız aynı şey. Belirli bir gündem üzerinde çalışmak ya da dünyayı kurtarmak için burada değilsiniz. Bunu daha önce yaptınız ve şimdi sizin yaptığınızı devralmak için sırada bekleyen başkaları var. Herhangi bir dogmanın destekçisi olmak için burada değilsiniz. Sosyal meseleler üzerine kafa yormak için de burada değilsiniz. Bu nedenlerin hiçbiri yüzünden burada değilsiniz. Bu sözleri benden daha önce de duyduğunuzu biliyorum ama yine de birçoğunuz gerisin geriye gitmeye devam ediyor, bunun için çabalıyor. Bunun hâlâ önemli olduğu hissini taşıyorsunuz.

Şu anda yapabileceğiniz en önemli şey, burada, gezegende olmak ve ışığınızı parlatmaktır. Bu kadar. Şimdi, bunu yaptığınızda, geri kalan her şey kişisel olarak size hizmet eder. O doğal korumaya sahip olursunuz. Bolluk hayatınıza oluk gibi akar. Artık tüm akış size hizmet eder. Işık bedene sahip olmak için çabalamak zorunda olmazsınız. O kendiliğinden olur. Herhangi bir durum üzerinde çalışmak zorunda kalmazsınız. İşler kendiliğinden yoluna girer. Hayat oldukça kolaylaşır. Tabi o zaman da, "Hah, şimdi gidip vaaz vermeli, diğerlerini de değiştirmeye başlamalıyım" diye düşünmek gibi bir eğilim ortaya çıkar. Hayır. Tıpkı JR gibi, o parkta oturun. Dünyanın şu anda ihtiyacı olan şey, sadece ışıklarını parlatarak bilince ilham verenlerdir.

Bunlar gayet basit şeyler, çünkü şimdilik gezegen büyük, çok büyük bir değişimin eşiğinde. İlerideki bir gelecekten söz etmiyorum. Şu anda ortasında olduğumuz şeyden bahsediyorum. Dünya, daha önce talep edilen-istenilen pek çok değişikliğin içinden geçiyor. Onlar gezegen üzerinde uygulanan-dayatılan değişiklikler değil. Onlar birileri tarafından daha önce istenilmişti. Ve insanlar için, insanlık için, buradaki en önemli şeylerden biri, daha önce farkında olmadıkları potansiyelleri görme, dualitenin ötesini görme, eski savaşların ve çatışmaların ötesini görme, atalardan getirdiklerinin ötesini görme, eski geleneklerin ötesini geçme ve şu anda bu gezegende var olan ‘azla yetinme’ bilincinin ötesine geçebilme kapasitesidir.

İnsanların bunu, benim karanlık enerji dediğim şeyi ve daha önce göremedikleri potansiyelleri görmeleri gerekiyor. Ve bu durumda seçmek onlara kalıyor, ne yapmak istediklerine karar vermek onlara kalıyor. Ancak karanlıkta olduklarında, başka bir deyişle, gördükleri  potansiyeller; atalarından kendilerine aktarılanlar ve bu yaşamda kendilerini içine hapsettikleri kutunun potansiyelleri kadardır. Böyle olunca her şey, bir şey gelipte onu havaya uçurana kadar aynı, aynı ve aynı olmaya devam edecektir.

Ama eğer ışık bu karanlık enerjinin içinde yanarsa, potansiyelleri aydınlatırsa, insanlar o zaman görebilir ve "Belki daha iyi bir yol vardır" diyebilirler. Ve onu deneyimlemekten, deneyime dönüştürmekten korksalar da, en azından orada olduğunu bilirler. “Küresel açlık gibi olguları aşmanın bir yolu var” diyebilirler. Şu anda Gaia'nın yükselişiyle ve gezegenin sorumluluğunu alarak çalışmanın bir yolu var. Şu anda çevrecilik ve küresel ısınma, küresel soğuma, küresel iklim değişikliği hakkında çok fazla kuru gürültü ve çok fazla söylenti var, ancak onlar gerçek potansiyelleri görmüyorlar. Ve o zaman da önemsiz ayrıntılarda kayboluyorlar. Daha ciddi detaylara daldıklarında da o zaman da tüm enerjilerini rüzgâr enerjisi veya güneş enerjisi gibi şeylere harcıyorlar, ki bunda bir sorun yok, ancak bunlar da çok sınırlı.

Dünyanın ve insanlığın şu anda görmesi gereken şey, bir enerji anlayışına sahip olmak; çünkü “Bu kahrolası da ne böyle?” ya da "Birkaç tane daha yel değirmeni yapalım" gibi anlayışların çok yakında modası geçecek çünkü enerjinin ne olduğu ve yaptığımız işte bizim için çalışmasını nasıl sağlayacağımız konusunda çok daha büyük bir anlayış olacak.

Onun için buradasınız, onun bir politikacı olduğunu saymazsak, tıpkı JR gibi. Siz de bir metafizikçisiniz. O ışığı yakmak için buradasınız ve bu, parkta, bir sandalyede, küvetinizde, nerede olursanız olun – araba koltuğunuzda oturmak kadar basit. Nerede olduğunuzun önemi yok. Bu, ışığınızın hemen şimdi parlamasına izin vermeniz demektir.

Birazdan bunun hakkında konuşacağız, ancak hayatınızdaki sizin endişelendiren şeylerin çoğu, süregelen işlerin çoğu ve sorunlar, insanlar ve çok daha fazlası hayatınızdan çıkıyor. Belki yeterince hızlı değil, ama gidiyorlar işte. Artık hayatta kalmak için, zar zor geçinmek için çalışmak zorunda kalmayacaksınız. İstemediğiniz sürece bunu yapmak zorunda olmayacaksınız. Zaten çoğunuzun bundan bıktığını hissediyorum. Bunu aşmak istiyorsunuz ve bu aslında oldukça basit. Her şey izin vermekle ilgili. Bu kadar. İzin vermek. Doğal evrimleşme budur. O, izin vermekle ilgilidir.

Ama şüpheye düştüğünüzde ve endişe duyduğunuzda, eski çatışmalara kendinizi kaptırırsınız ve kendinizi gerçekte kim olduğunuzu sorgulamaya kaptırırsanız, o zaman izin vermiyorsunuz demektir. İzin vermek için o kolay adımı atarsanız, ardından sahip olduğunuz doğal korumayla ne olduğunu görürsünüz.

Merhaba, sevgili tatlı Eesa'lı Linda. Bugün nasılsın?

LINDA: (biraz duraklar) Güzel.

ADAMUS: Ben alacağım – bir ısırık ister misin?

LINDA: Hayır, teşekkürler. İyi. Gayet iyiyim

ADAMUS: Mm. Bilirsin, Keahak Evi'nde olmak ve sonra burada olmak için koşturmak zorunda olmak – mm! – iştah açar.

LINDA: Âlemsin.

ADAMUS: Bu çok lezzetli. Mm. Ben yemek yerken bu Şaud'u bir süreliğine durdurabilir miyiz?

LINDA: Çiçeksiz olan çikolatalı kek  harika.

ADAMUS: 'Çiçekli' olup olmamasının bir önemi yok, bu inanılmaz. Mm. Ve Cauldre bana aynı anda konuşmak ve yemek yemenin çok kibarca olmadığını söylüyor, ama ben ne istersem onu ​​yapabilirim. Biraz ister misin? Bu çok lezzetli. Mm.

LINDA: Sen devam et.

ADAMUS: Ve yanında kahve?

LINDA: Sen devam edebilirsin. Ancak, zavallı Geoff, bunu daha sonra izlemek zorunda kalacak.

ADAMUS: Eh! O başka bir yerde. Yani (Adamus kıkırdar), 2022 –ah!– Şambra için (Adamus iç çeker), bilirsiniz, izin vermekten çok bahsettim. Bunu fark ettin mi? Yani, sen hiç ….?

LINDA: Evet. Evet.

ADAMUS: Evet?

LINDA: Evet.

ADAMUS: Son üç yılda "izin vermek" kelimesini kaç kez kullandığımı görmek için bir sözcük taraması yaptınız mı?

LINDA: Yapmadık, bu Jean ile benim aramda, ve bir şekilde halledebileceğimize eminim.

ADAMUS: Muhtemelen bunu yapabilirsiniz.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Çok iyi olur. Çok anlamlı olur.

LINDA: Tabii.

ADAMUS: Artık izin vermek hakkında fazla konuşmayı bırakacağım.

LINDA: Neden?! (kıkırdarlar ve Adamus öksürmeye başlar) Affedersiniz...

ADAMUS: Zavallı Cauldre boğuluyorsun (Linda güler). Niye ya? İzin vermek hakkında daha fazla şey mi duymak istiyorsun?

LINDA: Evet! O, harika. İşe yarıyor.

ADAMUS: Hiç sıkılmadın mı?

LINDA: Hayır.

ADAMUS: Ah, biliyorum.

LINDA: Hayır.

ADAMUS: Biliyorsun, bu çok basit bir şey ve yine de Şambra bununla zor anlar yaşıyor. Biraz daha alacağım.

LINDA: Bu yüzden onun hakkında konuşman uygundur.

ADAMUS: Sen konuş biraz da, ben yiyebileyim.

LINDA: İşte bu yüzden senin onun hakkında konuşman iyi olur, çünkü huzura ihtiyacım olduğunda, içimde o izin vermeye ait yeri buluyorum.

ADAMUS: Evet.

LINDA: Ve özellikle de tüm bu çılgın şeyler olurken.

ADAMUS: Şu krema sosundan biraz daha alabilir miyim? Bu çok, çok iyi. Biraz daha, Kerri. Sadece, anlıyorsun, benim için. Teşekkürler.

KERRI: Elbette.

ADAMUS: Teşekkürler. Joe geldi mi? Hayır henüz değil.

KERRI: Joe kim?

ADAMUS: Biden.

KERRI: Ah, hayır! Numara!

ADAMUS: JR.

KERRI: Bebeğin babasından bahsettiğini sanıyordum. Hayır.

ADAMUS: Yani – ehh– yani, her neyse, hayır, şimdi izin vermekten vazgeçeceğim.

LINDA: Ah.

ADAMUS: Ben gidip, bıktırana kadar uğraşacağım başka bir şey bulayım (kıkırdarlar).

 

Ve .…

Şimdi 2022'ye gelelim, bugünden başlayarak, başlangıcı bugünden alarak, O, Ve .... ile ilgili olacak. Ve …. – ve ondan sonra dört nokta var. Bu elipsler. Ve ….

Şimdi, bir süre önce bu gezegende Şambra ve diğerleri tarafından hatırlanmak istediğimi söyledim –ki iki şeyle hatırlanmak istiyorum: İzin Vermek ve Ve. İzin vermekten çok bahsettim ama şimdi Ve…. Zamanı.

Çok büyük bir anlama sahip. Bu Ve, nokta–nokta–nokta–nokta. Muhtemelen hatırlamadığınız son seansımızda, düşünce ve bilinç arasındaki farktan bahsettiğimi hatırlayın. Düşünce Ve gibidir, sonrası bir nokta. Bilinç ise, Ve nokta–nokta–nokta–nokta gibidir. Devam eder. Sürüp gider. Bu bilinçtir. Yani Ve nokta–nokta–nokta–noktaya giriyoruz.

Ve …. ve bu biraz heyecan verici. Teşekkürler Kerry. Çok teşekkür ederim.

KERRI: Elbette.

ADAMUS: Evet. İyi. Temiz bir çatal alabilir miyim lütfen? Almak istemiyorum....

KERRI: Sahip olduğum tek çatal bu. Bu yüzden yıkayıp geri getireceğim.

ADAMUS: Hayır, onu alacağım.

KERRI: Sana plastik veremem.

ADAMUS: Şaka yapıyorum. Gerekirse ellerimle yerim. Cauldre'nin mikropları.

Böylece, Ve....'ye giriyoruz, şimdi. Yaklaşan ProGnost'ta bunun hakkında çok konuşacağız. Ve Üstadın Yaşamı 15’te, Ve.... hakkında çok şey olacak.

Burada, Şambra olarak, bir Üstat olarak, gerçekliğin tek doğasının, tekil doğasının ötesine, Ve'ye gideceğiniz konusunda kafanız karışmış durumda. Bu, her iki dünyada da yürüyeceğiniz anlamına gelir. Yani, nehrin iki yakasında olacaksınız. Aynı anda her iki tarafta da olabilirsiniz. Bir anda bir tarafta, diğer anda diğer tarafta olabilirsiniz, öyle ki biz Ve ….’ye gidiyoruz.

ProGnost 2022'de sizler için yeni fizik olan, metafizikten çokça bahsedeceğim. Bunun anlamı, yerçekimi ve hava, kalp atışınız ve diğer her şeyle hâlâ insan realitesinde olacaksınız. Şimdi burada, tam burada, bu gezegende kalırken Ve….'ye, metafiziğe, fiziğin ötesine gidiyoruz. Bu daha önce bir grup tarafından yapılmamıştı. Bu bazen zihin için çok zorlayıcıdır. Ama sizin gerçek doğanız, ruhunuz için hiç de zorlayıcı değildir. Bu doğaldır.

Ve….'ye giriyoruz, burada, gezegende kalarak ve diğerleriyle aynı realitede ya da onların illüzyonlarında kalarak ve aynı zamanda bir Üstat olarak. Ve....'ye giriyoruz, enerjinin gerçekten size hizmet ettiğini anlayacağınız yere. Ve teorinin ötesine geçiyoruz. Teori, bazı şeyleri kolaylaştırmada bir yere kadar mükemmel sayılır – teori ve tartışma – ama biz onun gerçekten deneyimlenmesine giriş yapacağız.

Örneğin, biz daha çok teori üzerinde konuşabilirdik, mesela, doğal koruma hakkında. Gerçi bunu biraz yaptık, fakat bu asla onu deneyimlemenin yerini tutamaz. Bildiğin gibi sevgili Linda, evin üzerine düşen ağaçtan son çıkan yangınlara kadar, artık deneyimin içindesiniz ve bu tamamen bambaşka bir şey. Çok daha derin ve anlamlı. Bu bazen ürkütücü olabilir ve dolayısıyla teori aşamasında kalma isteği belirginleşir, o zaman da deneyimin içine girmek için kendine bir zaman tanımak gerekir.

Bütün gün bu lezzetli kek ve üzerindeki krema sosu hakkında konuşabiliriz, ama onu gerçekten deneyimleyene kadar, bu anlamsız (bir ısırık daha alır) kalır. Mm. Dolayısıyla bu, Ve....'ye giriş Şambra için büyük bir dönüm noktasıdır.

Şimdi, hâlâ gerçekleştiriminizi tamamlamadığınıza inanmak istiyorsanız, her şeyden önce, yazıklar olsun size. İkincisi, ne aptallık. Üçüncüsü, artık bunları aşın (Linda kıkırdar). Ne? Ben sadece net olmaya çalışıyorum. Demek istediğim…

LINDA: Evet, öylesin! (Linda kıkırdamaya devam eder)

ADAMUS: Şey, mesele şu. Sen çoktan gerçekleştirimini yaptın. Ama daha fark edemedin ya da öyle değilmiş gibi davranmak istedin. Gerçekleştirimini tamamladın ve bu, bu hiç de numara yaptığın anlamına gelmiyor; bu, doğal haline geri döndüğün anlamına geliyor. Bu yapmak için buraya gelmeyi seçtiğin şey.

Gerçekleştirimini tamamlamak gerçekten sadece kendini ve Tüm Olan’ı kabul etmekle ilgilidir. Hepsi bu kadar; sadece insan olduğun için, sadece normal bir insan olduğun için illüzyonun içinde saklanmaktan vazgeç. Demek istediğim şey, sen hem bir insansın ve hem de gerçekleştirimini yapmış olansın.

Bütün bu Gerçekleştirim oyunu, aydınlanma ve diğer her şey bir süreliğine iyidir, ama öyle bir nokta gelir ki, onları öylece bırakırsınız ve tamamlandığınızı fark edersiniz. Bu abartılacak bir şey değil. Onu onaylatmak için kimseye ihtiyacınız yok. Oraya ulaşmak için çok fazla çember çevirme oyunu oynamaya, seremonilerden geçmeye ihtiyacınız yok. Sadece, "Ben Gerçekleştim." demeniz yeterli. Yani, bu kadar basit. Ve sonra zaten bütün zamanlarda tamamlanmış olduğunuzu fark ediyorsunuz ve o zaman harika bir komedi şov ortaya çıkıyor, çünkü dönüp hayatınıza, oynadığınız oyunlara, o oyunları oynarken çok eğlendiğiniz için tamamlanmamış taklidi yaptığınız zamanlara bakıyorsunuz. Ama şimdi tamamlandınız.

Sıklıkla diyorsunuz ki, “Pekâlâ, eğer ben gerçekleştirimimi tamamladıysam, o zaman neden her şey mükemmel bir şekilde tezahür etmiyor? Ve neden tamamen sağlıklı ve sınırsız servet sahibi değilim?”. Pekâlâ, çünkü her şeyden önce, içinde olmadığınız oyunu oynuyordunuz, bu yüzden olup biteni yakalamanız biraz zaman alıyor. İkincisi, konu bu değil. Bir anda elinizi sallayıp etrafınıza peri tozu yağdırmakla da ilgili değil. Bununla da hiçbir ilgisi yok. Bu makyo’dur. Bu dikkat dağıtıcıdır.

Gerçekleşmek basitçe şu anlama gelir, “Ben O Ben'im.Olduğum her şeyi kabul ediyorum ve gerçekleşmediğimi düşündüğümde olduğumu düşündüğümden çok daha fazlası olduğumu kabul ediyorum.Geçmişimde hatırladığımdan çok daha fazlası olduğunu kabul ediyorum. Var olduğuna inanmayı seçtiğimden çok daha fazla potansiyel var. Benimle ilgili gizlediğim daha çok şey var. " demektir. Belki utançtan, belki bu büyük bir oyun olduğu için, ama aniden fark ettiniz ki, "Ben gerçekleştirimimi tamamladım" evet aşağı yukarı böyle bu. “Gidip dişlerimi fırçalayacağım” demekten çok da farklı değil. Sadece, "Aydınlandım." Bu kadar. Devam edelim. Yapacak çok fazla bankta oturma işimiz var. Bu gezegen inanılmaz değişikliklerden geçiyor. Kabul etmeliyim ki, benim veya diğer Yükselmiş Üstatların düşündüğünden bile daha hızlı.

LINDA: Hımm.

ADAMUS: Gezegenin tümüyle dönüşümü için öyle bir arzu var ki, öyle bir değişim arzusu ki bu ve asla küçük bir değişiklik için değil. Birkaç milyon insanın geceleri karnını doyurması gibi bir değişiklikten değil, gezegendeki büyük değişimden, gezegenin doğasında meydana gelecek tümüyle farklı bir sistemden söz ediyorum. Gelmekte olan yepyeni bir insan türünden, şimdi sizin finans, para, ekonomi diye adlandırdığınız şeylerin tümüyle yepyeni bir biçiminin ortaya çıkmasından söz ediyorum. Sadece birkaç ağaç veya birkaç yunusun daha kurtarılması değil, ki bunlar da gayet güzel, ama değişim çok daha büyük, adeta destansı. Değişim fiziksel olayları da içeriyor ve çok yakında onlara dair konuşuyor olacağız, fiziksel olaylar ve onları destekleyen teknoloji hakkında, gezegendeki fiziksel olaylara yeni bir üst seviye getiren değişimin rüzgârı teknoloji hakkında.

Diğerlerinden çok daha erken bunları algılayacak olanlar var. Tabi, tüm gezegenin şıp diye bu değişen realitenin felsefesini anlamasından bahsetmiyorum. Ancak sizler gibi olanlar da yeterli sayıdalar ve diğerleri de peşinizden gelecek (Linda gizlice bir ısırık alır). Bunu gördüm (Linda kıkırdar). Diğerleri sizi takip edecek. Ama bunun şok etkilerini, sizlerin olduğu gibi, fark edecek yeterince insan var… bu nefis. Aynı anda hem konuşmaya hem de yemek yemeye çalışmak çok zor. Mm. Mm. Mm.

LINDA: İkimiz için de yeterince şey yapıyorsun.

ADAMUS: Ben (Linda hafifçe kıkırdar). Mm –ahem– bıyığım burada (peçete kullanır). Kasti dikkat dağıtıcı, sevgili Şambra…

LINDA: Tşşşhh!

ADAMUS: … çünkü bu çok ağırlaşıyor ya da çok “meta” –ötesi–  oluyor. Anladığım kadarıyla artık "meta" sözcüğü aşırı kullanılıyor, yani olan budur. Bilirsiniz işte, sen öne geçersin ve herkes takip eder. Ama gezegene yeni bir fizik geliyor. Bu değişimin rüzgârları teknolojiden geliyor ama asıl değişim gerçekliğin fiziğinde.

Zaman zaman bunun bir kısmı hakkında konuştuk – anlayın işte, “zaman zaman” – çünkü buradaki şeylerden biri de zaman yanılsamasıdır. Siz istemediğiniz sürece zaman yoktur ve ancak o zaman var olur. Alan yoktur. Siz istemediğiniz sürece, belirli bir tür deneyimden geçmek için geçmiş veya gelecek de yoktur. O zaman sorun yok. Ama artık bu deneyimden sıkılıyorsunuz ve değişim zamanının geldiğinin farkındasınız.

Fiziksel koşullar ve realitenizin pek çok boyutu olduğunu anlamak, ancak bir boyutta işlev görürken diğer boyutlara doğru yükseldikçe, içinde bulunduğunuz tek boyutun ötesindeki müthiş özgürlük hissini fark edersiniz. Ve sonra diğer boyutlardaki muhteşem potansiyellerin de farkına varırsınız.

Yani, biz Ve...’ye –the And….– gidiyoruz, her iki dünyada da yol alarak. Bunu duymuştunuz. Buna dair okumuştunuz. Evet bununla ilgili teorileri okudunuz, ancak çok azınız bunu gerçekten deneyimledi. Kulağa harika geliyor. Heyecanlı değil misin, Linda?

LINDA: Kullanacağım kelime bu değil.

ADAMUS: (kıkırdar) Ve lütfen anlayın, zamanda yolculuk gibi eften püften şeylerden bahsetmiyoruz. Zamanda yolculuk diye bir şey yoktur. Zamanda yolculuk yapamazsınız.

LINDA: Bununla ilgili bir çalıştay yapıyorsun.

ADAMUS: Biliyorum (Linda yüksek sesle güler). O bende. Adamus ile zamanda yolculuk. Zaman yolculuğu diye bir şey yoktur (Linda gülmeye devam eder). Ve biliyorsun, günün geri kalanında yapacaklarımız gerçek bir sürpriz ve mucize olacak (Linda hâlâ kıkırdar), çünkü gerçekte zamanın olmadığını idrak etmeye başlıyorsunuz. Zamanda yolculuk yapmıyorsunuz. Sadece deneyimlemek için kendinize izin veriyorsunuz.

LINDA: Bu kahvede ne var?

KERRI: O ben değilim! (Linda ve Kerri kıkırdar)

ADAMUS: Siz zamanda yolculuk yapmıyorsunuz, çünkü öyle bir şey mevcut değil. Gerçek şu ki, geçmişte olduğu söylenen şeyleri deneyimliyor olabilirsiniz –ki bunlar gerçekten geçmişte değil, şu anda– tam şu anda. Ya da gerçekte var olmayan ve onu şimdide deneyimlediğiniz gelecek. Başka bir deyişle, siz zamanı ya da zaman yanılsamasını sona erdirebilir ve pattadak istediğiniz yere kolaylıkla seyahat edebilirsiniz.

LINDA: Ahh.

ADAMUS: Küçük bir tekno–makineye atlayıp, örneğin 523 yılına ya da geleceğe sıçrayamazsınız. Bu biraz da sınırlı insan bilincidir.

LINDA: Hm.

ADAMUS: Bir dereceye kadar eğlenceli. Ama görüyorsunuz, bunu kimse yapamadı, çünkü zamanda yolculuk yapamazsınız. Ve….'de çok sayıda gerçekliği deneyimleyebilirsiniz ve bu – şimdi, biraz fiyat yükseltmem gerekiyor.

LINDA: Şimdi heyecanlıyım.

ADAMUS: Fiyatı artırmak zorundayım, çünkü yapacağımız şeylerin çoğundan fedakârlık ettik.

LINDA: (kıkırdar) Şimdi heyecanlıyım!

ADAMUS: Öyleyse, sevgili Şambra, Ve….'ye gireceğiz, gezegenin yeni fiziksel koşullarına ve onun deneyimlenmesine –sadece teorisine değil, onun nasıl bir şey olduğunu deneyimlemeye– ve bu her zaman kolay olmayacak. Güzel olacak. (Adamus iç çeker) Bu çok “ötesi” olacak, sanırım burada kullanacağınız kelime bu ve bu yüzden… pfft! Pekâlâ, duyguyu anladınız. "Nasıl bu kadar uzun süre o eski lineer realitede sıkışıp kalmış olabilirim?" gibi. Şimdi Ve.…'desiniz

Ancak bir dereceye kadar, büyük ölçüde, insanlar hâlâ çok sıkıntı çekiyor, çünkü muazzam oryantasyon bozukluğu var. Enerjiyi çapalama noktalarınız tek bir realite boyutunda olduğunda ve bir süre sonra buna alıştığınızda, aniden o realite çapalarını salıvermeniz halinde, ki siz şimdi diğer realitelere de, onları bedenlemiş olsanız da olmasanız da, geçiş durumundasınız, bu da bedeninizi ve zihninizi karman çorman bir hale sokacak.. Ve karışıklığı sevmediğinizi biliyorum. Linda'nın hemen her gün şöyle dediğini duyuyorum, siz de bilirsiniz, "Her şey çok çılgın. Herşey karmakarışık." Eveet, öyle, ancak bu sadece başlangıç.

Bununla nasıl başa çıkılacağı hakkında konuşacağız. Bu "başa çıkmak" sözcüğünü sevmiyorum. Bunu kayıttan çıkar. Nasıl adapte olacağımızı ve ona nasıl uyum sağlayacağımızı öğreneceğiz. Nasıl yapacağımızı öğreneceğiz – oryantasyon bozukluğu olacak, belirli bir derecede fiziksel rahatsızlık olacak –bunun ötesine geçmeyi öğreneceğiz. Bizim uzun zamandır yaptığımız gibi, zihnin ötesine geçerek, saf bilişte olmayı öğreneceksiniz, sadece bileceksiniz.

Yani, Ve….’ye geçişi dört gözle beklemek için elimizde bunlar var, tam şimdi 2022'den başlayarak, tam da buradan başlayarak –affedersiniz ben… mm (bir ısırık daha alıyorum).

LINDA: Tatlın nasıl?

ADAMUS: Bu benim akşam yemeğim. Bu benim tatlım değil (Linda kıkırdar). Tatlıda ne olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum (Linda kıkırdamaya devam ediyor). Peki.

O halde derin bir nefes alalım. Ve ….

Bunu küçük sihirli tahtanıza yazar mısınız? – Ve nokta–nokta–nokta–nokta – yeni fiziksel koşullara girerken. ProGnost'ta da bunun hakkında derinlemesine konuşacağım, amma velakin hayat sizin için bundan ibaret olacak. Bu eskimiş zırvalıklar için endişelenmeyi bırakın. Ben sadece –bunun hakkında birazdan konuşacağım– ama bunları kafayı takmayı bırakın ve şimdi burada olduğumuza göre hadi devam edelim –bir bankta oturun ve hayatı yepyeni şekliyle deneyimleyin, diğer realitelere de, bu yoldan peşiniz sıra –hatta daha fazlasını da seçerek,–  gelecek olan diğerler insanlara da kendinizi açın. Buraya gelme nedeniniz budur. Buraya sorunları çözmek veya gezegeni değiştirmek için gelmediniz. Buraya bunun için geldiniz.

JR'a –Joe Biden– iletmeye çalıştığım şey bu  “Politikacı olmaya çalışmayı bırak. Gezegeni kurtarmaya çalışmayı bırak. Sadece Amerikalıların ve her yerdeki insanların bilincine ilham ol. Yapabileceğin en mükemmel şey bu."

Dinleyecek mi? Göreceğiz bakalım. Burada bazı bahislere tutuşulduğunu duyuyorum. Asla bilemezsiniz. Asla bilemezsiniz. Belki burayı ziyaret etmek, belki de Kırmızı Çember Bağlantı Merkezine bu kadar yaklaşmak, bilinçte ciddi bir değişime neden olabilir. Kim bilir? Yakında öğreneceğiz. Güzel. Ve…. Ah, çok güzel el yazısı. Güzel.

Her şey bundan ibaret. Şimdi ilerleyelim, yine de arada bir izin vermekten bahsedeceğim, ama şimdi Ve….’deyiz.

 

FM'den rapor

Ve ayrıca bugünün programında, burada birkaç misafirim var, bugün bizimle birlikte epeyce misafir var. Her şeyden önce, eskiden John Kuderka olarak bilinen ama artık böyle anılmak istemeyen FM'imiz var. Yani sadece FM. O, FM frekansında çalışıyor, son birkaç aydır deneme yayını yapıyordu, şimdiyse ondan bir rapor alma zamanı.

Şimdi, FM kimse tarafından kanallık edilmek istemiyor. Bununla özellikle ilgilenmiyor. Bu yüzden ben raporlama yapacağım.

FM, sevimli, sevgi dolu ve çok değerli Leslie'nin, özellikle bugün burada bizimle olmasını istedi. Leslie'nin bir fotoğrafını çekebilseydik, herkes onun burada, Crimson Circle Bağlantı Merkezinde bizimle oturduğunu anlardı. O, bu enerjide olmayı istedi ve işte şimdi burada. Ve bu, bugün Cauldre duştayken konuyu bana ve Cauldre'ye getiren John Kuderka'nın çok özel ricası üzerine oldu. Olayların gerçekleştiği yer burasıdır. Biliyorsunuz, işte Ve…. Ve burada olmana sevindim Leslie ve John şu anda gerçekten ağlıyor. Kelimenin tam anlamıyla. Şimdi, Cauldre'u da ağlatacaksın. Ben asla ağlamam. Ağlayan, her zaman Cauldre'dir. Her zaman odur.

Yani, biz bunu yaşamak zorunda kaldık ve, oh, FM ekibinin bir parçası olan ve bu bağlantıda birlikte çalışan, son on yıl civarında diğer tarafa geçiş yapan birçok Şambramız oldu. Bu yüzden şimdi konuşacağımız şey bu. FM bulgularını rapor edeceğim.

Yani, tekraren, buradaki yapıda –FM, vaktiyle John Kuderka’ydı, bir zamanlar burada mühendisti, stüdyo yöneticisi ve stüdyoda teknik serviste mühendisti, o burada Dünya'dayken Şambra için çok şey yaptı ve gerçek işini yapabilmek için diğer tarafa geçiş yaptı. 

Bu nedenle, FM ayrılırken, Şambra'yı hediyelendirmenin, Şambra'ya bir şeyler bırakmanın bir yolunu bulmak istedi ve fark etti ki en zorlandığı, en büyük zorluk yaşadığı hususlardan birisi sadece insan benliğini değil, Üstadı ve ruhsal benliğini de hissetmek, duymak ve deneyimlemekti. Bunun üzerinde çok ama çok çalıştı, ama bir mühendis olarak, ve çok fazla düşündü. Ve ölümünden önce bile kendi kendine bunun bu hayatta kaçırdığı bir şey, olduramadığı bir şey olduğunu düşündü. Ama sonra anladı ki aslında olmuştu, yalnızca o, bunun farkına varamamıştı.

Şambra'ya insan ve ilahi olan arasındaki bağın her zaman orada olduğunu hatırlatmanın bir yolunu bulmaya karar verdi. Diyelim ki, uzun zaman üstü örtülerek gizli tutulmuş olsa da, o, her zaman oradaydı. Başka bir yerde değil. Yıldızlarda değil. Ezoterik materyalleri inceleyerek öğreneceğiniz bir şey değildi bu. Bu, başka birinin size verebileceği bir şey de değil ve bir sıçramayla dünya çeperinde açılan portallerden ele geçirebileceğiniz bir şey de değil. O, her zaman, daimi olarak orada. Ancak süptil ve gerçek insan doğasıyla bitişik olması dolayısıyla, çoğu zaman farkındalığın dışında kalır, kullanılmaz, bağlantıda olunmaz.

Bu yüzden FM dedi ki, "Şambra'ya ruhlarını, Üstat varlıklarını duyabileceklerini, iletişim kurabileceklerini ve bağlantı sağlayabileceklerini hatırlamaları için yardımcı olacak bir şey yaratmak istiyorum." Bunun gerçekleşmesinin önüne geçecek engeller yok, bir limit yok. Sadece izin vermeniz gerekir. Ancak bu kadar kapalıyken ve – FM bunu kendisinden biliyordu– çok ama çok zihinselken, nasıl izin verebilirsiniz?

Bu yüzden, geçiş yapmış diğer Şambralar üzerinde deneme, inceleme, çalışmalar yapmaya başladı ve biz burada listeyi göstereceğiz. Herkese –ama onların hepsini değil–  Kırmızı Çember web sitesindeki “In Memoriam” (Aziz Hatıralarına) sayfasında bulunanların tümüne göstereceğiz. Ancak, buna ilaveten daha pek çok şey var.

FM onları topladı ve dedi ki, "Burada yapabileceğimiz şey, Şambra'ya sunabileceğimiz hizmet, içsel iletişimin, insan ve ilahi olan arasındaki bağlantının tam orada olduğunu hatırlatmaktır. Bu kazanç sağlayacağınız bir şey değildir. Bu, satın alabileceğiniz bir şey değildir. Bu onun yüzünden mağdur olacağınız bir şey de değildir. O tam orada durmaktadır; sadece bir alıp kabul etme meselesi olarak ."

Bu yüzden onları, burada gördüklerinizi ve diğerlerini topladı ve “Hadi üzerinde çalışmaya başlayalım” dedi. Toplandılar, kendi deneyimlerinden bahsettiler. Bazıları bu bağlantının zaman zaman orada olduğunu fark etmişti, ama hiç kalıcı bir şey gibi görünmemişti. Görünüp, kayboluyor gibi gelmişti. Birçoğu, çoğunlukla bedenden ve zihinden özgürleşmiş olarak diğer tarafa geçene kadar bunu asla deneyimlemediklerini ve birçoğu da bir tür “kafayı toslama” olan gerçekleştirime kadar bunu asla deneyimlemediklerini söyledi – "Oysa o her zaman oradaydı." O kadar yakındı ki gözden kaçırdılar. Tam da ayaklarının dibindeydi.

Yani soru şuydu, "Şambra'nın onun tam orada olduğunu fark etmesini nasıl sağlarız?" FM ve diğerleri, Şambra FM Radyo olarak adlandırılan bu şey üzerinde çalıştılar, kullanılır hale getirdiler, ayarladılar, bu kendi bilişlerinin kendi içlerinden ışıldayacağına dair bir ışık, bir farkındalıktı; grup olarak toplandılar ve farkındalıklarını birleştirdiler ki o ışık her zaman oradaydı ve onlar sadece gözden kaçırmıştılar ve denebilir ki, onu yaymaya, yayınlamaya başladılar.

[Bununla ilgili daha fazla bilgi Time of the Merlin (Merlin Zamanı’nda) paylaşılmıştı]

Bu geçen yılın Eylül ayının ortasında başladı ve 21 Aralık 2021'e kadar sürdü. Onlar, ışıklarını yaydılar. Onlar diğer taraftaki diğer realitelerdeki sıraya oturup oturma sanatını gerçekleştirdiler, ışıklarını yaydılar ve daima çalışmalarını birlikte yürütüp, birçok Yükselmiş Üstat’la da çalışmak suretiyle “Neler oluyor? Bu nasıl alıp kabul edilebilir? Bunu nasıl geliştirebiliriz? Bir sonraki adıma nasıl geçeceğiz?” sorularına dair bilgi topladılar.

Şimdi burada şöyle bir durumla karşı karşıyayız Dünya üzerinde birçok Şambra, on binlerce Şambra mevcut, ancak birçoğu, her şeyden önce, kendilerinin gerçekleştirimini yaptıklarına dair kabule geçemiyor. Hâlihazırda bunu yapabilen binlercesi varsa da, çoğu hâlâ kabule izin veremiyor. Şimşekler çakmasını ya da buna benzer bir şeylerin olmasını bekliyorlar. Hayır, biliyorsunuz sadece, "Ah, evet, aydınlandım" deyip, sonra gidip ayakkabılarınızı giyebilirsiniz. Demek istediğim, bu, bu kadar basit.

FM'ye göre durum analizi şudur –o, bu konuda mantıklı olmayı ister– durum analizi: on binlerce Şambra cevaplar arıyor, ancak genellikle kendilerinin dışına bakıyorlar. Onların yüzlerine karşı Gerçekleştirimlerini yaptıklarını söyleyecek olursanız, çekip giderler ve onu başka bir yerde bulmaya çalışırlar. İnsan ve ilahi olan arasındaki bu karşılıklı bağlantının her zaman orada olduğunu yüzlerine karşı söyleyebilirsiniz. Evet, doğru kabul ediyorum ki, bu uzun bir süre kasıtlı olarak saklandı, tıpkı bilgelikte olduğu gibi. Oysa o, her zaman oradaydı, ancak uzun bir süre gerçekten erişilebilir değildi, lakin şimdi aktif.

Durum analizi – Şambra'ya bu bağlantının orada olduğunu nasıl hatırlatırsınız? Yalnız bu, onlara bir bağlantı sunmak değildir. Bir bağlantıyı açan şifre veya özel anahtar gibi bir şeyi vermek de değildir. Bu sadece bir hatırlatmadır. Ancak onlar, keçi gibi inatçı oldukları, cevabı her zaman kendilerinin dışında aramaya meyilli oldukları ve sadece derin bir nefes alarak izin vermek yerine, şimşek çakımlarını görerek ikna olmayı bekleme eğiliminde oldukları sürece bu bağlantıyı tesis etmenin çok doğal ve basit olduğunu onlara nasıl anlatabilirsiniz?

Yani işler buraya kadar geldi. Eylül ayında yayına başladılar. Yayınlama derken, yaymayı kastediyorum, ancak FM ‘yayınlama’ sözcüğünü seviyor, bu yüzden bunu kullanacağız. Yayına başladılar ve 21 Aralık'a kadar aylarca devam etti. Şimdi, sıra veri analizine geldi.

LINDA: Hm.

ADAMUS: Benim sözlerim değil (Adamus kıkırdar), bu doğrudan FM'den geliyor. Veri analizi ve bir çok veriyi ve olguları, bilgiyi ve enerjiyi analiz ediyor; ve FM şu anda bana abarttığımı söylüyor, ki doğrudur, ama ben bunu yapabilirim. Cauldre'nin ona kanallık etmesini istemedi, bu yüzden söylemek istediklerimi söylemem gerek.

İşte şimdi olduğumuz yer burası. Biz –biz, FM ve onun ekibi– 22 Ocak 2022'de ProGnost gününde iletimimizi başka bir deyişle yayımımızı yeniden başlatacağız. Numeroloji özelliği dolayısıyla mı? Bu, gerçekten önemli değil. Hatırlayacağınız bir tarih. Çok, eğlenceli. 28 Ocak deseydik ne olurdu? Yani, abartılacak bir şey değil, ama ‘22 Ocak 2022’ diyorsunuz, ki bu ‘Ooh! Ah!’ demek gibidir, yani ProGnost'u ne zaman yapacağımızla ilintilidir. Peki o zaman bir “ooh! Ah!". Ve nihayet.

 

Tanrı Bağlantısının Engelleri

Yani, yayın bu noktada başlayacak. İşte yol boyunca öğrenilen şeylerden bazıları burada, o zaman, meydana gelecek ve uzun bir süre de burada kalacak bazı ayarlamalar hakkında konuşalım.

Birkaç gözlem ve Linda, bunların bir listesini yapar mısın lütfen.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: FM'den izlenimler.

 

~ 1. Gürültü

Bir numaralı ses, gürültü. FM, an itibariyle gezegendeki gürültü miktarı karşısında ambale olmuştu. Ve sadece kulaklarınızla duyduğunuz gürültüden bahsetmiyorum, radyo sinyali gürültüsünden de bahsediyorum. FM'nin elektronik, frekanslar, ses ve benzeri şeylerle ilgili bir eğitimi de vardı, bu yüzden çok ilgisini çekiyordu. Ne var ki şu anda gezegende olan gürültü miktarı karşısında şaşkına dönmüştü. Gezegendeki fiziksel gürültü, fiziksel olmayan –yani, duymadığınız– sadece enerjinin gürültüsü.

Öğreniminde yaklaşık 30 yıl geriye gitti.

LINDA: Vay canına.

ADAMUS: İzlemesi çok eğlenceliydi. Her gece Yükselmiş Üstatlar Kulübünde oturuyorum, brendi ya da şarap içiyorum ve o çalışıyor. Kısacası ilginçti.

LINDA: Belki o bundan hoşlanıyordu.

ADAMUS: Hoşlanırdı (Linda kıkırdar). Onu zor durumda bırakıyorum, çünkü yine Cauldre'nin kanallık yapmasını istemiyor. Cauldre'nin ona kanallık etmesine izin verseydi, benim hakkımda bazı şeyler söyleyebilirdi. Ama, hey, bu benim şovum.

Ya, işte gürültü. Şöyle 30 yıl kadar geriye gitti ve gezegendeki enerji gürültü seviyesinin 87 kat, tam 87 kat artmış olduğunu fark etti…

LINDA: Oof!

ADAMUS: … 30 yılda. Birçoğunun şu anda sahip olduğunuz tüm cihazlarla ve kişi başına sahip olduğunuz cihaz sayısıyla ilgisi var. Şu anda gezegende ortalama olarak bu sayı en az iki gibi, ancak artmaya devam ediyor. Bundan kaynaklanan çok fazla enerji gürültüsü var. Bu cihazların alma ve yayınlama yapan istasyonlara ihtiyacı vardır. Bu da gürültüye eklenir. Gezegendeki insan sayısı çok fazla. Bu da gürültüye ekleniyor. Üretilen ve bir ürüne yerleştirilen her bilgisayar çipi de bir gürültü yaratır.

Ve sonra gezegendeki artan duygulanım düzeylerinden gelen gürültü var. Artan dehşet, kafa karışıklığı, diğer her şey gezegendeki gürültü seviyesinde 87 kat artışa neden oldu.

LINDA: Vay canına.

ADAMUS: Anlıyor musunuz; 87 kat?

Bütün bu gürültünün ortasında kendinizi nasıl işitebiliyorsunuz? Ve o, bunun muhtemelen şu an süregelen bir numaralı engel olduğunu fark etti. Gözlerinizi kapattığınızda bile, hala gürültü var. Çevrede bu kadar gürültü varken Şambra'ya nasıl ulaşırsınız? Çünkü, diyelim ki, içerideki ilahi olanı duymak için içlerine dönüyorlar, ancak zihin, bilinçli veya bilinçsiz olarak, olup biten tüm bu gürültüyü hâlâ algılıyor. Yani, muhtemelen, bu olayda bir numaralı etmen gürültüdür.

 

~ 2.İşlemden Geçirmek

Bir sonraki fark ettiği şey, ki onu işlemde geçirmek olarak adlandıracağız. Ve yine, bunlar FM'den geliyor, benden değil, ama ona katılıyorum.

Şambra'nın hala muazzam miktarda şeyleri işlemden geçirdiğini –geçmişten, bugünden gelen duygusal sorunları işlemden geçirdiğini fark etti. Henüz gerçekleşmemiş şeyleri işlemden geçiriyorlar. Daha ortaya çıkmamış sorunları işlemden geçiriyorlar. Geleceği işlemden geçiriyorlar. Tüm bu işleme faaliyetleri, aşırı derecede dikkat dağıtırak, sizi içinizdeki gerçek ilahi sesi duymaktan alıkoyar.

Şimdi, naçizane görüşümü paylaşarak, işlemden geçirmenin genellikle zaman kaybı olduğunu söylemeliyim. İnsanlar işlemden geçirmeyi alışkanlık haline getirdiler –duygusal sorunları işlemek, danışmanlara gitmek– danışmanlara gitmek fena bir şey değilse de, işlemden geçirme bağımlılık yapabilir ve takıntı haline gelebilir. Aşırı yoğun ve sürekli hale gelen işlemler, kafanızın içinde dönüp durur ve öyle bir nokta gelir ki “Artık işlemden geçirme yok. Yeter. Bu çabayı daha fazla sürdürmeyeceğim” dersiniz. Çoğu zaman, bir danışmanlık hizmeti aldığınızda, danışman gerçekte orada, masrafları size ait olmak üzere kendi işlerini hallederler. Başka bir deyişle, onlara sorunlarını işlemden geçirmeleri için para ödemiş olursunuz. Fakat şimdi her ikisine de sahipsiniz –hem siz hem de danışman– yani hem işlemden geçirme hem de bu işlemden geçirme tuzağına yakalanma.

Hayatınızda olup bitenlerin farkında olmanın bir anlamı vardır; tecrübe edinmek, yani sadece onlardan kaçmak ya da onları gizlemek değil. İşte bir farkındalık noktası, deyin ki “Bu oldu”. O zaman işlemden geçirmek yerine, Ve….'ye gidersiniz. "Bu olay benim hayatımda oldu. Çok travmatikti ve onu kuşatan öyle çok şey vardı ki, şıp diye farkında olamadım ama artık olabilirim.” Yani yaşanan ve beyin ve onun elektronik devreleri tarafından geri çağrılan olay gerçekte olan şey değildir.  İşlemden geçirme aslında, zihindeki tüm o elektronik ve kimyasal aktiviteyi canlandırıyor, olayı doğruluyor ve aynı zamanda olayı sınırlandırıyor.

FM, Şambra'nın hâlâ yaptığı işlemden geçirme miktarına şaşırdı, gerçekten hayrete düştü. Bir gün Yükselmiş Üstatlar Kulübü'ndeki büyük koltuğuma doğru ilerledi ve abartısız notlarını, kitaplarını, araştırma verilerini fırlattı ve kısacası size seslenemeyeceği için bana yüksek sesle söylendi, "Adamus, sen Şambra ile çalışıyorsun. Onları sana emanet ettiler ve sen neden onları aşırı işlemden geçirme  için uyarmadın?”

Ben de dedim ki, "Pekâlâ, Tobias ile konuşmalısın. Bu gerçekte onun işiydi, benim değil.” (Adamus kıkırdar) Ve çok geçmeden, ondan bahsettiğimi anlayan Tobias çıkıp geldi ve bu konuya dair konuştuk ve bu çok hassas bir durumdu. Birisine acımasız olduğunu açıkça söylemeden, bunu aşması gerektiğini nasıl ifade edersiniz? Sorunlarını sürekli işlemden geçirmenin  aslında kendi içinde bir hayalet veya bir tür şeytan yarattığını birisine nasıl anlatırsınız? Onu hayatınıza getirdiğinizde, orada kalıcı olacağını ve yaşamınızda işlemden geçmeye devam edeceğini...

İşlemden geçirme bağımlılık yapar. Takıntı oluşturur ve onu aşmak zorlayıcı olabilir. Ama sonuçta, bu sizin seçiminizdir. Gerçekte, bunun üzerinde çalışamazsınız, çünkü o zaman, bildiğiniz gibi, iişlemden geçirmeye devam ediyor veya veçhelerle çalışıyor gibi olursunuz. İşe yaramaz. Güven vermiş olursunuz. Güçlendirmiş olursunuz. Yani gerçekten üzerinde çalışamazsınız, ancak seçebilirsiniz.

Artık işlemden geçirmemeyi seçebilirsiniz. Kendinizi bunu yaparken yakaladığınızda –duygusal işlemden geçirme, ‘zavallı ben’, zihninizde geriye dönüp, deneyimleri tekrar tekrar yaşama – sadece derin bir nefes alın ve onu Ve….’ye bırakın. Anladığınızı biliyorum, “Pekâlâ, bu oluyor, ama ben şimdi Ve…’ye gidiyorum. Bilgeliğime gidiyorum. Ben geleceğe gidiyorum”, ki bu gerçekten gelecekte değil – şu anda, çünkü zaman yolculuğu yok, ve o tam burada – ve siz, “Tümünü bilgeliğe getirdim ve benim artık işlemden geçirmeye devam etmeme gerek yok.” diyorsunuz.

Bilgeliğe izin vermek, herhangi bir deneyimi bilgeliğe getirmenin simyası, işlemden geçirmenin salıverilmesidir. O zaman, işlemden geçirmenin çok uzatılmış, eskimiş, enerji israfı olan birşey olduğunu kavrarsınız. Ve o, sizi gerçek özgürlüğünüzden alıkoydu.

Dolayısıyla, bunlar FM tarafından ortaya çıkarılan en önemli iki etmendir –gürültü ve işlemden geçirme– ki birçoğunuzun FM ekibinin size orada olduğunu hatırlattığı Parlak Işığın gerçekten farkında olmamasının da nedenidir. Tanrı bağlantısı zaten daima içinizde mevcuttu. Dışınızdaki bilinmeyen âlemlerin Tanrısı değil, içinizdeki Tanrı, içinizdeki tanrısallık.

 

~ 3. Şimşek Çakımı

Sonra birkaç sorunumuz daha oldu. Onların üzerinde çok fazla durmak istemiyorum. FM, Dünya ölçüsüyle karşılaştırıldığında yaklaşık 300 sayfa uzunluğunda olacağını belirttiği bir rapor hazırladı (Linda hafifçe kıkırdar), diğer sorunlardan biri de şimşek etkisiydi. Hani şu birçoğunuzun görmeyi umduğu –ve bunu sadece ‘şimşek’ olarak yazabilirsiniz. Pek çoğunuz bir şimşek çakımı bekliyordunuz. Düğmeyi çevirecektiniz ve bum! Böyle olmuyor işte, çünkü buna gerek yok. Çok süptil. Evet, çok fazla gürültü var ama çok süptil ve her zaman orada.

İnsan ve ilahi olan arasındaki bu içsel olarak sahip olduğunuz dâhili hattın farkı ise, o farkın her zaman orada olmasıdır. Oraya ulaşan diğer sesler ise gelir ve giderler. Daima orada olamazlar. Onlar geçicidirler. Bazıları daha uzun kalır, bazıları ise daha kısa, ama Tanrı hattı daima oradadır, her zaman oradadır. Ona sahip çıkın. Onu duyumsayın. Onu işitmek için bir şeye kulak kabartmanız gerekmiyor, sadece onu hissediyorsunuz. Her zaman, her zaman, daima orada olan şeyleri hissedin ve zaten onlardan çok fazla yoktur. Onlardan biri de Tanrı bağlantısıdır. Diğer şeyler, gelir ve giderler ancak ona dair belirli bir his ya da titreşim vardır. Neyin geçici olduğunu, neyin gelip gittiğini, neyin gerekli olmadığını, neyin yeni bir deneyim için hazır olduğunu açıklayabilirsiniz, ancak Tanrı bağlantısı her zaman oradadır. Onu duyumsayın.

Bazıları var ki bir yıldırımın gökten inip kendilerine çarpmasına ihtiyaç duyuyorlar ancak bu gerçekleşmeyecek ve FM bunun altını gerçekten çizmemi istedi. Büyük şimşek, patlama, büyük drama aramayı bırakın, çünkü Tanrı ile iletişim kanalı bu şekilde çalışmaz. O süptildir. ‘İçinizdeki o dingin küçük ses’ hakkında konuşulduğunu sanıyorum. O dingindir. Ama küçük değildir. Sakindir, içinizdedir ve her zaman oradadır.

 

~ 4. Hissetmek

Sırada FM'nin açıklık getirdiği bir şey var, ama ben zaten Keahak'ta bunun hakkında konuşmuştum, özellikle de ‘Hiçbir şey hissetmiyorum’la ilgili olarak. (Adamus kıkırdar) Şimdi, FM ile ‘Hiçbir şey hissetmiyorum’ hakkında konuşmak komikti, çünkü o ‘Bay Hiçbir Şey Hissetmiyorum’. İç çamaşırı olarak zımpara kâğıdı giyebilirdi ve muhtemelen bunu hissetmezdi. O sadece bir –o zihinsel bir insandı. O hislerini bloke etmişti ve diğer tarafa geçtiğinde, deneyimlerinde kendisini gerçekten sınırladığını fark etti. Harika bir zihne sahipti, ancak hissetmek için kendisine izin vermemişti. Hissin mantığını ve aklını yeneceğini düşünmüştü ve bu nedenle, gerek insanlarla olan gerek kendi kişisel alanındaki deneyimlerinde, hislerini kasten engelledi.

Diğer tarafa geçtiğinde hemencecik her şeyi hissettiğini fark etti ve gerçekten hissedebilmek öyle güzeldi ki. Sadece duygu durumuna ilişkin hislerden bahsetmiyorum. Duyusal farkındalıktan söz ediyorum. Duyarlı olmamaya çalışan, hissetmemeye çalışan duyarlı bir varlık olduğunu fark etti ve ne kadar büyük bir zaman kaybı olduğunu anladı. Sonra bunu hissetmemeye çalıştı. Anlıyor musunuz, “Oğlum, gerçekten çok büyük zenginlik ve deneyim fırsatlarını kaçırmışım” şeklinde hissetmeye başladı ve alışık olduğu üzere bu şekilde de hissetmemeye çalıştı ancak işe yaramadı. Ve bu neredeyse geri tepti, çünkü karşıya geçtiğinde her şeyi hissetti.

Her zaman orada olan sevgiyi duyumsadı, ama asla açıkça hissetmek için kendine izin vermedi. Farkına vardığı doğanın güzelliğini duyumsadı, ama belirli bir mesafeden. Asla gerçekten hissetmeye izin vermedi. Yani derinden deneyimlemek için kendine izin vermedi.

Bu yüzden, daha önce benim de, onun da bu çalışmalardan çıkardığımız sonuçlara binaen, “Hiçbir şey hissetmiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum." dediğinizi hiçbirinizden bir daha duymak istemiyorum, Tamam mı, yani kendi kendinize bir oyun oynuyorsunuz ve ben bunu artık duymak istemiyorum. Atelye çalışmalarımızda –senin de bildiğin gibi sevgili Linda– bir araya gelen insanlar sıklıkla, “Şey, tek kelimeyle hiçbir şey hissetmiyorum” derler. Ve anlıyor musunuz, onlara hissettirmek istiyorum (yumruğunu sıkar, Linda güler). Onlara gerçekten bir şeyler hissettirmek istiyorum (Adamus kıkırdar).

LINDA: Sana bir sopa getireceğiz. Yumruk değil, sopa.

ADAMUS: Ah, güzel, bir Üstat sopası. İyi.

LINDA: Evet.

ADAMUS: İyi, tamam.

LINDA: Evet, evet.

ADAMUS: Öyle yapacağız.

LINDA: Evet.

ADAMUS: Yapmayacaktım – ben sadece… Yumruğumu sallıyordum…

LINDA: Ah, tamam.

ADAMUS: … aynen isyankar bir şekilde. Yumruk sallıyordum.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Tam hiç kimseye vurmadığımı söyleyecektim, ancak sanırım bazı toplantılarda vurdum.

LINDA: Sen yaptın.

ADAMUS: Yaptım, evet.

LINDA: Sen yaptın.

ADAMUS: Pekâlâ, bu… O anları yeniden hissettim (Linda sesli bir şekilde nefes verir). Kısacası hiçbirinizin bir daha "Hiçbir şey hissetmiyorum" dediğini duymak istemiyorum. Her şeyi hissediyorsunuz. Sadece engelliyorsunuz. Ve "Hiçbir şey hissetmiyorum" demeye devam ettiğiniz takdirde, Ve….'yi hissetmeyeceksiniz. Yeni fiziksel şartları hissetmeyeceksiniz. Bir Üstat olmanın güzelliğini hissetmeyeceksiniz. Kendi Gerçekleştiriminizi hissetmeyeceksiniz. Hadi bu saçmalığı bırakalım.

Bir şey düşünmeliyiz; ‘Bilmiyorum’ gibi bir şey, biliyor musunuz, on dakika tuvalette oturmak zorundalar.

LINDA: Doğru, doğru.

ADAMUS: “Hiçbir şey hissetmiyorum” dedikleri zaman ne oluyor? Bir kova su…

LINDA: Evet, evet!

ADAMUS: … kafanın üzerine su dökün.

LINDA: Evet, evet. Evet.

ADAMUS: Bunun gibi bir şey ve…

LINDA: Pekâlâ, üzerinde çalışacağız.

ADAMUS: … de ki, “Bunu hissediyor musun?”

LINDA: Üzerinde çalışacağız.

ADAMUS: Evet. Ve eğer yapmazlarsa, o zaman sıcak su (Linda’nın nefesi kesilir) ve… tamam. Kısacası, FM çalışmalarında bunu gözlemledi.

 

~ 5. Narsofobi

Diğer bir şey ise, ben buna narsofobi diyeceğim.

LINDA: Ooh.

ADAMUS: Onu yaz.

LINDA: Bunun ne olduğunu bilmiyorum.

ADAMUS: Bu uydurulmuş bir kelime.

LINDA: Benim için hecelemek ister misin?

ADAMUS: Narsist olma kaygısı. Endişe – kendini özel kılma korkusu. Sen hangi kelimeyi kullanmak istersin?

LINDA: Sen bu ‘narsofobiyi’ mi istiyorsun? Sence tamam mı?

ADAMUS: Evet, kesinlikle (Adamus kıkırdar) veya sadece ‘narsisistik’ yaz.

LINDA: Narsofobi de hoşuma gider.

ADAMUS: Hem benim için hem de FM için biraz sürpriz oldu. Narsofobi. Bunu sevdim. Yeni bir sözcük icat ettik.

LINDA: Evet. Oh, seninle bunu yapmalıyız, yaşasın!!

ADAMUS: Tabii. Elbette (Linda kıkırdar). Evet. Ve sen narsist olmuyorsun…

LINDA: Hayır!

ADAMUS: … yeni bir kelime yarattığımızı fark etmek için kendine izin veriyorsun. Güzel (Linda kıkırdamaya devam eder). Mükemmel.

FM, Şambra'nın çok ciddi bir fobisi olduğunun üstüne bastı. Onlar, narsist görünmek istemezler. Onlar, kendi isteklerine düşkün veya gösterişli, cafcaflı ya da manipülatif görünmek istemezler. Bu yüzden ‘kabuğuna gizlenme’ eğilimindedirler. Bilirsiniz işte, kendi küçük kabuklarına giriverirler. Cauldre bugün ben şey hakkında konuşurken bunu bana yaptı... (Linda kıkırdar) Hayır, yaptı. Neler olup bittiği hakkında açıkça konuşmaya çalışıyordum –rüzgâr. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Ama Cauldre, "Oh! Oh! Oh! Herkes kendimizi çok özel kılmaya çalıştığımızı düşünecek." Kahretsin, evet! Yani…

KERRI: Sözcük!

ADAMUS: (kıkırdar) Eh, öylesiniz. Size "Belki de ben çok özel olduğumu, bu değişim zamanında bu gezegende bir Üstat olarak bulunduğumu düşünmekle narsist oluyorum." dedirten o narsofobi illetine sahipsiniz.

Aşın bunu! Buraya bunun için geldiniz. Siz ne kadar kendini baltalayan delilersiniz böyle?! Demek istediğim, buraya bunun için geldin. FM... (Adamus kıkırdar) FM... hepsi gülüyor. Hepsi gülüyor, "Git onlara gününü göster Adamus! Haydi! Tekrar yumruk at! Haydi! Sen Dünya'daki Şambra için fazla iyisin." Öyle olduğumu kabul ediyorum ama… (Adamus kıkırdar) İşte, kendini çok özel kılma korkusu var.

Kendinizi yüceltmek için burada değilsiniz. Kendinizi büyük bir şöhret yapmak için burada değilsiniz. Cauldre, Linda, onlar asla Şambra Çemberinin dışında tanınmayacaklar. Asla tarih kitaplarında yer almayacaklar, ki bu iyi bir şey (Linda kıkırdar). Hayır, gerçekten. Asla olmayacaklar – St. Germain olarak son yaşamımda bir heykel kaidesi üzerine konmamak için elimden geleni yaptım. Ve yine de yaptılar, nedenini anlıyorum (Linda güler). Ama onlar… Gezegeni terk etmeden önce birçok ıvır zıvırdan kurtuldum. Büyük bir tarihi figür olmak istemedim çünkü er ya da geç biri onu devirecekti. Er ya da geç biri senin rekorunu kıracaktır, ama asıl konumuza dönelim.

Şambra gerçekten olmak istemiyor… onlar da olmaktan korkuyorlar –‘güçlü’ doğru kelime değil, çünkü güç yok, ama geçmiş yaşam deneyimlerinden getirdikleri bir şey bu korku – çok güçlü, çok özel. Lanet olsun! Kendinizi özel görmüyorsanız, kim o zaman? Dışarıya bakmayın, o sizsiniz! Ve bir nedenle buradasınız ve onu sulandırmayı, bulandırmayı kesin. Siz bir nedenden dolayı buradasınız.

Tarih kitaplarında size yer vermeyecekler. Sizin için Yükselmiş Üstatlar Kulübünde muhteşem bir kutlama yapacaklar. Evet, bunu yapacaklar ve bundan keyif alacaksınız. Ancak siz başkalarının sırtından kendinizi yükseltmeye çalışmıyorsunuz. Siz büyük ego oyunları oynamaya, diğer insanları manipüle etmeye, sahte hikâyeler yaratmaya çalışmıyorsunuz.

Aranızda gerçekten olup bitenler hakkında düzmece hikâyeler türetmeye çalışanlar var mı? Bence gerçek şu ki, siz uydurma bir hikâye oluşturmaya çalışmaktan ziyade daha hakikate uygun bir anlatı peşindesiniz. Ama sonra kendinizi geri çekiyorsunuz, çünkü “Eh, biz sadece bu küçük grubuz. O kadar özel olamayız." diye düşünüyorsunuz. Tanrım! …yaptığın şeye bayıldım (kıkırdarlar) biliyorsun işte, evet, yaptığın şey Amerika Başkanını tam buraya getirdi ve bu sessizce ve sevgiyle oldu. Sanki sen ve Cauldre bugün Melekler hakkında konuşuyordunuz. Onlar da çok sessizce çalışıyorlar. İsimlerinin ışıklı levhalarda veya başka bir şeyde yer almasının peşinde değiller. Ve yaptıkları işe yarıyor.

LINDA: Doğru.

ADAMUS: Şimdi Ve….'ye giriyoruz. Şimdi nehrin her iki yakasında da yol alıyoruz, her iki dünyada da geziniyoruz, artık teoride kalmıyoruz, gerçekten yapıyoruz. Yeterince kaygı verici, yeterince kafa karıştırıcı ve bazen de zihne yeterince meydan okuyucu olacak, ve tümüyle bu oyunun kurallarından özgürleşerek –bunu nasıl adlandırabiliriz?

LINDA: Narsofobi.

ADAMUS: Narsofobi. Kendinizi çok özel kılmaya çalıştığınız için rahatsızlık duyuyorsunuz. Siz özelsiniz ve onunla ilk bağlantı kurduğunuzda Tanrı hattından size söylenecek olan tam da budur. Onu duyacak, hissedecek, algılayacaksınız, “Seviliyorsun ve özelsin. Sen benim tarafımdan, ruhun tarafından seviliyorsun, yeri gelmişken, sen bana sevgiyi öğrettin ve sen özelsin," çünkü tam da ihtiyacı olduğu üzere, bu zamanlarda gezegende kalarak, burada olmayı seçtiniz. Yaptığınız şey olmadan –gezegendeki diğerlerine de ancak daha çok size söylüyorum– bu olmadan, yeni fiziksel koşullar burayı darmadağın ederdi.  İdare etmesi çok güç olurdu. Teknoloji tümüyle kontrolden çıkar, istismara yönelik şekilde kullanılırdı.

Birkaç Şaud önce size biz bankta otururken neler olduğunu izlemenizi söylemiştim. Gezegende neler olduğunu gözlemleyin. Onları hissedin ve sonra da şu anda gerçekleşmekte olan değişimi etkilemede üzerinize düşeni hissedin.

FM'nin Şambra hakkındaki gözlemlerini içeren –300 sayfalık– listeyle devam edebilirim. Tabii bunlar tesirli olanlardan başlıcaları ve şimdi bu FM Bağlantısı üzerinde çalışarak, 22 Ocak'ta yeniden başlatmak üzere ayarlıyor.

Bu sadece en derin seviyede bir hatırlatmadır; gürültünün ötesine geçmeniz için, kendinizi geride tutma alışkanlığının dışına çıkmanız için, bugün hakkında konuştuğumuz ne varsa aşmanız için, ruh ile insan arasındaki bağlantı ve iletişimin daima orada olduğuna dair, Gülün Meyvesi şeklinde öze indirgenmiş bir hatırlatma, bir çözüm sunmadır. Şimdi Ve….’ye bırakın kendinizi. Hâlâ olabilirsiniz –ki, bu FM için büyük bir farkındalıktı hâlâ  “Duyamıyorum; hiçbir şey hissetmiyorum; orada değil” dediğiniz oyunda kalabilirsiniz, öyleyse şimdi onu hissedin. Kendinizi, “Şey, orada” demeye zorlamak yerine, –çünkü o zaman zihniniz savaşmaya devam ederek “Ama gerçekte yok. Hiçbir şey duyamıyorum ki” der–, FM'in yeni sinyali, frekansı ile, Ve…'ye gidin. Oradaki oyunu oynayın ve o orada.

Haydi şimdi bugünün getirdiği bir merabh'a girerken, bununla güzel bir derin nefes alalım.

 

“Ve’nin Merabhı

FM ve Kuthumi ile, ve tabii ki burada olan, Tobias ve FM'e yardım etmek için diğer tarafa geçiş yapan tüm Şambra ile birlikte…

(müzik başlar)

Hadi şimdi bu Ve….’ye gidelim, onu, teorinin, gazete ve kitapların ötesine geçerek, bu muhteşem 2022 yılının realitesine dönüştürelim.

“Ve”…. artık tek bir yanıta veya tek bir çözüme takılıp kalmadığınız anlamına gelir.

“Ve”…. her zaman alternatiflerin olduğu anlamına gelir. Daima, daima. Asla tek bir çözüm yoktur, her zaman alternatifler vardır, belki de daha önce hiç görmedikleriniz.

“Ve”…. Siz insansınız demektir. Ağrılarınız, acılarınız ve sorunlarınız var ve çabucak sinirleniverirsiniz, ama işte Ve…. Siz bir Üstatsınız da.

“Ve”…. insanın ve Üstadın artık, metaforik olarak söylüyorum, kendi gözlerinin içine bakabildiği yerdir –insan ve Üstat.

Sen, insan, doğrudan Üstadın gözlerinin içine bakıyorsun.

Sen, Üstat, şimdi sen, insanın dosdoğru gözlerinin içine bakıyorsun.

“Ve”…. ikisi, hepsi. Siz sorunlarınızı  inekler eve geri dönene kadar işlemden geçirebilirsiniz ve  şu anda onların bilgelik haline gelmesine  izin verebilirsiniz. Açın şu kapıyı, şu parmaklıkları açın–heh!– ve ‘ineklerin süte dönüşmesine’ izin verin.

“Ve”…. artık o bitmez tükenmez işlemlerden geçirme veya  o acınası işlemden geçirmelerinize takılıp kalmadığınız anlamına gelir (Adamus kıkırdar) –zavallı işlemden geçirme – ki siz onu Ve….’ye bilgelik haline dönüştürdünüz. İşlemden geçirme hâlâ orada olabilir, ancak zamanla bilinçteki canlılığını yitirir. Bu önemli değil, o eninde sonunda görünmez olur, çünkü siz onu, Ve…’ye dönüştürdünüz.

“Ve”…. kendinize bolluktan yoksunmuş gibi davranmak, ama sonra kolaylıkla onu “Ve….”ye dönüştürerek, bolluğun her zaman orada olduğunun farkındalığına ulaşmaktır. Onun hakkında düşünmeniz dahi gerekmez. Onu planlamak zorunda değilsinizdir. Sadece o kapıyı açtınız ve “Ve”….'ye izin verdiniz, dolayısıyla bolluğa. Hâlâ bolluktan yoksun olmak isteyen o veçheniz –ah!– bu iyi. Ama o da çok yakında bilinçten çıkıp gidiyor. O eski oyun bitiyor. Silinip gidiyor. O da bilişe dönüşüyor.

“Ve”…. realitenin yeni fiziksel koşullarıdır. İçinizde sihire inanmak isteyen, fantezi denilen şeye inanmak isteyen, bunun gerçek olduğuna inanmak isteyen bir veçheniz var ve bunu düşündünüz, hayal ettiniz, ancak neler olabileceğini merak ederek, belki de her şeyin uydurulmuş olduğunu düşünerek yine de o adımı atmaya cesaret edemediniz. Yani onu yaşamak yerine sadece hayal etmek için kendinize izin verdiniz.

İşte şimdi biz “Ve”….’deyiz. Bu sefer deyim yerindeyse farklı bir kapıdan çıkıyoruz. Kesinlikle aynı sınırlı seçeneklere takılıp kalmıyoruz. Diğer seçenekleri sunuyoruz ve siz bunu “Ve”….'de kavrıyorsunuz. Fantezi, tamam da, bu fantezi değil, gerçek. Fantezi olarak adlandırdığınız şey bir realitedir ve o erişilebilirdir ve o siz “Ve”….’yi seçtiğinizde yaşayabileceğiniz ve deneyimleyebileceğiniz bir yerdedir.

Farkındasınız ki –sihir gibi şeyler üzerine konuşmuştuk– sihir, basitçe söylemek gerekirse, enerjinin sizin için çalışmasına izin vermektir. Yalnız buna karşı bir direnç oluşmuştu. Ona duygusal veya zihinsel temelli yaklaştınız ve onu uzakta, fanteziler diyarında tuttunuz. Ama şimdi biz farklı bir kapıyı açıyoruz.

“Ve”….'de açacağınız birçok kapı var. Farklı bir kapı açıyoruz ve fark ediyoruz ki sihir, aslında sihir değildi. O, gerçekte yalnızca enerjinin sizin için çalışmasını sağlar. Muggle’a büyülü gibi gelir ama siz bilirsiniz ki hiç de öyle değildir. O olması gerektiği gibidir.

Neden hayatın büyüsüne kapılmadıklarını, kendilerini neden bu kadar az seçenekle sınırladıklarını merak ediyorsunuz.Ve evet, hâlâ sihirli olmak isteyen ve olamamış bir veçheniz bulunmakta.

Ama şimdi, sizler enerjinin size hizmet etmesine izin veriyorsunuz ki sihir budur ve, büyücü olmak isteyen o eski veçhe – o hüsrana uğramış sihirbaz – yavaşça silikleşmeye başlıyor. Ve silikleştikçe gücünü kaybeder ve gücünü yitirdikçe de bilgeliğe getirilir..

O bilgelikte olmaya uzun süre direnç gösterdi, çünkü o zaman oyun sona ermek zorunda kalacaktı. Ama şimdi bilgeliğe getirildi.

Ah! Bilgelik onu baştan çıkarmaya çalıştığından değil, hiç de değil. Bilgelik sadece zamanını beklemektir.

Bilgelik onu içine çekmeye çalışmaz. Bilgelik sadece orada bekler. “Ve”….'ye gelince, ‘büyücü olmadığı’ yanılsaması ile gücünü yitirir. O, eskiye ait hüsran, eskide kalan ‘sihrin olmadığı! duygusu gittikçe güçsüzleşir. Ve o şimdi bilgeliğe taşınmış olur. İşte bu “Ve”….’dir.

İnsan ve ilahi olan arasındaki ilahi bağlantı, sözcükleri kullanmaz. Resimleri bile kullanmaz. Bu, zihnin tanımı olmayan, ‘tanımsız’ dediği şeydir, ancak her zaman oradadır.

Diğer seslerin ve diğer bağlantıların aksine o süreklidir. Geçmiş bir yaşamla, geçmiş bir yaşamın sesiyle olan bağlantınızdan bile daha daimidir.

Her zaman orada olan sabit bir şeydir, çünkü o sizin enerjinizdir ve daima orada olmuştur.

“Ve”....'ye girerken, “Ve”....'ye gireriz ve aniden kavrarsınız ki, o oradadır. Birden onu hissedersiniz ve orada olduğunu anlarsınız. Ve ilk başta bunu kelimelere veya resme dökmeye çalışırsınız, ancak daha sonra bunun da yapılması gerekmediğini anlarsınız. Sizden istenilen bu değildir.

O, bunlarla kısıtlanmamıştır, çok daha özgürdür. Ve siz, insanın, bu iletişimi nasıl anlayacağını merak edersiniz, ama sonra derin bir nefes alarak “Ve”….'ye gidersiniz ve anladığınızı fark edersiniz. Bu sizin doğal iletişim ve farkındalık halinizdir.

Kelimeler, resimler, semboller doğal değildir. Onlara anlam yüklenmiştir. İşte şimdi “Ve”….'ye gidince, anlarsınız ki; ruhun şarkısı, insan ile Üstad arasındaki bağlantı, o her zaman oradadır. Ve Üstat insana ne yapacağını söylemeye çalışmaz. Üstat hayatınıza dair seçimler yapmaya çalışmaz. Bu sadece bir bağlantıdır. –“Ben O Ben'im. Yalnız değilsin." mesajını ileten.

Ve insan, bu realitede burada, Üstat'a gerçekten izin verme ve onu evine kabul etme zamanının geldiğini anlar. Bu, insan ve Üstadın, artık ayrılığa son verip, birlikte yeni fiziksel varoluş biçimidir. Artık mesafe yoktur. Ulaşılmaz olan yoktur.

Bu yeni fiziksel hal –insan ve Üstat. Üstat, bu realitede olmaktan ve Üstat realitesinde olmaktan en az insan kadar, hatta belki de daha fazla keyif alır.

(Duraklama)

Güncellenmiş FM Bağlantısı, bu mesajı net bir şekilde taşıyacak, hissettiğiniz her şeyi anımsatıcı, belki de bazen çok üstünüze gelir gibi olacaktır.

FM'nin araştırması esnasında saptadığı şeylerden biri, daha önce hiç farkında olmadığı şekilde, Şambra’nın aşırı duyarlı oluşudur. Evet, aşırı hassas, tıpkı son derece hassas bir radyo alıcısı gibi –konuşma tarzı– çok, çok hassas. Ve bu duyarlılık pek çok kişinin birbirine sımsıkı tutunmasına, kendilerini izole etmelerine neden oldu, çünkü öylesine alıngandılar ki.

Bu hassasiyetleri dolayısıyla kendilerini gizlediklerinin, sonra da bu aşırı hisleri nedeniyle “Hiçbir şey hissetmiyorum” dediklerinin farkına vardı.

Ve FM Linki şimdi “Ben duyarlıyım ancak onun altında ezilmiyorum. Kendi içimde neyin farkında olmanın önemli olduğunun ve neyin farkındalığının önemli olmadığının ayrımını yapabilirim. Neyin bana ait olduğunu ve neyin bana ait olmadığını ayırt edebilirim. Son derece hassas olabilirim ancak buna yenik düşmem, çünkü anlamlandırma için beynime, zihnime bağlı kalmam gerekmez. İşte baskı altında olan budur.” denilmek suretiyle “Ve”….’ye taşınıyor

"Şu anda sadece duyarlılığıma, 200.000 meleksi duyuma, duyusal doğama güveniyorum ve bunlar sayesinde duygulara yenik düşmem."

FM Linki, şimdi özenle Şambra'ya ayarlanmış olarak size geri dönüyor.

Ona ihtiyacınız var mı? Hiç de bile. Yine de kaybolursanız daimi bir hatırlatıcı olarak onun orada olduğunu bilmek güzel.

Kaybolacak olsanız bile bunu önemseyip, çözümleme zahmetine girecek birileri olduğunu bilmek güzel. Ve bunu yapması çok kolay; FM araştırması sırasında gördü ki, gezegende artan gürültü seviyesi ve gelecekte yaşanacak tüm kargaşa ve bu kaotik durumun yoğunluğu dolayısıyla bazılarınızda arada bir yolunu kaybetme eğilimi ortaya çıkabilir.

Eğer gerekirse, sadece Şambra FM Linkini açın, o size her şeyin yolunda olduğunu hatırlatacaktır. İnsan ve ruh arasındaki bu bağlantı her zaman oradaydı, daima sizinledir.

Şimdi güzel, derin bir nefes alalım.

(Duraklama)

Ve bunun üzerine sevgili dostlarım, FM reverans yapıyor her birinizi, hepinizi başıyla selamlıyor. Çalışmalarına devam edecek. Zaman zaman da buraya uğrayacaktır.

Geçiş yapan tüm Şambra adına –orada Sart var, orada Edith var– gidenlerin hepsi adına, devam edin. Yaptığınız şeyi yapmaya devam edin. Gezegendeki Üstatlar olarak burada olmaya devam edin. Kendinizden kuşku duymayın. Kendinizi küçümsemeyin. Neden burada olduğunuzu idrak edin.

Işığınızı parlatın, siz ışık saçtıkça, o aydınlatacak ve kendi “Ve”….'nize açılacaksınız ve sonra ışığınızı dünyaya yayacaksınız. Ve o, bu gezegende insanlık arzuladığı için gerçekleşen değişimin rüzgârı olacak.

Şimdi bununla güzel bir derin nefes alalım.

Benim için uzun bir gün oldu. Önce Keahak Evi, şimdi de burası. Yükselmiş Üstatlar Kulübüne geri döneceğim, ayaklarımı şöminenin yanında uzatıp, dinlendireceğim, yemeğimi burada yemeye devam edeceğim –hm– ve ister perdenin benim olduğum tarafında ister Dünya'da Şambra'ya tam bir hayranlık içerisinde olacağım.

Ve son olarak, Ben St. Germain'in Adamus'uyum. Teşekkürler.

 

Çeviren: Tuncay Sürücü