• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

Tutku 2020 Dizisi Şaud 6


Adamus Mesajı Geoffrey Hoppe Kanallığı ile 1 Şubat 2020’de Kırmızı Çember’e sunulmuştur.



Ben Ben’im St. Germain’in Adamus’ı.

Ah! Hadi güzel, derin bir nefes alalım. Siz biraz önce yaklaşık üç dakikada gezegendeki geçmişinizi gördünüz (kahkahalar, izletilen videoya işaret eder).

Ve bu bir bakıma çok güzel bir örnektir. Tobias, tırtıl ve kelebek hakkında ilk konuşmaya başlayan kişidir ve sizin yaşadıklarınız da buna benziyor, siz bu eski insan bedeninde bir yaşamdan diğerine gittikten sonra kozaya giriyorsunuz. Siz sadece gerçekten ortaya çıkacağınızı, bir değişim yaşayacağınızı düşündüğünüz zaman kozaya giriyorsunuz. Siz pelteleştiniz. Ve siz sonra ortaya çıkmaya başladığınız zaman bu konuda çok heyecanlı oluyorsunuz, siz bunu dört gözle beklediniz ama bu ilk önce çok rahatsız edici oluyor ve doğal gelmiyor. Sizde tırtıl düşünce biçiminize, tırtıl yöntemlerinize geri dönme isteği olduğuna dair bir eğilim keşfediyorsunuz ama dönmüyorsunuz. Siz bir çift kanada sahip olduğunuzu ve onların hala pelteyle dolu olduğunu ve bunun çok garip olduğunu keşfediyorsunuz. Sadece hafif bir esinti bile sizi düşürüyor.

Ama sonra, sonra ortaya çıkış. Sonra özgürlüğünüze kavuşuyorsunuz ve sonra uçuyorsunuz ve bunu yaptığınızda tırtıl olarak ve sonra kesinlikle kozaya girdiğiniz çok uzun yolculuğunuzda duyduğunuz o yalnızlık hissi konusunda aniden daha başka birçok kişinin, başka Şambraların, dünyada başkalarının ortaya çıktığını fark ediyorsunuz. Çok fazla kişi değil ama yalnız olmadığınızı hatırlamanıza yetecek kadar çok. Siz asla yalnız değildiniz. Sizin yolculuğun o kısmını, kozayı tek başınıza geçmeniz gerekiyordu ama siz ortaya çıkıyorsunuz ve çevrenizde başkaları var. Ben biraz duygusallaşıyorum çünkü biz şimdi çok fazla şey görüyoruz, biz tüm dünyada Şambra’nın ortaya çıkışını göreceğiz. Kelebekleri, kelebeklerle dolu kırları veya sonunda Gerçekleştirimlerine izin veren birçok, birçok, birçok insanı hayal edin.

 

Ortaya Çıkış

Ben şubat ayını seviyorum, özellikle Sevgililer Günü var diye değil. Ben şubat ayını seviyorum çünkü o benim için daima ortaya çıkışın ayı oldu. Biliyorsunuz, doğa çok uzun, sessiz ve soğuk bir kış mevsimine giriyor. Doğa derin bir kış uykusuna yatıyor. Ama sonra şubat geliyor – neredeyse programlı, şubat ayının 1’i – doğada, ağaçlarda ve hatta hayvanlarda bir şey titreşiyor. Bir şey, “Şimdi o ortaya çıkışı başlatmanın zamanı geldi.” diyor. Ağaçlar henüz yapraklanmadı ve çimenler henüz çıkmadı ama siz bunu, toprağın altını derinden hissettiğinizde şu anda nihai ortaya çıkışın olacağı o zaman için çok fazla şeyin meydana geldiğini anlıyorsunuz.

Şimdi Şambra’ya benzer şeyler oluyor. Siz bu gezegende kozanızın içinde ruhun o uzun kışını geçirdiniz ve şimdi eğer hissetmiyorsanız içeriden, o derinden gelen bir rezonans sesi var, bir şey oluyor. Bu, zaman zaman biraz korkutucu olabiliyor, neler olacağı merak ediliyor. Ama siz sonra onu - kelebekteki karşılığı imajinal disk olan şeyi - hissediyorsunuz ve ben sizin hepinizdekileri Berrak Kristal Alev diye adlandırıyorum. Geri kalan bölüme o rehberlik ediyor. Size oraya kadar rehberlik ediyor. Sizin bir şeyi planlamanız veya yapmanız gerekmiyor. O basitçe var.

Şimdi onun üzerinde gitme, ondan keyif alma, ortaya çıkışın nasıl olduğunu hissetme zamanı. Siz onun üzerinde çalışamazsınız. Umarım bunu şimdiye kadar çözmüşsünüzdür. Siz onun üzerinde çalışamazsınız. Siz başka bir insana gidip, “Şey, şimdi neler oluyor?” diye bile soramazsınız çünkü onların deneyimi kendilerine özgüydü. Öykülerinizi paylaşın tabii ama o size özel ve nihayetinde sizi oraya götüren imajinal diskin uyarlaması olan o Berrak Kristal Alev.

Biz şu anda buradayız. Şubat ayında. Ruhunuzda aylardan şubat. Şu anda birçok şeyden gerçekten bir rezonans sesi geliyor. Siz o kozadan çıkmaya başlıyorsunuz ve bu biraz meydan okuyan bir şey. Ve bir korku da var, kozanın içine geri dönme isteği, eski tırtıl yöntemlerine geri dönme isteği. Sanırım kolaydı. Siz hatırlamaya bile çalışıyorsunuz, “Ah, ben eskiden tırtıl olarak ne yapıyordum?” ve siz hatırlayamıyorsunuz ve sonra tabii zihninizde yanlış giden bir şeyler var diye kaygılanıyorsunuz. Hayır, bu sadece siz geri dönmek niyetinde olmadığınız için böyle.

Yani ben şubat ayını seviyorum ve şubat – o yazı yazdığın şey var mı? Şubat kalplerin ayı. Oraya bir kalp çizer misin?

LİNDA: Büyük bir kalp mi yoksa küçük bir kalp mi?

ADAMUS: Sen karar ver. Bir kalp çiz (Linda ekrana bir kalp çizer). Bu bir kalp ve bu ayın ortak sembolü. Her yerde kalpler var. Sizin buradaki bazı grafiklerinizde bile, her yerde kalplerin olması benim dikkatimi çekti. Benim özellikle bu şubatta - 2020 Şubat’ında – şimdi hoşuma giden harika şey biliyorsunuz ben kalp hakkında söyledim, o Dünya’ya inişi temsil ediyor ve biz şimdi gerçekten, buraya gelmeyi – ve aşkı da – ama o Dünya’ya gelişi temsil ediyor ve biz şimdi gerçekten maçayı eyleme geçiriyoruz. Linda belki diğer sayfaya bir maça çizersen. Bu yükseliş. Benim için bu, yükselişin, tekrar yukarı çıkışın, tekrar yükselmenin sembolü. Ben o yüzden bu ayı seviyorum. Ah... (Linda önceki bir etkinliğin çizimlerini geçince bazı kıkırdamalar) Zaman eğlenceli bir şey (Adamus kıkırdar). İşte başlıyorsun. O maça ve bu da bizim şu anda bulunduğumuz yer. Ben bu yüzden maça sembolünü seviyorum. O yeniden çıkış yapmaya benziyor.

Hadi bununla birlikte derin bir nefes alalım.

 

Hoş Geldiniz

Ben bugün bizi dinleyen tüm yeni gelenlere hoş geldiniz demek istiyorum. Bu sizin belki birinci, ikinci, belki üçüncü Şaudunuz ama çok fazla yeni gelen var. Ben bugün grubu incelerken biraz burada bulunan birçok yeni kişiye çekildim. Ve ben eskilere, size, olgun Şambra’ya, burada bir süredir bulunanlara dedim ki (bazı kıkırdamalar) – ben burada kendi sözlerime yakalanıyordum – ben bunun olacağını ve henüz başladığını söyledim. Yani, bu sadece başlangıçtır. Ama ben yeni gelenlere hoş geldiniz demek istiyorum.

Ben St. Germain’in bir fasetasıyım. Ben bilincin bir hareketiyim. Ben bu karakteri yarattım... (Linda Adamus’ın dikkatini çekmek için sorularla dolu olan dosyasını sallar) Ne?

LİNDA: Bu soruların hepsini sen istedin. Konuşmaya daha ne kadar devam edeceksin?

ADAMUS: Ah, bizim bugün sorulara ihtiyacımız yok (izleyenler, “Ah!” diye bağırırlar ve kahkahalar). Bu benim monoloğum sevgili Linda (kahkahalar artar). Sizin birçoğunuz aracılığıyla geceleri geç saatlerde izlediğim talk şov sunucularından öğrendim. Onlar bir monolog yapmıyorlar mı? Onlar beş dakika alamıyorlar mı? (İzleyenler, “Evet” derler) Tamam. Tamam. Ben beş dakika alıyorum.

Bu yeni gelenlere her zaman oluyor. Her zaman. Bu, Eesalı Linda. Lütfen Eesalı Linda’yı hoş karşılayın. O benim rehber ışığım, eh, rehber korkum (kahkahalar) (ç.n: Adamus İng.’de light (ışık) ve fright (korku) ile kelime oyunu yapmış), şeylerden biri... Linda burada her şeyi hareket halinde tutuyor (kahkahalar).

LİNDA: Dikkatli ol.

ADAMUS: Yani ben yeni gelenlere hoş geldiniz demek istiyorum ve bu sadece başlangıç. Şimdi yeni gelenlerden sonra bir sürü kişi daha gelecek. Onlar biraz daha farklı yapacaklar. Ama ben hepinize hoş geldiniz demek istiyorum.

Ben St. Germain’in bir fasetasıyım – siz muhtemelen daha önce St. Germain’i duymuşsunuzdur – ve Adamus özel olarak tasarlandı. O bir hareket, bilincin bir hareketi gibi. O, yıllar önce genelde Şambra tarafından yaratıldı. O gerçekten onların ve sizin bir yansıması ama bunlar St. Germain ile birlikte gelen boğucu, Yeni Çağ, spiritüel, aşırı saygılı ve sıkıcı bir karakteri aşmak içindir.

LİNDA: Ben, Adamus bir apptı diyeceksin sandım ve “Ah, evet! Öyle olmalı.” denirdi.

ADAMUS: Adamus çok yakında bir app olacak. Hayır, gerçekten. Yani biz onun üzerinde zaten çalışıyorduk.

Yani St. Germain uzun bir süredir ortalıklardaydı, ben uzun bir zamandır ortalıklardaydım ama ben biraz daha, diyelim, St. Germain’den daha renkli gelmesini ve daha zamanlı, daha çok Şimdide olmasını istedim.

Şimdi, bu değişimi yapmak o kadar kolay olmadı. Benim daha az boğucu olmam için Kuthumi ile görüşmem gerekti ve bir dereceye kadar işe yaradı. Bir dereceye kadar, sanırım hâlâ arada biraz boğucu oluyoruz ama ben sizin hepinize hoş geldiniz demek ve kim olduğumu anlatmak istiyorum.

Ben şubat ayını bir tür yeniden gruplama, gerçekten bir gözden geçirme yapmak için kullanmayı seviyorum. O nedenle yeni gelenler, bu Kırmızı Çember denilen şeyi merak edenler her şeyden önce spiritüel terimleriyle düşünmeyin çünkü o zaman çok şey kaçırırsınız.

Spiritüel bir geçmişi var. Kendilerine Şambra diyenlerden birçoğu uzun zaman spiritüel oldular ama bunu aşıyorlar (bazı kıkırdamalar). Biz biraz daha farklıyız. Eğer siz buraya spiritüellik aramak için geliyorsanız, eğer siz buraya bir guru aramak için, bilge ve akıllıca tavsiye almak, meditasyon ve geriye kalan şeyler için geliyorsanız siz yanlış yere geldiniz demektir. Biz burada birçok bariyeri geçiyoruz.

Şimdi, ben ara sıra şubatta bir mesaj vermekten hoşlanıyorum, 14 Şubat hatırlaması kolay. Yani biz bu şubatta Cauldre ve Linda ile bir mesaj daha vereceğiz ve – ah, ben onlara bundan bahsetmeyi unuttum (bazı kıkırdamalar).

LİNDA: Ha, ha, ha! Ha, ha!

ADAMUS: Ama biliyorsunuz, bakın, onlar Hawaii’de tatil yapacaklar (Linda daralır çünkü onlar çok çalışacaklardır), öyle ve yapacak çok az şeyleri var, o nedenle onlara kısa bir mesaj verdireceğiz.

Ben bir kez daha neden burada olduğumuzu, Kırmızı Çember’in neden burada olduğunu, onun nereden geldiğini ve bizim nereye gittiğimizi farklı bir şekilde ifade edeceğim. Böylece bu sizin için 14 Şubat’ta olacak (bazı alkışlar).

LİNDA: Canlı mı kayıt mı?

ADAMUS: Hadi şimdi ayrıntılar konusunda kaygılanmayalım. Sen onu sadece programına koy. Yapacak başka bir şey yok (bazı kıkırdamalar). Ona geleceğimi biliyordum.

 

Birleşme

Yani benim diyebileceğim tek şey ve ben 14 Şubat’taki oturumumuzda bunun daha çok ayrıntısına ineceğim, bizim yaptığımız şey – ben bunun hakkında konuşurken bunu şu anda hissedin – bu büyük bir birleşme zamanı. Bu muhtemelen şimdi hepinizin anahtar kelimesi. Şimdi birleşme zamanı.

Siz bir hata sonucu bu zamanda burada değilsiniz. Onların çoğuna söylediğim gibi yeni olan sizlere de anlatayım, siz Gerçekleştiriminizi iki yaşam önce yapabilirdiniz ama yapmadınız. Siz şimdiye kadar beklemeyi seçtiniz. Şimdi birleşme zamanı. Sizde bu gezegenin ve insanlığın doğasını hızla değiştiren bir teknoloji var, inanılmaz hızla, 2050 yılından sonrasını göremeyeceğimiz kadar hızla. Yükselmiş Üstatlar bile sonrasını göremiyor çünkü biz artık lineer değiliz. Her şey sınırları aşıyor. O kadar hızlı hareket ediyor ki zihin onunla birlikte devam etmek için çok zor bir zaman geçiriyor ve bu muhtemelen iyi haber.

Ama kaygılanmayın çünkü zihin aslında – tohumlanma şekliyle, ortaya çıkış şekliyle - eğer ona izin verirseniz uyum sağlama kapasitesi var. Eğer ona izin verirseniz. Eğer geri tutarsanız değişmek istemiyorsunuz demektir, o zaman zarar verir. Ama zihin kelimenin tam anlamıyla yaşlı nöronlardan (sinir hücresi), onlarca, yüzlerce ve binlerce yıldır orada bulunan çok eski nöronlardan kurtulabilir. Sizin zihninizde aşağı yukarı 100 milyar nöron var ve o aslında bazı çok eski olanları iptal ediyor. Onlar artık gerçekten bir amaca hizmet etmiyorlar. Ve o bazı hızlı değişimlerin üstesinden gelebilecek yeni nöronlar yapmak, yaratmak veya adapte etmek için kendisine olanak sağlayacaktır.

Yani zihin adapte oluyor. O bunu uzun bir zamandır yapmadı. Demek istediğim, zihin çok çok uzun bir zamandır olduğu gibi temel nöronal aktivitede kaldı, yani vadesi geçti gibi. Ama o şimdi değişiyor ve adapte oluyor ve ayarlanıyor. Bu yeni nöronlar sizin enerjinizle yeniden bağlantı kurma şekliniz konusunda esas olacaklar.

Şimdi, ben bizim bunu nöronlar aracılığıyla yapmamız gerektiğini söylemiyorum. Bu onların geçtiği doğal bir tür işlem. Ama eğer siz, “Peki, ben bu tamamen yeni enerji perspektifine gerçekte nasıl ayarlanıyorum?” diye merak ediyorsanız, nöronlarda meydana geliyor ve sizin lanet olası hiçbir şey yapmanız gerekmiyor.

Şu anda milyonlarca nöronal etkinleşme var, küçük nöronlar şu anda - her saniye - hareketleniyorlar. Siz bunu kontrol etmiyorsunuz. Sizin bunu izlemeniz gerekmiyor. Bu, doğal bir süreç. Aynı şey nöronlar için, tamamen farklı bir enerji biçimine adapte olacak olan yeni nöronlar için de geçerli.

Yani yeni gelenler için diyorum, biz gezegende başka birleşmelerin olduğu bir zamanda, sonunda dünyaya gelme amacını - enerjiyi ve bilinci anlamak - birleştirmek için burada bulunuyoruz. Teknoloji – teknoloji bilinç ile birleşiyor, teknoloji kendisiyle birleşiyor. Siz birkaç farklı türden teknolojiyi alıyorsunuz, onları bir araya getiriyorsunuz ve sanırım şimdi gezegende meydana gelen kuantum teknolojiyi elde ediyorsunuz. Bu heyecan verici bir şey. Bu, biraz korkutucu bir şey ama siz bu nedenle buradasınız. Şimdi birleşme zamanı. Ve bireysel olarak sizin için Gerçekleştirim zamanı.

 

Değişimler

Biz sorulara başlamadan ki başlayacağız ben önce birkaç konuya dikkat çekmek istiyorum. Eğer anlamadıysanız, bu olağanüstü bir değişim zamanı. Her şeyin değiştiğini anlamıyorsanız derin uykuda olmalısınız. Bazı anahtar unsurlar var, şu anda en çok değişen şeyler ve Linda ben senden bunları ayrıca yeni bir kağıda yazmanı isteyeceğim.

LİNDA: Peki. Elektronik.

ADAMUS: Evet, sanırım benim...

LINDA: Bu kağıt değil! (iPad’i havaya kaldırır)

ADAMUS: Adapte olmayı öğrenmem gerek.

Birkaç farklı şey meydana geliyor ve bunlar yöneltilen birçok soru ile ilişkili. Değişimler, her şeyden önce hiyerarşik değişimleri kapsıyor.

 

~ Hiyerarşi

Başka sözcüklerle ifade edecek olursak, gezegendeki yaşam çok hiyerarşik. Bunu iş dünyanızda, kurumlarınızda, toplumunuzda görüyorsunuz ama doğada da böyle. Bilimde, matematikte böyle. Her şey hiyerarşik – bunu heceleyebiliyor musun Linda? Çok iyi. Her şeyin hiyerarşik bir düzeni var. İster bir patron olsun, ister size bağlı çalışan astlar olsun, hatta zengin ya da fakir olsun siz buna alışkınsınız. Trafik, her şey hiyerarşik. Yiyeceklerin yetiştirilme şekli, her şey hiyerarşik, bilirsiniz işte, giderek küçülen bir sıraya göre ve göreceli olarak dikey. Başka bir deyişle, bu hiyerarşik basamağın dışında çok fazla bir değişiklik yok.

Bunların hepsi gidiyor ve bu sizi korkutacak ve bu gezegendeki birçok insanı korkutacak. Onların neredeyse o hiyerarşiye ihtiyaçları var. Onlara düzendeki yerlerinin neresi olduğunun söylenmesine ihtiyaçları var. Bu hızla yok oluyor.

Bunun en büyük nedenlerinden birisi teknoloji çünkü teknoloji temelde, garip bir şekilde, dünyayı demokratikleştiriyor ve bolluk oyun alanını düzenliyor. O alttaki bir milyar kişi, hiyerarşinin daha alt parçası bir süre daha varlığını sürdürecek çünkü onlar orada olmayı seçiyorlar. Fakir piçler olduklarından değil, orada olmayı seçtikleri için. Buna eğilimli olanlar ilk yaşamları için gezegene gelenler ve onlar alttaki bir milyar, dünyanın fakirleri diye anılanların arasında kalıyorlar. Onlar için üzülmeyin. Onlara fırsat verin tabii ama gerisi onlara kalmış.

Siz hiyerarşiye alışkınsınız ve bir milyarın dışında bu hızla değişiyor. Sizin kendi hiyerarşiniz değişiyor. Bizim anayatron diye adlandırdığımız bedenin iletişim ağı olan şey aracılığıyla yürütülen sizin hücrelerinizin, sizin moleküllerinizin, sizin DNA’nızın ve her şeyin bedeninizdeki düzenlenme şekli değişiyor. Bu değişiyor ve siz bunu muhtemelen hissediyorsunuz. Siz bunu muhtemelen bedeninizde hissediyorsunuz. Linda’nın stoğunda beden ile ilgili bir sürü soru var çünkü o değişiyor. O hiyerarşiden uzaklaşıyor.

Siz bunun toplumda, iş dünyasında ve kurumlarda ve sonunda hükümette bile gerçekleştiğini göreceksiniz ve bu radikal bir kuantum değişimdir. İnsanlar bundan korkuyorlar. Onların hiyerarşik bir düzene sahip olmaları gerekiyor. Yani bu değişiyor.

 

~ Dışsal

Birçoğunuzda değişen diğer bir şey ve bu tüm sorularla ilişkili bir şey, sizin, bildiniz bileli dışsallaşmış olan dünyanız – “dışsal” yazarsan. Her şey dışarıda olanın bir perspektifi ve bazen içeride ne olduğunu bulmak için umutsuzca bir girişim yapılıyor ama o daima dışarıda olanla karşılaştırılıyor. Kendiniz hakkında ne hissettiğiniz, büyük ölçüde insanların sizin için ne hissettiklerine dair algınıza dayanır. Herkes sizi seviyorsa siz kendinizi sevebilirsiniz. Ama hiç kimse sizi sevmiyorsa kendini sevmek zordur çünkü dışsallaşmış bir perspektif vardır.

Siz çevrenizdeki dünyaya bakıyorsunuz ve onu görüyorsunuz – gözleriniz ve reseptörleriniz aracılığıyla görseniz de - onu dışsal olarak görüyorsunuz ve öyle değil. Bunu bazı Şambralar ile aşmamız zor olacak çünkü onlar her şeyin dışarıda olduğu konusunda ısrar edecekler. Ben size perspektifin değişmesine izin vermenizi söylüyorum çünkü her şey buradan geliyor (göğsünü işaret eder). Hepsi sizin enerjiniz. Başka insanlar olsa bile bu sizin onlarla ilgili algınız. Onlar aslında gerçekte sizin enerjinizde değiller. Siz onları orada algılıyorsunuz ama onlar aslında sizin enerjinizin dışındalar. Onlar sizin enerjinizi ve sizin algınızı etkileyebilirler – siz onların etkilemelerine izin veriyorsunuz – ama aslında hepsi gerçekten içsel.

Bunu anlamak genelde insanlar için çok çok uzun bir zaman alacak ama bunu gerçekte ilk olarak kuantum fiziği keşfedecek ve sonra psikolojide, “Sen daima dışsal oldun. İçsel ol.” denilerek kullanılacak. Algıladığınız her şey sizden geliyor. Her yanıt sizin içinizde ama siz onun dışarıda olduğuna inanmak istiyorsunuz. İhtiyacınız olan her şey, ihtiyacınız olan tüm bolluk burada (yeniden göğsünü işaret eder) ve bu gerçekten, gerçekten, gerçekten basit ama siz çabalamaya devam etmek istiyorsunuz ve her şey dışarıdaymış veya birisi sizi engelliyormuş gibi yapıyorsunuz.

Bu çok basit çünkü her şey burada ama bu lanet olası aşılması zor bir kavram, özellikle de ihtiyacınız olan her şeyin dışarıda olduğu konusunda beyniniz yıkanmış ve hipnotize edildiyseniz. Ben iddia ediyorum sizin ihtiyacınız olan hiçbir şey – aşk ve seks de dahil hiçbir şey – dışarıda değildir. (Linda yuh çeker) Hiçbir şey.

LİNDA: Ayy!

ADAMUS: Şey, aslında bunu düşününce, siz birisi ile sevişiyorsunuz ve bir bakıma gerçekte sevişmiyorsunuz. Bu tıpkı – ve ben sanal gerçeklik örneğini kullanacağım çünkü o gerçekten büyük bir şey olacak. Cauldre ve Linda bile daha yeni o sanal gerçeklik şeylerinden satın aldılar. Ama bunu bir an için hayal edin, siz birisiyle sevişiyorsunuz – ve ben bunu taklit etmeyeceğim (bazı kıkırdamalar). Ben sevgili Linda’yı utandıracaktım. Birisiyle sevişiyorsunuz ve bizi yeni izleyenler şimdi, “Ah, evet! Ben bu grubu sevdim!” diyecekler (kıkırdamalar artar). Benim sorum şu, siz gerçekten sevişiyor musunuz? Siz gerçekte kendinizle sevişmiyor musunuz? Siz gerçekte sadece – çünkü onlar aslında dışsallaşmadılar. Onlar sizin enerjinizin dışındalar. Siz sadece kendi enerjinizle sevişiyorsunuz. Şimdi, bu çoğunuzun birkaç gecesini berbat etmeyecek mi? (Adamus kıkırdar) Ama bu doğru ve siz bunu anlamaya başlayacaksınız – bu aslında gerçekten iyi bir örnek. Seviş... (Linda onun dikkatini çekmeye çalışır) Ne?

LİNDA: Bundan daha iyi bir örnek veremez miydin?

ADAMUS: Hayır, ben bunun çok sıcacık bir örnek olduğunu düşündüm. Gerçekten iyi bir örnek olduğunu düşündüm. Biriyle sevişiyorsun ve hepsi bir algı ama sen gerçekte hâlâ sadece kendi enerjinin içindesin. Şimdi, onlar bunu anlamaya başladıklarında bunun insan psikolojisi üzerindeki etkilerini hayal edin, dışarıdaki hiçbir şeyi suçlamamak ve bütün dünyanın onların peşine düştüğünü hissetmemek. Aslında, “Bunların hepsi benim. Hepsi benim.” diye farkına vardığınızda oldukça korkutucu.

Bu birçok soruyu gündeme getiriyor. Ben şimdiden soruların geldiğini duyabiliyorum. Hayır, sahte ya da hayal değil ama sadece her şeyin sizin enerji alanınızda olduğunu anlayın. Bir bakıma size katılan başka ruhlu bir varlık var ama sizin enerji alanınızın içinde değil. Onlar sevişmenin nasıl bir şey olduğuyla ilgili kendi alanlarında kendi deneyimlerini yaşıyorlar. Bunu gerçekten anladığınızda bu büyüleyici bir şeydir.

Yani dışsallık gidiyor. Her şey içsel olmaya başlıyor. Siz her şeyin sizin algınız olduğunu idrak etmeye başlıyorsunuz, onun için siz istediğiniz her şeyi kolaylıkla ve zarafetle yeniden yaratabilirsiniz. Ve bu arada Gerçekleştirimden sonra bu gezegende kalmanın anahtarı budur.

~ Yerel

İnsanlar ve sizin için çok çok hızlı değişen bir şey de yerellik. Yerel. Bunu yazar mısın lütfen?

İnsanlık tarihinde – ben buna Atlantis sonrası insanlık diyeceğim – Atlantis sonrası insanlık tarihinde her şey yerel. Ben bu konuda daha önce konuştum. Bir yaşamdan diğerine giden çoğu insan son yaşamlarında yaşadıkları yerin 80 km veya daha az uzağında ve aynı ailede kalıyorlar. Eğer yükselmeyi istemekle ilgili herhangi bir gerekçe varsa, işte tam orada (bazı kıkırdamalar). Oradan kurtulun. Ve bu bir gerçektir. Bazı New Age çevrelerinde sizin dünyanın dört bir yanında birçok farklı insanla yaşam sürdüğünüz konusunda yanlış bir algı var. Değil. Gerçekten sürmüyorsunuz. Siz muhtemelen bunu herkesten daha fazla yaptınız ama onlar bir yaşamdan diğerine hep o aynı kültürde ve aynı ailede kalacaklar. Bu biraz üzücü bir şey.

Şimdi bu, hızla, hızla değişiyor çünkü internet şimdi her şeyi küreselleştiriyor. Yolculuk – ben gezegende yolculukla ilgili bazı yeni potansiyelleri görüyorum. Siz kendinizinkine alışkınsınız, benim her zaman metal at, demir at diye adlandırdığıma (otomobil). Bunun çok yakında modası geçecek ve onların yerine sadece bataryalar değil ama uçan araçlar gelecek. Orada trafik sıkışıklığını hayal edebilirsiniz. Uçan araç ve sahip olacağınız diğer şeylerden bazıları neler, manyetik devreler, bunun gibi şeyler. Yolculuk aslında şu anda çok hızlı bir şekilde değişiyor, yani bu sadece bilim kurgu değil, şu anda kelimenin tam anlamıyla diyelim New York'tan Los Angeles'a yaklaşık 40 dakikada gidilen ve yaklaşık sekiz yıl içinde kullanılacak olan teknoloji üzerinde çalışıyorlar. Bu, gezegende meydana gelen yerelleşmeyi sonsuza dek yok eder. Onu havaya uçurur. Şimdi, hâlâ kış uykusuna yatan, hiçbir yere gitmek istemeyen, sadece evde kalan ve sanırım internette oynayanlar var ama biz temelde eski paradigmaların bazılarını paramparça ediyoruz.

~ Doğrusallık

Ve sonra başka bir şey daha, önemli bir şey daha var, doğrusallık. Doğrusallık. O, hiyerarşi ve bir düzene dahil olan her şeyle bağlantılı bir şey. Zaman doğrusaldır veya insanlar öyle olduğuna inanıyorlar. Öyle değil. Öyle değil. Bizim önümüzdeki zamanlarda yapacağımız en heyecanlandırıcı işlerden biri, geleceğin her zaman nasıl gelip sizi ziyaret ettiğini, sizin idrak etmeniz olacak ve siz gerçekte rüya halindeyken sık sık geleceğe gidiyorsunuz. Ama zihnin bunu fark etmesini engelleyen o bariyer var ve her şey onu izlerken olduğu gibi doğrusal kalıyor. Bu, hızla değişiyor, özellikle teknolojiyle birlikte. O artık doğrusal olamaz. Şeyler doğrusal rotadan çıktığı zaman insanlar yön duygularını kaybedecekler. Ben o nedenle ProGnost’ta, oldukça fazla sayıda intiharın olacağını söyledim. Onlar hızlı değişimin üstesinden gelemeyecekler.

Şambra’ya ve siz yeni izleyenlere söylüyorum, biz doğrusaldan Ve’ye gidiyoruz. Ve. Biliyorsunuz insan zihni doğrusal düşünüyor. Siz bunun gibi bir çizgide giderken, “Şey, hadi o doğrusal çizgiden çıkalım” derseniz onlar sadece yeni bir çizgi çizerler. O biraz daha farklıdır, belki biraz daha eğimlidir; o sadece başka bir çizgidir. Biz bunun ötesine geçip benim Ve dediğim şeye giriyoruz.

Ben son günlerde İzin Vermek konusunda çok konuştum çünkü biz henüz Ve’ye sızıyor gibiyiz. Biz oraya ulaşacağız ve bunun hakkında daha da, daha da fazla konuşacağız ama siz aynı zamanda insan ve bütünüyle bir ışık varlığı olabilirsiniz. Sizin birinden biri olmanız gerekmez. Siz aynı zamanda hem maskülen hem de feminen olabilirsiniz. Bu, Ve’dir. Siz istediğiniz her şey olabilirsiniz. Siz aynı zamanda bir müzisyen ve bir mühendis olabilirsiniz. Siz insan ve Üstat olabilirsiniz. Şimdi, sizin daha çok insan olduğunuz günleriniz olabilir, bilirsiniz işte daha çok sancıları ve ağrıları ve acıları ve gazı olan veya sizin sadece gerçek bir Üstat olarak parktaki bankta oturduğunuz günleriniz olabilir ve kesinlikle her ikisi olduğunuz günleriniz olabilir. İşte o zaman eğlenceli oluyor, siz artık o sıkıcı doğrusal olmadığınız zaman. Siz hepsisiniz. Siz çoklu – ben bu sözcüğü çok fazla sevmiyorum ama çoklu realitesiniz, çok boyutlu değil – ve siz bilinçsiniz ve bunun farkındasınız ve siz şöyle bir şeyler söylersiniz, “Ben bugün çok Ve’yim. Yani, ben buradayım ve ben oradayım. Ben mışıl mışıl uyuyorum ve ben tamamen uyanığım. Ben bir Üstadım, ben salağın tekiyim.” (bazı kıkırdamalar), hepsi aynı anda.

Şu anda sizin hepinizde lime lime olan şeyler bunlar. Bizim burada ve sonuçta insanlık için yaptıklarımız gerçekten bu kadar çok. Ve bunlar aynı zamanda şu anda işlerin nerede olduğunun çok güzel bir akronimini oluşturuyor (izleyiciler “Hiyerarşi”, “Dışsal”, “Lokal” ve “Doğrusal” kelimelerinin baş harflerinin “Cehennem” kelimesini oluşturduğunu görünce, “Ahh!” derler). Bunu fark etmeniz bu kadar uzun sürdü. Söylemem gerekirdi!

Sorular & Yanıtlar

Bugünkü soruların çoğu bunlarla ilgili. Ben sorular ve yanıtlar için hazırım. Sevgili Linda sen de hazır mısın?

LİNDA: Evet!

ADAMUS: Peki.

ADAMUS: Ve sen belki de – ah, ekrana yazabilirsin. Güzel.

Linda işine dalarken, hadi biz hep birlikte derin bir nefes alalım.

LİNDA: Peki, çok fazla soru var. Biz yapabildiğimiz kadarını yapacağız ve Adamus umarım iyi bir iş çıkarırsın (mimik yapınca kahkahalar).

ADAMUS: Ve (Adamus kıkırdar).

LİNDA: Peki.Tamam.

ADAMUS: Güzel. Hadi başlayalım.

SORU 1: Sen bizi bekleyen ilgi uyandıran tutkudan bahsettin ama daha çok sadece bankta oturan Üstat’tan. Tutku bizim hayatımıza Gerçekleştirimden önce mi sonra mı girecek? Yapısöküm sürecinden sonra boş hale geldikten sonra ve bunun bir parçası olarak ata bağlarını kestikten, kazançlı bir işi terk ettikten, dibe vurduktan, Kuthumi gibi bir akıl hastanesinden randevu aldıktan, sıfır noktasına düştükten ve şimdi daha az para kazandığım benzer bir işte çalıştıktan sonra ve çok az veya hiç ilgi duymuyorken, tutkuyu bıraktıktan sonra benim için tüm bunların sebebini görmek ve burada kalmak zor. Bir daha tutkuyu gerçekten hissedecek miyim? Eğer öyleyse bunun nerden geldiğini – Ben’im’den mi? – ve nasıl bir şeye benzediğini ve nasıl hissettirdiğini paylaşabilir misin?

ADAMUS: Elbette. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim (birisi, “Evet!” diye bağırır ve biraz alkış) Sanırım bu soru buradaki tüm soruları özetliyor (kahkahalar).

Tutku. Siz, sabah kalkmanız ve akşamı yapmanız için bir neden olan insan tutkusuna alışkınsınız. Bu tutkuların hiçbirisinde yanlış olan bir şey yok ve bu spor, yaratıcılık, ticaret, diğer insanlara yardım etmek veya herhangi bir şey olabilir. Bu tutkular açıkça gittiler. Ve siz sonra o uzun ve tutkusuz dönemden geçtiniz. Bence uyanıştan üstatlığa geçerken en zor bölüm tutkunun kaybedilmesidir. Siz artık burada olmak istemiyorsunuz. Sizi gerçekten heyecanlandıran hiçbir şey yok; videoda gösterilen kozadaki tırtıl gibi. Şimdi bahsettiğimiz tutku insan tutkusu değil. Bu – daha iyi sözcükler olmadığı için - ruh tutkusu. Öyle olmalı da. Ben insanların, “O tutku değil.” diye bunu şimdiden yuhaladığını görüyorum. Hayır, gerçekte Öz’ünüzün, enerjinin ve bilincin o dalgalanmasını hissetmek. Bu olağanüstü bir tutku haline geliyor.

Hadi buna başka bir tarafından bakalım. Siz tüm hayatınızı enerji için çalışarak ve acı çekerek ve köle gibi çalışarak geçirdiniz ve siz bunda bazı tutkular buldunuz ki ben bunlara gerçekten tutku demem. Siz aniden sihir yapan olduğunuzu, Merlin olduğunuzu ve enerjinin sizin için çalıştığını anlıyorsunuz. Tutku bu olacak. “Şimdi ben enerjinin ne yapmasını istiyorum? Zihnime değil, hedeflerime değil. O benim bilincime nasıl karşılık veriyor?” Biz burada amaçsız bulunuyoruz. Bu çok eski insana dair bir şey. “Nasıl – daha iyi sözcükler olmadığı için – “Benim ışığım, benim bilincim enerjiyi nasıl uyandırıyor ve canlandırıyor?”

Ama eğer siz onun kendi enerjiniz olduğunu düşünmüyorsanız – siz onun dışsal olduğunu, başka bir yerlerde olduğunu düşünüyorsanız – o zaman kaybolmuşsunuz demektir. Bu sadece siz şunu idrak ettiğinizde olur, “Bu benim enerjim ve benim ışığım, benim nihai gerçekliğim” – burada kelime bulmak zor ama – “yaşama karşı sevgi o enerjiyi canlandırıyor.” Ama hala birçoğunuz enerjiyi zihinselleştirmeye çalışıyorsunuz. Siz şöyle düşünmeye çalışıyorsunuz, “Ve işte benim amacım. İşte benim istediğim şey.” Bunu aşın. Bunu bırakın. Bu eski. Bu tırtılın tam kelebek olarak gün yüzüne çıkacağı sırada geri dönmeye, tekrar tırtıl olmaya çalışması gibi bir şey.

Tutku enerjinin size hizmet etmesine izin verilmesidir. Ama bunun üzerinde düşünmeyin, bunu hissedin. Bunu zihninizin hiyerarşisine göre düzenlemeyin. O zaman darmadağın olur ve işe yaramaz ve siz gerçekten bunalıma girersiniz ve böyle sorular sorarsınız (bazı kıkırdamalar).

Hissetmeye başlayın – ben sizin onu ne diye adlandırmak istediğinizi bilmiyorum – ama Öz’ünüzü, varlığınızı, kendi Öz’ünüzü hissedin ve enerjinin nasıl değiştiğini izleyin. Diğer insanlarınkini değil – işe başka insanları nasıl değiştireceğinizle başlamayın, sıkıntıya düşersiniz – ama sadece etrafınızdaki enerjinin nasıl değiştiğini hissedin. Ve bu bazen sizin hiç düşünmediğiniz bir şekilde olur. Bu bazen sizin bilgisayarınızı patlatır ve siz, “O lanet Adamus bana bir bilgisayar borçlu çünkü ne oldu bak.” dersiniz. Hayır ama siz sonra, “Ah! Ben sadece ben olan her şey oluyordum. Ne oldu bak! Vay, ben enerjiyi etkiliyorum. Ben şimdi enerjinin bana hizmet etmesine izin veriyorum.”

Tutku en zor olanlardan ve benim diyebileceğim şey yeniden eski bir insan tutkusunu ortaya çıkarmamanız. Gerçek tutku Üstat olmaktır, enerjinin size hizmet etmesine izin vermektir. Bu, bizim bazılarımız için çok eğlenceli ve çok basit bir şey. Evet. Benim daha çok kahveye ihtiyacım olacak, daha büyük bir ve bundan daha sıcak olan bir kahveye.

KERRİ: (mutfaktan bağırır) Tamam! (kahkahalar)

SART: Kerri yapar!

ADAMUS: Ve bu enerjinin size hizmet etmesine izin vermek konusunda benim örneğimdi. Öyleydi! Bilirsiniz, bu bir tutku. Ben sadece kahve içmek istiyorum ama bir sebebim yok. Sadece Ben'im, biliyor musunuz? Ve şimdi diğer odada ne duyuyorsunuz? Kahve değirmeninin sesini ve sevgili güzel Kerri’nin, “Tamam patron!” deyişini.

LİNDA: Patron? (Adamus kıkırdar)

ADAMUS: O bana patron diyor. Yani, sevecen bir şekilde. Evet. Biliyorsun Kerri ve benim bir geçmişimiz var. Doğru mu?

KERRİ: (tekrar mutfaktan bağırır) Evet!! (kahkahalar artar)

ADAMUS: Peki. Sıradaki soru lütfen.

SORU 2: Tam farkında olmak ne demektir? Tam farkında olduğumu fark ettiğimi nasıl bilebilirim? Lütfen bana pratik örnekler verin.

ADAMUS: Gerçekten yanıtlamayacağım güzel bir soru (bazı kahkahalar). Hayır, basit bir nedeni var.

LİNDA: Şoke edici!

ADAMUS: Ben bunu sizin için tanımlamak istemiyorum. Ben size bununla ilgili bazı şeyler söyleyebilirim ama onu tanımlamak istemiyorum. Sizin ortaya çıkmaya başlamanız benim sevincim olacak ve temelde benim söylediklerime dayanmayacak çünkü aksi takdirde, bu belirli bir şekilde olmalı diye sizin zihninizde kalıyor. Siz ortaya çıkmaya başlıyorsunuz. Ben sabırsızlanıyorum. Belki ben bu gerçekleşirken sizin yanınızda bir kayıt cihazı bulundurmanın bir yolunu bulmalıyım, video veya başka bir şey gibi çünkü bilirsiniz işte, buna verilecek en yaygın karşılık, “Vay canına!!” olacak. Ve siz, “Ah! Anladım!!” diyeceksiniz. Ve ben de, “ Evet, sana anlatmaya çalıştım.” diyeceğim (bazı kıkırdamalar). 

Ve siz, “Adamus!” diyeceksiniz, siz bağıracaksınız, siz sosyal medyanıza girip – “Çok basit! Biz yol boyunca bunu çok zor hale getirdik.” diye yazacaksınız. Ben de, “Biliyorum.” diyeceğim.

Ve siz, “Yapmam gereken tek şey izin vermekmiş! Ben izin verdiğimi sanıyordum. Ben şimdi izin verdim.” dersiniz. Birdenbire Gerçekleştirim olur – eğer onu bir ders kitabındaki gibi tanımlamak istiyorsanız – o, her şeyin bütünleşmesidir. Onun içinde kavga yoktur çünkü sizin şimdiye kadar kavga ettiğiniz tek şey kendi enerjinizdi ve bunun bir anlamı yoktur.

LİNDA: Hadi ya. Sen soruların yarısını yanıtladın (bazı kıkırdamalar).

ADAMUS: İyi, onları çıkar o zaman! Parti yapalım (Adamus kıkırdar).

O tam bir bütünleşmedir. O sizin tüm veçhelerinizin, geçmiş yaşamlarınızın, gelecek yaşamlarınızın bütünleşmesidir. Onların hepsi bütünleşiyor. Bütünleşmenin anlamı sizin artık ayrı bir ev olmamanızdır. Siz artık kendinizle savaşmazsınız. Siz uzun bir zamandır yel değirmenlerine saldırdığınızı anlarsınız. Neden? Bu bir süreliğine eğlencelidir ama bin yaşam süreci boyunca değil. Hadi ilerleyelim.

Siz savaşacak hiçbir şeyin olmadığını idrak edersiniz. Korkacak hiçbir şeyin olmadığını. Korkacak hiçbir şey yok ve bu zor olanlardan çünkü ben hepinizin korktuğunu biliyorum. Siz en çok neden korktuğunuzu biliyor musunuz? Aklınızı kaybetmekten. Aklınızı, platformunuzu, zihninizin hiyerarşisini kaybetmekten. Siz bunu kaybetmekten korkuyorsunuz, o nedenle Gerçekleştirime parmak uçlarınıza basarak gidiyorsunuz ve sonra neden bu kadar uzun sürdüğünü merak ediyorsunuz. Ben neden bu kadar uzun sürdüğünü merak ediyorum.

Yeni gelenlere söylüyorum, ben biraz muziplik yapmayı seviyorum. Hayır, ben gerçekten hakaret etmiyorum. Aranızdan bir kişi biraz önce böyle dedi – hayır, burada benim hakaret ettiğimi düşünen var mı? (izleyenler karışık olarak, “Evet” ve “Hayır” diye yanıt verirler ve bazı kahkahalar duyulur) Bunun kaydedilmediğine memnun oldum (Linda güler). Hayır bizim bir tarzımız var. Bizim iletişim kurarken bir tarzımız var. Ben her şeyi daha eğlenceli hale getirmek, sizi rehavetten çıkarmak için kasten tahrik ediyor ve kızdırıyorum.

Peki, nerede kalmıştık? Ah, ben yine ahkam kesiyordum.

Yani Gerçekleştirim toptan bir bütünleşmedir. Savaş yoktur. Kavga edecek bir şey kalmamıştır. Tamamlanmadır. Siz bu gezegende bin kadar yaşam sürdünüz. Buna bir son vermeye ne dersiniz? Hadi ilerleyelim. Bu tamamlanmaktır. Aranızda hâlâ, “Şey, ben başka bir yaşam için geri gelme seçeneğini açık tutmak istiyorum.” diyenler var. Peki ama neden... (Kerri kahveyle gelir)

LİNDA: Aah! Büyük bir kupa bu arkadaş. Vay!

KERRİ: Büyük patron için.

ADAMUS: Teşekkürler!

KERRİ: Tam buraya (yanağını işaret eder ve Adamus öper; izleyenler güler).

ADAMUS: Muahh! Sonra. Ah, bu arada lütfen – burada kirli olan var. Bardak!

LİNDA: Ah, sen kupanı diyorsun!

ADAMUS: Bardak! Teşekkür ederim. Ve evet, biz burada bazen sınırları aşıyoruz ama sorun değil (kıkırdamalar artar).

Yani o bütünleşmedir, gezegendeki son yaşamdır. Ve siz o seçeneği saklı tutmak istiyorsunuz – eğer bunu yapmak istiyorsanız bu size kalmış – ama siz gerçekte kalmak istemediğinizi anlayacaksınız. Yani, bu biraz düşsel, hatta belki şiirsel bir şey, “Ah, ben geri geleceğim.” Siz açılışta gösterilen videoyu izlediniz ki ben onu çok beğendim. Ben çoğu şarkıyı beğenmiyorum (Adamus kıkırdar) ama bunu gerçekten beğendim. Müzikler genelde pek benim tarzım değil ama bugünkü çok mesaj veriyor. Sanki, işte sen şimdi kelebek ülkesindesin diyor. Kozakent’e gerçekten geri dönmek istiyor musunuz? (bazı kıkırdamalar) Hiç sanmam! Ama – siz o seçeneği saklı tutmaya çalışıyorsunuz – bunu yapıyorsunuz, peki, her neyse.

Bu tamamlanmadır. Sizin son yaşamınızdır. Eğer siz bunu şimdiye dek hissetmediyseniz sizin burada işiniz bittikten sonra yapacağınız çok şey olacak. Bir şeyler “yapmak” için çabalamak gibi bir şey değil bu; en iyi haliyle yaratım.

İşte tutku, bu arada. Tutku – biliyorsunuz yaratımın herhangi bir gündemi yoktur. Bu, gerçek yaratımdır. Yaratım, “Ben yeni bir iş yaratacağım. Ben para yaratacağım. Ben herhangi bir şey yaratacağım.” şeklinde bir şey değildir. Hayır. Yaratım, “Ben yaratıyorum. Salvo (ç.n: yoğun bir şekilde yapılan atak, yaylım ateşi). Ben yaratıyorum.” demektir. Siz henüz ne yarattığınızı bilmezsiniz. Sizin umurunuzda değildir. Siz yaratmaya muktedirsiniz. Önemli olan da bu. Ve sonra onun içine dalarsınız ve lanet olası ne yarattığınıza bakarsınız. Gezegen böyle. Bilimin işi, “Tamam ne yarattık?” sorusuna yanıt bulmaktır ve onu incelerler. “Bu iyiydi. Hadi şimdi ilerleyelim.”

Yani bana göre, tutku, “Ben yaratıyorum.” olurdu. Siz bunu oraya kendi enerjinize koyarsınız, bir başkasının enerjisine değil. “Ben yaratıyorum” ve sonra onun içine atlarsınız. “Ben ne yarattım?” Bu heyecan verici bir şeydir. Biliyorsunuz, önceden belirlenmiş yaratım gerçekte yaratım değildir. Siz, “Benim onun şöyle görünmesini sağlamam gerek. Benim o şekilde yaratmam gerek. Benim onu daha iyi bir şekilde yaratmam gerek...” diye onu önceden belirlediğiniz zaman gerçekte yaratmıyorsunuzdur. Siz manipüle ediyorsunuzdur. Arada muazzam bir fark vardır. Gerçek yaratım, “Ben yaratıyorum. Hadi onun içine atlayayım ve ne yarattığıma bakayım.” demektir. Tutku budur.

Peki, ah, biz çok soruyu geçemiyoruz değil mi? Peki. Yani, Gerçekleştirim: tamamlama, bütünleşme, nihayetinde yaratım, gündemsiz bilinçli yaratım demektir.

LİNDA: Basit bir soru.

ADAMUS: O basit olanı yanıtlamış olmalıyım.

SORU 3: Gerçekleştirimimin içine edebilir miyim?

ADAMUS: İçine etmek istiyor musun?

LİNDA: Bu benim sorum değil! Ben sadece soruyu okuyorum!

ADAMUS: Ben sadece soruyu yanıtlıyorum. Gerçekleştiriminin içine edebilir misin? Hayır. Gerçekten edemezsin.

LİNDA: Biraz isteksiz yanıtladın gibi. Bunun bir nedeni var mı?

ADAMUS: Hayır. Gerçekleştirim doğaldır. Bunların hepsi olacak – uyanış, Gerçekleştirim – bunların hepsi doğaldır. Ben insanlar Gerçekleştirimlerini sanki kendilerini yapacaklarmış, sanki gerçekten çok araştıracaklarmış veya saatlerce ve saatlerce meditasyon yapacaklarmış diye düşündükleri için bazen neşeleniyorum, bazen de bunalıma giriyorum. Ben meditasyona karşı değilim ama eğer siz Gerçekleştirimi meditasyon aracılığıyla yapacağınızı düşünüyorsanız o zaman başınıza bir plastik torba geçirin ve onu düğümleyin, biliyorsunuz işte (Linda’nın yüzünü gören bazıları kıkırdar). Biraz nefes yapın ve onun hakiki nefes olmadığının, onun biraz boğucu bir nefes olduğunu anlayacaksınız, benim anlatmak istediğim bu, sizi gidi tuhaf tipler (bazı kıkırdamalar daha).

İşte asıl nokta... asıl nokta neydi? Asıl nokta neydi? Yani gerçek şu ki – sen Gerçekleştiriminin içine edecek misin? Hayır. Ama sen bir sürü dolambaçlı yoldan gidebilirsin ve sık sık dikkatin dağılır. Sonunda buraya gelirsin, ondan bir şüphe yok.

LİNDA: Şey, bu soruların yarısını eledi.

ADAMUS: Evet (kıkırdarlar). Siz oraya ulaşacaksınız ama benim Şambra’ya uzun süredir sorduğum soru – ben şimdi yeni gelenlere yönelik konuşuyorum – oraya nasıl ulaşmak istiyorsunuz? Biliyorsunuz, bu kaçınılmaz. Siz aslında zaten yükseldiniz, tam farkındasınız, adına her ne derseniz. Siz sadece oraya gitmenin nasıl bir şey olduğunu deneyimlemediniz. Siz oradasınız ama siz şimdi boşluğu nasıl doldurmak istiyorsunuz? Siz hikayenin nasıl bir konusu olmasını istiyorsunuz? Ve siz buna karar verebilirsiniz. Yani, ayrıntılara girmeyin ama “Ben bunu zarafetle yapmak istiyorum.” “Ben bunu gerçekten çok ızdırap çekmeden veya dram yaşamadan yapmak istiyorum.’’ “Ben bunu sessizce yapmak istiyorum.” diyebilirsiniz, bu size kalmıştır. Siz oraya ulaşacaksınız; siz oraya nasıl ulaşmak istiyorsunuz? Hepsi sizin enerjiniz. Onun size nasıl hizmet etmesini istiyorsunuz? Lütfen.

LİNDA: Bu çok tipik bir soru.

SORU 4: Gerçekleştirimde benim sendelediğim noktalardan biri, Gerçekleştirimim için sabırsızlanırken ilişkilerimin hepsinde yaşadıklarım ve benim için sonuçları beni biraz kaygılandırdı. Adamus sık sık tek başına olmanın iyi bir şey olduğunu söyledi ama çoğumuzun eşleri, çocukları ve arkadaşları olan ilişkileri var. Biz kozamızdan bunların hepsi yok olacak kadar değişmiş bir halde mi çıkacağız? Biz neticede bu insanları hayatımızdan itecek miyiz? Sen ilerlerken neler olabileceğiyle ilgili biraz berraklık getirebilir misin?

ADAMUS: Gerçekleştirimde en büyük dikkat dağıtıcılardan biri ilişkilerdir ve hep o alaka var. Birisinin adandığı bir ilişkisi var. Şey, adanmasın. Sizin şunu yapmanız gerek – ve bu sert gelir – ama sizin şu anda adanacağınız tek bir kişi var: Kendiniz. O kadar. Bazı ilişkiler gidecek elbette ve gitmeliler de. Bazı yeni ilişkiler gelecek. Bunların gerçekte hiçbir önemi yok çünkü önemi olan tek şey sizin bu yaşamda yapmayı seçtiğiniz şeydir.

Ben bunu şöyle adlandıracağım, bir... Cauldre... onu buradan atmam gerek. Ben buna Geçekleştirimini yapmamak için ilişkilerini suçlayarak zayıf ve acınacak bir bahane kullanmak diyeceğim. Ben bunun acınacak bir şey olduğunu düşünüyorum çünkü siz muhtemelen o kişiye sandığınızdan daha çok zarar veriyorsunuzdur. Sizin bir ilişkiniz var ve siz, “Şey, ben Gerçekleştirimimi yapamıyorum çünkü anne babama, kocama, çocuklarıma, köpeğime bakmam gerek.” diyorsunuz, her neyse yukarıdakilerin hepsi. Siz onlara zarar veriyorsunuz. Siz onlara kelimenin tam anlamıyla istediğinizi başaramamanızın, istediğinizi yaşayamamanızın onların hatası olduğuna dair psişik enerji gönderiyorsunuz. Siz çok çok kötü bir dinamik kuruyorsunuz ve bu ucuz ve namertçe bir bahanedir.

Ve bundan başka gerçekten anlamadığım şey. Neden bir ilişki siz Gerçekleştiriminize izin verdiğinizde bitsin ki? Sizin ilişkinizdeki insan aslında sonuçta bunu takdir etmeyecek mi? Siz burada gezegende bir ışık olmak için kalmayacak mısınız? Ve bu gerçekte evde başlamıyor mu? Ah, eminim onların sezecekleri değişimler olacak ve onlar sizin eski halinizde kalmanızı istemeye çalışacaklar. Ama onlar size geri dönecekler ve size teşekkür edecekler. Onlar şimdi bir nedenden dolayı sizin hayatınızdalar; onlar bir yandan size bir çeşit destek mekanizması sağlarken, diğer yandan açıkça siz Gerçekleştiriminizi yaptığınızda sizin ışığınızda olmak istiyorlar.

O nedenle ben Gerçekleştirimini ertelemek için bunu kullanan her kim ise – her kim ise – onu azarlıyorum. Bu, çok namertçe bir bahanedir. Ve ben bunların ağır sözler olduğunu biliyorum ama bunlar bana göre çok gerçek sözler. Gerçekleştiriminize izin verin ve ilişkilerinizde neler oluyor görün. Siz sadece bir kişiyi değil, çok uzun bir zamandır taşıdığınız karmik bagajı bırakın. Bu sadece tek bir kişiyi etkilemez, sizin tüm soy bağınıza uzanır ve geleceğe uzanır. Ben ailelerinizi terk edin demiyorum; ben şu anda kendinize hizmet edin diyorum. Bu bencilce bir şey değildir. Ve Cauldre bana bu konuda henüz yazdığı makaleyi hatırlatıyor. Şu anda kendinize hizmet edin. Bu bencilce bir şey değildir.

Ben basitçe hiçbirinizin bir ilişkiyi, aşığınız kızar veya hayal kırıklığına uğrar veya çocuklarınız siz olmadan ne yapacaklarını bilmezler diye bahane olarak kullandığını duymak istemiyorum. Bunlar gerçekten namertçe. Yani... aaah! Biliyorum, aah, salon şu anda çok sıcak (bazı kıkırdamalar).

LİNDA: Hayır, hayır. Bununla ilişkili ve buna benzeyen çok soru var. Bununla ilişkili sıradaki soru...

SORU 5: Bir ilişkide bir partnerle Gerçekleştirim mümkün mü?

ADAMUS: Şey, nasıl tanımlandığına bağlı. İkiniz birlikte bir aşk düğümü atıp, “Biz aynı zamanda yapacağız?” mı diyeceksiniz? Sevgili kız kardeşler siz üçünüzün aynı zamanda mı yapması gerekiyor?

CHERYL: Ah, evet! (Adamus kıkırdar)

ADAMUS: Kesinlikle değil.

CHERYL: Neden değil? Böylece ben nasıl yapıldığını görebilirim.

ADAMUS: Sadece bir kişi, doğru olan. Onlardan birini onun içine itin ve ardından bunun istenilen sonucu nasıl verdiğini görün (bazıları kıkırdar).

LİNDA: İyi de, benim sorduğum soruda hep birlikte yapacağız demiyor. Daha çok birisiyle mümkün mü... bilirsin işte, birisiyle birlikteyken mümkün mü diyor?

ADAMUS: Bir ilişkin varken mi?

LİNDA: Evet.

ADAMUS: Ah, kesinlikle.

LİNDA: Ah.

ADAMUS: Ah, kesinlikle.

LİNDA: Bu o zaman diğer kısmı.

ADAMUS: Bütün bunlara dahil olmayan biriyle bile ilişki içinde olabilir misin? Kesinlikle. Biliyorsun, kesinlikle. Ama siz onlara her gün bu konuyla gitmek zorunda değilsiniz. Siz yaşadığınız her şey hakkında onlara ayrıntılı bilgi vermek zorunda değilsiniz çünkü onlar bunu duymak istemiyorlar. Sadece olmasına izin verin ve onların, “Senin neyin var? Birdenbire sevimli oldun.” demelerini bekleyin (Kahkahalar).

LİNDA: Ölçü bu mu?

ADAMUS: Evet, evet.

LİNDA: İlginç.

ADAMUS: (Linda’ya sorar) Kleenex, mendil var mı? (Linda arkasından bir mendil alır ve ona uzatır) Yani ama evet...

LİNDA: Bunu yastığın arkasından aldım, benim değil...

ADAMUS: Evet, teşekkür ederim (kahkahalar artar).

Ama evet, ben Gerçekleştiriminizi yapmamak için kullandığınız birkaç büyük bahaneyi söyleyeceğim. Bir numarada ilişkiler var. Buna yakın olan şeyler var. Sağlık başka bir bahane, o yüzden hadi sağlıkla ilgili sorulara geçelim.

LİNDA: Hayır, hayır. Önce başka birkaç tane var.

SORU 6: Gerçekleştirim ile bedenli aydınlanma arasındaki fark nedir?

ADAMUS: Şey, Gerçekleştirimde bedenli olarak kalmak zorunda değilsiniz. Siz bir kelebek gibi olabilirsiniz ve uçup gidebilirsiniz, asla geri dönmeyebilirsiniz. Bedenli Gerçekleştirim veya bedenli aydınlanma gezegende kalmak için yapılan o seçimdir. Bunu şimdiye kadar seçen ilk grup kelimenin tam anlamıyla Şambra’dır. Biz Açık Davet’e katıldığımızda siz Yükselmiş Üstatların çoğunun bu seçimi yapmadığını anlayacaksınız ve onlar size hayranlar. Sizin kalacak olmanız gerçeği, hafife alınacak bir şey değildir ve bunun bazı zor kısımları var. Herkes tam farkında olabilir – herkes tam farkında olacaktır – ama çok az kişi bedenli olarak gezegende kalacak. Çok çok az kişi.

LİNDA: O zaman daha spesifik olmak için Gerçekleştirim ve aydınlanma arasındaki fark nedir?

ADAMUS: “Aydınlanma” benim pek sevmediğim spiritüel bir terim. Benim terimim, “Gerçekleştirim” ve ben bunu seviyorum (bazı kıkırdamalar).

LİNDA: (kıkırdar) Evet, tabii!

ADAMUS: Aydınlanma biliyorsunuz işte gurular ve yeni çağ türü şeyler ve İsa’nın çevresinde her tür ışıkla yükselmesi ve o şekilde değildir. Demek istediğim, gerçekte o şekilde olmuyor. Bu büyük bir mit ve sonra insanlar bunu anlamıyorlar. Doğrusu ben Yükselmiş Üstatlar Kulübü’ne yeni gelenleri izlemeyi seviyorum. Onlar, “Tanrım! Hiç alev veya duman veya çevremde bir ışık halesi bile yoktu.” diyorlar. Ve ben, “Yok.” diyorum. Hayır, büyük bölümüyle böyle şeyler yok.

Yani aydınlanma kavramı bütünüyle – spiritüel aydınlanmadır ve hatta bir ya da iki yıl kalıyorsanız ohm diyerek gezmek demektir ve siz daha kutsalsınızdır – ve ben bunu kimin uydurduğunu bilmiyorum. Muhtemelen kilisedir ama ben bunu kimin uydurduğunu bilmiyorum çünkü daha önce söylediğim gibi siz gerçek bir Üstadın, bedenli bir Üstadın hoşgörüsüz bir orospu çocuğu olduğunu anlayacaksınız. Onlar ohm diye diye gezmezler. Onlar tükürerek gezerler (bazı kıkırdamalar) çünkü onlar kendilerini manipüle etmeye çalışan birisine hoşgörü göstermezler. Bunu basitçe yapmazlar. Onlar bunu hemen orada ve o anda söylerler. Onlar öyle sevimli sevimli davranıp, “Hadi bunu konuşalım ve hadi bunu irdeleyelim.” demezler. Puh! Benim enerjimden çık, hemen şimdi! Ve aslında komik olan ne biliyor musunuz? İnsanlar buna, tüm o üzerine titreme ve birisinin olumsuz bir eğilimini tatmin etme ve vıcık vıcık şeylerden daha çok saygı gösteriyorlar. Onlar birinin bunu – (şak!) – diye onların yüzlerine vurmasını istiyorlar. Ben o nedenle buradayım (Adamus kıkırdar). Bu çok doğru.

Aydınlanma neredeyse Gerçekleştirimin Hollywoodlaştırılmış bir versiyonudur çünkü yoksa Hollywood’un Gerçekleştirim hakkında gerçek bir film çekmesi zor olur. O kadar gösterişli bir şey değil, bunu ifade etmek zordur, o nedenle herkes bu aydınlanmayı biraz parlatıyor. İsa, sadece – yani İsa demek istemiyorum – ama İsa sadece... (bazı kıkırdamalar) Şey, bakın sizin başınıza neler geldi! Sedona’ya gidin o zaman. Yani, hadi ama (kıkırdamalar artar).

Peki. Sıradaki soru Linda. Bunları çıkarıyor musun?

LİNDA: Hayır ben soruları senin dediklerine göre ayırıyorum ve düzenliyorum. Biraz zorsun.

ADAMUS: O ayırırken, Gerçekleştirim çok doğaldır. Gerçekten öyledir ve siz oraya ulaşacaksınız. Bu büyük bir sorun değil. Siz deneseniz, bunu onun üzerinde çalışarak yapamazdınız. Siz onu planlayamazdınız. Eğer siz onu planlarsanız, planlar çöker. Sizin yapacağınız şey ona izin vermektir. Gerçekleştirimin ne olduğunu deneyimlemektir ve sizin bir parçanız, “Şey, hiçbir şey olmuyor.” diyen bir parçanız var. Ah! Size neler olduğuna inanamazsınız. Siz bunu sadece şu an görmüyorsunuz. Şu anda size olanlar çok inanılmaz, o nedenle onu nefesle içinize çekin ve ona izin verin. Siz gerçekte mahvedemezsiniz. Sizin dikkatiniz dağılabilir ama siz sonuçta onu mahvedemezsiniz. Nokta.

Soru?

SORU 7: Geçen yıl benim için çok zorlayıcıydı çünkü ejderha ile karşılaşmam meme kanseri yoluyla tezahür etti. O hem bir lanet hem de bir nimet gibiydi. Ben çok şey öğrendim ve anladım ve şimdi sadece böyle bir deneyimin hayatımdaki çok eski kalıpları kırmamı sağlayan en uygun şey olduğunu biliyorum. Bilirsiniz işte, ben bu yaşamımda Gerçekleştirimi seçtim ve ben şimdi onu yapacağımdan eminim. Ama ben aynı zamanda, gezegende en az birkaç yıl daha bedenli bir Üstat olarak kalmayı ve nihayetinde hayatı daha önce hiç yaşamadığım gibi yaşamayı, insan bedeninde Gerçekleştirimi yaşamayı seçtim. Ben senin Keahak'ta ve diğer olağanüstü materyallerde hastalıklar ve bizim enerjiyle ve Özgür Enerji Bedeni ile ilişkimiz hakkındaki söylediğin hemen hemen her şeyi biliyorum...

ADAMUS: Yavaşla.

SORU 7 (devam eder): … ki bunların bana çok yardımı dokundu.

ADAMUS: Burada yavaşlaaa.

SORU 7 (devam eder): Ama zihnim bazen beni kandırıyor ve o nedenle benim senin bana bu bakımdan aynalık yaparak bunu onaylamana ihtiyacım var. Benim sorum...

ADAMUS: Aah, güzel.

SORU 7 (devam eder): … ben şu anda iyi hissediyorum ve benim bedenim yeniden dengeleniyor.

ADAMUS: Güzel.

SORU 7 (devam eder): Ama ben gezegende kalıp Gerçekleştirim hayatını yaşayacak mıyım?

ADAMUS: Evet.

LİNDA: Kanser ve onun ne anlama geldiği hakkında birkaç soru vardı. Çok soru.

ADAMUS: Evet, biliyorsunuz, siz Gerçekleştirime giderken bedende pek çok şey oluyor. Beden muazzam değişikliklerden geçiyor. O, eski DNA hiyerarşisini, hücreleri ve kromozomları ve bunların geri kalanını bırakıyor. Bedende meydana gelenler aslında oldukça travmatik şeyler. Aslında neler olduğunu bilmemeniz iyi bir şey, bu sayede zihniniz travma geçirmiyor ama sizde çok şey oluyor. Siz şu anda çok çok çok farklı seviyelerde kendi enerjinize yeniden yön veriyorsunuz. 

Bazılarınız bir hastalığa yakalanacaksınız – kanser. Bu korkutucu bir şey ama sizi kesin olarak uyandırır. Demek istediğim, bazılarınız bir sürü içsel yansıtma yapmasına yol açacak olan başka fiziksel hastalıklara yakalanacak. Ben bunu bu şekilde yapmanızı önermiyorum ama bazılarınız bunu sadece kendi kendinin dikkatini çekmek için yapıyor. Ben yeni gelenlerin gelecekte bu rotadan gitmediğini görmek isterim. Çok acı çekiliyor.

Şu anda böyle bir şey yaşayanlarınızın, herhangi bir fiziksel rahatsızlığı olan Şambra’nın gerçekten - (Adamus iç çeker) ben bunun biraz inanılması güç geldiğini biliyorum ve Cauldre de böyle diyor – ama kendinize ve hatta bedeninize tam olarak güvenmek için kendinize izin verin. O kendi kendini onarabilme kapasitesine sahiptir ve eğer o bunu yapmazsa teknoloji onu onaracaktır. Ve teknolojiyi kullanmanın bir noktaya kadar yanlış bir yanı yoktur.



 

Ben burada yine fazla ilerledim ama ben kendimi buna hazırladım. Yani… (Adamus yine iç çeker) Bana bir dakika dayanın, burada biraz iç tartışma yaşıyoruz.

LİNDA: Kim kazanıyor?

ADAMUS: Ben. Ben kazandım.

Beden şu anda muazzam değişimlerden geçiyor ve eğer sizde çok çok travmatik ve ağır fiziksel dengesizlikler varsa bile onun kendisini şifalandırma veya yenileme yeteneği vardır. O kayıp değildir.

İnsanlık beden parçalarının değiştirilmesi veya gen terapisi veya gençleştirme veya hatta nano teknoloji gibi teknik bir rotayı izlerken bizim yaptığımız şey biraz daha farklı bir rotayı izlemek olacak. Sizin yeniden bir fiziksel beden oluşturma yeteneğiniz var ve bu aslında sizin şu anda sahip olduğunuz fiziksel bedenden çok daha iyi ve çok daha özel bir beden olur. Bu zaten sizin bedeninizin şablonunda var ama bizim bunu yapmamız için birçok değişim yaşamamız gerekiyor.

Bizim bir tapınağa sahip olduğumuz bir nokta gelecek ve bu, şifayı yaratan bir tapınak olmayacak ama şifalanmaya gelen insanlar için bir güvenli alan olacak. Ve “şifalanmak” iyi bir sözcük değil Cauldre. Bu gençleşme. Bu yeni bedene girme. Kelimenin tam anlamıyla onun yapısı bizim tarafımızda tamamlanmıştır ve sonunda sizin gezegeninizde tezahür edecektir. Ben bunu yaratanın tapınak olmadığını vurgulamak istiyorum, bunu yapan bireydir. Ama biz tapınakta çok kutsal ve çok güvenli bir alan yaratacağız. Ve şöyle bu bir şey olacak – evet siz bunu evde yapabilirsiniz, sizin bu özel yere gitmeniz gerekmez – ama bu gittiğiniz ve basitçe en derin düzeyde izin vererek bedene ve zihne gittiğiniz bir yer olacak. O sizin mevcut anayatronunuzun ve fiziksel bedeninizin mevcut hiyerarşisinin farklı türden daha sağlıklı bir biyolojiye değişimini hızlandıracak ve aynı zamanda sizin ışık beden diye adlandırdığınız Özgür Enerji Bedeni ile bütünleşecek. Yani bizi bekleyen şeyler, bunlar geliyor ve ben bunun ortaya bir sürü soru çıkaracağını biliyorum ve Cauldre bu konuda konuşmak istemedi ama biz konuştuk.

Yani, sorunun yanıtı. Eğer sizin şu anda herhangi bir fiziksel rahatsızlığınız varsa, enerjinizin – kendi enerjinizin - içeri girmesine izin verin ve bunu temizlemenin bir yolunu bulun. Ve sizin onu denetlemeniz veya yönetmeniz gerekmez. Siz sadece olmasına izin verin. Bazen iyileşmeden önce biraz daha kötüye gidiyor gibi görünüyor ama temizlenecektir. Kesinlikle temizlenecektir. Ve yine çok ilerledim ama bu konuda konuşmayı seviyorum.

Siz tam farkındalığa ulaştığınızda, çoğunuz dışarı çıkıp bunu dünyaya anlatma ihtiyacı hissetmeyecek. Siz tam farkındalığa ulaştığınızı sosyal medyanızda yazmak veya ne kadar lanet bir şekilde tam farkındalığa ulaştığınız hakkında kitaplar yazmak veya buna benzer şeyler yapmak istemeyeceksiniz. Bu çok kişisel bir şeydir, çok derin, çok çok kişisel ve bir süre çok kırılgan olunur. Siz birinin buna karışmasını istemezsiniz. Bu çok...

LİNDA: İyi, bu birkaç soruyu eledi.

ADAMUS: Çok kırılgan. Ama birisinin “Dur bir dakika. Sen geçen yıl ileri evre kanser değil miydin? Sen hala etrafta dolaşıyor musun? Ve sen iyi gözüküyorsun, hatta sen benden daha iyi gözüküyorsun? Ne oldu?” diye dikkatini çeken durumlar olacak. Bu aslında ilginç ve iyi bir haber ama biraz da korkutucu çünkü bunlar belki Kırmızı Çember’e yanlış bir şekilde dikkat çekecek çünkü hastalığın kökeninin nedenini anlamadan sadece iyileşmek isteyenler var. İsa mucizeleri isteyenler olacak ki biz buna girmeyeceğiz. Biliyorsunuz, tüm o mucizelerin İsa’ya pek bir hayrı dokunmadı. Yani bunlar, biz ilerlerken uğraşacağımız türden şeyler olacak. Peki, güzel.

LİNDA: Peki, o zaman...

SORU 8: Fiziksel bedenimizin Gerçekleştirimden sonra nasıl değişeceği konusunda bize çok spesifik örnekler verebilir misin?

ADAMUS: Bir kere dengesizlikleri çok hızlı bir şekilde temizleme yeteneği olacak. Şu anda onlar bedeninizde uzun bir süre tutuluyorlar ve hastalığa dönüşüyorlar. Siz daha önce temizlemesi hiç değilse yıllar alan bir şeyi kelimenin tam anlamıyla birkaç saat içinde temizleyebileceksiniz. Sizin karşılık veren bir biyolojiniz olacak, yani hızlı bir şekilde karşılık, cevap verecek. Siz soğuk algınlığı veya grip gibi bir şeye yakalanabilirsiniz ancak beden çok hızlı bir şekilde karşılık verecek ve çok çok hızlı bir şekilde atlatacaksınız.

O, hastalığa neden olan atalardan kalma birçok eski enerji tıkanıklığını temizleyecektir ve sizin kesintisiz bir uyku için sekiz saate ihtiyacınız olmayacak – ya da bazılarınız için dokuz saate. Birkaç saat, o kadar. Beden çok çok hızlı karşılık verecek ve kendini çabuk toplayacak. Yani, sanırım karşılık verecek sözcüğü tek sözcük.

LİNDA: Peki.

ADAMUS: Çünkü bedeniniz şu anda o kadar hızlı karşılık vermiyor. Sadece bir yarayı iyileştirmesi örneğin sonsuza kadar sürüyor. Demek istediğim, bu, iki hafta sürmemeli – bilirsiniz kolunuzda bir kesik meydana geldiğinde – iyileşmesi iki haftayı almamalı. Bu birkaç saatin içinde yapılmalı ve sizin bedeninizle gittiğiniz yön de bu taraf.

LİNDA: Tamam, bu, sorunun başka bir tekrarı.

SORU 9: Kronik ağrı çekenler veya herhangi bir hastalığı olanlar için Gerçekleştirimini bedenleyen birisinde bu tür şeylerin üzerinde çalışmadan doğal bir şekilde gideceğini söyleyemek uygun bir ifade midir? Ben, beden sürekli ağrı çekerken izin vermeyi çok zorlayıcı buldum. Sen belki biraz da bunun salıverilmesi konusunda konuşabilirsin...

ADAMUS: İzin vermek için en iyi zaman bedenin ağrı içinde olduğu zamandır çünkü sizin bedenleriniz zaten ağrı içinde. Şu anda öyle olmasa şaşardım doğrusu çünkü onlar her düzeyde çok şey yaşıyorlar ama özellikle eski DNA’yı ve hatta nöronların enerjinizle bağlanma şekillerini bırakıyorlar. Biliyorsunuz nöronlar kendi enerji alanınıza bağlanmanızın bir yolu. Onlar ışığa bağlanan şeyler ve bunların hepsi değişiyor. Eğer siz bedeninizde meydana gelen her şeyden haberdar olmasanız ben şu anda çok şaşırırdım. Ben aslında bazılarınızın daha beter olmamasına şaşırıyorum çünkü çok muazzam bir değişim meydana geliyor. O nedenle ağrı konusunda çok soru olduğundan eminim.

LİNDA: Ah, evet!

ADAMUS: İzin vermek için en iyi zaman. Bedeniniz acı içinde ve siz, “Ah! izin veremiyorum. Çok fazla ağrım var.” diyorsunuz. Hayır. Bunu yaşamanıza izin verin. Ağrıya izin verin. O, bir nedenden dolayı orada. Temelde tüm nöronlar – biliyorsunuz ağrı diye bir şey yok aslında; hepsi zihinde. Beynin... (Linda derinden iç çeker) Bu... iyi de, ağrı var, ama... (bazı kıkırdamalar)

Hepsi zihinde. Nöronlar küçük sinyaller gönderiyorlar ve siz buna izin veriyorsunuz ve o aynı zamanda nöronlara onların artık size eski şekilde hizmet etmelerinin pek sıcak karşılanmadığını söylüyor. Siz ağrı çekerken kendinize izin veriyorsunuz. Bu, izin vermeyi gerçekten anlamanın harika bir yoludur.

Siz ona direnmeyin. Siz, “Aman tanrım! Bedenim ağrıyor.” diye onu itmeyin. Ve ben bazılarınızın, “Bazı günler çok kötü canım yanıyor, ben bunu bile yapamıyorum.” dediğini biliyorum. Yapın. Sadece onu yaşamanıza izin verin. Ve sonra onun bir kere gerçek olmadığını anlayacaksınız. Yani, gerçek gibi hissediyordunuz ama fiziksel ağrı gerçek değildi. O, beyin tarafından üretildi ve gerçekte bir ağrı yoktu.

Ve sonra anlarsınız, tamam, bedeniniz şu anda muazzam bir süreçten geçiyor ve sizin belki farkında olmanız gereken şeyler, sadece arada sırada güzel, uzun bir banyo yapmak. Arada sırada biraz yavaşlamak. Arada sırada yediğiniz şeyi değiştirmek. Aranızdan hala çok fazla kişi diyet yapıyor. Ah, ahh. Bizim gittiğimiz yerde onu yapmak istemeyeceksiniz çünkü bedeniniz farklı günlerde farklı şeyler talep edecek, o yüzden bunları bırakın.

Kendinize güvenin ve hemen şimdi bedeninize izin verin. O muazzam şeylerden geçiyor. Ama sonra derinizde veya kolunuzda veya bacağınızda veya her nerenizdeyse derin bir kesik meydana geldiği zaman onun iyileşmesinin bir kaç saati alacağı bir noktaya geleceğinizi fark edin. Orada hala küçük, kırmızı bir iz kalmış olabilir ama siz daha önce olduğunuz gibi değilsinizdir.

Siz o nedenle gezegende kalıyorsunuz, bu yeni şeyleri getirmek için. Bunlar kulağa biraz doğal değilmiş gibi mi geliyor? Hiç de değil. Sizin bedeninizin doğal halidir bu. Onun şu andaki hali doğal değildir. Peki. Ben biraz tutku doldum. İlerleyelim. Sıradaki soru.

LİNDA: Ben senin bu soruları canlı sormak yerine neden bana okutturduğunu şimdi anlıyorum.

ADAMUS: Neden?

LİNDA: Gerçekten çok fazla ağrı çeken insanlar şimdi bağırırlardı...

ADAMUS: Bunu geç! (Linda daralır ve izleyenler, “Ahh!” der) Hayır, gerçekten. Hayır. Veya tamam öyle kal (bazı kıkırdamalar) İstersen öyle kal veya bunu aş, bunun anlamı ona tam olarak izin ver. Biliyorsun, bu aslında – sen bu ağrıyı çekiyorsun, bu büyük bir uyarım, kendi içinde büyük bir savaş ve sen sık sık, “Neden ben?” ve “Zavallı ben.” “Yaşlanıyorum” ve buna benzer şeyler diyorsun. Sonra derin bir nefes al ve ağrının tam içine girmeye izin ver, tam içine. Ve bu gözüktüğü gibi...

LİNDA: Bel ağrın olduğunda da işe yarar mı bu?

ADAMUS: Evet.

LİNDA: Gerçekten mi?

ADAMUS: Kesinlikle en iyi şey.

LİNDA: Gerçekten mi?

ADAMUS: Kesinlikle ağrıyı...

LİNDA: Peki, teşekkürler.

ADAMUS: … temizleyecektir. Ya o ya da ameliyat ve ameliyat olunca veya bilirsin işte, tüm o terapilere gittiğinde yaptığın şey ağrıyı ve sıkışmış enerjiyi kabul etmektir. Sonra o meselelere girersiniz, “Zavallı ben” ve “Neler oluyor?” ve “Şimdi bel sorunlarım var” ve bunun gibi her şey. Siz şimdi bunun tam içine izin verin. Onun tam ortasına gidin ve o cehennem kadar ızdırap veriyor ve siz, “Ah! Ben artık izin veremiyorum.” diyorsunuz.” İşte o zaman sizin derin bir nefes alıp izin verdiğiniz zamandır, siz onun diğer tarafından çıkarsınız ve aniden orada ve başka yerlerde çok fazla sıkışmış enerjiniz olduğunu fark edersiniz ve şimdi hepsi yeniden hareketlenmiş, hepsi iyileşiyordur. Siz masaja, terapistlere gidiyorsunuz, siz ilaç kullanabilirsiniz veya ameliyat olabilirsiniz. Ana sorun hala oradadır – sıkışmış enerji, tıkanmış enerji ve biyolojiye dair eski insan kavramları.

Siz izin verecekseniz ve izin vermenin yanı sıra bir şey daha yapmaya gereksinim duyuyorsanız ben sizden fiziksel bedenin sihrini imajine etmenizi veya hatırlamanızı istiyorum, hepsi siz bu gezegene geldiğinizde sizin tarafınızdan ve başkaları tarafında onun içine yerleştirildi ve sonra biyoloji gelişti. O Berrak Kristal Alev, imajinal disk onlar oradalar, sadece siz onları göremiyorsunuz. Siz izin verirseniz onlar öne çıkacaklardır.

Biliyorsunuz belki de... evet, aslında biz merabhımızı yapmadan önce – birkaç soru daha yanıtlayacağız – ama merabhı yapmadan önce...

LİNDA: Hayır, en az 200 soru daha var (bazı kıkırdamalar)

ADAMUS: Biz başlangıçta gösterdiğiniz videoya geri gideceğiz ve siz tırtılın kozaya çekildiğini ve canının cehennem gibi acıdığını hissedeceksiniz. Demek istediğim, bu korkunç bir deneyim ve hatta ondan gün yüzüne çıkmak da. Neredeyse acıyı, şüpheyi, korkuyu ve belirsizliği hissedebilirsiniz ancak bu doğal bir süreçtir. Tırtıl buna dirense bile yine de olacaktır ve sonra ortaya çıkış olur. Ben bu yüzden acıya izin verin diyorum. 

Eğer sizin geri dönen eski anılarınız, travmalarınız, yakanızı bırakmayan şeyleriniz varsa onlara olduğu gibi izin verin. Onlardan kaçmayın, Onlarla kavga etmeyin. Onlara izin verin. Hepsi sizin enerjiniz; öyle değilmiş gibi yapmayı bırakın. Hepsi sizin enerjiniz. Siz şimdi onun size hizmet etmesine izin verin. Ve sizin fiziksel hastalık geçirmeniz veya ağrı çekmeniz ve mental travma yaşamanız ve delirmeniz gerekmez. Siz sadece derin bir nefes alın ve izin verin, “Ben Ben’im.”

Devam et.

SORU 10: Yapay beden parçaları ve implantlarla Gerçekleştirim yapabilir misin?

ADAMUS: Evet, kesinlikle. Yani kalçanız değiştiyse kalça bile tam farkında gerçekleştirim yapar. Demek istediğim, siz Yükselmiş Üstatlar Kulübü’ne gidip, “Şey, işte buradayım ama benim kalçam gerçekleştirmedi. Tuhaf bir şey yaparsa hoş karşılayın çünkü o benim geri kalanım gibi gerçekleştirim yapmadı.” demezsiniz (kahkahalar ve Adamus kıkırdar). Evet, öyle çünkü Gerçekleştirim nihayetinde fiziksel bir şey değil. O bilinç ve enerjiyle ilgili bir konu. Yani, evet. Ben size gidip her tür yapay parçayı taktırın demiyorum ama...

LİNDA: Hayır, özgün bir soruydu.

ADAMUS: Kesinlikle. Kesinlikle.

LİNDA: Peki. Sıradaki mi?

ADAMUS: Evet.

SORU 11: Sen şu anda bize dört taneye kadar eş zamanlı enkarnasyonumuz olabileceğini söyledin.

ADAMUS: Evet.

SORU 11 (devam eder): Biz Gerçekleştirimimize ulaş...

ADAMUS: Ben öyle bir şey demedim.

LİNDA: Ne?

ADAMUS: Ben öyle bir şey demedim.

LİNDA: Evet, söyledin.

ADAMUS: Ben “dört” demedim, birden fazla dedim.

LİNDA: Ben soruyu okuyorum...

ADAMUS: İnsanlar dediklerimi yanlış aktarıyorlar. Evet.

LİNDA: Peki, onlar dediklerini yanlış aktarıyorlar. Peki.

ADAMUS: Evet, teşekkürler.

LİNDA: Yani şu anda birden fazla reenkarnasyon.

ADAMUS: Teşekkür ederim.

SORU 11 (devam eder): Biz Gerçekleştirimimize ulaştığımızda diğer varlıklar bu yolu izlemeseler bile otomatikman ona ulaşacaklar mı?

ADAMUS: Her şeyden önce Şambra, siz o rotadan gitmiyorsunuz. Ben çoklu yaşamları olan hiçbir Şambra tanımıyorum. Ben başkaları için, yeni gelenler için, birden fazla eş zamanlı yaşamın moda haline geleceğini söyledim. Şambra değil. Ve bir kişinin gerçekleştirimini yapmadan önce o yaşamı bütünleştirmesine gerek var mı sorusuna yanıtı verecek olursak, kesinlikle. Yani, siz hem gerçekleştirim yapıp, hem de sizin başka bir parçanız dışarıda bir yerlerde dolaşıyor olamaz. Demek istediğim, bu cehennem gibi bir şey olurdu. Bu gerçekten tuhaf olurdu, zombi gecesi gibi. “Ben gerçekleştirim yaptım ama benim hala Dünya’da yürüyen o parçam var.”

Şambra, sizin devam eden çoklu yaşamınız olmak zorunda değil. Yeni gelenlerden bazıları bunu deneyecek. Ben bunu gerçekten önermem ama onlar hızlı bir rotayı izlemeyi deniyorlar. Bana göre bu sadece tuhaf bir rota.

Devam et. Birkaç soru daha gelsin.

LİNDA: Hayır, hayır. Bende daha yüzlerce soru var.

ADAMUS: Öyle olduğunu biliyorum.

SORU 12: Sen son etkinliklerde hipnoz konusuna birkaç kez değindin ve bunun gelecekte daha geniş çaplı olarak kullanılacağını söyledin. Lütfen bu konuyu biraz açar mısın? Lütfen hipnozun gerçekte ne olduğunu ve bunun, biz Gerçekleştirimimizi yapıp bu gezegende kalmaya devam ettiğimizde enerjimizi nasıl etkileyeceğini açıkla. Bir Üstat, manipülasyonun herhangi bir şeklini hep berrak bir şekilde algılar mı?

ADAMUS: Hipnoz bir önerinin, bir düşüncenin, bir inancın içeri girmesine ve sizinmiş gibi kabul edilmesine izin vermektir. Yani hipnoz her yerde vardır – demek istediğim, internette olsun veya televizyonda olsun veya herhangi bir şeyde – ve yaygındır. Siz Gerçekleştirim’de diyelim ailenize veya öğretmenlerinize veya televizyona veya herhangi bir şeye sormadan neyin size ait olduğunu ve neyin ait olmadığını fark edersiniz. Siz neyin size ait olduğu konusunda çok net olursunuz ve diğer her şeyi salıverirsiniz. Siz kovalamacayı kesersiniz. Ve bir nedenden dolayı Şambra bile bu konuda zorluk yaşıyor, “Eh, bana neyin ait olduğunu bilmiyorum.” Şey, evet, biliyorsunuz. Hoşlanmadığınız hiçbir şey size ait değildir. Bilirsiniz işte, hoşunuza giden şeyler size aittir.

Biliyorsunuz, zihin çok ilginç bir şey. Muhakeme etmeden, sorgulamadan, “Bu bana mı ait?” diye sormadan, her şeyin içeri girmesine izin veren bir tuzak kapısı veya açık bir kapı vardı. Hipnoz bu şekilde çalışıyor işte. Dediğim gibi, ben Mesmer ile birlikte hipnoz üzerinde çok çalıştım ve biz işe hayvanlarla başladık. Onlar bile hipnoza maruz kalıyorlar ama insanlar hipnoza bizim çalıştığımız hayvanlardan daha çok maruz kalıyorlardı. Onlar herhangi bir düşüncenin gerçekte kendilerine ait olup olmadığını sorgulamadan içeri girmesine izin veriyorlar.

Yani tam farkında bir varlık olarak neyin size ait olup olmadığının çok farkında olursunuz. Ve o nedenle hoşgörüsüz bir orospu çocuğusunuzdur çünkü... (bazı kıkırdamalar) Hayır, gerçekten çünkü şöyledir, “Hey, bu bana ait değil. Onu bana yükleme. O senin. Hepsi senin ve ben onu bana yüklemeye çalışmana hoşgörü göstermeyeceğim.” Güzel.

SORU 13: Eğer biz Şambra toplu halde kendimizi gerçekleştirecek olsaydık Dünya Gezgeni’nde büyük bir karışıklık çıkabilir mi? Ve bu yüzden tam farkında olmayı beklememizin, çoğumuzun – en azından benim – hala bu boyutta kalmayı sürdürmemizin nedenlerinden biri bu mu?

ADAMUS: Şey, bu, “Ya!’’ Evet! bakış açısına göre, “Ya” sorularından birisidir bu. Demek istediğim, siz ilk grupsunuz ve çok fazla kişi yok. Çok fazla kişi yok, bilirsiniz işte, milyonlarca veya yüz binlerce kişi bile yok. Yani Gerçekleştirim olmaya başlıyor. O çok kişisel bir şey. Siz bunu gerçekte birçok kişiyle birlikte yapmıyorsunuz. Biz o videoyu birazdan yeniden izleyeceğiz ve o çok kişisel bir şey. Siz bunu gerçekte birçok kişiyle birlikte yapmıyorsunuz. Sadece kişisel olarak Gerçekleştirimlerini yapan başka birçok kişi var.

Ve siz birdenbire dışarı çıkarsınız, siz Gülün Meyvesi ve kelebek olarak ortaya çıkarsınız ve aniden şunu fark edersiniz, “Aman tanrım! Başka varlıklar var” – demek istediğim, milyonlarca veya milyarlarca değil ama ortaya çıkan başka bir sürü Şambra da var. Bunun gezegene çok olağanüstü bir etkisi olur. Bu, benim sessiz etki diye adlandırdığım şey. Yükselmiş Üstatlardan başka hiç kimse size bunun için teşekkür etmeyecek. Bilinç öncülüğünüz için asla bir zafer ödülü almayacaksınız. Siz haberlerde çıkmayacaksınız. Onların takvimde sizinle ilgili özel bir günleri olmayacak (bazı kıkırdamalar). Hayır. Hatta onlar... evet. Pardon, Sart (kıkırdamalar artar). Evet. Sart gününe, ayın 13’ü cuma gününü devam ettirecekler (kahkahalar).

Yani bu, bir iyi haber durumu gibi bir şey çünkü ben sizin bunu gerçekten istediğinizi sanmıyorum. Ama ne olur, birkaç yüz, belki birkaç bin veya daha fazla insanın aydınlanmalarına izin vermelerinin ki bu gerçekte spiritüel bir süreç değil, gezegene muazzam bir etkisi olur.

İşte bunun nasıl bir şey olduğuna dair bir örnek. Bu stüdyonun boyutları kadar bir salonun tamamen ışıktan yalıtılmış, çok çok karanlık olduğunu hayal edin. Burada yanmayan ışıklardan birinin küçük bir ışığı yanar, içeri azıcık ışık girer. Bu, salonda önemli bir fark yaratır. Hala çok karanlık vardır ama aniden bir ışık belirir ve şimdi bir demet ışık içeri girer ve sonra iki ve üç ve beş demet ışık. Hala çok karanlık vardır ama şimdi muazzam miktarda ışık vardır.

Işık kuvvet değildir. O agresif bir şekilde bir şeyleri değiştirmeye çalışmaz. O basitçe bir ışık yakar veya başkalarının görmediği potansiyelleri aydınlatır. O ışık, bir yaşamdan diğer yaşama geçerken, gerçekten kaybolanların, çıkış yolunu bilmeyenlerin, kendilerini intihara meyilli olacak kadar çok karanlığa sokanların, kendi enerjilerindeki bir potansiyeli aydınlatır. O, biz derin bir şekilde Makineler Zamanı’na girerken insanlık için bir potansiyele ışık yakar. Biz yapay zeka ile ne yapacağız? Önümüzdeki 30 yılda gezegene neler olacak? Ben onun, o ışık olmadan nereye gideceğini biliyorum ve bu yer çok güzel bir yer olmayacak.

Potansiyelleri aydınlatan biraz ışıkla – ben senden bizim 2007’deki Kuantum Sıçrayışı’ndaki konuşmamı yeniden gündeme getirmeni istiyorum Jean ve temelde hepsi bununla ilgiliydi. Ben bunu kelimelerle ifade etmedim ama ben, “Gezegende bir sürü değişiklikler oluyor, sizin farkında bile olmadığınız değişiklikler.” diye konuştum. Bir yerlerde bir ışık parlamasa, bu, gezegende ve evrende çok büyük ek bir karanlığın gelmesi için kullanılmasına neden olabilirdi. Birazcık ışık, laboratuvarında diyelim örneğin nano teknoloji üzerinde çalışan bir mühendisi aydınlatır ve onun çok yararlı amaçlar için kullanılabileceğini fark etmesini sağlar. Onun sadece kâr için veya ordu için olması gerekmiyordur.

Muazzam bir etkisi olur. Hiç kimse asla gelip size yaptıklarınız için gelip bir sertifika vermeyecektir ama siz bileceksiniz. Siz neden burada olduğunuzu ve neden kendi Gerçekleştiriminizi ertelediğinizi bileceksiniz.

O nedenle ışık – ben ışık diyorum ama o bilinçtir – şu anda çok kritik. Demek istediğim, korkunç anlamda kritik değil ama ona ihtiyaç var. O, teknolojiyle, bilinçle, insanlıkla ve aslında insanlığın sıradaki evresiyle birleşme demektir. İşte siz bu nedenle buradasınız. Oldukça kolay bir konu (Adamus kıkırdar).

LİNDA: Bu gerçekten çok hoş. Teşekkür ederim.

ADAMUS: Evet. Ben uslu bir çocuğum (bazı kıkırdamalar). Devam et. İki soru daha.

LİNDA: Peki. Bu, özet bir soru gibi. Peki, tekrar, yüzlerce soruya bakıyorum ve gözden geçiriyorum ve hepsini okuyorum ve...

ADAMUS: Ben onların hepsini zaten yanıtladığımı düşünüyorum.

LİNDA: Hayır bekle, bekle. Bu bir tür...

ADAMUS: Peki.

LİNDA: Bitirmeme izin ver lütfen.

SORU 14: İşte, benim sorum herkesin kaçınılmaz bir şekilde bilmek istediği bir soru – sağlık, ilişkiler, bolluk veya öz değer sorunları, onları Gerçekleştirimlerini yapamayacak bir şekilde tökezletiyor.

LİNDA: Bu soruların her biri, bir engelle alâkalı.

ADAMUS: Kesinlikle, kesinlikle.

LİNDA: Neredeyse hepsi Gerçekleştirime giderken engellerden bahsediyor.

ADAMUS: Evet.

LİNDA: Senin yanıtlarının her biri de bunu aşmanın bir yolu olduğunu söylüyor.

ADAMUS: Bunu geçin (birisi, “Ahh!” der) Hayır, demek istediğim – hayır, yanlış anlıyorsunuz – ya içinde kalırsınız veya onu aşarsınız. Birinden biri.

Acı çekmenize neden olan bir ilişkide kalın. Sağlık sorunları içinde kalın... bilirsiniz işte, ben “içinde kalmak” derken; ona girmek ve onu çözmeye çalışmak, onunla kavga etmek, geceleri uyuyamamak, “Ne yapmalıyım?” diye çözmeye çalışmak ve “Ah, ben bu ilişkiyi terk edemem çünkü onlar ben olmazsam çok üzülürler” veya “Onlar bir uçurumdan atlarlar” veya “Çünkü hayatımda drama ihtiyacım var” ya da her neyse onu demek istiyorum. Onun içinde kalın o zaman veya onu geçin.

Onu geçin demek, “Ah, peki. Ben bunların hepsini salıveriyorum.” demektir. Sizin bir şey yapmanıza gerek yok. Sizin partnerinize gidip taşınmasını söylemeniz gerekmez. Siz sadece salıverin ve sonra olur. Hatırlayın, hepsi sizin enerjiniz. Hepsi bu. Bu kadar basit. Sadece geçin bunu. Veya biz burada oturabiliriz ve bir on yıl daha geçirebiliriz ve konuşmaya devam edebiliriz ve daha çok soru istifleyebiliriz; veya biz bunları topluca geçebiliriz. Ben sizin bunları geçmeye hazır olduğunuza inanıyorum. Ben sizin nasıl... (iki kişi alkışlar, sonra daha çok alkış olur) Evet, iki golf alkışı! (şimdi daha çok alkış)

Siz bunları geçmeye müsaadeniz olup olmadığından emin değilsiniz, “Ah, yani geçebilirim mi demek istiyorsun?” der gibisiniz, ben de, “Evet!” diyorum.

Emin misin?” Evet! Evet. Veya içinde kalabilirsiniz. Ama bence ihtiyacınız olan tek şey onu geçmenize müsaade etmeniz ve sonra olur. Ve sonra ilişki kendini yeniden yaratır veya yaratmaz. Sağlık sorunları, bolluk sorunları. Biliyorsunuz, ben bolluk meselelerinden çok yoruldum. Eğer yeniyseniz buraya gelip bolluğunuzu şikayet etmeyin. Ben bundan yoruldum artık. Hepsi sizin enerjiniz. Eski kitle bilinci kavramlarına inanmıyorsanız nasıl bolluk sorunu yaşarsınız ki? Ve eğer inanıyorsanız da bunu geçin! Bugünün teması bu - sadece geçin! 

Peki, bunun yanı sıra hadi – ah, bir sorun daha vardı.

LİNDA: Şey, bu çok farklı bir görüş.

ADAMUS: Peki.

LİNDA: Peki.

SORU 15: Bir Üstat olarak başkalarıyla nasıl etkileşime gireceğiz?

ADAMUS: Üstat ile Üstat mı demek istiyorsun?

LİNDA: Bilmiyorum. Ben soruyu olduğu gibi okudum çünkü her iki şekilde de okuyabiliyordum.

ADAMUS: Devam et ve bir kez daha oku.

LİNDA: Bir Üstat olarak başkalarıyla nasıl etkileşime gireceğiz?

ADAMUS: Peki ben bunu “başka insanlarla etkileşim” olarak alıyorum. Her zaman çok iyi değil (bazı kahkahalar) Hayır, onlar sizi gerçekten sıkacaklar ve yoracaklar. Şimdi, siz şimdiye kadar başka türlü tanışmamış olabileceğiniz kesinlikle olağanüstü, yaratıcı, harika insanlarla tanışacaksınız çünkü bu gezegende bazı büyük varlıklar var, bu gezegende inanılmaz varlıklar var. Ve şimdi bu özel zamanda burada olmak için geri gelen çok çok yetenekli sanatçılar var. Ama çoğunlukla - özellikle yeni iseniz bunun kötü gelmesini istemiyorum - ama onlarla o kadar iyi geçinmeyeceksiniz. Yani, kavga etmeyeceksiniz - nasıl dersiniz – sıkıcı mı? Neden canınızı sıkasınız ki? Ve ben… (Adamus kıkırdar) 

LİNDA: Bu, başkalarına nasıl ilham verecek?

ADAMUS: Çünkü siz Şambra ve diğer insanlar arasında göze çarpan bazı kişiler bulacaksınız. Ama - eh, Cauldre bu konuda benimle kavga ediyor ama bundan bahsetmek istiyorum, o yüzden bunu geçin (bazı kahkahalar).

Bazı insanlar sizi gözyaşlarına boğacak. Onlar drama batacaklar ve sefaletlerine bağımlı olacaklar ve sizin bir parçanız bunda biraz mizah bulabilir ve siz, “Eh, onlar sadece 112 tane yaşam yaşadılar, ben bin.” diyebilirsiniz (bazı kıkırdamalar) ama sıkıcı gelecek. Gerçekten sıkıcı. Sizin gecenin ortasında uyanık kaldığınız ve “Neden kaldım? Neye ışık olmak için kaldım?!” dediğiniz zamanlar olacak ( birkaç kıkırdama) Ama sonra farkına varacaksınız ve bilirsiniz işte siz bir düzeyde iyi bir iş yaptığınızı anlayacaksınız.

Bizim yaptıklarımızdan veya Gerçekleştirimden veya bunun gibi herhangi bir şeyden haberi bile olmayan bazı ilginç, parlak, yaratıcı insanlarla tanışacaksınız ancak bunlar basitçe ilginç varlıklar ve sonra diğer Şambralar ile tanışacaksınız. Sizin paylaşacak çok hikayeleriniz olacak. Bir not daha, sonra bitireceğim.

 

Yükselmiş Üstatlar

Dünya’ya Sam olarak gelmek için ayrılan Tobias tekrar geri dönenlerin ilkiydi. Ve o, hayatın tadını çıkarmak için yeniden geldiklerini söyledi çünkü son yaşamlarında öyle yapmamışlardı. Onlar Gerçekleştirimi acı çekerek yaptılar. O, size bu konudaki tüm hikayeyi anlatmadı.

Onlar hayatın tadını çıkarmak için geri döndüler ama... (biraz tıkanır)... onlar sizle olmak için geri döndüler. Tanrım! Sizinle karşılaşmak için, sizinle ilişki kurmak için, sizinle paylaşmak için, kendilerini size belli etmek için ve onlar bunu siz diğer şeyleri geçtiğinizde, Gerçekleştiriminize izin verdiğinizde yapacaklar. Onlar daha önce devreye girmeyecekler. Siz onları bundan önce tanımayacaksınız ama onlar sizin hayatınızın bir parçası olmak için geldiler.

O zaman o videoya bir göz atalım...

LİNDA: Dur, dur! Yoksa ağlıyor musun?

ADAMUS: Hayır, ağlamıyorum. Bunu geç, Linda (bazı kıkırdamalar). Hayır, ağlamıyorum. Bunu yapan Cauldre. O bazen çok hassas oluyor (kıkırdamalar artar). Işıkları azaltalım lütfen. Hadi tırtılı yeniden gösterelim. O çok ağlak bir bebek (bazı kıkırdamalar). Işıkları azaltalım.

(Video başlar, bir tırtıl bir dalın üzerinden yürür)

Yarım et, ben yine yaptım
Ben burada daha önce birçok kez bulundum
Bugün yine kendi canımı yaktım
Ve bunun en kötü yanı suçlayacak hiç kimse olmaması

Arkadaşım ol, tut beni
Sarıp sarmala, kucakla beni
Ben küçüğüm ve muhtaç haldeyim
Beni ısıt ve beni solu

(Adamus videonun durdurulması için işaret eder)

Peki, işte bu insanın yolculuğu – yavaş, hantal – siz sıkıcılığı ve ızdırabı hissedebilirsiniz ve “Ah, lütfen beni ısıt. Beni hisset, beni kucakla, beni tut, beni avut.” (bazı kıkırdamalar) Ve sonra hadi devam edelim.

(video devam eder, şimdi bir koza gözükür)

Ah! Ben kendimi yeniden kaybettim
Kendimi kaybettim ve bulunacağım hiçbir yer yok

Evet, sanırım parçalanacağım
Kendimi yeniden kaybedeceğim...

(Adamus tekrar araya girer)

Peki. Şimdi, burada Gerçekleştirimine giden, uyanıştan üstatlığına giden bir insan var ve hala kendi kendisiyle, “Dır, dır, dır!” diye şu şekilde konuşuyor, “Kendimi kaybettim ve nereye gittiğimi bilmiyorum ve bana yardım et, beni bul.” Şimdi sadece izin verme zamanıdır.

Şimdi kozada olan insan – yani tırtıl – ve zihin hala gevezelik yapıyor ve bunlar çok doğal bir süreç meydana gelirken oluyor. İnsan bir şekilde Gerçekleştiriminden sorumlu olduğunu ki öyle değil ve insanın Gerçekleştirimi etkileyebileceğini düşünüyor ki bunu gerçekten yapamaz. O nedenle hala gevezelik ediyor, sadece izin vermeyi ve ortaya çıkışın doğal sürecinden keyif almayı unutuyor. Ve evet, biraz rahatsızlık verici bir şey – eğer bir tırtılsanız, eğer tırtıl zihniyle düşünmeye devam ediyorsanız ve şarkılarda tırtıl sözleri söylüyorsanız (bazı kıkırdamalar) ama bu tamamen çok çok doğal bir süreç. O halde hadi şimdi o ortaya çıkışın başlamasını ve o ortaya çıkışın acemiliğini gerçekten hissedelim. Lütfen devam edin.

(video devam eder, şimdi kelebeğin ortaya çıkışı ve onun kanatlarının pelteden kurtulup, açılmasının beklenmesi gösterilir)

ve ben emniyetsiz hissediyorum

Arkadaşım ol, beni tut
Sarıp sarmala, kucakla beni
Ben küçük ve muhtaç bir haldeyim
Beni ısıt ve beni solu

Arkadaşım ol, beni tut
Sarıp sarmala, kucakla beni
Ben küçük ve muhtaç bir haldeyim

(Adamus tekrar araya girer)

Peki. Bakın, “Ben küçüğüm ve ben muhtaç bir haldeyim ve beni tut ve benim arkadaşım ol ve beni solu.” Kapa çeneni! Bunu geç ve sadece her şeyin devam etmesine izin ver. Lütfen.

(video sona erer ve kelebek yükselip uçar)

Beni ısıt ve beni solu

İşte yeni gelenlere diyorum, Kırmızı Çember’e hoş geldiniz (kahkahalar). Biz burada her şeyi biraz farklı yapıyoruz ve yaparken eğleniyoruz. Bu, Gerçekleştirimlerini yapan hayran edici meleklerden oluşan bir grup ve evet, bazen canınızı yakıyor. Bazen çok çok zorluğa neden oluyor. Bazen muazzam derecede korku oluyor. Ve siz bu noktalara geldiğinizde derin bir nefes alın ve izin verin çünkü bu doğal bir süreç.

Bakın, tüm endişeye ve şarkı söylenmesine ve şarkıya ve sözcüklere ve her şeye ve “tut beni” ve “beni kurtar” sözlerine rağmen tırtıl kozaya giriyor ve doğal bir şekilde daha önce hayal bile edemeyeceği bir formda ortaya çıkıyor ve bizim gittiğimiz yer de orası. Canınız yandığında, ilişki sorunları olduğunda, para sorunları olduğunda bile, o eski öz değer eksikliği olduğunda onu nefesle içinize alın ve ona izin verin. Ondan kaçmayın. Kendinizi geri tutmayın. Anlamaya çalışmayın. Tüm sesleri durdurun ve sadece izin verin. Siz o zaman sizi kozadan tam ve gerçek varlığınıza fırlatması için acı içindeyken izin verme dinamiğini kullanmış oluyorsunuz.

Hadi hep birlikte derin bir nefes alalım. Sanırım bugün, kaç, üç soruyu mu geçtik? (kahkahalar) Hep birlikte güzel ve derin bir nefes alın ve soru gönderen herkese, enerjinizi kattığınız için içtenlikle ve samimiyetle teşekkür ederim. Sorunuz yüksek sesle okunsun veya okunmasın, siz sorunuzun bir şekilde sorulduğunu biliyorsunuz.

LİNDA: Enerjisi buradaydı.

ADAMUS: Hadi sevgili arkadaşlar yaptığımız şeyin içinde güzel, derin bir nefes alalım.

Ben şubatı seviyorum. Ben şubatı seviyorum çünkü şubat gün yüzüne çıkışın ayıdır. Ortaya çıkışın zamanıdır ve işte biz Şubat 2020’deyiz, gerçekten inanılmaz.

Ve sizin sorunlarınız olduğunda, sizin meseleleriniz olduğunda beni çağırmayın; sadece tüm yaratımda her şeyin yolunda olduğunu hatırlayın.

Teşekkür ederim ve sana da teşekkür ederim Linda. Teşekkürler (izleyenler alkışlar).



İngilizceden çeviren: Meltem Taban