Merlin Ben-im Dizisi
SHOUD 3 – Geoffrey Hoppe kanallığı ile 5 Aralık 2020 tarihinde ADAMUS SAINT-GERMAIN tarafından Kırmızı Çembere sunulmuştur.
Ben o Ben-im, Egemen Alandan Adamus.
Merlin Ben-im Dizisinin canlı 3. Şauduna – Kona, Hawai'ye, bu güzel yere – benim bir yaşamımda, ilginç bir yaşamımda- Mark Twain, Samuel Clemens olarak ifademdeki yaşamımda bulunduğum yer- hoş geldiniz. Buraya daha önce gelen bazı gruplara söylediğim gibi, Mamalahoa Caddesi dedikleri bu yolda gezindim. Birkaç kadeh bir şey içtikten sonra üç kere söylemeye çalışın. Evet, ben Samuel Clemens, Mark Twain olarak gezindim burada. Tabii ben, bir gün burasının dünyanın her yerinden gelen Şambranın toplanacağı, harika kutsanmış Villa Ahmyo olacağını bilmeden, araziye bakınıyordum.
Biliyorum siz şimdi göremiyorsunuz ama bir an için hayal edin. Benim gözlerimden, Cauldre'nin gözleri vasıtasıyla bakın, okyanusa, harika yeşilliklere, havadaki güzelliğe bakın. Oh, Şambra için ne yer ama, buraya hiç gelmemiş olsanız bile, burada bire bir bulunmamış olsanız bile, bizim Şambra olarak yaptığımız herşeyin enerjisini hissetmek için ne yer ama. Nasıl bir kutsanmışlık. Nasıl güzel bir yer, üstelik bizim Şambra köpeğimiz Belle'nin enerjileri ile de dolu. Belle nerede olursa olsun, ben ona “Bizim” diyorum. Bugünkü Şaud boyunca buralarda dolanacak.
Enerjinize Nefes Almak
Derin bir bolluk nefesi ile başlayalım.Ah! İşte orada. Derin bir bolluk nefesi ile başlayalım – çünkü bolluk gayet doğaldır. Çalışmanız gereken hiç bir şey yok, bir bankerin size vereceği hiç bir şey yok, patronunuzun size vereceği hiç bir şey yok. Bu derin nefesle… (Adamus derin bir nefes alır) …başlayalım. Linda, bolluğun derin nefesi. Hayatınızda bolluğunuz var ama yine de her zaman daha fazlası için nefes alabilirsiniz.(birlikte derin bir nefes alırlar).
LINDA: Ahhh!
ADAMUS: Oh, o kadar hızlı dışarı üflemeyin. Hayır, tadını çıkarın.
LINDA: Oh, oh. Tut nefesimi!
ADAMUS: İzle beni.
LINDA: Tamam.
ADAMUS: (yavaş derin bir nefes alır, bir an için tutar, sonra yumuşak bir biçimde nefesini verir) Ahhh! İşte böyle. Haydi bir dene.
LINDA: Ben senin kadar cüsseli değilim.
ADAMUS: Sadece tadını çıkar. Tadını al. Haydi. Dene. (Linda kısa sert bir nefes alır). Eh, biraz gerginlik var. Biraz gerginlik. Normalde …
LINDA: Yapıyorum.
ADAMUS: (kıkırdar) Normalde, Benim bunu denemek için dinleyicilerim olurdu ama şimdi elimden sadece Linda var. KOVID yani işte. Peki.
Haydi hep beraber yapalım. Cauldre'nin duman dolu ciğerlerini unutmadan, büyük derin bir nefes alalım . Cauldre ve ben bile birlikte gerçek, derin bir bolluk nefesi alabiliriz. (Adamus derin bir nefes alır), Sonra tadını alın onun, hissedin. Varlığınızın içine yayın onu. Hemen dışarı üflemeyin. Haydi, derin bir bolluk nefesi.(Linda tekrar derin bir nefes alır). Sonra ahh! Güzel.
Evet, şimdi harika, kocaman bir ölüme ne dersiniz … (Adamus kıkırdar) Ooo! Ölümü düşünüyorum çünkü bugünün özel misafiri sevgili Linda Farrell. Linda, yıllar boyu Koloroda'daki Şaudlarımızın ne kadar önemli bir parçasıydı. O bugünün özel misafiri, sanırım....şey, evet bu Şaudda kabul etmem gerekir. Zihnimde oturtmaya çalışıyorum, bu da zor oluyor .Başka bir anlatımla, düşünmeye çalışıyorum, böylece daha sonraki tartışmalarımızda, yaptığınız- düşündüğünüz- şeyle bağını kurabilirim ve bu benim kafamın karıştırıyor, bu yüzden şimdi düşünmeyi ve bunun için kaygılanmayı bırakacağım.
Bir büyük nefese ne dersiniz, Özgür Enerji Bedeniniz için harika bir büyük nefes. (Adamus derin bir nefes alır). Bedeninizde hissedin onu. Hissedin. Ahhhhh! Şimdi bolluk ve Özgür Enerji Bedeni için (derin bir nefes daha alır). Ahhh! Her ikisi için.
Bolluk, çok, çok doğal bir şey çünkü o sizin enerjiniz. Nokta. Bunun fiziğini konuştuk şimdi ise uygulamaya başlayacağız. Siz uygulamaya başlayacaksınız. Artık mazeret yok. Artık hiç mazeret yok. Bolluğu nefesleyin. Hepsi sizin enerjiniz. Derin bir nefes alın ve Özgür Enerji Bedeninizi nefesleyin. Enerjinize korkusuzca nefes alın.
Haydi başlayın. Korkusuzca tüm enerjinize nefes alın.
(Linda bir derin nefes daha alırken duraklama)
Evet, bu yaptığın biraz kabız gibi görünüyor, evet yeniden yapalım. Haydi...hayır, hayır …
LINDA: Yüzme havuzunda daha iyi yapıyorum.
ADAMUS: Tamam. Yüzme havuzuna gidiyoruz. Kameraları havuza getirir misiniz? Biz Linda'ya nefes aldıracağız …
LINDA: Orada daha doğal oluyor.
ADAMUS: … yüzme havuzunda.
LINDA: Evet, evet.
ADAMUS: Tamam.
LINDA: Benim için daha kolay oluyor.
ADAMUS: Şimdi, bu bir söz,. Biz videoya çekeceğiz …
LINDA: Hayır çekmeyeceğiz.
ADAMUS: … Linda …
LINDA: Hayır çekmeyeceğiz.
ADAMUS: … yüzme havuzunda …
LINDA: (kıkırdar) Hayır, çekmeyeceğiz.
ADAMUS: … nefes alırken (Adamus kıkırdar). Cauldre, bunu düşünmelisin.
LINDA: Bunu yapmayacağız!
ADAMUS: Evet, önümüzdeki Şaudda da göstereceğiz.
LINDA: Tamam.
ADAMUS: Nefesiniz, doğal olmalı. Nefesiniz, bedeninizde ki enerji akışına nasıl izin verdiğinizin bir göstergesidir. Ben bunun yegane ölçü olduğunu söylemiyorum. Ama nefesiniz sığ ise, işte böyle (Adamus sığ nefesi gösterir), ise kendinizi geri tuttuğunuzu, sınırladığınızı gösterir. Eğer hemen dışarı veriyorsanız – üffffff! – diye, bu da tadını çıkarmıyorsunuz, içinize işlemesine izin vermiyorsunuz, anlamına gelir. Haydi tüm Şambra için başlıyoruz.
LINDA: Tüm Şambra için?!
ADAMUS: Hayır tabii, örnek anlamında.
LINDA: Oh, oh, oh, oh, tamam.
ADAMUS: Tüm Şambraya Standart olarak.
(Linda bir derin nefes daha alırken duraklama).
ADAMUS: daha iyi. Hala biraz gerginlik var..
LINDA: Benim biraz şu alerji şeyim var.
ADAMUS: Biraz alerji mazeret değil. (Linda soluğunu tutar). Mazeret yok. Alerjiler, kötü işler, kötü aileler – ne olduğu umurumda değil – mazeret yok. Derin bir nefes alın. (Adamus derin bir nefes alır.), hepsi sizin.Tadını çıkartın. Bedeniniz boyunca aktığını, alışkın olduğunuz zihninizden, tüm varlığınızdan aktığını hissedin.
Biliyorsunuz, tüm enerji sizin. Biliyorsunuz, değil mi?
LINDA: Tabii.
ADAMUS: Zihinsel olarak.
LINDA: Tabii, bunu biliyorum.
ADAMUS: Evet, ama bunu hayatınıza uygulamak, hayatınızda işlemesine izin vermek farklı bir şey çünkü bunu geri tutan bir kalıp var. Başkasına, başka bir şeye ait olduğuna dair inanç kalıbı var. Evet, gerçekten sınırlayan bir kalıp var ve biz onu bugün şimdi patlatıp açacağız. Mazeret yok. Yapmamak yok. Yarını beklemek yok. Hemen şimdi yapacağız.
Derin güzel bir nefes alın, lanet olsun, (Adamus derin bir nefes alır), enerjilerinize izin verin, sizin enerjilerinizin varlığınıza girmesine izin verin. İşte bu kadar. Bu kadar kolay. Mazeret yok. “Bugün gerçekten yorgunum.” ya da “Yorgunum …”yok.
LINDA: Sadece burun nefesi olmak zorunda mı? Yoksa hem ağızdan hem burundan olabilir mi?
ADAMUS: İstediğiniz gibi olabilir. Ben burun nefesini tercih ederim, ama istediğiniz gibi olabilir. Ağzınızdan nefes alabilirsiniz. Başlıyoruz. (Linda ağzından derin bir nefes alır). Ehh, hayır, Gevşeme nefesi. Relaks nefes. Ben senin arkana geçeyim …
LINDA: Oh, hayır.
ADAMUS: … ve sana yardım edeyim…
LINDA: Oh, hayır.
ADAMUS: … nefes alırken. Tamam. Şimdi sadece gevşeyin. Sen şimdi kendini geri tutma konusu olan tüm Şambrayı temsil ediyorsun. Siz benim bir hayli uzun zamandır tüm enerjinin size ait olduğu hakkında konuştuğumu biliyorsunuz, ama onun hakkında düşünüyorsunuz ve onu yapmıyorsunuz. Şimdi biz bunu yapacağız. Evet, birlikte nefes alalım, üçe kadar- bir, iki. üç … (birlikte derin bir nefes alırlar)
LINDA: (nefesini tutarken konuşur) Ben biraz kısayım.
ADAMUS: Ahhh! Bu iyi hissettirmiyor mu?
LINDA: Çoğu zaman.
ADAMUS: Çoğu zaman. Göğsün acıdı mı? (Adamus elini Linda'nın göğsünün üstüne koyar) Böyle yapmamın bir sakıncası yok, değil mi? Kocan yapıyor, öyleyse ben de yapabilirim. Yükselmiş Üstatlar için küçük heyecanlar. (Linda kıkırdar).
Tamam, Bir derin nefes daha… (Adamus kıkırdar) Cauldre, yaptığımdan hoşnut değil, ama olsun. Birlikte derin bir güzel bir nefes alalım. (Birlikte derin bir nefes daha alırlar). Ahhh! Ve gevşeyin.
Bolluğunuza nefes alın. Başlayın haydi.
Bolluğunuza, enerjinize nefes alın. Güzelliğinize nefes alın.
Olduğunuz tüme nefes alın.
Yaşadığınız tüm deneyimlere nefes alın.
Bazen direnç oluyor- evet, nefes enerjinin girmesine ne kadar izin verdiğinizin güzel bir göstergesi .Özgürce ve açık olarak nefes alıyor musunuz? Yoksa mazeret mi gösteriyor sunuz? Nefesinizi sınırlıyor ve böylece ancak yeter miktarda oksijen girmesine mi izin veriyor sunuz?
Derin güzel bir nefes alın (Adamus derin bir nefes alır), enerjinizi dolu dolu nefesleyin, bolluğunuzu, Özgür Enerji Bedeninizi tam olarak nefesleyin. Tabii başlangıçta biraz sert gelir, çünkü bunu yaparken birikmiş bir doğal direnç var. Bir çok insan enerjilerinin bu güzel derin nefesini almıyor.
Bu nefes alıştırmalarını yaparken tek bir şey var ki, eğer hala enerjinin dışarıdan geleceğine dair inancınız varsa, az işe yarar. Siz Özünüze, tüm olanınıza, – insana, Ben-im'e, Üstat'a nefes alırsanız (Adamus bir derin nefes daha alır), tüm olanınıza nefes alırsanız, aslında duyularınızı canlandırıyorsunuz. Kendinizi açıyorsunuz ve nihayet enerjinin girmesine izin veriyorsunuz.
Hayatınızda olanlar yüzünden büyük direnç var. Evet, herkes, gezegendeki herkes şu ya da bu şekilde kendini sınırlıyor. Biz bunun ötesine geçeceğiz. Gerçekten şimdi bir seçim söz konusu değil. Ben yapabilirsiniz ya da yapamazsınız demiyorum. Bu grupla kalacaksanız seçim yok, çünkü hepsi sizinle ilgili, bolluğunuz, enerjiniz, yaratıcılığınız, neşeniz, bedeniniz hepsi sizinle ilgili.
Biliyorum, bugünlerde bir çok Şambra bedeninden şikayetçi, “Oh, bedenim acıyor.” Evet, kesinlikle, çünkü izin vermiyorsunuz. Direniyorsunuz. Bir beden meseleniz var, direnç gösteriyorsunuz ve yapmak isteyeceğiniz son şey de derin bir nefes almak oluyor, çünkü bedeniniz biraz daha fazla acıyor, sorununuz neredeyse – dizleriniz, kalbiniz, kalçalarınız, kollarınız, başınız, neresiyse– evet direnciniz var. Siz aslında acıttığı için nefesin volümünü kısıyorsunuz.
Canlı olmak acıtıyor, böylece bir nevi acı bölgesinde yaşıyorsunuz ve gerçekten ful yaşamak istemiyorsunuz. Çünkü böyle yapmanın daha fazla acı verici olacağını düşünüyorsunuz.
Ama komik bir şey olacak. Kendinizle net olun ve kendinize, “Ben O Ben-im. Bu benim enerjim. Bu benim bolluğum, benim Özgür Enerji Bedenim” diyerek derin, cesur bir nefes alın; alın nefesi içinize, ciğerleriniz patlayacakmış noktasına gelene kadar doldurun; (Adamus derin bir nefes alır ) alın nefesle ve sonra onu tutup tadını çıkarın. Ağzınıza bir parça tatlı attığınızda onu yutmadan önce ağzınızın içinde dolaştırıp tadını çıkartırsınız gibi – Cauldre’nin örneği, benim değil tatlıyı yutmadan önce ağzınızda eritirsiniz, zevkini çıkartırsınız sonra boğazınızdan, yemek borusuna, midenize iner, tüm varlığınıza yayılır – size hizmettedir. İşte bunun gibi.
Beraber derin bir nefes alalım – sen, ben ve tüm Şambra. Hazır mıyız?
LINDA: Evet, sör.
ADAMUS: Tamam. Pekala, bana “sör” deme. Derin güzel bir nefes alalım. Orada ki Şambra ülkesindeki herkes, tüm olanınıza , olduğunuz her şeye nefes alıyoruz.
Burada toplu bilince nefes almıyorsunuz. Hayır. Hayır, hayır. Yanınızda oturan kişiye nefes almıyorsunuz, KOVID'e nefes almıyorsunuz, SİZ'e nefes alıyorsunuz. Bu derin güzel nefesi alalım (Adamus derin bir nefes alır, bir an için nefesi tutar), tadını çıkartın, sindirin. Hemen dışarı üflemiyorsunuz, sindiriyorsunuz. Kendi enerjinize, kendi yollarınızı açıyorsunuz.
Evet, iş birliğin için teşekkür ederim, sevgili Linda. Nasıl hissettiriyor? Nasıl hissediyorsun? Daha iyi mi ? Biraz çarpıcı mı?
LINDA: Aslında iyi hissediyorsun, bir kere yapınca da sanki, unutamayacaksın gibi.
ADAMUS: Evet. Evet. Tekrar yapmak ister misin?
LINDA: Yatakta.
ADAMUS: Hayır. Tekrar yap. Böyle deme, bilirsin Cauldre senin bu flörtöz hallerinden hoşlanmaz. Cauldre sevmeyecek …
LINDA: Bu üç kişilik bir ilişki! Sen ne diyorsun? Her gece yatakta bizimlesin.
ADAMUS: Hayır, hayır, hayır. Değilim.
LINDA: Oh, evet.
ADAMUS: Hayır!
LINDA: Oh, evet.
ADAMUS: Hayır, hayır, hayır.
LINDA: Evet, inan bana, sen orada olduğun zaman anlıyorum.
ADAMUS: Haydi başlayalım. Burada sırları ortaya dökmeyelim.
Birlikte tekrar derin bir nefes alalım, bir kez daha tüm olanınıza nefes alalım. Ben“bolluk,” sözcüğünü seviyorum çünkü sizin olduğunuz şey bolluk. Siz bolluksunuz. Derin bir nefes alalım, (derin bir nefes alırlar), zevkini çıkarın ve sonra sindirin. Hemen dışarı üflemeyin. Sindirin. Varlığınıza getirin onu. İşte böyle. Güzel. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.
Şambra ülkesinde çok direnç hissettim, çok fazla direnç. Bu doğal. Bunun için kaygılanmayın. Çünkü bu kendinizi açmak gibi bir şey ve siz kendinizi açmaya hazır olup olmadığınız konusunda emin değilsiniz. Ama hazırsınız. Aslında, yapmak zorundasınız. Buraya kadar geldiyseniz, yapmak zorundasınız. Evet, artık “eğer-ler,” ve-ler” ve “ama-lar,” yok. Artık ağlayıp, sızlayıp şikayet etmek, kararsız kalmak yok. Bunları bitirip, geçtik. Şimdi bu gezegende bolluk içinde bir Üstat, mutlu Üstat olarak yaşamaya başlama zamanı.
Artık Mücadele Yok
Evet, asıl konumuza geçmeden önce, listedeki bir diğer şeyin üstünden geçmek istiyorum. Bir çok Şambra, geçiş yapıyorsunuz. Durdurun şunu! Gitmek zorunda değilsiniz. Bir sürü ayrılmış olanlarımız var. Bir grup gitmiş olanlarımız var, çoğunuzun canlı yayından bildiğiniz unutulmaz olanlar var. DocCE, Edith, Sart ve şimdi de Linda Farrell. Onlar iyiler. İyiden de öteler ve pek çok pişmanlıkları olduğunu söyleyemem ama hala insan formunda olup da bütün bu olanların parçası olmayı özlüyorlar.
Linda uzun zamandır hastaydı – bu Linda değil – Linda Farrell uzun zamandır hastaydı. Şimdi size söyleyeceğim şey, bazılarınıza pek de iyi gelmeyebilir. (Linda ağzıyla cık cık yapar). Ben konuşurken cık-cık yapma orada, (Adamus kıkırdar) sevgili Eesa'li Linda “Cık! cık!”
LINDA: Bir şey demedim ki “he hehe!”
ADAMUS: Evet, nerde kalmıştım? Ah. Evet. Linda Farrell, bugünkü özel misafirim, geçen hafta geçiş yaptı. Uzun süre hastalığı ile savaştı.
Uzun süre hastalığı ile mücadele etti.
Hayır. Artık mücadele etmek yok. Hastalıkla mücadele etmiyorsunuz. Cauldre bana televizyon reklamlarınızda “ kanserle savaşın, şununla bununla, KOVID'le savaşın,” dendiğini söylüyor.
Hayır, Hayır, bunu yapmayın. Bu çok saçma. Enerji sizinken, neyle savaşacaksınız? Evet, siz sadece kendinizle mücadele ediyor olursunuz ve kendinizle savaşmak sizi daha fazla hasta eder. Mücadele etmek hastalığınızı ve dengesizliğinizi teyit eder. Yani, kendinizle mücadele edesiniz. Hayır. Buna nefes alın. Evet, hastalığınıza nefes alın, çılgınlığınıza nefes alın, neyiniz varsa ona nefes alın, bolluğunuzun eksikliğine nefes alın. Ben size durumum bu demeniz gerektiğini söylemiyorum, ama artık bunlarla mücadele etmeyin. Hepsi sadece sizin enerjiniz. Hastalığınız sizin enerjiniz. Bolluk eksikliğiniz sizin enerjiniz. Özdeğer eksikliğiniz yine sizin enerjiniz.
Enerjinize nefes almaya başlayın. Direnmeyin, geri tutmayın. Hastasınız, bir hastalığınız var, durdurun çabalamayı... – Bugün küfür etmek istiyorum. Tamam mı?
LINDA: Seni kim durduracak?
ADAMUS: Evet, bu doğru, hiç kimse (kıkırdarlar).
Hastalığınızı düşünmeyi bırakın, haklı çıkarmayı ya da çıkarmamayı bırakın. Onu başınızdan atmak için zihinsel baskı uygulamayı bırakın. Bütün bunları bırakın.
Özünüze nefes alın. Hastaysanız, yoksunluğunuz varsa ya da benzer bir şey, kendi Özünüze nefes alın. Eğer “Oh, Gerçekleştirim bana niye olmadı?” ve “Tüm diğer Şambra Gerçekleştirim yaptı ve ben yapmadım,” diye dolanıyorsanız, enerjinize nefes alın, buna dengesizliğiniz, hastalığınız ya da benzer bir şey olsa dahi, enerjinize nefes alın. O sizin enerjiniz. Ona nefes alın, onu kendinize getirin.
Kendi içinizdeki şeylerle şavaşmayı bırakın. Sadece durdurun şunu. Bunu ilk defa söylemek zorunda kalışım değil ama tekrar, tekrar, tekrar söylemekten biraz yoruldum ama mecbur kalırsam söylemeyi sürdüreceğim. Her ne varsa onunla mücadele etmeyi bırakın. Artık onunla mücadele etmediğiniz zaman, gerçekten izin vermenin zirvesidir. Hatırlarsınız , “ Vay anasını, bu sadece benim enerjim. Neyle savaşıyorum? Niye bu kadar saatlerimi buna harcadım? Geceleri neden beynimi harap ettim? Neden yatağımda korku içinde kaldım? Neden bu haldeyim, neden zihinsel sorunlarım var, neden hastayım diye bulmaya çalışmak için, insan deneyimimin gündüzleri uyanık saatlerinde neden bir şeyler yapmaktan kaçındım?”
Zihinsel sorunlarınız mı var? Bu zihinsel sorunların devam etmesini mi istiyorsunz? Onlarla mücadele etmeyi sürdürün. Onları nasıl yeneceğinizi düşünmeyi sürdürün. İşte bunu yapmak, zihinsel sorunları ve dengesizlikleri hayatınızda uzun süre tutmanıza neden olacaktır.
Bütün bunları sona erdiriyoruz. Ben hiç birinizin sorunlarınızla savaştığını görmek istemiyorum. “Hayatımda bu neden oluyor? Neden bu oldu...” – geçenlerde olmuş bir iyi ya da kötü örneği alarak, çok sevdiğim insanla.. – “Neden Gelir vergi ihbarnamesi geldi?” demenizi istemiyorum. Durdurun şunu!
Bütün bunlar sizi daha fazla dengesizliğin içine sokar ve gerçekte siz bu değilsiniz ve size hiç yakışmıyor. Derin bir nefes alın, Gelir vergisi ihbarnamenize nefes alın. Biliyorum, bu dünyada yapmak isteyeceğiniz son şey, “Aman tanrım, Ben gelir vergisini, maliye memurlarını bedenime mi alacağım.” Hayır. Hepsi sizin enerjiniz. Nefes alın ona. Her enerjinin size hizmet etmek için orada olduğunu hatırlayın, hatta insan kötü olduğunu düşünse bile, “düşünmek” sözcüğünü burada işlevsel olarak kullanıyorum – bunu da söyleyeceğim , insan gerçekten şimdilerde neler olup bittiğini gerçekten anlamıyor, demek istediğim şu, çok çeşitli yollarla eski insan benliği yavaşça salıveriliyor. İnsanlar bunu anlamıyor.
Evet, etrafındanızda hala asılı durup duran o veçhenize, o parçanıza, “ Kapa çeneni, Ben nefes alacağım. Hepsi benim.” deyin. Vergi ihbarı, ipoteğin paraya çevrilmesi – evet! – bütün bu şeyler.
“Oh, hayır, hayır, Adamus! Ben bunu beceremem!” Evet, yapabilirsiniz. Bir kere hepsinin sizin enerjiniz olduğunu idrak edin, hatta size olan gerçekten kötü bir şeyi yargılamanız, bir çoğunuzda kendi özdeğerinizle ilgili bir çok şey, “Oh, Yanlış bir şey yapmış olmalıyım” ya da “Adamus'u dinlemedim” ya da “Adamus saçmalıklarla dolu” ya da benzeri şeyler var. Bırakın şunları! Hepsi bu kadar basit. Sizin enerjiniz. Ona nefes alın.
Haydi, tekrar yapalım, ne olduğunun önemi yok, derin güzel bir nefes alalım.(Adamus derin bir nefes alır) Vergi sorunlarınız var, (hala nefesini tutar) sağlık konularınız var, “ Benim aile sorunlarım var, ilişki sorunlarım var. Ben daha fazla nefes alacağım, çünkü hepsi sadece benim enerjim ve ben tadını çıkartacağım ve enerjinin bir Üstat olarak bana hizmet etmesine izin vereceğim. Bu enerjiyi sindireceğim. Nefesle alır almaz, hemen dışarı üfürmeyeceğim.” Herşeyle ilgili olarak bir Üstat gibi yaşamak budur.
Biliyorum, biliyorum, siz bana, “Oh, Adamus. Anlamıyorsun.” diyorsunuz. Size hiç kristalde ki hikayemi anlatmış mıydım, aşağı yukarı 100,000 yıl kadar süren? Evet, Çok iyi anlıyorum. Neye benzediğini anlıyorum ama aynı zamanda tüm bu mazeretlerle, düşünmeler ve benzeri şeylerle nasıl bir tuzağa yakalandığınızı da anlıyorum.
Sizin anlamadığınız ise bunun bu kadar basit olduğu. Yalnızca sizin enerjiniz! Bırakın size hizmet etsin. Evet, başlangıçta ona kendinizi açtığınızda , sanki bir nehirde, süratle akan bir nehirde sürükleniyor muşsunuz gibi görünebilir ve sonunda akıntıya kapılır ve de kurtulup kurtulamayacağınızı merak edersiniz. Bu ne biliyor musunuz? Sadece eski insani bir kavram. Sadece bazı değişikliklerden geçiyorsunuz ve sonunda şelalelerin aktığı bir göletin kıyısında, güzel bir müzik çalarken, tropikal bir çevrede, peri gibi varlıkların size içecekler ikram ettiği, etrafta hiç kimsenin olmadığı bir kumsalda bulursunuz kendinizi. Akıntıyı geçtikten sonra olacak olan budur.
Evet, güzel derin bir nefes daha alalım, tadını çıkartalım ve sonra da onu sindirelim. (Adamus derin bir nefes alır). Herşey. Birkaç şey değil, her bir şey (tekrar nefesini tutarak) – bekleyin, sindiriyorum – her şey. Hayatınızda ki her şey. Ne olduğu, hoşlanıp, hoşlanmamanız umurumda değil. Hepsini ayni sepete koyun, onu nefesleyin, sizin enerjiniz ve çok düşünmeyi bırakın. Çok düşünmeyi bırakın. Tamam, güzel.
Evet, aklımdayken, bunu söyleyen sadece ben değilim. Geçiş yapan şambra da, özellikle bu yıl ayrılan Şambra da söylüyor. Onlar bu tarafa gelip, anladılar, “Oh, tanrım! Bu eski konulara nasıl da inanmış, onları beslemiş ve zihnimde evirip çevirmişim.” Linda Farrell kafasını sallayarak, şöyle diyor, “Bildiğiniz gibi, beden sorunlarım hakkında çok düşündüm.” Evet, yani –bir dakika bekleyin, küçük bir konuşması olacak. Bedenini hiç bir zaman sevmediğini söylüyor. Çok önemli! Büyük mesele! Yani, o, “Oh, ama, benim bedenim hayatımda daima negatif bir şeydi. Ben görüntümü hiç sevmedim. Diğer insanlarla kıyas ettiğimde hiç hoşlanmadım. Yani, hep “büyük beden” konusu yüzünden bir hayli özdeğer kaybına uğradım.”
Çok önemli. Aşın bunu! Aşın bunu ve Özgür Enerji Bedeninize girin, şimdi. Atasal bedeninizi aşın. Özür dilerim Linda, atalarının her ne beden sorunu varsa da, ama şunu deyin, “Hey, artık bitti. Aşın onu. Ben kendi yolumdayım şimdi, Özgür Enerji Bedenimdeyim.”
Linda ayrıca – bu Linda değil, but Linda Farrell, şunu da söylüyor.
LINDA: Bekle, bekle, bekle. Linda'yı buraya getirelim.(sandalyesinden yer açmak için kalkar).
ADAMUS: Oh, Linda Farrell'i buraya getiriyoruz.
LINDA: Evet, evet, evet.
ADAMUS: Güzel. Bakın, şimdi onun bir bedeni yok. Artık sorunları yok.Ama o şimdi sizlerle duyumsal hayatın tadını çıkartamıyor. Size şöyle diyor,“Evet, bedenimle ilgili olarak çok düşündüm ve onunla yıllar, yıllar, yullar boyu mücadele ettim. Bu benim O.M 'm idi. Operasyon Metodumdu. Zihinsel ya da bedensel bir sorun olsun, ilişki sorunu olsun ya da benzeri bir sorun olsun mücadele etmeye çalıştım. Bütün savaşım boşmuş,” “ Bütün bu savaş hiç bir şey içinmiş!”
Siz bunu yapmak zorunda değilsiniz. Hiçbir şey için mücadele etmek zorunda değilsiniz. Linda bu fikre katılarak, “ Hepsi tamamen faydasızmış. Şimdi hepsinin benim enerjim olduğunu anlıyorum. O'nu için, onu nefesleyin, onu yaşayın, hepsi benim. Kanser bedenimi yakalasa kaygılanmak zorunda değilim, aniden KOVID' i, tekinsiz hayaletleri, dış varlıkları ya da benzerlerini çekecek bir mıknatıs olsam da kaygılanmak zorunda değilim.”
Hepsi sizin. Hepsi sizin, o halde onu nefesleyin, onu yaşayın. İşte bu kadar. Tamam. Teşekkür ederim. Easa'lı Linda istersen geri gelebilirsin, Hoş geldin.
LINDA: Oh. Böyle mi davranacaksın?
ADAMUS: Hayır, kendim olacağım, (Adamus kıkırdar). Gündemimiz de sıradakine geçelim.
İlerliyoruz
Biz şimdilerde bir çeşit tuhaf bir ara zamandayız. Bu -ara zamanda - gezegende, bir hayli gerçek bedenlenmiş Üstadımız var. Onlar izin verdiler. Hatırladılar ve idrak ettiler ve bütün olan bitenin içinde gerçekten idrak ettiler. Onların kaç tanesinin kocaman katartik, yıldırımlı-şimşekli cinsten Gerçekleştirim yaptığını biliyor musunuz ? Kaç kişi olduğunu tahmin edebilir misin, Linda? Biz bedenlenmiş Şambra Üstatlarda 1600 e yaklaşıyoruz. Bunların kaçı ‘ sabah uyandı ve değişik bir kişi oluverdi’ ya da yıldırım gibi ışıklar içinde kaldı ya da kozmik bilinç gibi bir deneyim yaşadı?
LINDA: Çılgın ve büyük?
ADAMUS: Evet, evet, evet.
LINDA: Galiba hiç biri.
ADAMUS: Evet, bu doğru, hiç biri. Hiç biri. Buna gerek yok. Kendinizi böyle bunaltmanıza gerek yok. Bu sadece lanet biçimde uzun süre kendinizi geri tuttuğunuzda olur. Bu kendinize, sözünü ettiğim o nehirde bir çeşit set koyduğunuz, şu ya da bu nedenle kendinizi geri tuttuğunuz zaman olur. Kendinize inanmazsınız ve siz – bilmiyorum, yani işte – siz sadece oyunu uzatmak istersiniz ve kendinize set çeker ve geri tutarsınız ve sonra da Gerçekleştirim hakkında konuşarak kendinizi heyecanlandırırsınız– siz onun hakkında konuşursunuz, hepsi zihinseldir ve aslında onu yapmazsınız. Sonra bir gün koyduğunuz set patlar ve lanet olası Gerçekleştiriminiz olur. Birdenbire o size gelir ama özellikle olmasa da, çoğunlukla bunaltıcı olur. Ben bunu yapmanın en iyi yolunun, biraz havai fişek ve güzel bir kadeh şarapla olduğunu söyleyeceğim.
Evet, Gerçekleştirimine izin vermiş olan bir çok Şambramız var. Bunlardan hiç birinin Gerçekleştirimi harika büyük, dramatik, melodramatik tipte bir senaryoyla olmadı. Bu gerçekleştirim onlara kolaylıkla geldi. Sadece idrak etmiş olduklarını, idrak ettiler.
Evet, bir çok başka Şambramız da, ben onlara Sooners- Eşiktekiler, diyorum. Sooners. – Cauldre bana Oklahoma'da bu isimde bir futbol takımı olduğunu söylüyor, ben futbol takımından söz etmiyorum. Ben, Sooners-Eşiktekiler'den söz ediyorum. Onlar, Gerçekleştirimlerinin kıyısında olanlar, – the Sooners, pek yakında Gerçekleştirim yapacak olanlar– onları tutan bir çeşit kalıp var. Havada iniş izni bekleyen uçakları bilirsiniz, iniş izni verilmesini bekleyerek havada tur atarlar. İşte bu tutma kalıbıdır ve siz kendinize izin vermeyi bekleyerek gezinirsiniz. Dışarıdan bir tetikleyici beklersiniz ve böyle bir şey olmaz. Hepsi size bağlıdır.
Evet, bunu söylüyorum çünkü işte biz bu ara zamandayız.Bir çok Gerçekleştirim yapmış Şambra Üstat var ve bir bakıma hayatlarında öyle büyük değişiklikler olmadı. Aslında, bir bakıma hiç bir şey değişmedi, ama her şey değişti. Biliyorum şimdi bu size çelişkili geliyor, ama anlayacaksınız. Hiçbir şey gerçekten değişmedi. Hala sabah kalkıyorlar. Hala bir fincan kahve içiyorlar ve sonra tuvalete koşuyorlar ve hiç bir şey gerçekten değişmedi, ama her şey değişti ve bunda bir güzellik var. Yani, başka bir anlatımla, aniden banliyöde bir evde yaşarken, gidip ilçede bir evde yaşamaya başlamıyorsunuz. Böyle değil.
Bizim bir grup Sooners- Eşiktekiler'imiz var. – “ Eninde sonunda yapacaklar.” Gerçekten size kalmış. Ben şimdi, konuşmalarımı hem Gerçekleştirim yapmış hem de Gerçekleştirim yapmak üzere olanlara göre düzenliyorum ve bu biraz zor oluyor. Çünkü, ben hazırlığa giriştiğimde, benim hazırlığım daha sonra her ne zaman olursa konuştuklarımı dinleyecek her bir kişiye temelde uyumlu olmayı içeriyor. Benim hazırlığım böyle ve ben ele alacağım enerjiyi, hedefimi hissediyorum. Sözcüklerle çalışmıyorum, o kısım daha ziyade Cauldre'ye kalıyor. Ben enerji odaklanmasında çalışıyorum ve sadece ana hedef alanda değil, başka alanlarda da çalışıyorum. – Odağımı burada nereye koyayım? – bugünlerde bu biraz zor oluyor, çünkü Gerçekleştirim yapmış ve de yapacak olanlarımız var, Sooners-Eşiktekiler. Öyleyse nereye odaklanmak lazım?
Evet, şimdi burada ne yapıyoruz. Ben önderliği alıyorum ve sonunda idrak emiş olduklarını kabul eden, kendilerine izin verenlerle uğraşıyorum. Ben ön cepheyi alıyorum, evet, bunların çoğu Ki-Hak'çılardan. Bizim burada, Şaudlarda konuştuğumuz bir çok şey Ki-Hak'lardan geliyor. Ki-Hakçıların çoğu bunu biliyor ve sanırım çoğu da aslında bunu sevip, takdir ediyorlar. Biz – “test” ediyoruz ama bu doğru söz değil, eh, “deneme” de doğru sözcük değil– biz Ki-Hak'da önce açığa çıkarıp, ele alıyoruz. Biz bakıyoruz – “biz,” derken ben ve bana yardımcı olanlar– Biz, Şambra ne tepki gösterir diye bakıyoruz. Bilinçte olan değişimlere bakıyoruz.
Evet, Ki-Hak' da bir nevi önceden ortaya koyuyoruz. Orada, Şaudlarda her zamana yaptığımızdan daha derinlere iniyoruz, ama önce Ki-Hak'ta ortaya koyuyor ve sonra Şambraya getiriyoruz. Benim önderliğimde ve bir çok Ki-Hak'çı ile birlikte. Ben başı çekiyorum, bu da bulunmak için güzel bir pozisyon.
Arka da – arka kötü bir yer değil, ama arka plan – itici, bir nevi hareket ettirici olarak, sevgili arkadaşınız Kuthumi var. Kuthumi.
Kuthumi hep filin arka kısmını alır. Bu defa da Şambranın arkasında. Ama o hep karışıklıkları temizlemeyi sever, ne demek istediğimi anlıyorsunuz, sanırım. O pozisyonlara aldırmaz. Bunda neşe ve sevinç bulur ve, “Hey, bunu birinin yapması gerek. Bu ben de olabilirim.” der.
Şimdi bütün bunların ortasında koşuştururken, bir de geçiş yapmış Şambralarımız var, özellikle FM gibiler var, Sart var, ve onlar da bir aşağı bir yukarı koşuşturup, Şambra'ya replik veriyorlar , “ Haydi ama! Haydi yapabilirsiniz! Bak bana, ben yaptım!” diyorlar. Evet, bizim Şambradan gelen cesaretlendirmelerimiz de var. Benim odağım, hedef bölgemdeki mesajlar gerçekten daha ziyade izin verenlere- bırakınolsun, izin verin. Eğer bazen mesajları hissediyorsanız ve bu mesajların bir alanda odaklanmadığını hissediyorsanız, bu muhtemel olarak doğrudur. Çünkü ben diğerlerini de dikkate almak zorundayım.
Ama temelde neden buradayız, özellikle bu Şaud dizisinde ne yapıyoruz. Gezegende Üstat olmak neye benziyor? Neye katlanmak zorundasınız? Nelerden geçeceksiniz ?
Daha önce bu grubun yaptığını hiç kimse yapmadı. Modern zamanlarda bir kaç kişi, grupla ya da grupsuz yaptı, çok az kişi yaptı bunu. Böylece biz, sonradan gelecekler için“ Gerçekleştiriminize izin vermek ve gezegende kalmak nasıl bir şey?” buna göz atıyoruz. Her gün tasasız, neşe dolu olmayacak. Zorluklar olacak çünkü hala toplu bilincin içindesiniz. Meydan okumalar olacak. Ama biz bunları tartışabildiğimiz için siz yalnız olmadığınızı, başkaları da olduğunu anlayacaksınız ve illa da yapmaya çabalamak isteyeceğiniz bir şey olmayacak, başka bir anlatımla kendinizi biraz daha mutlu etmek için toplu bilinci düzeltmeye çabalamayacaksınız. Ama hem toplu bilincin içinde olup, hem de toplu bilincin sizi bunaltmasına, mahal vermeden, günün neşesini kaçırmaksızın, onu farkında olmayı öğreneceksiniz.
Evet, bununla derin bir nefes alalım- Eşiktekiler için, pek yakında idrak edecekler için, hali hazırda izin vermiş olanlar için.
KOVID
Gözden geçireceğimiz bir sonra ki konumuz KOVID.
Biliyorsunuz, ilginç konu. – Durumu genel olarak gözden geçireceğim ve dünyadaki ve evrendeki tüm şefkatle KOVID'in ne anlama geldiğini söyleyeceğim. Gezegende, insanların değişim istemesine neden olabilecek yeterli bilinç vardı. Değişim bir çok, bir çok, bir çok farklı yollardan olabilir. Ben KOVID en iyi yoldu, demek istemiyorum. (Belle havlar), ama değişim gezegeni saran bir virüs gibi bir şeyle de gelebilir. Bütün bu enerjilere tepki veren Belle var. Heh.tamam,Linda'nın Belle'yi görmek için yer boyunca nerdeyse süründüğünün resmini gösterebilirsiniz (Linda kıkırdar) ; Belle şu anda harika bir rüya görüyor.
KOVID, gerçekten yılın en başlarında, hatta şimdiye göre bir yıl öncesinde başladı ve tüm gezegeni sardı. Bir çok hayatlar aldı, bir çok hayatlar. Bir çok insanı hasta etti, ama her şeyden öte yaptığı şeyle, gezegende bilinci değiştirdi.
KOVID'in yaptığının zorluğu kadar-özellikle bütün bu ölümler ve çevresindeki korkuyla birlikte- zor olan bir şeyi, ona nefes alabilmenizi istiyorum. Evet, biliyorum bu zor çünkü, “Oh, ama bütün insanlar öldü,” diyeceksiniz, ama boşuna olmadı. Boşuna değildi. Gezegene değişimin gelmesi içindi ve ayrılan insanlar zaten gerçekten gitmeye hazırdılar. Ben küçümsemeye ya da önemsizleştirmeye çalışmıyorum, çünkü bir çok insan, bir buçuk milyon insan KOVID sonucunda öldü. Gün boyu sayıları tartışabilirsiniz ama öyle ya da böyle olmasının önemi yok, yaklaşık bir buçuk milyon insan KOVID'in doğrudan ya da dolaylı sonucu olarak hayatını kaybetti.
Ben şimdi size meydan okuyorum, Üstatlar. Ona nefes alın. Ona nefes alın, çünkü gezegende onun sonucunda bir çok değişiklik ortaya çıktı. Bunu yapmanın daha iyi bir yolu yok muydu? Günün sonunda, evet, virüs, hastalık ya da savaş olsun, nihayetinde evet, aslında bu gezegende ki bilinç bunu farklı bir şekilde yapabilir miydi, bilmiyorum. Aslında KOVID sonucunda hayatını kaybedenleri onurlandırarak, şimdi neden olduğu değişimlere ve gelecekde neden olacağı değişimlere bakarak, çok zekice bir yol olduğunu söyleyecek kadar ileri gideceğim.
Evet sizin şimdi bunu bir an için hissetmenizi istiyorum. Siz şimdi, geçiş yapmış olan bir buçuk milyon insan için şefkatle, gezegendeki KOVID dinamiklerine nefes alın. Geçiş yapanların çoğu, geçmişte Yakın Dünya katlarında takılıp kalırlardı –yüzde 80, 85'i kesinlikle Yakın Dünya katlarında mahsur kalırdı – şimdilerde kozmozda olan tüm bu değişimlerle birlikte, şimdi hemen hemen – sayıları doğru vereyim– yüzde 70'i Yeni Dünyalara gidiyorlar, şimdilerde yüzlerce Yeni Dünya var; KOVİD sonucu öldükten sonra, Yakın Dünya katlarından geçiyorlar ve Yeni Dünyalara gidiyorlar.Yüksek bilincin, şeyleri farklı yapmanın, artık aynı eski kalıplara dönmemenin çekimiyle artık oraya gidiyorlar. Yakın Dünya katları kelimenin anlamıyla, - genelde insanlar ölünce oraya giderler ve başka bir yaşam için dünyaya emilmeden önce orada oyalanırlar- şimdilerde yakın Dünya katları bile değişiyor.
Eğer bu konuda daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Ölüm Rüya Yürüyüşü,'nde Yakın Dünya katları ve geçilen çeşitli düzeylerle ilgili harika ayrıntılara giriyoruz. Uzun süre boyunca Yakın Dünya katları insanların öldükten sonra gittikleri, beraberlerinde taşıdıkları çöpü gerçekten salıveremedikleri, gezegene, daha önce yaşadıkları aynı küçük kasabaya, aynı lanet olası aileye, aynı engel kalıplarla geri emiliverdikleri kokuşmuş toplu bilinç bulutu gibi bir yerdi.
Bu şimdi KOVID ve sizin yaptığınız çalışma ile, meleksi ailelerin, Baş Melekler Düzeninin kapanması ile değişti. Şimdilerde giderek daha fazla insan, başka bir yaşam için geri gelmeden önce, çok daha fazla yenilenmenin olduğu Yeni Dünyalara gidiyorlar. Oralarda çok daha fazla bilinç var. Doğrudan Yakın Dünya katlarına giderseniz ve oralarda konfor alanınızda, öfke alanınızda ya da özdeğer yoksunluğu alanınızda takılıp durursanız, gezegendeki bilinci değiştiremezsiniz. Pek fazla da bir şey olmaz, çünkü gittiğiniz gibi geri gelirsiniz. Genellikle gezegenden ayrılırken sahip olduğunuz dinamiklerin aynılarıyla geri gelirsiniz. Bu durum, bu yıl olan şeylerin sonucu olarak değişti.
Evet, şimdilerde kurulmasına yardım ettiğiniz, geçmişte öğretmeye yardım ettiğiniz, Yeni Dünyalardan birine gittikleri zaman, – artık bunu pek yapmıyorsunuz, yapacak başka şeyleriniz var – gerçekten yaşamlarının dinamiklerine bakıyorlar. Şimdilerde Yeni Dünyalarda muazzam bilgelik var, oralarda “ atasal aile ile başka bir yaşam trenine atlayıp dönmeden önce belki de farklı bir şeyin zamanı.” diye, bir göz atıyorlar.
Böylece, geri dönecekleri zaman, – bazıları hali hazırda döndüler –döndükleri zaman, daha fazla bilinç ve fakat daha az yükle geri geliyorlar. Düşündüğünüz gibi tamamen temiz ve özgür değil ama daha az yük ve daha fazla bilinçle geri geliyorlar. Onlar kozmoz da gerçekten artan bilgeliğe kendilerinde izin verdiler.
KOVID'i nefesleyin, onun sonucu ayrılanlar ve geri gelenler için nefes alın. Biliyorum siz, “Evet, ben bir hastalık için nefes almak istemiyorum” diyorsunuz. Lanet olsun, nefesleyin onu. O hastalık değil, sadece enerji. Sizin gibi bilge bir varlığa gelene kadar dengesinden çıkmış olan enerji.
KOVID'in diğer bir faydası; kitlesel ölçüde dünya da değişim. Şimdi kaçınız, “Pekala ama ben bu konuda bir şey okumadım. Büyük değişim ile ne kast ediyorsun?” diye düşünüyor. Evet, henüz yazmıyorlar çünkü şu sıralarda hala gelişmeler sürüyor ve bunların bir çoğu KOVID kadar dramatik çekiciliğe sahip değil.
Bu medikal araştırmalarla ilgili olarak diğer bazı toplantılarımızda konuştuk. Dünya bir araya geldi; bu zaman zarfında dünya medikal topluluğu bir araya geldiler. Ekonomik güdülerle, 'Bir cevap bulmak zorundayız,” dediler. “İnsanlar işsiz. İnsanların işi yok, evlerini kaybediyorlar, açlık çekiyorlar. Biz ekonomi motorunu çalışır tutmak zorundayız,” dediler. Bu daha sonra bir şaka olarak neticelenecek olsa da, şimdilik hayatları kurtarmak kadar geçerli itici neden, ekonomik aslında. Ben buna tamamen alaycı yaklaşmak istemiyorum ama hayatları kurtarmak, acılara çare bulmak kadar bu da var. Ama KOVID'e cevap bulabilmek için para, zaman, tutku hususlarında dünyada daha önce hiç görülmediği kadar medikal bir odaklanma var.
Söylendiğine göre, yakın zamanda aşılar geliyor– aslında şimdi ile gelecek şaud arasında ki zamanda – ama KOVID'i aşılar durdurmayacak. Aşılar değil. Gazeteler öyle söyleyebilir, – eh, Cauldre bana artık gazeteleriniz olmadığını söylüyor. Ne ayıp. Medya böyle söylemeyebilir ama eninde sonunda tuhaf bir şey olduğu artaya çıkacak. Bir biçimde sadece duracak. Ben size“tuhaf” sözcüğünü bilinç olarak kullandığımı hatırlatmak istiyorum. Farkı yaratan bilinç faktörü ve virüs artık beslenmeyecek. Siz buna aşı diyebilirsiniz ama çok farklı olacak. Medikal araştırmalar KOVID'e bir cevap bulma çabasıyla, RNA ve DNA nın ve insan genomunda ki her şeyin, insan bedeninin, dokuların, organların ve herşeyin derinlerine indiler. Medikal topluluk için bu harika gizemli bir avcılık gibiydi. Buldukları ise sadece bu grip hakkında değil. Buldukları şeyler tamamen yeni şeyler, örneğin DNA'yı anlamak gibi; bütün bu çalışmalarla, DNA araştırmalarına sadece bir yıl içinde 10-12 yıllık bir zıplatma yaptırdılar. Gezegene, insanlara yeni insan türü.'ne doğru girerken yardım edecek şeyler. Bunlar bir çok hastalığı anlamaya ve yenmeye yardım edecek.
Gezegenin finansal sisteminde muazzam derecede etki var. Ben bu yüzden komik olduğunu söyledim, çünkü KOVİD araştırmalarının bir çoğu onun finansal etkisini azaltmak için yapıldı. Ama sonunda şeylerin finanse edilme biçimini değiştirecek, para değişimini, paranın saklama biçimini değiştirecek. Tüm paranın enerji sistemi değişecek, aniden para birimi demode olacak, demiyorum. Ben, bu NESARA'nın ( Milli Ekonomi Güvenliği İyileştirme Hareketi)'nın komplo meselesinin, esasinda sadece bir dikkat dağıtma olduğuna işaret etmiyorum. Böyle şeylerin olacağını söylemiyorum ama insanlar işlerini, parayı ve aralarında ki parayı transfer etme şekillerini yeniden değerlendirecekler, diyorum. Ben bankalar yoldan çıkacak yada benzeri bir şey olacak, demiyorum. Bu belirsiz bir konu. Yapacak bir şey yok.
Ben burada bir an için duracağım ve yön değiştirerek, komplolar üzerine konuşacağım. Bereket versin ki, çoğunuz komplolara yakalanmadınız. Ama bazılarınız yakalandı. Genellikle komplolar oldukça ters teperler. Olan bitenin gerçek ana noktasının vizyonunu karartırlar. Siz onların dibine dalarsınız ve onlar tavşan delikleridir. Çıkmaz sokaklardır. İnsanlar bunlara, bütünüyle hiç manası olmayan bu şeylere, korkularını, egolarını koyarlar ve bu komploları yaratırlar ve iyi niyetli ve de hatta mantıklı insanlar bile onlara yakalanırlar.
Son zamanlarda ortalarda bir çok komplo meselesi dönüp duruyor. Ben sizin bunların ötesine geçmenizi istiyorum. Bunların üstüne çıkın, haberlerde gün be gün gördüklerinize, komplolara değil, meydana gelen şeylerin enerjilerine bakın. Bunlarla yapacak bir şey yok. Haberler de bir nevi komplo var, diyeceğim. Çünkü gerçekten büyük resme bakmıyorlar. Büyük resimde değişim arzusu var; KOVID geldi; değişim oluyor; bazı insanlar, evet, ayrıldılar, ama onlar bile ayrılarak Yeni Dünyalara gittiler ve daha bilinçli varlıklar olarak geri geliyorlar; böylelikle gezegene daha fazla bilinç geliyor ve daha fazla değişim oluyor.
KOVID'i kötü görmeyi bırakalım. Biliyorum, bazılarınız kalpleri kanayarak “Oh, ama bütün bu zavallı insanlar.” diyorlar. Hayır. Bırakın bunu. Bir Üstat olarak, bütünün enerji mesajına bakın, bütünün enerji dinamiğine bakın. Gezegen değişmek istedi. Gezegen Makineler Zamanı'na doğru ilerliyor. Gezegen muhtemelen önümüzdeki 30 yıl ya da daha az bir zaman içinde tekilliğe doğru gidiyor. Şeyler değişmek zorunda.
Benim gördüğüm değişim, benim perspektifimden, benim yüksek perspektifimden – ben bir sürü insan eli komploya, saçmalığa, olgulara ve benzeri şeylere dahil olmadan söylüyorum- “olgular” diyorum çünkü olgular gerçekte olgu değiller- benim bakış açımdan şu sıralarda gezegende muazzam bir bilinç dalgası var.
Oldukça basit. KOVİD gibi ortaya çıkmış bir olayınız var, herkes evde olmak zorunda. İnsanlar uzun süre evde kaldıklarında, bir çok insanın en çok korktukları şeyi şeyi yaparlar. Kendilerini incelerler. Kendilerine bakmak zorunda kalırlar. Her gün ofise giderek, diğer insanlarla uğraşmak zorunda kalarak dikkatlerini dağıtamazlar. Alışık oldukları kitle bilincinin dikkat dağıtıcıları artık yoktur..
Kitle bilinci bu yıl gruplaşmama nedeniyle büyük değişim geçirdi. Hatırlarsanız, biz uzun zaman önce gruplaşmama üzerine konuşmuştuk, sanırım bir yıl önceydi. Gruplaşmama, artık atasal gruplarınızla takılmama- kaldı ki bu iyi bir şey- ile ilgili konuşmuştuk; artık ofiste gruplarla takılmamak, arkadaşlarla ve benzeri şeylerle takılmamak. Birdenbire kendinizlesiniz ve bu noktada bir çok insan “Ben kimim? Ben kimim” derler. Bildiğiniz gibi bu eve, kendi evlerine geri dönme çağrısıdır, bir çok dikkat dağıtıcıyı bırakmaktır. “Kimim Ben?”
Bir çok insan bunun akıllarına gelmesi ile birlikte ondan kaçarlar. Ondan kaçarlar. Bununla yüzleşmek zorunda kalmak istemezlerdi ama bir çoğu hayatlarında o sessiz anda dönüp, “ Evet, kimim ben?” dediler ve zihinlerinin onlara söyleyebileceğinin ötesinde, mantıklarının onlara söyleyebileceğinin ötesinde, içlerinde bir şeyi keşfetme arzusuyla – “Ben kimim? Neden buradayım? Neden her gün bu işe gidiyorum? Neden gerçekten mutlu olmadığım bu ilişki içindeyim? Neden bunu yapıyorum? Kimim Ben?” dediler.
Siz tam olarak neye benzediğini biliyorsunuz. Siz bunu yaptınız. Bu gerçekten ya uyanmanıza neden oldu ya da uyanmanızdan kısa süre sonra geldi. Şimdi tüm gezegen bunu yapıyor- herkes değil ama yeterli sayıda insan –böylece gezegende bilinç değişiyor.
KOVID'in pek yakında, pek, pek yakında azalacak ve çok kısa bir zaman süresi içinde gezegenden hemen hemen kaybolacak. Sonrasında giderek çok daha fazla bilincin ortaya çıktığını göreceksiniz. Bilinç, daha fazla bilinçlenen insanlar daha yaşlı olsa bile bilinç genç ve ham olacak. Ama benim olgunlaşmamış, ham dediğim bilinç biçiminde olacak ve Standartları arayacaklar. Ben herkese ne yapacağını söyleyen, grupları organize eden liderlerden söz etmiyorum. Bu eski model olurdu. Ama örnekler arayacaklar, hikayeler isteyecekler. Bol miktarda hikayeler, konferanslar değil. Onlara konferans vermeyin. Onlar bilinçlenenlerin ya da bilince ulaşan diğer insanların hikayelerini isteyecekler, sizin hikayelerinizi isteyecekler.
İşte bu yüzden sizi uzun süreden beri biraz daha fazla tiyatral olmaya cesaretlendiriyorum. Hikayelerinizden herhangi biri olabilir – diyelim ki sıkıcı bir hayatınız oldu– ben herhangi bir hikayeyi alıp, onu özel bir şeye dönüştürebilirim. En kederli hayatı alırim, berbat, zavallı bir aileye doğduğunuz, çok gençken annenizin öldüğü, dışarıda hiç iyi bir yemek yemediğiniz, birisiyle, hatta kendinizle hiç bir zaman yatakta iyi bir seks yapmadığınız, güzel bir spor arabayı asla sürmediğiniz, hiç seyahat etmediğiniz, işte tam bir sıkıcı hayatı- ben bu hayatı alıp, onu bir hikayeye dönüştürüp, özel bir şey yapabilirim. Ben yapabiliyorsam, siz de yapabilirsiniz. Hayatınızın ne kadar sıkıcı olduğu, hayal kırıklıkları, çıkmaz sokaklar yada yanlış yönlenmeler ve benzeri şeyler barındırması fark etmez. Güzel bir hikayeye dönüştürebilir, ve biraz abartmaya izin verebilirsiniz. Eserleri ve ismi olan yazarlara bir bakın. Biraz süslemelisiniz yoksa sadece sıkıcı bir hikaye olur. Ama biraz süsleme katarsanız, uydurmadığınızı anlarsınız. Süsleme gerçekte olanın bir parçası olur. Belleğinize hiç bir zaman asılı kalmamış ama gerçekten olmuş bir potansiyel olur.
Süsleme yalan söylemek değildir. Yalan söylemek, kasıtlı olarak, niyet ederek yalan söylemeyi seçtiğiniz de olur. Hikayenize süslenmiş bir açıdan baktığınız zaman, eğlenceli olur. Şu hiç bir zaman güzel bir öğün yiyememiş zavallı, kederli insan , biz böyle insanları, bilirsiniz, hikayelerde soğuk bir kış gecesinde pahalı bir restoranın penceresinden baktırırız ve içerisi sıcacıktır ve insanlar iyi bir şarap, peynir, harika bir sülün ve çukulata ile ziyafettedir, şömine yanmakta ve garsonlar hizmet etmektedir. İşte bu Charles Dickens tarzı bir hikayeye döner ama sonu iyidir., sizin iyi sonunuz, ve sonra öyle olur. Olur.
KOVID.'e nefes alın. Evet. Korkusuz ve cesurca tarzda, hımm? Herkes ondan kaçıyor. Herkes onun için dua ediyor. Onun sona ermesi için dua ediyorlar. Oh, bu işe karışmış bir çok dalavereci de var, ondan para, şöhret elde etmeye çalışıyorlar ya da ölümüne korkuyorlar. Dokuz aydır evlerine kapanmış haldeler, hiç bir yere gitmiyor, hiç bir şey yapmıyorlar. Kendi gölgelerinden bile korkuyorlar. Buna nefes alacağız.
Geçen gün birisinin kahrolası bir portal açtığını işittim, KOVID'i gezegenden bu kozmik portalla atacakmışız. !tükürür . Biz ona nefes alacağız. O sadece enerji, tam zamanında bir amaca hizmet için geldi ve evet, çok kişi gitti. Ama bundan gelen iyiliğe bir bakın, onlar Yeni Dünyalara gidiyorlar ve başka bir hayat için atasal karmanın eski kalıplarına kilitlenmemiş olarak, bilinçle geri geliyorlar. Ve sonra gezegen değişiyor, gerçekten değişiyor.
KOVID'den bir çok iyi şey de geldi ve Üstat iyiye bakar – zor kısmı görür, zorluklara şefkat duyar – ama meleklerin üst düzey perspektifinden bakar ve, “Bakın bu gezegene nasıl hizmet etti.” der. Ve takiben Üstat, “Bakın, bu zamanda burada olmayı nasıl seçtim. KOVID'e yakalanmamayı seçtim. Buna ihtiyacım yok.” Bildiğiniz gibi, Şambra'da dikate değer, dikkate değer, dikkate değer oranda az KOVID var. Bunu biraz düzeltmem gerek, Cauldre. Bazılarınız taşıyor ama semptomları yaşamıyorsunuz ve oldukça tuhaf olarak başkalarına geçirmiyorsunuz. Şambra'da KOVID oranı çok düşük, çünkü ona ihtiyacınız yok. Enerjiyi hissetmek için başka yollar var.
Siz burada, gezegende bir Üstat olarak bulunmayı seçtiniz. İnsanlığa olan garip bir empati ile ıstırap çekeceğiniz KOVID 'e yakalanmak yok. Bizim ıstırapla işimiz bitti! Bitti, bitti, bitti acıyla işimiz bitti! Daha fazla ıstırap istiyorsanız, onu istemeniz için ben size size ıstırap çektiririm! (Adamus kıkırdar) Biz bunun ötesindeyiz.
Üstat buraya gelir, KOVID'in sonucunda onun gezegene getirdiği iyiliği anlamak için ona yakalanmak zorunda değildir. Evet, yayınlarınızda bunu duyurun. Tüm facebook'a koyun, “Oh, bakın Adamus Saint-Germain ne diyor, ‘Herkes KOVID olmalı ve ölmeli.’” Her neyse. benim söylediğim, Üstat enerjinin dinamiklerini anlar ve kendini bütün bu düşünce ve beyin zırvaları ve dualara kilitlemez. Geçen gün birisinin KOVID için küresel meditasyonu vardı. Onun ne yaptığını düşünüyorsunuz? Siz yalnızca KOVID'i pekiştirirsiniz küresel olarak! Hepiniz oturacaksınız ve bu kaygı meditasyonunu yapacaksınız,“Ohhh! Bu KOVID'i başımızdan atmalıyız.” Hayır, biz onu nefesleyeceğiz. Biz onu bize hizmet etmesine izin vereceğimiz doğal enerji haline geri getireceğiz. Bu konuda atılacak başlıklar için sabırsızlık içindeyim. Ooh! Ah!
Doğrusal vs. Dairesel
Evet, konumuza gelelim. Sadece ısınma hareketleri yapıyordum, sevgili Linda. Konuya gelelim. Bunun için çizim tahtasına ihtiyacım var, sakıncası yoksa. Biraz yazacağım oraya, eski okulların tarzında tahtaları pek sevdiğimi söylemem lazım. Siz bazan yüksek teknolojiden hoşlanıyorsunuz. – Oh, sen yazacaksın.
LINDA: Tamam.
ADAMUS: Biraz bu tarafa gel. Kameradan korkma. Isırmaz. Hayır, orada değil, bu tarafa gel. Buraya gel. Orada dur. Güzel, güzel. Sandalyeni buraya alacağım ve gerçekten kibar ve yakın olacağım. Derin bir nefes al.
LINDA: Oh!.
ADAMUS: Derin güzel bir nefes al. Ah! İyi hisset miyormusun? Şimdi KOVID'e nefes al. Son derece ciddiyim. İzle. (Adamus derin güzel bir nefes alır ). Ahh! KOVID! Evet! KOVID! Sadece enerji! Sadece enerji o, ona nefes almak için, -şu sıra gezegene nasıl hizmet ettiğinin bilişiyle- onunla bir kontrat yapmaya gerek yok. Daha iyi hissediyor musun? (Linda sadece gözlerini dikmiştir.). Ateşin nasıl? (alnına dokunur) Ooh! Hayır. Bir şeyin yok. (Adamus kıkırdar). Güzel.
Pekala. Ben buraya bir çizelge yapmak istiyorum, sakıncası yoksa, Linda. İki sutunlu olacak.
LINDA: Tamam.
ADAMUS: Sayfanın en üstüne yaz “Ve.”
* Linda nasıl yazacağını soruyor. Çeviri de anlam karışıklığı olmasın diye bu orijinal şeklini koruyacağım.
LINDA: A-n-d mi yoksa A-e-n-d?
ADAMUS: A-n-d. A-n-d. VE.
Birinci sütun “doğrusal.” olacak, diyelim. Oraya “doğrusal.” yaz.
LINDA: Tamam. Tanrim!
ADAMUS: “Doğrusal.” olarak yaz. Bugün biraz enerjiğim. Ben bugün enerjiğim, çünkü çok şey oluyor. Gerçekleştirim yapmış Şambralarımız var. Gerçekleştirim yapmak üzere olanlarımız var. Eşiktekiler=Sooners. Gezegende tüm bu dinamiklerimiz var. Çok şey oluyor. Tutkumuzun merkezindeyiz. Ben de bir biçimde, tutkumuzun merkezindeyim.
LINDA: Tamam.
ADAMUS: Şimdi zamanı – (şaplak!) – uyan Şambra!
LINDA: Pekala!
ADAMUS: İşte bu kadar. Buradayız. Tamam.
LINDA: Teşekkür ederim. Ben uyanığım.
ADAMUS: Güzel. Güzel. Oraya da“dairesel.” yaz.
LINDA: Dairesel.
ADAMUS: Dairesel.
LINDA: Tamam.
ADAMUS: Düşünme hakkında konuşacağız. Düşünme. İnsanlar çok fazla düşünüyor ve başka bir şey bilmiyorlar. Ama bunu yapmanın başka bir yolu var. Bizim burada yaptığımız, VE yolu. Başka biçimde yapma yolu var. Hala düşünebilirsiniz. Düşünmeye gerek var, çünkü bir araba sürmek için için düşünmek zorundasınız, değil mi? Çok düşünmek zorunda değilsiniz. Umarım, araba kullanırken, sürücü el kitabını okumazsınız. Ama hız limitini düşünürsünüz, diğer arabaları, yol çizgilerini, motor gürültülerini bunun gibi şeyleri düşünürsünüz. Evet, düşünürsünüz. Bu işin bir parçasıdır, düşünmek insan doğasının harika bir parçasıdır. Ama sadece düşünüyorsanız ve deneyimlemiyorsanız, eğlencenin üçte ikisini kaçırıyorsunuz.
Başka bir anlatımla, arabaya binebilmelisiniz ve insan parçanız arabayı kullanmak için neler gerektiğini düşünebilmeli, bu tamamen uygun. Bu doğrusal. Ama devamında yolda olmanın zevkini deneyimlemelisiniz. Özellikle çok fazla trafik yoksa ve etrafında harika bir manzarasıyla, o hoş dönemeçleriyle kıvrımlı açık yollardan biriyse. Gidceğiniz yer burası. Burada bulunma nedeniniz işte bu. Siz burada düşünmek için bulunmuyorsunuz. Gideceğiniz yer burası. Düşünceyi, işte böyle deniz kenarında bir yolda, güzel, açık bir yolda hızlı araba sürme deneyimini yaşamak için kullanmak. Düşünme bu kısımla ilgili. Burada bulunma nedeniniz deneyimlemek. Burada düşünmek için bulunmuyorsunuz. Tanrım, bütün hayatınızı sadece düşünmekle geçirirseniz bu, yaşamınızı boşa geçirmek olurdu. Hayır, düşünmek burada deneyim için hizmetinizdedir.
Ama, bildiğiniz gibi, çoğu insan sadece düşünüyor ve araba kullanmanın nasıl bir şey olduğunu, arabada olmayı, üstü açık bir arabada, çalan müzikle sadece zevk çıkarmayı deneyimlemiyor. İşte deneyim bu. Çoğu insan sadece düşünüyor ve deneyimlemeyi unutuyor. Ama Üstatlar, farklı yaşarlar.
Evet, tam buraya, ilk yazacağımız “mantık.” İnsanın doğrusal dünyasında, mantık var. Arabayı nasıl çalıştıracağınızi, nasıl süreceğinizi, odağınızı nasıl muhafaza edeceğinizi düşünürsünüz. Trafiği düşünürsünüz. Benzini ve benzer şeyleri düşünürsünüz. Bunların hepsi güzel. Özellikle, bir arabayı sürmek ya da bir dinamiti bağlamak için mantık harikadır. Gerçekten, düşünebilmek iyi bir şeydir.(Linda kıkırdar) Evet, ama deneyim de vardır.
Evet, bu sütuna ne koyalım? Mantığın Üstat tarafının karşılığı ne olsun? Linda, hiç …?
Fantazi!
LINDA: Ohh!
ADAMUS: Fantazi.
LINDA: Güzel.
ADAMUS: Şimdi, fantazi sözcük olarak orijinalinde “hayal etmek.” demek. Ama, sözcüğün daha derin kökenine inerseniz, kaynağında“içinden geçmek, açmak ve izin vermek.” anlamlarını da bulursnuz. Fantazi.
Şimdi fantezi için, bir çoğunuz , “Oh, Ben fantazi severim.” diyeceksiniz. Evet, filmlerde seversiniz, ya hayatta? Hayatta fantaziye ne dersiniz?
Siz, “Hayır, ben yapamam. Mantıklı olmak zorundayım.” dersiniz. Hayır, aslında, Üstat fantazi içindedir. Fantazi gerçek olmayan anlamında değildir ve tekrar sözcüğün orijinaline dönersek, orijinal anlamının “gerçek.” olduğunu görürürüz. Bazı kadim dillerde, fantazi aslında gerçek demektir.
Bir çok kişi fantaziye karşıdır çünkü, “ Yani, insanlar bana gülerler,” ya da “ Gerçek değil. Uyduruyorum.” Uyduramayacağınızı size daha ne kadar sıklıkla söylemem gerek? O sizin henüz ifade edilmemiş bir parçanız. Evet, Üstat fantaziye izin verir.
Fantazi sadece diğer gerçekliklere ve potansiyellere kurulan gündüz düşü anlamına gelmez. Fantazi siz insan formundayken de olabilir. Fantazi.
Fantazi de, periler ve doğa devaları, gerçek üstü şeyler, artık fantazi kitaplarında okuduğunuz bir şey olmaktan çıkar. Onlar gerçektir. Onlar gerçek tirler. Ama yalnızca mantıklı olursanız, onları görmez ve hissetmezsiniz. Onlar gerçektir. Etrafınızda bir fantazi dünyası var ve siz, bir Üstat olarak kendinize Fantastik olma iznini verin. Evet. Sevdim bunu.
Üstat fantastiktir. Üstatlar fantazi yapar ve bu uygundur. Kendinizi geri tutmazsınız. Kendinize günde sadece beş dakika fantazi izini vermezsiniz. Fantazi içindesinizdir. Böylece enerjiyi cezbedersiniz ve gerçekten mantık içinde olduğu kadar fantazi içinde de yaşarsınız. Doğrusal yaşam ile Üstat yaşamının niteliklerinin kombine edilmesi, bir kaç kişi bireysel olarak yapsa da, daha önce hiç bir grup tarafından yapılmadı.
Bununla derin bir nefes alalım ve bir sonra ki konumuza geçelim. Doğrusal olarak zamanımız var.
LINDA: Oof.
ADAMUS: Zaman. Ki-Hak' da zaman hakkında çok konuştum, belki de bıktırıcı derecede, çok fazla derecede, ama çok önemli. Zaman, iyi ya da kötü her şeyi yerinde tutan yapıştırıcı. Zaman yerçekimini getiriyor ve ben buna UzayZaman diyorum, oraya, altına yaz. Onlar, gerçekten aynı şeyler. Zaman. Zaman harika bir şey. Zaman size ne zaman çalışmak zorunda olduğunuzu, ne zaman fatura ödeyeceğinizi söyler. Bir çok iyi şeyler yapar. Metaforik olarak söylersek, yol boyu arabanızı sürmenizi sağlar. Zaman, herşeyi birbirine bağlar.
Zamanın zıttı ne olabilir? Ki-Hak'çılar yanıtı biliyorlar. Geçenlerde konuştuk. Şimdi Ki-Hak'çı olmayanlara soralım. Ben, Ki-Hak'çılara “zaman içermeyen,” ve zamansız anlamında bir sözcük bulmaları için meydan okudum. Bulacağınız sözcük içinde “zaman” sözcüğünü barındırmamalı, “zamansız” gibi olmamalı, bu uygun sözcük değil çünkü hala “zaman” sözcüğüne bağlanarak, “zamansız.” 'ı tarif etmeye çabalıyorsunuz. Herşeyin doğal durumu anlamında olan, ancak zaman elementi içermeyen hangi sözcüğü bulurdunuz, Şimdi anı mı derdiniz?
Bir çok sözcüğü elden geçirdik, çoğunda zaman elementi vardı yada içinde Latincede zaman anlamındaki sözcük vardı. İstediğimi karşılamıyordu çünkü ben içinde zaman geçmeyen bir sözcük istiyordum. Başka bir sözcük bulduk. Kollektif bir sözcük gibi olan; æterna'yı bulduk. A-e-t-e-r-n-a. İsterseniz bu sözcüğü şöyle heceleyebilir ve telaffuz edebilirsiniz ætherna – a-e-t-h-e-r-n-a. Her iki şekil de, æterna, ætherna, nasıl isterseniz. Anlamı “zamana ihtiyaç olmaksızın,” ve bu -Tüm Olan'ın doğal durumu. Zaman elementi içermiyor.
Sizin evreniniz zaman-temelli. Her şey zaman temelli. Sizin gezegeniniz inanılmaz zaman-temelli. Doğduğunuz andan ölene kadar her şey zaman temelli. Üstat zamanın dışında yaşar. Zamanın dışında yaşayarak, artık geçmiş ve gelecekle dahi sınırlanmazsınız. Üstat zamanda geriye yolculuk yapmayacağını anlamıştır, çünkü zaman yoktur. Üstat geleceğe de yolculuk yapmaz, çünkü gelecek yoktur. Burada – her şey yolundadır. Ben ona “Şimdi,” bile demek istemiyorum. Sadece-Olma-. Bu Şimdi anına, sizler bir zaman ölçüsü koyma eğilimindesiniz ve, “ Tam şimdi.” diyorsunuz. Hayır. Sadece -Olma-. O,-Oluş- dur. O, her zaman Olan'dır. O, her zaman Olan'dır, böylece siz hem O'nda VE de zamanda bulunabilirsiniz.
Başlangıçta hayli kafa karıştırıcıdır. Şu sıralarda Şambra bunu rüyalarda deneyimliyor. Son zamanlarda tuhaf rüyalar görüyorsunuz çünkü zamansızlığı rüyalarınızda deniyor, yaşantılıyorsunuz. Bedeninizi, düşüncelerinizi, diğer insanlarla ilişkilerinizi nasıl etkilediğini görüyorsunuz. Şu sıralarda Şambra çok fazla rüya görüyor ve bu rüyaların çoğunluğu æterna'ya girişle ilgili. Siz, “ Evet, ama ben ya geçmiş yaşamlarıma ya da bu yaşamımda daha önce olmuş şeylere ilişkin rüyalar rüyalar görüyorum.” diyorsunuz. Evet, çünkü tüm bunları şu sıralarda æterna' ya koyuyorsunuz. Onları doğrusal zaman çerçevesinden alarak æterna' ya yerleştiriyorsunuz.
Haydi, æterna ile derin bir nefes alalım. Siz istemedikçe zamana gereksinimiz yok. Derin güzel bir nefes alın.
(duraklama)
Güzel.
Listemizde şimdi, “anılar” var. Anılar. Anılara gelince, onun altına da “gerçek” yazalım. Gerçekler.
Anılar ve gerçekler, ikisi de bütünüyle -tamam- değildir. Zamanda bir çok anılarınız var –onlar bir zaman çizgisi içindeler – ama onlar gerçekten tamamlanmamış haldeler. Ve siz, öyle olmadıkları halde, onların gerçek olduğunu iddia ediyorsunuz. Kısmen gerçek olabilirler ama bütünüyle gerçek değiller. Tümüyle hakikat değiller.
Evet, insanlar bu şekilde işlev görüyorlar ve bir de bunların içine“korku” katıyorlar, çünkü anıların içinde sıklıkla korku unsuru da vardır. Böylece, bir biçimde bunları bir araya getiriyorsunuz – anılar, gerçekler ve korkular – ve bu bir araya getiriş mantığınızı dikte ediyor.
Mantık, hiç de mantıklı değil. Siz mantıksal diye düşünüyorsunuz ve onu mantıklı kılmaya çabalıyorsunuz ama bir insanın hayatında verdiği her karar duygulara,- ya da daha yüksek bir şeye, şimdilerde bilinç – evet duygulara dayanır. Siz mantıksal diyorsunuz ama mantığınız sahip olduğunuz anıların gerçekliğini içeriyor ve siz bütün bunları korkularınız da dahil olmak üzere UzayZaman içine yerleştiriryorsunuz. Ama gerçekte, onlar duygularınız ve siz onlara mantık diyorsunuz. Herşey böyle.
Matematik – bu konuda tartışabiliriz ve ben buna memnun olurum çünkü matematikte bayağı iyiyimdir–ama matematik nihayetinde duygusal kararlardır. Ve bu, bugün ne yiyeceğinize karar verir. Ve de yine bu başınızın ağrımasına ya da KOVID'e yakalanıp yakalanmayacağınıza karar verir. Bunların hepsi duygusaldır ve siz mantıklıymış gibi yaparsınız. Böylelikle, gerçek Üstat dairesel ve açık yaşarken, siz mantık, zaman ve uzayı bir araya getirirsiniz, onları geometrik kare ve çizgilerden ibaret olan küçük konteynerlere ve kutulara koyarsınız.
Bir Üstat gerçekte – bir çok anı ve gerçeklere sahip olmak yerine – basitçe deneyimler. İşte bu,– “deneyim.” konusunun anlaşılmasıdır.
Üstat zaman tuzağına düşmez. Üstat, korkuların ya da olguların ve hatta anıların tuzağına düşmez çünkü hepsinin sadece deneyim olduğunu anlamıştır. Hepsi deneyimdi.Ve Üstat deneyimi sever, deneyimin ne olduğunun önemi yoktur çünkü nihayetinde bu deneyimler bilgeliğe getirilir. Böylece, Üstatlar kendi seçtikleri ve gayet gerçek fantazilerinin zamansız deneyimlerinin güzelliği ile yaşarlar. Zihinleri de çıldırmaz. Zihin, aslında her şey eski anıların duygularına dayalı olduğu halde, insanlar bunun mantık olduğunu düşündüklerinde, mantıklı yaşadığında ve bunun zekilik ve mantıklılık olduğunu iddia ettiğinde çıldırır. Bana göre bu üzücüdür. Sıkıcıdır. İnsanlar sadece mantıklı araba sürüyorlar; ama sürüşü deneyimlemiyorlar. Sadece gidiyorlar ve, “ Evet ama, ben bir kaza yapmıştım da.” diyorlar. Çok önemli. Çok önemli. Üstat deneyim için yaşar ve belli bir noktaya geldiğinde deneyimini seçebileceğini anlar. Bir araba sürmeyi nasıl deneyimlemek istiyorsa öyle deneyimler ve daha önce yapmış olduğu kazanın ve hafızasında kalan bu gerçeğin ve korkunun, deneyiminden ve deneyiminin duyumsallığından kendisini uzaklaştırmasına izin vermez.
Ve listemizde bir sonraki, en üstte – “yargılama.” var.
Tipik mantıklı,- anılar temelli- aslında gerçek olmayan, duygu ve korkulardan ibaret olan ama gerçek dedikleri – uzay ve zamanla sınırlı bir insan yaşamında, insanlar yargılayıcı olurlar ve bu yargılarla kendilerini çökertirler. Bu yargılar insanların derin nefes alamamalarına neden olur çünkü onlar şeylerin doğruluğu ya da yanlışlığına inanırlar. Şeyler iyidir ya da şeyler kötüdür. Yaptıkları şeyler iyidir ya da kötüdür. Bunun gibi yargıları vardır. Bu iyi ve kötüleri ele alır ve yargılarlar, onları küçücük konteynerlere koyarlar, iyice izole ederler. Onları yargılarlar. Onları sınırlarlar. Yargıları ile bunalırlar.
Üstat ne yapar ?
LINDA: Özünıü damıtır.
ADAMUS: Ben ona “olduğu gibi.” diyeceğim. Olduğu gibi. Linda “özünü damıtır.” dedi. Hepsinin özünü damıtır ama bildiğiniz gibi, Üstat yargılamak zorunda değildir, yargılamanın ötesine geçmiştir. Hatta artık yargılamayı sevmez, çünkü “Korona virüsü kötüdür, onu gezegene getiren şeytana bakın,” demek yerine, Üstat basitçe bakar ve, “ Enerjiye bakın. O, olduğu gibi. O, neyse olduğu gibi. Ondan gelen şeylere bakın. İnsanlar bu nedenle ölseler dahi, onun yüzünden yaşadıkları deneyimlere bakın.” der.
O, olduğu gibidir. Yargılamaya gerek yoktur, onu iyi ya da kötü diye dahi yargılamaya gerek yoktur. Onun üstüne herhangi bir yargıda bulunmak zorunda değiliz. Her neyse, herşey için böyle. Bunu yaşamınızda deneyin. Yargı yok, sadece “olduğu gibi.” Sonrasında, sadece mantığınız tarafından doğrulanmış uzay zamanda gerçek dediğiniz eski anıları değil, bütün resmi görmeye başlarsınız, resmin bütününü.
Şimdi arabanızdasınız. Size çalışan şu parçanız var- mantık, anılar ve benzeri diğer şeyler- ve şimdi siz, yol boyunca araba sürmenin keyfiyle genişleyebilirsiniz. Böylece arabanın siz olduğunu, yolun siz olduğunu, deneyimin siz olduğunu keşfedersiniz. Hepsi sizinle ilgilidir.
Böylece gerçek bir Üstat olarak yaşarsınız, (“Doğrusal”) 'da tuzağa düşmezsiniz. Daha önce bir kaç kişi dışında hiç bir başka grubun yapmadığı bir şeyiniz VE'niz, var. “Ben doğrusalım, Ben daireselim. Ben mantıksalım. Ben mantıksalım ama fantezi içindeyim.” Sizin için işleyen herşeye sahipsiniz.
Evet, Bedenlenmiş Gerçekleştirim için Merlin'in El Kitabı na bugün kü katkımız bu. Bölümlerden biri de VE. Bu gerçek yaşamdır.
Zihnin ötesine gidiyorsunuz. Duyularınıza giriyorsunuz. Siz, bir hafta önce geçişini yapan Linda Farrel'in yaptığı biçimde işin içinden çıkamazsınız. Linda, mücadele ederek, düşünerek çok zaman harcadı, bu şekilde yapılamaz. Ona nefes alın. Onun hepsini bedenleyin. Yargılama yok. Sadece. “olduğu gibi” – “ Olan olduğu gibi.” – ve genişlemiş gerçeklik olan fantazi içindesiniz. Siz, zamana gereksinimizin olmadığı æterna'dasınız. Hepsine sahipsiniz.
Bu Üstadın yaşama biçimidir ve bunun için çalışmanız gerekmez. Söylediğim hiç bir şeyi hatırlamanız gerekmez. Zaten, bir biçimde o oluyor. Bu nedenle de biraz tuhaf hissediyorsunuz. Bu nedenle tuhaf rüyalar görüyorsunuz, lanet olası zihninizde uydurmadığınızı hissediyorsunuz. Evet, bu güzel, çünkü böylece yargılamıyor ve eski anılara gitmiyorsunuz ve sadece bir bilge varlığın deneyimdeki halindesiniz “olduğu gibi,” .
Zamansızlık Merabh 'ı
Derin bir nefes alalım. Bütün bunlarla bir merabh yapalım. Lanet olası hiç bir şeyi hatırlamak zorunda değilsiniz. Şimdi bütün bunları merabh'ın güzelliği içinde bir araya getireceğiz.
Derin güzel bir nefes alalım.Şimdi müziği başlatacağiz ve 10 dakika hiç bir şey söylemeyeceğim.
(müzik başlar)
İster inanın, ister inanmayın, 10 dakika tek bir sözcük olmadan, çünkü bildiğiniz gibi, diller, şu sütunda, doğrusal sütunda. Dil, gerçek enerjiyi sınırlar ve kısıtlar. Biz sizinle enerjiyi okumak ve algılamak üzerine çalışacağız, enerji farkındalığını çalışacağız. İçine kilitleyecek sözlere ihtiyacımız yok.
Sözcüklerin kendi – evet, sözcükler uzay-zamanda meydana gelirler – sözcüklerin kendilerinin kendileri hakkında anıları ve yargıları vardır. Evet, şimdi 10 dakika için, hiç sözcük yok.
İşin doğrusu, ekran şimdi boş olacak, sadece siyah, zamansızlığımızı temsilen.
Müzik başlıyor ve 10 dakika sonra konuşuruz.
(yaklaşık 10 dakika duraklama)
Birlikte derin güzel bir nefes alalım. Ah! On dakika sessizlik. Hımm. Öyle mi?
Gerçekten fantastik olan dairesel hayata, fantaziye, Üstat yaşamının bütünlenmesine 10 dakikalık izin verme. Bu çok gerçek. Hayır, sakın, sakın fantaziyle dalga geçmeyin, çünkü o çok, çok gerçek. O tam da inanmak isteyeceğiniz şeydir.
Ve zamansız olmak, æterna. Bu 10 dakika zamansızlık ile ilgili ve bildiğiniz gibi çok şey olup bitiyor ama zamansızlığı hissetmeye başlamalısınız.
Zamansızlık boş değildir. Sadece bildiğiniz zamanın olduğu gibi, ilerlemez. Aslında pek güzeldir ve tekrar söyleyeyim, zamanda ileri-geri gitmekle ilgili değildir. Bu zamanda ileri ve geri gitmek, zamansız olmak için pek çoğunuzun düşündüğü şey ama hayır, hayır, hayır. O zamansızdır. O,æterna'dır. O hep var olan-dır.
Deneyiminizi yaşamak, yargılar, korkular, anılar, gerçekler olmaksızın deneyiminizi yaşamak. Sadece “olduğu gibi.” Olduğu gibi yaşamak.
Bununla derin, büyük bir nefes alalım, genişçe, özgürce, kendinizi geri tutmadan, (Adamus derin bir nefes alır) çünkü gittiğiniz yer orası.
Siz, doğrusal bir hayattan, daireselliğin VE sine giriyorsunuz. Her ikisini birden yapabilirsiniz. Kesinlikle ikisini birden yapabilirsiniz. Bu gerçekten inanılmaz ve işte bunun için buradayız. İşte bu yüzden gezegende ki Üstatlara ve Üstat olmanın eşiğinde olanlara konuşuyoruz.
Evet, benim sevgili arkadaşlarım, burada sizinle birlikte olmak daima çok zevkli.
İçinden geçtiği mücadeleleri dürüstlükle paylaşması ve sunduğu bilgelik için Linda Farrell' a özel teşekkürler. Bugün benim dinleyicim olduğu için sevgili Easa'lı Linda'ya da özel teşekkürler.
Bu Makinalar Zamanının güzelliğine birlikte derin bir nefes alalım. Tüm yaratımda her zaman her şeyin yolunda olduğunu unutmadan, birlikte derin bir nefes alalım. Teşekkür ederim.