Adamus Mesajı Geoffrey Hoppe Kanallığı ile 4 Ocak 2020’de Kırmızı Çember’e sunulmuştur
Ah! Alkış için teşekkürler (kahkahalar).
Ben Ben’im, Egemen Alan’dan Adamus.
Ben burada sizinle 2020 yılında oturacağımı hiç düşünmemiştim. Ben bunu gerçekten başaracağınızı bilmiyordum ama işte buradayız. Demek istediğim, işte buradayız! Ben sizin aşırı kullandığınız sözcükleri kullanmayı sevmiyorum ama kullanacağım – bu inanılmaz. Burada olmanız inanılmaz. Siz ölmediniz. Siz başka bir yaşam için geri dönmüyorsunuz (Adamus kıkırdar). Sizin burada 2020 yılının ilk günlerinden birinin keyfini çıkarmanız gerçekten inanılmaz. Gerçekten inanılmaz.
Ev İdaresi Notları
Ama ben bu konuya daha fazla girmeden önce, burada yapmam gereken birkaç ev idaresi notunu söylemem gerekiyor, eğer bulabilirsem (cebinden bir kağıt çıkarır). Gerçek notlar. Şöyle diyor: “Yükselmiş Üstatlar Kulübü Başkanı, Adamus Saint-Germain’in kürsüsünden” (bazı kıkırdamalar), birkaç tane ev idaresi notu.
Biz, cumartesi günü o Keahak kursunu alan Keahakçılardan bazılarının beynini Keahak evinde bıraktıklarını fark ettik ve eğer siz Keahak’ta iseniz benim neden bahsettiğimi tam olarak anlarsınız. Eğer beyninizi kaybettiyseniz muhtemelen benim bu söylediğimi bile anlamayacaksınızdır. Ama eğer beyninizi kaybettiyseniz onu geri almak için, onu gerçekten geri almak istiyorsanız lütfen Dr. Doug’ı veya sevgili Easa’lı Linda’yı görün (kıkırdamalar artar).
Listede, sizin takviminiz için olan şey şu, lütfen Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nün şimdiye kadar ilk defa herkese Açık Davet yaptığını not edin.
LİNDA: Aah!! (izleyenler, “Aah!” der) Vay!
ADAMUS: Nisan ayının ilk çarşamba gününde. Şimdiye kadarki ilk Açık Davet ve benim burada bir notum var, ben B-Y-O-B’nin ne anlama geldiğinden tam emin değilim (bazı kıkırdamalar). Bu bir insan şeyi mi? B-Y-O-B...
LİNDA: Bu, 1 Nisan şakası yapılan gün mü?
ADAMUS: … Kendi Orospunu Yanında Getir? (ç.n: BYOB harflerini Bring Your Own Bitch yani Kendi Orospunu Yanında Getir şeklinde uyduran Adamus’ın yaptığı espri) (Linda daralır ve izleyenler, “Ahh!” der). Ah, Kendi Şişeni Getir (Bring Your Own Bottle). Bunu Kuthumi söylemişti. Bunu Kuthumi söylemişti (kahkahalar).
LİNDA: 1 Nisan şakası mı bu?
ADAMUS: Kendi Varlığınızı Yanınızda Getirin (Bring Your Own Being). Evet, evet (izleyenler, “Ah!” der). Biz genelde Açık Davette bulunmuyoruz çünkü sizin Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nü hak etmeniz gerekir. Ama bu fikri ben önerdim. Ben Şambra’ya öbür dünyanın nasıl olduğunu tattırmaya başlamak istiyorum (Adamus kıkırdar). Ben size gerçekten tattırmak... evet, ben Yükselmiş Üstatlar Kulübü’ndeki kendi ofisime – kendi dememe göre - başkan olarak kişiye özel turlar yapıyorum. Ve ben sizin diğer Yükselmiş Üstatlar’dan bazılarıyla karşılaşmanızı istiyorum. Siz onlardan bazılarının isimlerine aşinasınız, siz tabii Buda’yı ve onlardan bazılarını biliyorsunuz. Ama sizin hiç tanımadığınız çok isim var ve onlar gezegendeki son yaşamlarındaki insan kıyafetlerini giyecekler. Onlar kendileri olarak, son yaşamlarında oldukları gibi gelecekler. Siz onların gerçekten nasıl rezil bir halde olmuş olduklarını göreceksiniz (kahkahalar). Hayır, yani gerçekten öyleydiler. Gerçekleştirim için çektikleri çile, sıkıntı ve acı ve çoğu hemen gezegenden çekip gitti.
Bizim bazı özel seminerlerimiz olacak – “Uyanışın Vahşiliği” (bazı kıkırdamalar), “Gerçekleştirim Yolunda Dikkat Kesinlikle Nasıl Dağıtılır” – ve Yükselmiş Üstatlar tarafından yönetilen bir dizi eğlenceli seminer, “Gerçekleştirim’den Sonra Gezende Kalmak Neden Bu Kadar Zordur” ve “Neden Bazı Seçimlerinizi Gözden Geçirmek İstemelisiniz” (kıkırdamalar artar).
Ben sizinle dalga geçmiyorum. Bu, Nisan’ın ilk çarşamba gününde Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nde olacak. Kayıt veya rezervasyon yapmak gerekli değil. Sizin sadece Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nün nerede olduğunu anlamanız gerekir (bazı kıkırdamalar). Ve eğer siz üstatlığa gidiyorsanız bu zor bir iş olmamalı. Ne mi yapmalısınız? Kendinize izin verin ve sonra orada olacaksınız.
Ve Cauldre benim bu konuda şaka yaptığımı sanıyor ve ilk çarşamba günü 1 Nisan mı? Kesinlikle (kıkırdamalar artar)
LİNDA: Püfff!
ADAMUS: Peki biz bunu yapacak mıyız? Kesinlikle. Biz aslında – Cauldre ve Linda bunu henüz bilmiyor – ama biz kayıt yapacağız, bizim orada sanıyorum bir kayıt durumumuz olacak ve biz bunu burada stüdyoda da yapacağız (kahkahalar ve Linda’nın surat ifadesi).
Yükselmiş Üstatlar Kulübü’ne Açık Davet ve uyanışını yaşayan herkese bedava. Diğerleri en az bin dolar ödeyecek.
Ev idaresi listesinde sıradaki…
LİNDA: Bu, Hawaii’den mi? (Geoffrey ve Linda o tarihlerde Hawaii’de olacaklardır)
ADAMUS: Nereden olduğu umurumda değil. Nerede olduğunu biliyorum ama – Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nde. Oraya Hawaii’den gidilmiyor mu? (birisi yüksek sesle güler) İnsanın sorduğu soru bu işte! Tanrım! (kıkırdamalar artar).
Peki, yapılacaklar listesinde sıradaki. Yeni Yıl için karar alanlar lütfen ay sonundaki Aspektoloji kursumuza kadar bunlardan kurtulsunlar. Şimdi, ben insanları bu konuda anlayamıyorum. Onlar her yıl aynı şeyi yapıyorlar. Yeni yıl geliyor, onlar kararlar alıyorlar; bir hafta içinde kararlarını bozuyorlar. Kararlar artık geçerli olmuyor ama onlar bunu bir sonraki yıl yine deniyorlar. Hepinize önerim, Yeni Yıl’da alınan kararları gerçekten ortalıkta dolaşan bazı kötü veçheler yaratıyor. Onlar bir sonraki yıl geri geliyorlar, “Ben senin şişman veçhenim.” (kahkahalar). “Beni nasıl görmezlikten geldiğini hatırlıyor musun? Sen o kararı aldıktan sonraki hafta nasıl domuz gibi yediğini hatırlıyor musun? Ama ben senin şişman veçhenim, hala buradayım. Ben karar aldığın başka bir yıldan geri döndüm.” Onlardan kurtulun.
Gerçekten karar alanlar oldu mu? Her şeyden önce karar almak yok! Hedefler yok! Doğrusu ben sizin hepinizi bunun karşıtını yapmaya teşvik ediyorum. Bu yıl lanet olası ne istiyorsanız onu yapın (izleyenler, “Evet!” der ve bazıları alkışlar). Evet. Üstat bu şekilde yapar. Üstat daha sonra bozulacak kararlar alıp sonra gerçekten kötü veçheler yaratmaz. Biz neden Aspektoloji yapıyoruz sanıyorsunuz? Bizim bu veçheleri yakalamamız gerekiyor. Bizim onlara ağ atıp onları boğmamız gerekiyor.
Düzeltmeniz gerektiğini düşündüğünüz her neyse bu yıl uygun değil, bunu unutun. Sigarayı bırakmayın. Diyete başlamayın. Bir egzersiz programına başlamayın. Bunlardan hiçbirini yapmayın çünkü bu gerçekten bazı çok kötü veçheler yaratıyor. Bilirsiniz işte, sizin bir konuda çok düşünmeniz gerekiyorsa, sizin, “Ah, benim sigarayı bırakmam ve çok yemeyi kesmem için bu programa devam etmem gerek” şeklinde veya herhangi bir konuda bunu yapmanız gerekiyorsa, bunu gerçekten yapmak istemeyeceksiniz! Demek istediğim, siz gerçekte diyete girmek istemiyorsunuz. Siz kendinizi cezalandırıyor gibisiniz – “Ah, benim diyete girmem gerek. Benim sigarayı bırakmam gerek.” Neden?
Bir Üstat gibi yaşayın. Yaşamak istediğiniz gibi yaşayın, yaşamanız gerektiğini düşündüğünüz gibi değil. O yüzden, lütfen, o kararlardan kurtulun. İşin doğrusu, biz bugünkü oturumumuzu bitirmeden siz o kararların hepsini salıverin. Kendiniz olun. Olabileceğiniz en büyük şey budur. Sizin şişman olup olmamanız veya sigara içip içmemeniz benim umurumda değil. Bunun benim için veya Yükselmiş Üstatlar için veya kendiniz için bir önemi yok.
Hadi, hemen şimdi derin bir nefes alalım ve o kararların hepsini salıverelim.
Peki, listenin sonunda olan şey, ah, bu ciddi bir şey. Rude Awakening, film bu yıl çıkacak. Ben bunun 20 Haziran’da Amsterdam’da olmasını kesinleştireceğim. Ben orada olacağım ve ben bu özel gün için giyineceğim. Ben sizin hiçbirinizi özensiz kıyafetler içinde veya sokak serserileri gibi görmek istemiyorum. Özel gün için giyinin. Bu bizim fes rengi (ç.n: İng. crimson, fes rengi, koyu kırmızı) halı olayımız. Kırmızı halı değil, fes rengi halı olayımız. Filme bir bilet alarak, bir bağışta bulunarak veya yatırımda bulunarak destek olun. Filme destek olun. Bu, bizim filmimiz, hepinizin filmi. Filmin konusu tamamen sizsiniz. Sizin yolculuğunuz ve ben size şu anda bu Rude Awakening filminin on yıllarca var olacağını söyleyebilirim. On yıllar boyunca. O, gerçek. O, otantik. Filmin konusu, uyanışı yaşamanın nasıl bir şey olduğu ve bununla ilgili her şeyin hoyratlığı tarafından paramparça edilmeyi ama diğer uçtan çıkıp beyaz bir gül gibi kokmayı anlatıyor. Siz bunu henüz deneyimlemediniz değil mi? (bazı kıkırdamalar)
Filme destek verin. O sizin filminiz. Bu şans eseri yapılan bir şey değil. Bu, Hollanda’da birkaç insanın bir araya gelip film çekmesi değil. O, tüm Şambra’nın kolektif enerjisi. O, gerçekten bir bilinç filmi, o nedenle onun arkasında durun. Enerjetik, finansal veya herhangi bir şekilde destekleyerek olsun onun istenilen sonucu vermesini kesinleştirin. Bu filmin çıkması gerekiyor ve o bu yıl çıkacak. Bunun yanı sıra, Rude Awakening ekibi benden bunu bildirmemi istemedi. Onlar benim bunu yaptığımı duydukları için şu anda ağlıyorlar. Onlar her yerde ağlıyorlar. Hayır, bu önemli. Bu, sizin öykünüz. Siz bu öyküyü yaşamak için buraya geldiniz, öyküde olun ve sonra öyküyü anlatın.
O halde, hadi hemen şimdi güzel, derin bir nefes alalım.
Bu Yıl, O Yıl
2020, biz başardık. Biz başardık. Ben başaracağımızı hep biliyordum. Ben sadece nasıl başaracağımızı bilmiyordum. Yani, nasıl olacağını.
Bu yıl, o yıl. Demek istediğim, her şeyden önce bu, benim Makineler Zamanı kitabımda yazdığım yıl. Ben o zaman geleceğe gittim ve ben kendimi bu korsan grubunun arasında buldum (birisi, “Aargh!” der ve Adamus kıkırdar) – gerçekten dayanıklı olan bir korsan grubunun (bazı kıkırdamalar), aarghhh!! (izleyenler “Aargh!” diye tekrar eder) – ve ben lanet olası neler oluyor diye meraklandım. Acaba ben kötü bir ilaç mı yoksa başka bir şey mi içtim diye düşündüm (kıkırdamalar artar) ve “Bunlar spiritüel olarak çığır açan öncüler mi? Bunların anlamı ne?” dedim. Sonra anladım, hayır, siz gerçektiniz ve siz bunu gerçekten yapıyordunuz ve siz Gerçekleştirimi yaptığınız son yaşamınız için gelecektiniz. Öykü buradan devam ediyor, diğer Yükselmiş Üstatlardan farklı olarak bedende nasıl kalınacak ve onların nisanda size Açık Davette bulunmalarının gerçek nedeni sizi onurlandırmak. Siz sınırsız alkol ve yiyecek ve Yükselmiş Üstatlar ile sohbet ile cezbedileceksiniz ama onlar sizi onurlandırmak istiyorlar ve onlar aynı zamanda gezegende kalmanız için sizi teşvik edecekler.
Gezegende kalmak, sizin enerjinin ne olduğuyla ilgili gerçek bir anlayışa sahip olmanızı gerektiriyor. Fiziği unutun. Biliyorsunuz bilim öğretmenlerinin şu anda bu konuda hiçbir fikri yok. Eğer öyle olsaydı dünya bambaşka bir yer olurdu. Geleneksel fiziği unutun ve enerjinin, gerçek bilincin ne olduğunu hissedin ve ikisi aynı şey değil. İkisi aynı şey değil. Onlar çok çok farklı. Ama bilinç enerjiyi hayata getirir. Siz o zaman gerçekten yaratımınızın içinde yaşarsınız ve onu gerçekten insanın deneyimlemesi gerektiği gibi deneyimlersiniz, siz hayatı ve nihayetinde Öz’ünüzü gerçekten deneyimlersiniz.
Siz, 2020 yılında burada bulunmanızın gerçek nedenini keşfedin. Biz bunu gerçekte geçmişte Tien Tapınakları’nda başlattık ama Yeshua zamanında pekiştirdik ve şöyle dedik, “Budur. Biz bunun için devam ediyoruz.” Ve bu yıl ile ilgili bir konu değil ama numeroloji ilginç. Bu, mükemmel dengenin yılıdır. “Bu, bizim içeride olacağımız yıl” ve her şeyden önce sizin Gerçekleştirim için seçtiğiniz yıl, bu zamanlama gezegendeki teknolojinin zamanlaması ile ilgili bir şeydi. Ben bu konuda uzun uzun konuştum. Ben bu konuda ProGnost’ta daha çok konuşacağım. Teknoloji ile ilgili tüm bu konuşmalara karşı çıkanlar dinlemesinler. Ancak bu, gezegende kritik bir zamanla ilgili bir şey. Kritik, kötü değil. Kritik demek, basitçe gezegende ayrılmaların olduğu noktalar ile değişim ve değişikliklerin olduğu noktalar anlamına geliyor.
Bu, eskiden insanlığın bin yılda bir falan geçirdiği makul bile diyebileceğim bir değişimdi. Ama değişimler şimdi çok hızlı gerçekleşiyor. Ve geçen ProGnost’ta konuştuğumuz gibi tamamen yeni bir insan türü evrimleşiyor ve bu tam olarak sizin zamanınızda oluyor. Çoğunuz İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra geldiniz. O zamanlar büyük potansiyelin değişikliğinin olduğu zamanlardı. Siz ondan 20, 30 yıl sonra geldiniz, bazılarınız biraz daha erken geldi ama siz teknolojinin dünyayı değiştireceğini biliyordunuz.
Çoğunuza, bazılarınıza bakın sizin büyürken aslında televizyonunuz bile yoktu ve bunu dinleyenlerden genç olanlar “Hıı?!” diyor (bazı kıkırdamalar). Eskiden mektuplar kalem ve kağıtla veya bir daktilo ile yazılıyordu ve şimdi e-posta var, şimdi tüm yapay zeka ve onun yaptıkları var.
Ben geçmişte bu konuda 2007 yılında Taos, Yeni Meksika’daki Kuantum Sıçrayışında konuştum, buna işaret eder gibi, “Şu anda biz burada otururken sahne arkasında dünyayı değiştirecek şeyler oluyor.” Ve teknoloji, ben onu seviyorum. Ben onu seviyorum. O, insanın yaşam süresini ve insanın bedenini değiştirecek. O, değiştirecek... o yapacak...
Biliyorsunuz, gezegende bir milyar insan yoksulluk içinde yaşıyor. Onlar gezegendeki en altta yer alan bir milyar ve teknoloji bunu değiştirecek. O, bu bir milyara bolluk getirecek. Şimdi, bazılarınız şöyle diyecek, “Evet ama teknoloji varlık ve yokluk arasında daha büyük bir uçurum yaratmayacak mı?” Evet, öyle olacak. Daha fazlasına sahip daha fazla insan olacak. Ama gerçek şu ki, teknoloji yoksulluğun kökünü kurutacak, böylece belki yirmi yıl içinde gezegende yoksulluk içinde yaşayan insan kalmayacak. Teknolojinin böyle bir etkisi olacak. Evet, ve her şeye aşırı sahip olan bir sürü kişi olacak ama diğerleri yoksulluk içinde yaşamayacak.
Yoksulluk demek, her gün iyi bir öğün için yeterince olmamasıdır veya temiz suyun olmamasıdır. İnternet erişiminin olmamasıdır. Bugünlerde yoksulluk kriterlerinden biri budur. Teknoloji bunları silecek yani her insanın sağlıklı olmak için yiyeceği olacak. Onların temiz suyu olacak. Onlar ilaç alabilecekler. Onların bir sürü teknolojiye erişimi olacak ve bunların hepsi gelmekte. Hepsi var.
Ben bazen sizin bedeninizden dışarı adım atıp kısa bir süreliğine benimle gelmenizi ve aşağı bakıp şöyle demenizi dilerdim, “Ben bu gezegene bu zamanda geldim, bilgisayarların henüz çıktığı bir zamanda ve bak sadece birkaç on yılda ne oldu ve bak önümüzdeki on yılda nereye gidiyoruz.”
Ama bunlarla ilgili kritik bir bileşen var – bilinç. Bilincin gezegende olmasına ihtiyaç var. Ben ibadet eden kimselerden bahsetmiyorum. İbadet edenler bunu yapmıyor. Siz bunu biliyorsunuz, eh, belki de bilmiyorsunuz. Biliyorsunuz, ben gezegende ibadet eden her grubu durdurmak istiyorum. Cauldre şey yapıyor – ben onu bir dakika sonra buradan atacağım. Biraz kahve iç Cauldre. Biz ona alkol kattık (bazı kahkahalar). İbadet edenler değil. Saf bilinç. Hepsi bu. Bilinç her şeyi dengede tutacak ki teknoloji bilinç ve şefkatle birleşsin ve gerçekten de geniş bakış açısı bu teknolojik evrimi yapacak – o insanlığı değiştirebilir.
Yeni Dünya ve Eski Dünya yine bir araya gelmeyecek. Bunu şimdi aklınızdan çıkarın, bu olmayacak. Ama o, Yeni Dünya için çok farklı bir yer sağlayabilir ve Eski Dünya veya klasik Dünya için farklı bir yer sağlayabilir.
İşte 2020 yılı. Bu, birçoğunuzun Gerçekleştirimini yaptığı yıl olacak. Evet, ben tam sayıyı biliyorum. Ben bunu söylemeyeceğim ama biliyorum. Ben birçoğunuzun bunu bu yıl yapmayı seçmeyeceğini de biliyorum ama siz ona birazcık daha, birazcık daha yaklaşmak için kendinize izin vereceksiniz. Bunun birçok nedeni var ve ben bu konuda size bazen biraz sert davranıyorum, ben size birazcık sert davranıyorum ve şöyle diyorum, “Peki neden geri tutuyorsunuz? Çocuklarınız için mi? Onlar üniversiteyi bitirsinler diye mi? Gerçekleştirime izin vermemenizin nedeni bu mu?” Bu, bazıları için bir realite.
Aranızdan bazılarınız herhangi bir nedenle geri tutacak. Siz belki olacaklardan korkuyorsunuzdur ve bu muhtemelen iyi bir neden (Adamus kıkırdar) çünkü bu sizin eski hayatınızdan çok farklı türden bir hayat olacak. Ama birçoğunuz bu yıl yapacak. Ben bunun sizin Gerçekleştirimi sallayacağınız bir yıl olacağını söyleyeceğim. Yani, siz onu gerçekten sallayacaksınız. Yani, onu bir roketin kalkış yapıp sallanması gibi yapacaksınız. Yani, ne harika tişört olurdu. Ben hep tişörtlerden bahsediyorum, ben ticarete başlamalıyım, bilirsiniz işte üzerinde, “Ben bu yıl Geçekleştirimi sallayacağım.” yazan tişörtler. Ne harika bir tişört olurdu. (birisi “Sallamaya devam et.” der) Sallamaya devam et. Evet.
Yani bu olağanüstü bir yıl ve benim uzun bir zamandır beklediğim bir yıl. Bu, zorluklar olmayacak anlamına gelmez. Hiç de değil. Şu anda hala bir şeyler oluyor, bir şeyler oluyor. Bugün şahsen burada olan veya internetten izleyen bazılarınız, “Yahu Adamus, sen bunları söylüyorsun ama benim son haftalarım veya geçen ayım gerçekten çok kötü geçti. Ben yüce cehennemi yaşadım.” diyor. Kesinlikle. Kesinlikle. Bu daha sonra harika bir öykü olacak.
Şambra Bilgeliği – İlk soru
O halde ben, “Linda, mikrofon lütfen.” diyerek yumuşak bir geçiş yapacağım.
LİNDA: Peki.
ADAMUS: Peki, siz geçtiğimiz birkaç haftada neler deneyimlediniz? Siz neler hissettiniz ve neler deneyimlediniz? Benim bunu sormamın nedeni daha sonra birçok kişinin bunu izleyip, “Ah, evet, sadece ben değilim. Ben deli değilim. Bilirsin işte, ben burada Gerçekleştirime gerçekten yakın olduğumu düşündüm – bana öyle anlatıldı – ve ben tüm bu saçmalıkları yaşıyorum.” Onlar belki saçmalık değildir, belki başka bir şeydir. O halde, Linda, mikrofon lütfen. Geçtiğimiz birkaç haftada neler hissettiniz veya neler deneyimlediniz?
VANESSA: Kayıp.
ADAMUS: Kayıp?
VANESSA: Kayıp.
ADAMUS: Güzel.
VANESSA: Evet.
ADAMUS: Yani, değil- evet, aslında güzel. Nasıl bir kayıp? Neyi kaybettin?
VANESSA: Şey, benim bir arkadaşım henüz geçiş yaptı, yani onu kaybettim. Ama...
ADAMUS: Sen onun öldüğünü mü düşünüyorsun?
VANESSA: Pardon ben mi?
ADAMUS: Sen onun öldüğünü mü düşünüyorsun?
VANESSA: Evet.
ADAMUS: Hayır.
VANESSA: (kıkırdar) Şey, hayır, ben...
ADAMUS: O, şu anda burada oturuyor ve gülüyor...
VANESSA: Yani, bu...
ADAMUS: O, ölmedi.
VANESSA: Hayır.
ADAMUS: Evet.
VANESSA: Yani, bu...
ADAMUS: Bekle. Burada bir durmam gerek.
VANESSA: Peki.
ADAMUS: Ben ölümü bir kayıp olarak değil bir kazanç olarak görüyorum. Hayır, gerçekten öyle. Siz öldüğünüzde yaşamınızdaki birçok şeyi bilgeliğe getiriyorsunuz. Siz kazanıyorsunuz. Sizin ölmeniz net, pozitif bir etki yapar, o yüzden hadi – bizim bu gezegende ölmekle ilgili dinamiği değiştirmemiz gerekir. Demek istediğim, bu o kadar...
VANESSA: Eh, üzülmüyorum.
ADAMUS: Peki. Sadece bir kayıp.
VANESSA: Sadece bir kayıp.
ADAMUS: Ben seninle uğraşmıyorum. Ben sadece bizim bu gezegende yapacağımız şeylerden birine - işlerden birine işaret ediyorum. Evet.
VANESSA: Ve böyle bir şey oldu. Ama aynı zamanda çok iyi...
ADAMUS: Öldüğünüzde kilo verirsiniz (kahkahalar).
VANESSA: Bunun farkına vardım (güler). Bunun farkına vardım.
ADAMUS: Ve artık faturalarını ödemek zorunda kalmazsın (kıkırdarlar). Onlar – püff! – diye yok olurlar.
VANESSA: Hayır. Kesinlikle baskıyı hafifletiyor (kıkırdar).
ADAMUS: Veya vergileri. Evet. Evet.
VANESSA: O nedenle, aynı zamanda...
ADAMUS: Ve herkes senin hakkında güzel şeyler söylüyor, biliyorsun (kıkırdamalar artar). Sen hayattayken sana orospu çocuğu diyorlardı ve aniden, “Ah, tanıştığım en güzel insanlardan biriydi. Herkese karşı nazikti.” derler. Ama bir hafta önce, “Orospu çocuğu.” diyordunuz (bazı kıkırdamalar). Evet. “Keşke ölse. Aaa! Öldü! ” Üzgünüm, bunu, kaybını hafifletmek için demiyorum.
VANESSA: Hayır, hayır. Bu iyi. Ayrıca…
ADAMUS: Gerçekten kaybettiğin şey neydi?
VANESSA: Sadece bir arkadaş.
ADAMUS: Peki.
VANESSA: Evet ama aynı zamanda kayıp...
ADAMUS: Ama ben sana gerçekte ne kaybettiğini soruyorum.
VANESSA: Şey, ben çeşitli kalıpları kaybettim.
ADAMUS: Arkadaşınla birlikte mi?
VANESSA: Hayır. Kendi içimde.
ADAMUS: Demek istediğim bu. Ona gelelim. Parçalarını kaybetmek.
VANESSA: Evet.
ADAMUS: Bu nasıl hissettiriyor?
VANESSA: Çok iyi.
ADAMUS: Ah, güzel, güzel. Kötü değil yani?
VANESSA: Kötü değil.
ADAMUS: Sen kederli değil gibisin.
VANESSA: Hayır, hayır.
ADAMUS: Peki.
VANESSA: Hiç değilim. Eğer o şey, artık benim kesin bir şekilde, olmak zorunda olmadığımı hissettiğim bir şeyse.
ADAMUS: Evet. Güzel. Sen Yeni Yıl için kararlar aldın mı?
VANESSA: Hayır.
ADAMUS: Güzel (kıkırdarlar). Tuhaf.
VANESSA: Hayır. Hayır. Ve bu yıla girdiğimiz için çok sevinçliydim. Ben bunu sanki birçok, birçok, birçok yaşamdır bekliyordum.
ADAMUS: Ah, bekledin. Bekledin. Evet, hepimiz bekledik.
VANESSA: Ve bunun için çok büyük sevinç duydum. Evet.
ADAMUS: Güzel. Öyle bir kayıp. Mutlu bir kayıp. Peki.
VANESSA: Aslında, evet.
ADAMUS: Evet. Peki.
VANESSA: O yüzden, teşekkür ederim.
ADAMUS: Sıradaki. Siz ne hissediyorsunuz ve ne deneyimliyorsunuz? Ben burada Gerçekleştirime giderken yaşanan şeylerden bahsediyorum, biz sonunda buradayız ve siz ne hissediyorsunuz?
FRİEDA: Teşekkür ederim (kadın ve Linda güler).
ADAMUS: Evet.
LİNDA: Evet, duydum ben!
FRİEDA: Evet! (gülmeye devam ederler).
ADAMUS: Mikrofon neden sana geldi biliyorsun değil mi?
FRİEDA: Evet, biliyorum!
LİNDA: Elindeki çatlağı gördüm! (kıkırdarlar)
ADAMUS: Çünkü sen, “Mikrofonu bana vermeyin. Mikrofonu bana vermeyin.” dedin.
FRİEDA: Evet, biliyorum! Biliyorum! (kadın kıkırdar) hım, yeniden sor.
ADAMUS: Geçtiğimiz birkaç haftada neler deneyimledin? Neler hissettin? Bilirsin işte, gerçekçi şeyleri değil ama – eh, buna duygusal bile denemez – ama hayatın nasıldı?
FRİEDA: İnişli ve çıkışlı.
ADAMUS: Evet.
FRİEDA: Ve çıkışlar hiç çok yükselmedi ve onun ne olduğuna dair hissedişi hissettirecek kadar Gerçekleştirime yakın olmadı.
ADAMUS: Evet. Buna inanıyor musun?
FRİEDA: Bu, inanma meselesi değil, bu, öyle.
ADAMUS: Ama inanıyor musun – yani, bunların olacağına inanıyor musun?
FRİEDA: Dürüst olmak gerekirse, her zaman değil.
ADAMUS: Her zaman değil. Evet.
FRİEDA: Hayır.
ADAMUS: Zamanının yüzde kaçında sence?
FRİEDA: Giderek artıyor ama sanırım yüzde yirmisi.
ADAMUS: İnanman mı?
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Evet, ah.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Ve birisi muhtemelen şöyle diyecektir, “Tanrım, bu zamanının yüzde sekseninde inanmadığın anlamına gelir.”
FRİEDA: Evet, bu çok (kadın kıkırdar).
ADAMUS: Bu çok! (kıkırdarlar) Ama ben şu andan itibaren önümüzdeki yıllarda bunu dinleyen insanlardan, bunu dinleyen her insandan bunu işitmesini istiyorum çünkü işte sen buradasın, gerçekten Gerçekleştiriminin arifesindesin.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Ve sen burada sadece, bilirsin işte, birçok inişler ve çıkışlar yaşadığını söylüyorsun ama gerçekte sen buna yalnızca yüzde 20 inanıyorsun ve ben bunu yüzde 20’ye bile sokmazdım. Ben buna belki yüzde on verirdim. Ve onlar izliyorlar - lanet kamera nerede? O kameraya bak veya şu kameraya – onlar, senden sonra gelenler izliyorlar ve onlar, “Bu benim için yeterli olmayacaktır. Yüzde on mu? Ben hayatımı ortaya koyuyorum – ben zarları sallıyorum ve zar atıyorum – o Gerçekleştirimin olması için yalnızca yüzde 10 şans var.” Aslında oldukça iyi. Yani, kötü gibi geliyor ama aslında iyi çünkü onlar bu noktada mental düşünüyorlar.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Ve ben sana sonra yüzde 10’un neden aslında bir öneminin olmadığını göstereceğim. Yüzde bir veya yüzde yarım olduğu sürece.
FRİEDA: Çok azıcık bile olsa açık bir kapı ve bu – evet, bu kaçınılmaz. İşte böyle hissettiriyor.
ADAMUS: Kesinlikle.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Şu anda bir savaş versen bile, sen, “Bunların hepsi saçmalık. Adamus bizi biraz balla besliyor. Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nde Açık Davet yok. Ben bunu zaten biliyorum. Bu, bir 1 Nisan şakası.” desen bile (bazı kahkahalar). O zaman bile meydana gelir. Yani, evet. Ama büyüleyici tarafı şu – sen buna gerçekte yüzde 20, ben yüzde 10 inandığını söylüyorum – büyüleyici tarafı bunun meydana gelecek olması.
FRİEDA: Evet. Ok yaydan çıktı. Yapabileceğim tek şey – kapı kapalı – bu... evet, hayır. O, kendiliğinden açılabilir. Bu kadar basit.
ADAMUS: Veya kapı yoktur.
FRİEDA: Hayır, ah, tamam.
ADAMUS: Bak, perspektif... (bazı kıkırdamalar). Perspektif her şeydir.
FRİEDA: Belki benim insan parçam dramatik bir giriş yapmaktan hoşlanıyordur.
ADAMUS: Evet, sen eminim dramatik bir giriş yapabilirsin (kadın kıkırdar). Ama Gerçekleştirimin en harika tarafı aniden perspektifi değiştirmeye muktedir olabilmendir. Mental olarak değil ama enerjetik olarak.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Böylece bir şey istediğinde perspektifini arzu ettiğin şekilde değiştirirsin ve kitle bilinci, yerçekimi, eski alışkanlıklar ve kalıplara rağmen, o zaman sınırlı değil geniş bir perspektife sahip olursun. Yani, evet, bir kapıdan geçmek istediğini söyleyebilirsin ama o zaman kapı da yoktur; ayrıca, kalın bir çelikten yapılmış dikenli telli bir çit vardır. Ama önemli değil çünkü bedenin onun içinden geçebilir, yani bu Ve’dir. Gerçekleştirimin güzelliklerinden biri gerçekten de perspektif değişikliğidir. Sen artık, “Ah, kapıdan geçmeliyim.” diyerek azıcık ve dar bir şekilde odaklanmazsın. Sen, “Kapıyı çivile. Ben dolaşacağım.” O, sadece bir kapı. Yanında duvar yok. Ama kapı harika bir metafordur.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Evet.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Evet. Ama aynı zamanda kapı kendiliğinden açılır ve geçip gidersin.
FRİEDA: Hayır ama ben senin ne demek istediğini anlıyorum, o, sadece bir imaj.
ADAMUS: O, sadece bir imaj.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Evet.
FRIEDA: Evet.
ADAMUS: Eğlenceli ama sadece bir imaj.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Güzel. Yani senin inişlerin çıkışların oluyor ve belki yüzde yirmi değil öyle mi?
FRİEDA: Evet, belki zihne... zihne... yüzeye çıktığını bile söyleyemem – ama ben anlamaya başlıyorum, şey, yerine kullanacağım daha iyi bir kelime olmadığı için, tam farkında olduğunun tam farkında olmak kavramı. O, hep buradaydı.
ADAMUS: Kesinlikle.
FRİEDA: Ve bu o kadar – ve ben onu hayal bile edemiyorum...
ADAMUS: O, her zaman burada ise nasıl oldu da sen onu görmedin? Sadece sen değil ama konuşuyoruz... eğer her zaman burada ise, nasıl...
FRİEDA: Parça parça var bende.
ADAMUS: Eminim ama neden o harika şeyin tamamı olmasın? Neden parça parça? Neden yolda asla tam bir öğün yerine küçük ikramlıklar olsun?
FRİEDA: Evet, neden o kadar sınırlı?
ADAMUS: Evet, evet.
FRİEDA: Bu bir soru mu?
ADAMUS: Ah ah. Evet (bazı kıkırdamalar) Evet. Cümlenin sonundaki soru işaretini göremiyor musun? (kadın kıkırdar)
FRİEDA: Evet. Düşünebildiğim ve bildiğim ve hissettiğim ve aynı zamanda inişleri ve çıkışları açıklayan şey, sanırım, “sanırım” değil, biliyorum, benim – kendi yoluna duran benim.
ADAMUS: Evet.
FRİEDA: Bu…
ADAMUS: Evet ve hayır. Yani, evet ama neden yola durmak isteyesin ki?
FRİEDA: Aman tanrım! Yani, eğer...
ADAMUS: Teşekkür ederim.
FRİEDA: … kapı açılıyor… (kadın kıkırdar) Bu çok geliyor. Her şeyden önce, bu çok geliyor ve ben aslında sen konuşmaya başladığında düşündüm bunu... Ben burada aklımı kaybediyorum (güler).
ADAMUS: Sorun değil. Sorun değil.
FRİEDA: (kıkırdar) Artık söyleyecek başka bir söz bulamıyorum! Bu anlamsız.
ADAMUS: Linda beyinleri ve zihinleri topluyor.
FRİEDA: Şey, geri ver!
ADAMUS: Oturumun sonunda alabilirsin (kadın kıkırdamaya devam eder) Geçen haftaki Keahak’tan sonra lanet yerin her yerinde, beyinler vardı (bazı kıkırdamalar) Ve siz sonrasında temizlik ekibinin, temizlik yapması için Keahak Evi’ne gittiğinde beyinler bulduğunu düşüneceksiniz. Onlar, “Bunlarla ne yapmamız gerekiyor? diye soruyorlar. Evet (kadın kıkırdar). Aklın neredeydi?
FRİEDA: Aklımı kaybetmede ve (kahkaha) parçada ve konuştuklarımızda.
ADAMUS: Peki soru şuydu, sadece parçalar yerine neden tamamı olmasın? Onun burada olduğunu biliyorsun. Sen onun burada olduğunu biliyorsun, biliyorsun. Neden enchiladanın (ç.n; Meksika yemeği) tamamı olmasın?
FRİEDA: Sanırım kasıtlı yapıyordum, yolumda da, sadece kendime zulmetmek değil veya kendime izin vermemek değil veya kendimi sınırlamak değil, aynı zamanda benim yolumda da vardı, enerjik olarak çok fazla…
ADAMUS: Şimdiye kadar sana çok fazla düşündüğünü söyleyen oldu mu hiç?
FRİEDA: Evet. Ah...
ADAMUS: Evet, evet.
FRİEDA: … çoğunlukla kendim.
ADAMUS: Evet, tamam. (Adamus kıkırdar). Sadece derin bir nefes alın. Gerçekten basit. Her şeyi aşırı düşünmeye bir eğilim var. Gerçekten basit. Siz, “Neden sadece parça dersiniz?” ve “Ben neyi yanlış yapıyordum? Ben kendi yolumdaydım. “Hayır. Senin yaşadığın deneyim henüz sona ermemişti. Hepsi bu. Nokta.
FRİEDA: Evet ve ayarlama.
ADAMUS: Evet ama demek istediğim, bu kötü bir şey değil. İnsanın deneyimi henüz sona ermemişti.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: O nedenle kendine yolda, “Peki, işte, biliyorsun, aydınlanma olacak ama biz sana onu biraz tattıracağız.” demek için kırıntılar veriyorsun ama insan, “Tamam ama benim oraya ulaşmam gerek ve ben daha fazlasını deneyimlemek istiyorum.” diyor. Hepsi bu. Sen herhangi kötü bir şey yapmadın. Senin, evet, kendi yolunda olduğunu söyleyebiliriz ama bunun nedeni, “Hadi ilerlemeden biraz daha deneyim yaşayayım.” demektir. Hepsi bu. Daha fazla deneyim yaşamak istiyor musun?
FRİEDA: Biraz daha, evet.
ADAMUS: Ne kadar daha?
FRİEDA: Bir yüzde mi vermeliyiz?
ADAMUS: Evet! Evet! (kadın kıkırdar). Ben yüzdeleri seviyorum. Ne kadar, bilirsin işte, oran olarak – hadi ölçek yapalım. Birden ona kadar olan ölçekte – on çok deneyim demek ve bir neredeyse hiç demek – ne kadar daha deneyim yaşamak istiyorsun?
FRİEDA: Ben ikideyim (bazı kıkırdamalar).
ADAMUS: Sen, “Yedi” mi dedin?
FRİEDA: Hayır, iki (kıkırdar).
ADAMUS: Sen ikisin. Bu ne anlama geliyor? Bir ay daha deneyim yaşamak istediğin anlamına mı?
(kadın kıkırdar)
Ve biliyorsunuz benim Şambra ile çalışırken en sevdiğim kısım bu (Adamus kıkırdar). Daha ne kadar deneyim yaşamak istiyorsun?
FRİEDA: Bu, bağımlılık gibi bir şey ve bu... (duraklar)
ADAMUS: Bir saniye dur. Ben bunu yeni dinleyenlerin hepsinden bunu gerçekten dinlemelerini istiyorum. Bu, büyüleyici bir şey. Bu, bağımlılık yapan bir şey. Öyle!
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Evet, yani, bir Üstat konuşuyor ama öyle olmasına rağmen henüz kendisine Üstat olduğunu idrak etme izni vermemiş bir Üstat ve o, “Ah, ben deneyim bağımlısıyım.” diyor. Peki, sen buna ne zaman bir son vereceksin, eski insan deneyimine ne zaman bir son verip ilerleyeceksin?
FRİEDA: Sanırım bir karar aşamasına gelecek.
ADAMUS: Peki (kıkırdar). Bu, hoşuma gitti. Sen hazır mısın?
FRİEDA: Aman tanrım. Ben şey gibi sallanıyorum... (kıkırdar ve sonra içini çeker).
ADAMUS: Bir karar verecek misin yoksa bekleyecek misin?
FRİEDA: Bunu ben mi yarattım? (Adamus güler). Gerçekten harika! (güler).
ADAMUS: Ve biliyorsun, fark ediyor musun, oturduğun yerde sırtın duvara dönüktü.
LİNDA: Kelimenin tam anlamıyla.
FRİEDA: (güler) Öyle!
ADAMUS: Evet.
LİNDA: Kelimenin tam anlamıyla.
ADAMUS: Gidecek bir yer yok. Bir kapı yok.
FRİEDA: (hala gülüyordur) Hayır, ben... sandalyelerin hepsi doluydu!
ADAMUS: Evet. Burayı da kapatıyorlar. Oraya gitmeye çalışıyorsun Larry’ye takılıyorsun ve... (kadın hala gülüyordur) Evet. Hayır, bu büyük bir tuzak değil mi? Yani sen bir karar almak istiyor musun yoksa beklemek mi istiyorsun?
FRİEDA: Şey, hepiniz beni izliyorsunuz. Benim de kendime, “Arkanı dön!” diyesim geliyor (kıkırdar).
ADAMUS: Hayır, hepimiz gözlerimizi kapatacağız.
LİNDA: Evett!
ADAMUS: Peki, herkes gözlerini kapatsın.
ADAMUS: Film devam etsin. Herkes... (Adamus kıkırdar) Hayır, eğer istiyorsan bekleyebilirsin. Sorun değil.
FRİEDA: Beklemek istiyorum.
ADAMUS: Ah, lanet olsun! (kıkırdarlar) Bekleyeceğini biliyorum. Bekleyeceğini biliyorum. Ve şu anda bu seçimi yaptığın için hayatında bir şeyler değişebilir. Ama biliyorsun, bu olur ve buradaki herkes bununla ilgili olabilir. “Ah, ben bekleyeceğim. Yarın. Belki yarın kafam daha berrak olur.” Hayır. Hiç de olmaz. “Belki yarın biraz daha aydınlanma yaşarım.” Hayır. Neden sadece bir seçim yapılmasın – çünkü sen yarın ne yapacağını biliyorsun, sen bu konuşmayı bile yaptığımızı unutacaksın.
FRİEDA: Hayır, unutmayacağım. (bazı kıkırdamalar)
ADAMUS: Ben bunu mümkün kılabilirim. Hiçbir şey hatırlamayacaksın. (kahkahalar)
FRİEDA: Kafamla uğraşmıyorsun!
ADAMUS: Hiçbir şey hatırlamayacaksın! (kadın kıkırdar) Peki bunu neden şimdi yapmak istemeyesin ki? Bunu uzun zamandır izleyenler şimdi, “Yap bunu! Yap bunu! Bugün yap! Bir karar al! Yap bunu! diyorlar.
FRİEDA: Şey, içimde bile, “Yap bunu, yap bunu!” hissediyorum.
ADAMUS: Burada olanlar, “Kahretsin! İyi ki ben değilim.” diyecekler (bazı kıkırdamalar).
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Her şeyden önce, kararın ne? Ne yapacaksın?
FRİEDA: Şey, kafamda değil. Bu, kesin.
ADAMUS: Evet. Hadi o zaman sadece kararı belirleyelim. Sen şimdi deneyim yaşamak için bir karar alabilirsin veya Gerçekleştirim için bir süre bekleyebilirsin veya “Benim deneyimle işim bitti. Ben şimdi Gerçekleştirim için hazırım, ilerlemek için hazırım.” diyebilirsin.
(kadın duraklar)
Bunun çok zor bir karar olduğunu sanmıyorum.
FRİEDA: Hayır, biliyorum. Bu ve şu aynı anda.
ADAMUS: Eğer sen bir karar verecek olsaydın ki muhtemelen vermeyeceksin, o karar ne olurdu? Eğer birinden birine karar verecek olsaydın.
FRİEDA: Şey, aptalca olan bunun aslında bir karar olmaması.
ADAMUS: Bu bir seçim.
LİNDA: Tik tak. Tik tak.
FRİEDA: Biliyorum! (güler).
LİNDA: Tik tak!
ADAMUS: Bu şovun adı, “Linda Şovu” mu, yoksa “Adamus Şovu” mu? (kahkahalar)
LİNDA: Bu değişir! (kıkırdar).
ADAMUS: Git otur. Biz bir süre konuşacağız.
Hayır, bu herkesi etkiliyor ve sadece burada olanları veya internetten izleyenleri değil, gelecekte dinleyenleri de çünkü – sen bunun için aslında biçilmiş kaftansın – çünkü ben bu konuyu şöyle görüyorum, sen son zamanlarda neler yaşadın? Bilirsin işte, ben burada 2020’nin Gerçekleştirim yılı olduğundan bahsediyorum ve yine de bir erteleme var. Bir dikkat dağıtma var. Şu var; ya – (şak!) – diye yaşarsınız ya da beklersiniz. Ve herkes de bunu hissediyor ve sonra kendi içlerine bakıyorlar. Onlar aslında seni pek izlemiyorlar ama kendi içlerine bakıyorlar, “Benim içim nasıl? Ben neden bekliyorum?” Ve sonra şöyle şeyler uyduruyorsunuz, “Ah, ben kendi yolumdayım.” Hayır. Çoğu senin durumunda olduğu gibi sadece biraz daha deneyim yaşıyor. Gezegende biraz daha deneyim biriktiriyor ki bu da iyi. Ama sen bunu sürdürmek istiyor musun ve ne zamana kadar? Yoksa sen şimdi, bunu değiştirecek bir seçim yapmak veya bir karar almak veya herhangi bir şey yapmak istiyor musun?
(kadın duraklar)
Senin gezegende deneyimlemeyi isteyip de deneyimlemediğin ne var?
FRİEDA: Bir ilişki.
ADAMUS: İlişki?
FRİEDA: Şey, şu anda öyle bir şeyin içindeyim.
ADAMUS: Şu anda öyle bir şeyin içindesin.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Bir ilişkin var.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Ve sen yakın olan Gerçekleştirimin için seçim yaptığında ilişkinin biteceğini mi düşünüyorsun?
FRİEDA: Evet. En azından bir korku bu.
ADAMUS: Onun bitecek olması?
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Neden? Bu ilişki ne zamandır sürüyor? Üç gündür falan mı?
FRİEDA: Hayır, dört yıldır.
ADAMUS: Dört yıl ve bitecek. Sen bu kişiyi seviyor musun?
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Evet. Ve sen Gerçekleştirimin ilişinin aleyhine etkisi olacağını sanıyorsun değil mi?
(duraklama)
Bu kişi senin bir tarikata mı bağlı olduğunu sanıyor?
FRİEDA: Evet! (güler)
ADAMUS: O zaman sorun olabilir (kıkırdarlar) O kişi şu anda izliyor mu?
FRİEDA: Muhtemelen hayır.
ADAMUS: Muhtemelen hayır. Evet. İlginçmiş. O zaman sen temelde ilişkin bittiğinde Gerçekleştirimini yapacağını söylüyorsun...
FRİEDA: Evet, şu anda o ya da bu gibi hissediyorum.
ADAMUS: Ah, gerçekten mi?
FRİEDA: Bu bir kavşak.
ADAMUS: Gerçekten mi?
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Bu, büyüleyici bir şey. Ve bilirsin işte, işin eğlenceli kısmı burada olanlar, internetten izleyenler bunu kendileriyle ilişkilendirebilirler. Bu şey belki bir ilişki olmayabilir, belki onların çocukları olabilir veya onlar bilirsin işte eski insan yaşamlarından belki sadece bir davul vuruşuyla çıkmak istiyorlardır ama orada o yapışkan şeyler var – onlar aslında seni, sizin hiçbirinizi, geri tutmayacaklardır çünkü – bunu birazdan konuşacağız – yola engel olacak olan başka bir şey var. O, şey senin gerçekten ödünü patlatacak.
Peki ya bunun sonucunda ilişkin daha da iyi olursa? Sen Gerçekleştirimini yapıp bu kişiye, “Tanrım, biliyor musun, yaptım” bile demesen. Kendine saklasan.
FRİEDA: Mm hımm.
ADAMUS: Ama aniden daha mutlu olursun. Daha ışıltılı olursun. Daha bilinçli olursun. Daha çok seversin. Sen daha iyi bir aşçı olursun (kahkahalar). Şu anda pişirme becerin nasıl?
FRİEDA: Ah, iyi.
ADAMUS: Güzel. Hatta daha iyi olur.
FRIEDA: Gelişmeye yer var.
ADAMUS: Ve sen daha iyi çaça dansı yaparsın ve... (bazı kıkırdamalar) Bilirsin işte – şu anda o nasıl gidiyor?
FRİEDA: Çaça!
ADAMUS: Çaça! Evet, peki. (kadın kıkırdar) Ama birdenbire ve senin partnerin, “Sana ne oldu? Ne oldu? Sen Colorado’ya gittin ve en ilginç insan olarak döndün.” der. Yani bu belki bir kayıp değildir.
FRİEDA: Eğer bir kazanç olursa hoş olur.
ADAMUS: Evet.
FRİEDA: Evet. Kesinlikle.
ADAMUS: Ama ben yapamazdım – tamam ben bir Yükselmiş Üstadım, o nedenle bazen insanla ilgili zorluk yaşıyorum – ama bu neden bir kazanç olmasın ki? Neden pozitif olmasın ki? Gerçekleştirim – o, berbat bir ilişki olmadıkça ve eski, karmik bir ilişki olmadıkça – ondaki tüm saçmalıkları ayıklar.
FRİEDA: Bu olabilir.
ADAMUS: Eğer kötü bir ilişkin varsa ve sen gerçekleştirimini yaptıysan, bu ilişki çok hızlı, inanılmaz bir şekilde – baam! – diye ortadan kalkacaktır. Eğer eski bir karmik ilişki ise yerle bir olur. Ama senin ilişkinin böyle bir ilişki olduğunu düşünmüyorum. İlişkinin karmik olduğunu ve kötü olduğunu düşünmüyorum. Taciz eden bir ilişki değil, değil mi?
FRİEDA: (duraklar) Duyarsızsın. (kadın kıkırdar)
ADAMUS: Ben anlayış sahibiyim (Adamus kıkırdar) ki bu da bazen duyarsız olmak anlamına geliyor.
FRİEDA: Başım gerçekten dertte.
ADAMUS: Ama bu çok güzel.
FRİEDA: Evet, peki. Devam et.
ADAMUS: Demek istediğim, bu tartışma bugün çok iyi denk geldi çünkü işte biz buradayız ama bir tereddüt var.
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Ve bu genelde sandığınız şey değil. Ama işte biz buradayız ve sen ilişkini daha uzun bir zaman deneyimlemek istiyorsun ve benim söyleyebileceğim binlerce şey var ama bunlardan biri şu, sen neden Gerçekleştiriminde kendin ile bir ilişki deneyimlemiyorsun?
FRİEDA: Evet.
ADAMUS: Senin bırakmayı istemediğin diğer ilişki belki bitmez. Belki daha iyi bir hale gelir.
(duraklama)
Yani sen bir seçim yapmak istiyor musun? Veya eğer istersen biz gerçekten bekleyebiliriz. Ben çok sabırlı bir Yükselmiş Üstadım.
LİNDA: Gerçekten mi? (bazı kıkırdamalar).
ADAMUS: Bunu söylemem gerekir. Evet.
FRİEDA: Ben seçimimi şu anda yapmayacağım.
ADAMUS: Peki. Güzel.
FRİEDA: Ve bu benim için bir sorun değil.
ADAMUS: Benim için de bir sorun değil. Ne zaman yapacaksın saat beşte mi? (kahkahalar) Şaka yapıyorum.
FRİEDA: Hayır, sorun değil!
ADAMUS: Senin bir seçim yapmaya ihtiyacın yok.
FRİEDA: Hayır, hayır. Sorun değil.
ADAMUS: Ama çok mükemmel oldu. Teşekkür ederim. Aslında sen...
FRİEDA: Hayır, sorun değil.
ADAMUS: Sen bana ve Şambra’ya büyük iyilikte bulundun. Teşekkür ederim.
LİNDA: İyi bir örnek olduğun için, gerçekten iyi bir örnek olduğun için teşekkürler (izleyenler alkışlar).
ADAMUS: Teşekkür ederim.
LİNDA: İsmini ne zaman fularına işledin?
ADAMUS: Patron?
ŞAMBRA 1 (kadın): Patron!
ADAMUS: Patron? (Linda kıkırdar)
ŞAMBRA 1: Sen “i-e”! harflerini unuttun.
ADAMUS: Yeni ortaya çıktı (Adamus kıkırdar, bazı kahkahalar). Yeni ortaya çıktı. Bunu duydum. Peki, daha fazla devam etmemize gerek yok.
LİNDA: Ah.
ADAMUS: Bu çok güzeldi.
LİNDA: Güzelmiş.
ADAMUS: Hayır, hayır, hayır. Çok güzel. Bunun içinde oynamak. İçinde oynamak değil, bunun bir gösterge olması.
Ben, “Siz şu anda ne hissediyorsunuz, ne deneyimliyorsunuz?” diye sordum ve şu anda birçok şey meydana geliyor, sizin hayatınızda birçok şey meydana geliyor ve siz muhtemelen içinizden, “Şey, Adamus 2020 yılından bahsediyor ve işte buradayız, bando takımı çalıyor ve her şey çok güzel.” diye düşünüyorsunuz. Hayır, hala zor çünkü sizde kalıntılar var. Sizde birçok kalıntı var ama onlar çabucak gidecekler. Ben buna birazdan daha çok değineceğim ama siz, “Dur bir saniye. Burada bir kopukluk var. Ben fiziksel sorunlar yaşıyorum.” diyenlerden olabilirsiniz. Şambra’nın ilk sırada yaşadığı şey bu – ilk sırada – ama aynı zamanda başka sorunlar da var. Bu şu anda aslında mükemmel olarak doğal bir şey, mükemmel olarak doğal çünkü çok fazla şey oluyor – tekrarlıyorum, ben konuşmamızın son bölümüne kadar bekleyeceğim – şu anda çok fazla şey oluyor ve benim sizden bu yıl, bu yılın geri kalanında yapmanızı istediğim tek şey, ne olursa olsun izin vermek – izin vermek.
2020 İzin Verme Merabhı
Hadi biraz 2020 izin verme merabhı yapalım. Bunu izin vermek için yapıyoruz.
Çoğunuz için bu, atılım yılı olacak ve eh, eğer bu yıl olmazsa yeterince yakın bir tarihte olacak. Mesele gerçekten de oraya çok hızlı bir şekilde ulaşmak değil ama çoğunuz için Gerçekleştirim böyle. Aynı anda meydana gelen çok şey var şu anda ve sizin kafanıza girme eğiliminiz var. Ve siz bedeninizin neden ağrıdığını merak ediyorsunuz ve siz zaman zaman kafanızın neden her zamankine göre daha çok karışık olduğunu merak ediyorsunuz.
(müzik başlar)
Ben bu yıl bunu tekrarlamayı sürdüreceğim, sadece izin verin. Eviniz mi yanıyor, izin verin. Ben bu konuda gerçekten ciddiyim. Ben bu konuda şaka yapmıyorum. Ve ben sizin evinizin yanacağını söylemiyorum – şey, bir kaç tane yanacak ama çok değil (bazı kıkırdamalar). Bunları yapan ben değilim ama biliyorsunuz işte, böyle şeyler oluyor.
Şu anda herhangi biri için – bu noktaya gelen bir Şambra için, gelecekte dinleyecek olan herhangi biri için bile - en önemli şey izin vermek ve bu neredeyse sizin insanınızın yapmaya eğilimli olduğu şeyin tam aksi. Siz şu anda daha çok kontrol etmek istiyorsunuz. Siz şu anda ya hızı artırmak ya hızı azaltmak istiyorsunuz veya herhangi bir şey yapmak istiyorsunuz. Hayır, izin verin.
Siz doktora gidiyorsunuz ve doktor size, “Üzgünüm ama sizin böyle bir şeyiniz, şöyle bir şeyiniz var.” diyor. Ben bunun gerçekten zor olduğunu biliyorum ama ben sizden izin vermenizi isteyeceğim. Evet, şu bile olabilir ve bu zor bir şey. O, “Şey, sizin iki ay ömrünüz kaldı.” diyor ve siz, “Adamus izin verin dedi. Peki ben buna nasıl izin verebilirim?” diyorsunuz. Ciddiyim, izin verin. Başka bir şey oluyor.
Eğer partneriniz sizi terk ederse, “Ah, zavallı ben” olayına girmeyin. İzin verin. Ve o sizi, “Adios, hoşça kal” diyerek ‘terk ederse veya sizi başka alemlere açılarak ‘terk ederse’ buna izin verin.
İşinizi kaybediyorsunuz, izin verin. Her ne ise. Ne olduğunun bir önemi yok. Aslında bugünkü konuşmamızın tek konusu bu olmalıydı ama benim sözleşmem var. Sizinle geçirmem için belli bir zamanım var... (bazı kahkahalar). Ama izin verin.
Her ne ise izin verin.
Ayrıca, bilirsiniz işte, eğer piyangoyu kazanırsanız izin verin. Her ne ise izin verin.
Sizin için şu anda hayatınızda herhangi bir şeyi yönetmenizin veya manipüle etmenizin zamanı değil. Ben bu nedenle sizin tüm o Yeni Yıl kararlarından kurtulmanızı söyledim. Diyetlerden kurtulun. Siz, “kendini iyileştirme” programlarından kurtulun. Bütün hedeflerden kurtulun. Gerçekten. Bu yıl hedeflerin, insan hedeflerinin yılı değil. Bunlar sadece canınızın yanmasına yol açar.
Hadi izin vererek derin bir nefes alalım.
Bu, sizin hiçbiriniz için yeni bir kavram değil. Bu, ilk yeni dinleyen birkaç kişiye yeni gelebilir ama şu anda insanın hayal edebileceğinin çok ötesinde meydana gelen çok doğal bir zorlama var. Ama o orada ve sizi gerçekleştiriminize götürecek olan tam da o şeydir. Eğer, siz bugün bir seçim yapsanız veya bir karar alsanız veya erteleseniz de bunun hangi bahane olduğu önemli değil - Gerçekleştirimini şimdi yapamazsın çünkü ödemen gereken faturaların var, önce borçlarını ödemelisin.- Bunu bana birisi bir kere söyledi ve bunun hiçbir şekilde bir anlamı yok.
Şu anda her ne ise izin verin. Sen, insan, meydana gelen çok doğal ve olağanüstü bir işleme izin ver.
Eğer siz gece çılgınca, çılgınca, çılgınca rüyalar görüyorsanız rüyaların size ne anlatmak istediğini çözmeye çalışmayın. Zihninizde yanlış giden bir şey var diye kaygılanmayı bırakın. Sadece izin verin.
Bu yıl her şeye izin verin.
Sizin hepiniz çok kaygılanmayı ve kendini yıpratmayı biliyorsunuz. Siz hepiniz şeyleri kontrol etmeye çalışmayı biliyorsunuz. Hepiniz zihninizde ve başkalarıyla savaşlar yaşadınız. Evet, siz normal hayatınızı yaşayın ancak bu izin vermekle ilgili bir şey. Hepsi bu. Hepsi bu.
İzin vermenin şu anda sizin hayatınızda nasıl bir şey olduğunu hissedin.
(duraklama)
Bu, sizin insan özünüze çok büyük bir yenilenme programı uygulayacağınız bir yıl değil. Bu kendinizde yapacağınız herhangi büyük bir değişiklik için bir programa gireceğiniz bir yıl değil. Sizin kimliğinizi veya geri kalan şeyleri yeniden şekillendirmeye çalışmanızın zamanı değil.
Çocuk sahibi olmak için de pek iyi bir yıl değil. Heh.
Çok güzel bir izin verme zamanı.
(duraklama)
Güzel, derin bir nefes. Hepsi bu, sadece izin vermek.
Ben yılın geri kalanında ne konuşacağımızdan pek emin değilim. Benim bir şeyler uydurmam gerekecek (bazı kıkırdamalar). Bazı Yükselmiş Üstatlar gelebilir ve sizinle konuşabilir, bilirsiniz işte, Yükselmiş Üstatlar Kulübü nasıl bir yer veya ben orada nasılım diye, çünkü şu anda gerçekten de tek gerçek şey izin vermektir. İzin vermenin güzelliğidir.
Siz bir sürü his yaşayacaksınız ve ayarlamalardan geçeceksiniz ve bunlar her zaman hoş şeyler olmayacak ama bunların hepsi sizin gittiğiniz yerin bir parçası.
Hadi bununla derin bir nefes alalım. İzin vermek.
(duraklama)
Bu yıl herhangi birçok büyük programa başlamanın zamanı değil.
Ve siz zihninizde karışıklığı hissettiğiniz zamanlarda sadece durun ve izin verin. Bu kadar.
Siz öfkeli veya hatta bunalımda hissettiğinizde bununla savaşmayın veya bunun üstesinden gelmeye çalışmayın. Bunu hiç yapmayın. Sadece izin verin.
Hadi güzel, derin bir nefes alalım. Teşekkürler.
Yani ben bu yılın izin verme yılı olduğunu vurgulamaya devam edeceğim (müzik sona erer). Biz bu yıl gerçekten uzun merabhlar yapacağız çünkü ben başka ne hakkında konuşacağımızı bilmiyorum. Bu, meydana gelen çok doğal bir sürece izin vermektir.
Ama biz burada biraz daha konuşmaya devam edeceğiz.
Şambra Bilgeliği – İkinci Soru
Ben başka bir soru daha sormak istiyorum, zahmet olmazsa mikrofonu al Linda. Farklı bir soru. Ben son zamanlarda enerji hakkında çok konuştum çünkü bu çok önemli. Ben, bilirsiniz işte, Şambra’nın perde arkasında, bazı yorumlar duydum, “Biz enerji hakkında konuşmayı ne zaman bırakacağız?” Onun size hizmet etmesine gerçekten izin verdiğiniz zaman. Ve ben, “Adamus dışarıdaki her şeyin benim enerjim olduğunu söylüyor ama biz yine de aynı şeyi görüyoruz. Bu nasıl sadece benim enerjim olabilir?” gibi birçok tartışma duydum. Şey çünkü siz bu gezegene bir anlaşma ile geldiniz; buna tam olarak bir anlaşma denmese de herkesin her şeyi aynı şekilde görmesini sağlayan bir şeye sahipsiniz. Siz her şeyle ilgili ortak bir perspektife sahipsiniz.
Ama siz bir kere algıladığınız her şeyin hepsinin sizin enerjiniz olduğunu ve hepsinin size hizmet etmek için var olduğunu anlamaya başladığınızda her şey değişir. Bu, olağanüstüdür. Ben bunu bir kez daha vurguluyorum çünkü eğer gezegende kalacaksanız enerjinin size hizmet ettiğini anlamanız gerekir. O size karşı değil, o sizin için var.
Ama benim bir sorum var, teorik bir soru. Diyelim siz enerjinin size nasıl hizmet ettiğini gerçekten anladınız, demek istediğim onun hepsi sizin ve o size en güzel şekilde – zarafetle, bollukla, hep hayal ettiğiniz şekilde - hizmet ediyor. Siz başka bir yaşam için gezegene geri döner miydiniz?
Şimdi, benim bunu başlatmam gerekiyor. Sizin çoğunuz, “Ben buraya bir daha asla geri dönmeyeceğim, asla, asla!” dediği için burada. Tobias ile eski günleri hatırlayın, o bu konuda sizin üzerinize gitmişti “Gerçekten mi? Birkaç yaşam daha yaşamak için geri dönmeyi istemediğini mi düşünüyorsun?” Hayır, ben işimi bitirdim. Buraya kadar. Ben buradan çıktım.”
Ama eğer enerji size gerçekten hizmet etse ve hayat gerçekten kolay ve eğlenceli bir hale gelse başka bir yaşam için geri döner miydiniz? Linda, mikrofon lütfen. Başka bir yaşam için geri döner miydiniz?
Ve tekrar, siz bugün burada olanlardan veya internetten izleyenlerden ziyade aynı zamanda daha sonra gelecek olanlara konuşuyorsunuz. Siz başka bir yaşam için geri döner miydiniz?
İİRO: Gelmek için özel bir neden yok ama gelecekte daha çok insanın, enerjilerinin kendilerine hizmet edeceklerine izin vereceklerini sanıyorum. O yüzden daha eğlenceli olabilir ama neden buraya geleceksin çünkü onlarla başka yerlere gidebilirsin. Yani.
ADAMUS: Evet. Evet. Kesinlikle. Güzel. Teşekkürler. O halde, senin yanıtın hayır geri dönmem mi?
İİRO: Hayır, muhtemelen dönmem.
ADAMUS: Evet. Peki.
LİNDA: Peki.
PAUL: Şimdiye kadar karşılaştıracak bir şey gerçekten olmadı.
ADAMUS: Evet.
PAUL: Yani ben şu anda en önemli şeyin diğer insanların arasında olmanın giderek ve giderek daha da zorlaşması olduğunu düşünüyorum.
ADAMUS: Evet.
PAUL: Yani eğer şimdikinden daha kötüyse...
ADAMUS: Şey çünkü denilebilir ki lafın gelişi siz hala onların çorbasındasınız veya onlar sizin çorbanızda gibiler. Başka bir deyişle, hepinizin paylaştığı ortak bir kase çorba var ama siz, “Hey, benim onun bir parçası olmam gerekmiyor. Benim bu kitle bilincinde olmam gerekmiyor. Onlar burada olabilirler ama bu hiçbir fark yaratmaz. Ben istediğim zaman onlarla ilişki kurabilirim ve bunu istemesem de sorun olmaz.” diyebileceğinizi fark edersiniz. Siz sadece ayılar ve sincaplar ve kartallarla ormanda yürümek için başka bir yaşama geri gelir miydiniz?
PAUL: Ama biz buna sahibiz. Biz buna başka bir yerde sahibiz. Biz buna Yeni Dünya’da sahibiz.
ADAMUS: Kesinlikle.
PAUL: Orada sivrisinekler yok ve... (kahkahalar) Evet bir kadeh kırmızı şarapla falan konuşulacak bir şey olurdu ama...
ADAMUS: Yani geri döner miydin, dönmez miydin? Bu, senin gezegendeki son yaşamın mı?
PAUL: Evet, öyle olduğunu hissediyorum.
ADAMUS: Peki.
PAUL: Öyle olduğunu hissediyorum.
ADAMUS: Güzel. Teşekkürler.
PAUL: Biz ilk bir araya geldiğimizde insanlara, “Bu, benim gezegendeki son yaşamım.” diyenlerden biriydim ve bilirsin işte, birçok insanın daha sonra oturdukları yeri değiştirmeleri benim dikkatimi çekti (kahkahalar). O nedenle bu soruyu soracak doğru insan muhtemelen ben değilim.
ADAMUS: (kıkırdar) Evet. Evet. Hayır, biliyorsun, bunu tipik bir insanla konuşmaya başladığında onlar bazı telefon görüşmeleri yapacakladır (kıkırdamalar artar).
PAUL: Evet. Evet.
ADAMUS: Güzel. Teşekkürler.
PAUL: Evet.
ADAMUS: Ben işlerin hiç değişip değişmediğini görmek için bakıyorum. Yani, enerji aniden sizin için çalışmaya başlasa, orada olsa, sizin gerçekten bir işiniz olması ve çalışmanız gerekmese, siz istediğinizi, istediğiniz zaman, istediğiniz kişiyle yapabilseniz, bu gerçekten kolay olsa başka bir yaşam için geri döner miydiniz?
(Shawna yanıtını düşünürken duraklama)
PAUL: Biraz dolu bi soru.
ADAMUS: (fısıldayarak) Biliyorum. Ben yazdım.
SHAWNA: Bunu söylemek çok zor çünkü biz bunu ne ile kıyaslayacağımızı bilmiyoruz.
ADAMUS: Evet, burada şu anda sizin için mevcut olan araçlarla oturmakla olabilir.
SHAWNA: Peki, sahip olduğum araçlarla ve eğer enerji ve her şey öylece gelirse ve keyif alınabilir ve tutkulu ve eğlenceli ise neden olmasın?
ADAMUS: Neden olmasın?
SHAWNA: Ama eğer istediğimiz gibi olduğunu düşündüğümüz bir dünya yaratıyorsak...
ADAMUS: Mm hımm. Yani sen şu anda kararsızsın.
SHAWNA: Şey, ben kararsızım çünkü bazen her iki tarafa da ihtiyacınız oluyor, deneyime...
ADAMUS: Evet.
SHAWNA: …çekiliyorsunuz.
ADAMUS: Bunu gerçekten hissetmeni istiyorum, yani, kendini gerçekten hisset ve ben sana soruyu yeniden soracağım. Enerjinin sana hizmet ettiğini ve onun tamamen senin olduğunu ve hayatın kolay olduğunu gerçekten bilsen geri döner miydin?
(kadın duraklar)
PAUL: İlk önce, sonuna kadar vermek istiyorum.
ADAMUS: Ben ondan sadece gerçekten derine inmesini istiyordum ve sen onun dikkatini dağıttın çünkü o da senin öyle yapmanı istiyordu. Şimdi bunu tekrar hissedin ve gerçekten hissedin. Ve benim bunları sormamın bir nedeni var, umarım bu bir noktada açığa çıkacak. Yapar mısın?
PAUL: Mümkün (Adamus Paul’e mimik yapınca bazı kıkırdamalar olur).
ADAMUS: Siz ikiz misiniz?! (kıkırdamalar artar) Bırak cevap versin. Bırak cevap versin (Shauna kıkırdar). O, dikkatininin dağıtılmasını istiyor, Paul, ve sen de o oyuna katılıyorsun. Yani… (Adamus,“Şşş!” der)
LİNDA: Bekle, bekle, bekle! Biz ona döneceğiz. Biz ona döneceğiz.
ADAMUS: Peki Tamam.
LİNDA: İnsanlar sadece onun yanıtını duymak istiyorlar.
ADAMUS: Biliyorum.
ALAYA: Aman tanrım! (Adamus kıkırdar) Ben … evet.
ADAMUS: Sen geri döner miydin?
ALAYA: Hayır.
ADAMUS: Hayır. Neden?
ALAYA: Çünkü ben spirituel bir korsanım. Ben macerayı seviyorum ve ben ne olursa olsun yanımda götüreceğim ve bundan daha fevkalade, heyecan verici başka alemlere gidebileceğim enerjim ve tutkum ve farkındalığım olduğunu biliyorum.
ADAMUS: Güzel.
ALAYA: Bu sebepten dolayı.
ADAMUS: Evet, güzel. Peki.
LİNDA: Bak, biliyordum. Biliyordum. (bazı alkışlar ve Linda fısıldar)
ADAMUS: İki tane daha. İki tane daha. Hayır, sonunda geri döneceğiz.
LİNDA: Peki, bir bakalım. Bekle. Enerjisini hissettiğim başka biri vardı. Ah, sen! Gerçekten!
ANDY: Evet! Geri dönerim!
ADAMUS: Geri dönerim.
ANDY: Evet!! (kahkahalar)
ADAMUS: (kıkırdar) Lanet, evet! Neden?
ANDY: Burası benim hoşuma gidiyor. Ben Dünya’yı seviyorum. Ben insanları seviyorum. Ben insan olmayı seviyorum ve...
ADAMUS: Ve kendine Şambra mı diyorsun?! (yoğun kahkaha)
ANDY: Hayat inişli çıkışlı olabilir ama ben de tam bu nedenden dolayı buradayım.
ADAMUS: Evet. Yani geri dönerdin?
ANDY: Ah, evet! Bunu dört gözle bekliyorum.
ADAMUS: Peki.
ANDY: Şahsen bin yıl yaşamak isterdim. Yani, gezegende çok şey var, insanlarla ilgili çok şey var. Evet! Benim hoşuma gidiyor.
ADAMUS: Peki. Tamam (bazı alkışlar). Bir evet oyumuz daha çıktı, evet ve bir sürü kararsız (Adamus kıkırdar). Evet.
ŞAMBRA 2 (kadın): Ben eğlence ve sevinç ve heyecan ve tutkunun olduğu bir yerde olmaktan hoşlanırdım diye düşünüyordum ve eğer orası burasıysa harika veya başka bir yerse o da güzel.
ADAMUS: Peki. Güzel.
ŞAMBRA 3: Evet.
ADAMUS: Güzel. Bir tane daha.
LİNDA: Bir tane daha. Bir bakalım.
ADAMUS: Bir tane daha.
LİNDA: Bir bakalım. Ah, o lanet April cevaplamaz. Ben seni deneyeceğim.
JOE: Ben kesinlikle geri dönerdim.
ADAMUS: Dönerdin.
JOE: Kesinlikle.
ADAMUS: Neden?
JOE: Diğer beyefendinin söylediği gibi ben bu gezegeni seviyorum.
ADAMUS: Evet.
JOE: Ben insanları seviyorum. Ben bunu daha çok enerjiyle ve o sevgi akışıyla deneyimlemek isterdim. Benimle dalga mı geçiyorsun?
ADAMUS: Evet.
JOE: Neden olmasın?
ADAMUS: Peki Sen geri dönerdin. Peki. Güzel. Ve şimdi Shawna’ya dönelim. (Adamus kıkırdar).
LİNDA: Tamam.
ADAMUS: Sen geri döner miydin?
SHAWNA: Hala bilmiyorum.
ADAMUS: Hala bilmiyorsun. Peki.
LİNDA: Ah, bu, bir tuvalet çağrısı! (izleyenler, “Ahh” derler)
ADAMUS: Hayır, şey, o...
SHAWNA: Çünkü bilmiyorsunuz – yani...
LİNDA: Bu, bir tuvalet çağrısı.
SHAWNA: Şimdi ve bu noktadan bir karara varmak...
ADAMUS: Doğru.
SHAWNA: … enerjiler ve bildiklerim ve hissettiklerim ‘ o zaman’ geldiğinde değişebilir. Hiçbir şey aynı kalmıyor.
ADAMUS: Evet ama şu anda her şeyi bildiğini varsayarsak.
SHAWNA: Sürekli olan tek şey değişimdir. Her şey her zaman değişir, o zaman dünya şimdi olduğu gibi olmayacaktır.
ADAMUS: Evet.
SHAWNA: O zaman nereden bileyim! Bilmiyorum! (Adamus kıkırdar) O noktada olduğumda karar vermek istiyorum!
LİNDA: Bu, tuvalete dördüncü çağrı oldu! (kıkırdamalar artar).
SHAWNA: Ah, “Ben bilmiyorum” dediğim için.
ADAMUS: Evet. Sen, “Ben bilmiyorum.” demek yerine, bir karar vermek için henüz hazır değilim diyorsun.
SHAWNA: Her şey şimdiki gibi olmayacak.
ADAMUS: Peki.
SHAWNA: Karar vermemi istediğin şey.
ADAMUS: Bir karar vermek değil, bu teorik, farazi bir şey. Peki, sen şu anda başka bir yaşam yaşamak için gelmeye eğilimli misin?
SHAWNA: Ben o her neyse maceraya eğilimliyim.
ADAMUS: Şambra gerçekten, gerçekten böyle konularda çok iyi...
SHAWNA: Hayır! Gerçek bu!
ADAMUS: Hayır, bu iyi. Bu iyi.
SHAWNA: Sen bana buraya döner misin diye soruyorsun ama burası şu andaki gibi aynı şekilde olmayacak.
ADAMUS: Doğru (birisi, “Aa!” der).
LİNDA: Sart yanıt vermek istiyor. Mikrofonu Sart’a ver.
SHAWNA: O nedenle nasıl sorabilirsin … bunu nasıl sorabilirsin? Çünkü bu...
ADAMUS: Bu gerçekten basit. Burada duruyorsun ve sözler Cauldre’nin ağzından çıkıyor (kahkahalar) ve herkes kızıyor. Bu gerçekten kolay! (kıkırdamalar artar).
SHAWNA: Şimdiki gibi bir yer olmayacak.
ADAMUS: Peki. Ben bir dakika sonra bir şey göstereceğim.
SHAWNA: Veya ben öyle olmayacağını sanıyorum.
LİNDA: Sart’ın ne düşündüğünü bilmek istemiyor muyuz?
ADAMUS: Ama ben sana bir şey göstereceğim. Evet biz açıkça Sart’ın ne düşündüğünü duymak istiyoruz.
SART: Daha büyük bir aletim olursa geri gelmek isterim.
LİNDA: (yüksek sesle güler) Bu iyiydi! (gülmeye devam eder)
ADAMUS: Ben bunun ne anlama geldiğinden emin değilim... (gülüşmeler devam eder) Klasik erkek egosu (kahkahalar). Demek istediğim, o büyük aletleri seviyor.
SHAWNA: Bu, ekskavatörler için. Yani bunu açıklığa kavuşturmalısın.
ADAMUS: Evet, evet. Ne tür bir ekipman? Herkes bilsin.
SHAWNA: Makineler! (kahkahalar artar)
ADAMUS: Mikrofonu ona ver lütfen. Ne tür bir alet?
LİNDA: (hala gülüyordur) Bu tehlikeli!
SART: Daha derin bir çukur kazmak için daha büyük bir kepçeye ihtiyacımız var.
ADAMUS: Evet, evet, evet (kahkahalar) Evet. Yani, evet ve sen daha büyük ekipmanlar için mi başka bir yaşam daha yaşamak istiyorsun?
SART: Kesinlikle, neden olmasın?
ADAMUS: Peki ya o noktada Sart, o noktada o büyük ekipmanlar olursa ama hepsi robotlar tarafından kullanılırsa ne olacak? Onları sen kullanamazsın.
SART: O zaman sıçarım.
ADAMUS: O zaman sıçarsın (kıkırdamalar artar) O zaman şimdi bil ki onları robotlar kullanacak, başka bir yaşam için gelir miydin?
SART: Hayır, geri gelmiyorum (kahkahalar)
ADAMUS: Lanet, hayır! Peki. Tamam.
Hadi derin bir nefes alalım.
Bir an için durun ve bu Şaud’un enerjisini hissedin. Bu biraz farklı. Güzel. Ben şaşırmadım çünkü çeşitli düzeylerde birçok şey meydana geliyor (birisi, “sadece izin ver.” der). O halde, sadece izin verelim. Hadi izin verelim. Hadi izin verelim.
Bu yıl yolunuza çıkan her şeye izin verin. Gerçekten. Büyük bir tuzak yok. Siz test edilmiyorsunuz. Bu yıla sadece izin verin.
Koza
Hadi geri dönelim ve biraz o çok bilinen metafor hakkında, tırtıl ve kelebek hakkında konuşalım. Bu gerçekten, gerçekten iyi bir metafor. Ben son zamanlarda Cauldre’nin mugglelara (ç.n: muggle; Harry Potter serisinde büyücülük yeteneği olmayanlara verilen ad, sıradan insan) tırtıl dediğini fark ettim (Adamus kıkırdar). Bu daha uygun gibi ve muhtemelen onlara muggle demekten daha az küçümseyici bir sözcük.
İşte sizin kendi doğanızda olanlara çok güzel bir örnek. Daha büyük bir tırtıl olmaya çalışan ve diğerlerinden daha güzel bir yeşil renge sahip olmaya çalışan, daha fazla sayıda bacak büyütmeye çalışan – insanlara çok benzeyen - bir tırtıl vardır. Ama sonra aniden tırtıla bir şeyler olmaya başlar. O parçalanmaya başlar. O sanki zihnini kaybetmeye başlar. Onun bedeni artık çok iyi çalışmaz. O hiçbir şey hatırlayamaz ve tırtıl bunun için ileri yaşını veya çevre kirliliğini veya suyun kötü olmasını veya herhangi bir şeyi suçlar. Ve tırtıl bunların hepsini yaşar ve tabii bir an için durup, “Gerçekten neler oluyor? diye sormak yerine dışarıdaki her şeyi suçlar. Durup sadece izin vermez.
Tırtıl bunlarla savaşır. Tırtıl aslında diğer tırtıllardan koza hakkında öyküler dinlemiştir, gerçekte kozanın içinde olmuş olanlardan değil ama kozayı duyanlardan ve kozayı şeytan, uğursuz olarak düşünenlerden. Ve çoğu tırtılda, bu kozanın gerçekten kötünün de kötüsü olduğuna dair bir inanç vardır. Ve tırtıl birdenbire kendisini parçalanırken ve şimdi kozaya, karanlığa çekilirken bulur. Tırtıl mümkün olduğu kadar direnç gösterir. O dua eder ve bir daha kötü şeyler yapmayacağını söyler ve elinden gelen her şeyi yapar ama kozanın içine çekildiğini hisseder.
Ve sonra bir gün gerçekten olur. Beden darmadağın olur, zihin artık çalışmaz ve tırtıl aniden kozanın derinliklerine çekilir. Ve kozanın içinde onun tırtıl özünden kesinlikle hiçbir eser kalmaz. Her şey pelte gibi olur. Biz bunu daha önce konuştuk, yeni bir şey değil.
O tamamen pelteye döner ama tırtılın hala farkındalığı vardır. Farkındalık şimdi değişiyordur çünkü o artık bir tırtıl bedenine veya beynine sahip değildir ama hala var oluyordur. O yine şunu fark ediyordur, “Ben burada bu kozanın içindeyim. Ben ondan çok korkmuştum. Ben onu en karanlık şey sanmıştım çünkü beni yutacaktı ki bunu da biraz yaptı ama yine de Ben Varım. Ben Buradayım.”
Tırtıl bir şeyin olduğunu fark etmeye başlar. Bir şey oluyordur ve bu sadece bedeninin dağılıp pelteye dönmesi, zihnini ve kimlik duygusunu kaybetmesi değildir ama tam burada ve tam şu anda bir şey oluyordur.
Tırtılın artık direnç gösterecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Şimdi onun yapabileceği tek şey izin vermektir. Ve o izin vermeye başladığında aslında çok gerçek bir şeyin var olduğunu fark eder. Tırtılda buna imajinal disk deniliyor – imajinal disk - (ç.n: larvanın başkalaşım geçirirken bedeninde oluşan birkaç çift disk, Türkçede bunu karşılayan bir sözcük yok) ve o çok gerçektir.
Sizin biliminizde, imajinal disk aslında tırtıl, tırtılken onun bir parçası değildir ama kozaya girdiğinde aniden orada olur ve bu bilimsel bir şey. O birdenbire var olur.
Şimdi, eğer tırtılın DNA’sında, tırtılın fiziksel bedeninin herhangi bir parçasında veya onun minik beyninde böyle bir şey yoksa o nereden gelmiştir? İmajinal disk denilen bu harika şey neredeydi? Ve bilim onu neden imajinal disk olarak adlandırıyor?
İmajinal disk onun kelebek olmak için sahip olduğu tüm potansiyellerdir. Bunlar, o tırtılken yoktur. Bunlar, onun tırtıl olarak genetik şifresinin bir parçası değildir. Ama şimdi vardır ve tırtıl şimdi pelteye dönmüştür ama hala var olduğunu fark eder – aniden bunun farkına varır. Onlar kozanın içinde adeta kristal bir ışık gibidir.
Bu imajinal disk çiftleri, tırtılın şimdi kelebek haline gelmesinin tüm potansiyellerdir. Temelde kanatlar haline gelecek olan bir çift kristal disk vardır – tırtılın daha önce asla hiç hayal edemeyeceği kanatlar. Onlar kelebeğin bacakları ve duyargaları ve gözleri ve her şeyi haline gelirler. Bu çok gerçek olan imajinal disklerde onun olacağı şeyle ilgili tüm potansiyeller vardır. Ama tırtıl tırtıl iken bunun asla farkına varmaz. O, gerçekte pelteye döndüğü kozaya ilk girişinde bunun farkına varmaz. Ama şimdi oradadır.
Bunlar bu sihirli başkalaşımı başlatmak için, kelebeğin tırtılın asla sahip olamayacağı, tamamen farklı bir varlıkla, kanatlarıyla gün ışığına çıkması için başlayan çok gerçek şeylerdir.
Bunlar çok gerçek. Bunlar bilimsel şeyler ve bilim insanlarının, onları imajinal disk diye adlandırmaları bana genelde gülünç geliyor çünkü hayal anlamını taşıyor. Bilirsiniz işte, o daima hayallerde vardı, tırtılın fiziksel bir parçasında değil ama hayalinde vardı. Ama bu şimdi kozanın içinde çok çok gerçek bir hale geliyor.
Tırtılda bir eğilim vardır – o artık gerçekten pelte halindedir – ama hala bu diskleri manipüle etmeye çalışır ama bunu yapamayacağını hemen fark eder. O bunu yapamaz. Diskler tırtıl beynine, tırtıl isteklerine veya tırtıl kontrolüne karşılık vermez. Onlar karşılık vermez ve tırtıl bu imajinal diskleri etkilemeye çabaladığında ve bilirsiniz işte, “Beni yeniden bir tırtıl yap ama güzel bir tırtıl” dediğinde diskler karşılık vermeyecektir. Disk sadece tırtıl izin verdiğinde karşılık verecektir. Disk o zaman karşılık verir ve bu harika kelebeği oluşturmaya başlar.
Biraz müzik istiyorum lütfen.
Kelebek Merabhı
Bunlar sizin yaşadıklarınıza inanılmaz bir şekilde benziyor. Yani siz tırtılsınız diye değil ama (müzik başlar) siz bu deneyimi yaşayan insansınız. Koza sizin uyanışınız, sizin Gerçekleştirime gelmeniz. Sizin oldukça uzun bir süredir kozada olduğunuz ve pelteye döndüğünüz söylenebilir ama siz hala farkındasınız. Siz hala, “Ben varım.”dasınız. Siz hala bundasınız.
Sizin imajinal diskiniz yok çünkü o tırtıla, kelebeğe özgü bir şey ama sizde Berrak Kristal Alev diye adlandırılan bir şey var.
Siz onu bedende bulamazsınız. Siz bir insanı parçalayıp inceleseniz onun içinde bu Berrak Kristal Alevi bulamazsınız. Ama o daima vardı.
Benim, Gerçekleştirimin doğal bir süreç olduğunu söylememin nedeni, sizi Gerçekleştirime götürecek olan şeyin, bu kristal alevin daima var olmasıdır.
Siz bu gezegende asla sıkışmayacaktınız. Siz gerçekte asla kaybolmayacaktınız. O, sizin fiziksel bedeninizin içinde değil. O, sizin zihninizde değil ama o siz. O sizin bir parçanız.
Ve şimdi farkındalığa geliyor. Daha önce değil; o, uyanışın ilk zamanlarında veya siz üstatlığınıza geçerken farkındalığa gelmez. O, sadece siz bu noktaya geldiğinizde gelir – Gerçekleştirime girerken. Ben onu konuşmak için bu nedenle bugünü, 2020 yılının ilk Şaudumuzu seçtim.
Sizin Gerçekleştirimi seçip seçmemenizin bir önemi yok. Siz bana onu seçtiğinizi veya seçmediğinizi söyleyebilirsiniz. Siz kendi yolunuza gittiğiniz için onun ertelendiğini söyleyebilirsiniz. Siz onu şimdi istediğinizi söyleyebilirsiniz. Bunların hiçbir önemi yok çünkü bu, Ben’im’in Berrak Kristal Alevini manipüle etmeye çalışan insandır.
Sizin şu anda gerçekten yapabileceğiniz tek şey izin vermektir.
Tırtıl, ah, o imajinal diski gerçekten taktiklerle yenmeye çalışacaktır ve yeniden tırtıl olmaya çalışacaktır ama imajinal disk buna karşılık vermez. Onlar bilimsel olarak, yani sizin insan aleminizde karşılık vermeyeceklerdir. Ama onlar sizinle, insanla ve Berrak Kristal Alevle aynı yöndedir.
Siz onu görmediniz. Siz şimdiye kadar çok çeşitli nedenlerden dolayı onun farkında olmadınız ama o daima vardı.
O, imajinal disklere benziyor çünkü o sizin idrak edilmiş Öz’ünüzdür. O, tüm bileşenlerdir. O, sizin Özgür Enerji Bedeninizin bileşenleridir. O gnostun bileşenleridir. İnsan gnostunun değil, insan zihninin değil ama her şeyi tamamen farklı bir şekilde anlamakla ve farkında olmakla ilgili bileşenleridir. Onların hepsi var.
Her biriniz ona sahipsiniz. Şimdi artık onun sizin farkındalığınıza gelmesinin zamanı.
Siz onu manipüle edemezsiniz ve ben sizin bunu yapmaya çalışacağınızı biliyorum.
Onu para için rahatsız etmeyin. O, böyle şeyleri bilmez bile.
Bu harika Berrak Kristal Alev, sizi nihayetinde Gerçekleştirime yönlendiren şeydir. O, sizin olacağınız her şeyin bileşenine sahiptir. O tamamen size aittir. O başka birine ait değildir. Eğer birisi onu sizin içinizde bulmaya çalışsaydı, sizin kozanıza girmeye çalışsaydı onu bulamazdı çünkü o yalnızca sizin için iş görür.
Ben, “Siz yine bir yaşam için gezegene döner miydiniz?” sorusunu sordum. Hayır. Hayır, siz bir kez kelebek olduğunuzda yeniden bir tırtıl olmak için dönmezsiniz. Hayır.
Sizin yaptığınız şey Gerçekleştirim ile ilgili süreçte ortaya çıkmak ve siz beş yıldır, on yıldır, otuz yıldır cehennem gibi bir hayat yaşıyorsunuz. Siz şu anda cehennem gibi bir hayat yaşıyorsunuz. Sizin dönmeye ihtiyacınız yok ve zaten geri dönemezsiniz. Ben bunu size şimdi söylüyorum. Dönmek isteyenler, “Evet ya, ben hayatın tadını çıkarmak istiyorum” diyenler bunu şimdi yapsınlar.
Sizin buradan bıkacağınız bir nokta gelecek çünkü siz diğer alemlerde çok daha fazlasının olduğunu fark edeceksiniz, çok daha fazlasının. Siz bu gezegende yaşayabileceğiniz tüm deneyimleri yaşadınız ve bir noktada, “Benim burasıyla işim bitti.” demeyi seçtiniz. Ama hayır, siz geri dönmeyeceksiniz.
Gerçekten, kelebek hiç tırtıl olmak için geri döner mi? Hayır. Hayır.
Bu Berrak Kristal Alev her birinizin içinde var. Sizi Gerçekleştirime götürecek olan şey odur, o nedenle bunu kendiniz yapmaya çalışmayı kesin. O, sizin bir parçanız. Siz onu muhtemelen bulamazsınız – bazılarınız şunu merak ediyor, “Bu Berrak Kristal Alev herhangi bir negatif veya karanlık içeriyor mu?” Hayır, içermiyor.
O size acı çektirecek mi? O sizi yargılayacak mı? Hayır, hayır, hayır. Bununla ilgili bir şey değil.
Yani ben bu yılın izin vermekle ilgili olduğunu söylediğimde bunu demek istiyorum. Şu anda, var olan her şeye izin verin.
Siz onu hem hissetmeye hem de gerçekte görmeye başlayacaksınız ve sizi Gerçekleştirime götüren şey o olacak.
Derin bir nefes alın ve onu bir an için hissedin.
Bu arada, sevgili insan, kendini Gerçekleştirime götürecek olan sen değilsin. Sen götürmeyeceksin. Bu aslında, bir rahatlama olmalıdır.
Siz bu harika Berrak Kristal Alevi hissedin. O, kelebeğin imajinal diskine çok benziyor.
(duraklama)
Biz 2020 yılına giriyoruz ve heyecan, coşku, şüphe ve buna benzer her şey var. Sizin bunların hiçbirisi için kaygılanmanız gerekmez. Sizin yapmanız gereken hiçbir şey yok. Ben o nedenle aldığınız kararları bırakın diyorum. Tüm mücadeleleri ve her şeyi çözmeye çalışmayı bırakın.
(duraklama)
İmajinal diskler çok gerçek. Yani, bu sadece bir öykü değil. Onlar çok gerçek. Onlar tırtıldan kelebeğe çok sihirli bir dönüşüme, değişime imkan veriyorlar. Kendisini kelebek yapan tırtıl değildir. Kendisini gerçekleştiren insan değildir.
İmajinal disklerin, bunların olabilmesi için tüm potansiyeller olduğu söylenebilir ve sizin her birinizin içinde olan Berrak Kristal Alev de öyle. Bırakın rehberlik etsin, yol olsun. Bırakın sizi Gerçekleştirime götürsün.
Evet, sizin bedeninizin ağrıdığı zamanlar olacaktır. Siz muazzam derecelerde son değişimlerden geçiyorsunuz. Siz pelte haline gelmenin tırtıl için kolay olduğunu mu sanıyorsunuz?
Yine şüphenin olduğu zamanlar olacaktır. Yine bazı içsel çatışmalar olacaktır. Onlara şu anda sadece izin verin. Onlara sadece izin verin, bunun anlamı onlara çok fazla dikkat vermeyin demektir. Kendinizi mental bir girdaba sokmayın.
(duraklama)
Bu zamanın, şey, kehanet edilen bir zaman olduğu söylenebilir ama bu zaman sizin Gerçekleştirim için gezegene gelmeyi seçtiğiniz zamandır ve o da işte şimdi geldi. Buna sadece izin verin.
Burada her şeyin Berrak Kristal Alev tarafından ele alınacağını ve idare edileceğini söyleyebiliriz.
Tekrar, o sizindir ve yalnızca size aittir. O, başka birine ait değildir. O, bir grupla paylaşılmaz, bunlar olmaz. Ama burada sanki her şey toparlanır ve hallolur ve Gerçekleştirime taşınır.
Cauldre bana soruyor, “İnsanın yapabileceği başka bir şey yok mu? Bu kadar mı yani?”
Şey, hayır, aslında bu asıl noktayı kaçırmak olur. İnsan bunu deneyimleyebilir. Yönetip, yönlendirmez, yapmaya çalışmaz ama insan bunu deneyimleyebilir.
Siz bu nedenle burada değil misiniz?
Ben artık bir seçim şansı bile olmadığını söyleyecek kadar ileri gideceğim ve ben bunun, “Lanet olsun! Benim bir seçimim var.” diyenlere sert geldiğini biliyorum. Aslında artık gerçekten hiçbir seçim şansınız yok.
Hayır, hayır, hayır, hayır. Siz Gerçekleştiriminiz konusunda çok çok ilerlediniz. Çarklar dönüyor. Berrak Kristal Alev zaten işini yapıyor.
Ben bunun biraz ağır geldiğini biliyorum; hayır, sizin cidden artık seçim yapma şansınız yok. Bu oluyor. Siz tırtılın kozadaki son anlarında, “Hayır, hayır, hayır! Ben yeniden tırtıl olmak istiyorum.” diye bir seçim yapma şansının var olduğunu sanıyor musunuz? Hayır. Bunun için çok geçti. Başka birçok şey meydana geliyor. Başka birçok şey meydana geliyor.
Biliyorsunuz, ben gerçekten şeye girdim, tırtılın artık kelebek olarak ortaya çıkması için enerjimi kozaya koydum. Ben deneyimlemek istedim, ben imajinal diski gerçekten hissetmek istedim. Bir bilim insanının mikroskopu aracılığıyla değil ama ben onları gerçekten görmek istedim ve onlar parlıyorlardı. Onlar gerçekte kristal gibiydiler. Benim o özel larvada gördüğüm şey – onlar tabii mordu – onların kristaller gibi parlamalarıydı ve işi tamamen onlar yapıyorlardı. Onlar bu süreci meydana getiriyorlardı.
Bunu seyretmek çok güzeldi. Ve bir açıdan aynı zamanda üzücüydü çünkü orada harika bir tırtıl vardı ve onun tırtıl olarak günleri bitmişti. Ve o zaman bile, şey, onun kısa bir süre sonra kelebek olarak ortaya çıkacağını bilmenin sevinci vardı. Onda aynı zamanda bir daha asla tırtıl olmayacağına dair bir kaybetme hissi vardı. Ama o hissediş kanatlarını açtığı anda soldu. O asla geri dönmek istemedi.
Bu arada bunu siz de yapabilirsiniz. Sadece bilincinizi, enerjinizi projekte edin. Oldukça heyecan vericiydi ama buradaki asıl noktaya dönelim.
Siz bir ilişki yüzünden veya gerçekten yürümesini istediğiniz veya kapatmak istediğiniz bir iş yüzünden veya her neyse bir önemi yok, geri tutuyorsanız, siz doktor henüz size beklemeniz gereken korkunç bir hastalığınız olduğunu söyledi diye bunu düşünüyorsanız; bilin ki bunlar gerçekten şu anda sizin uzağınızda olan şeylerdir.
Cauldre bana, “Şey, bu çok hoş değil Adamus. Senin herkese güçlendiklerini söylemen gerekmiyor mu? Onlar istedikleri her şeyi yapabilirler.” diyor. Hayır. Hayır, ben aslında bundaki güzelliği görüyorum.
Siz bu gezegende insan olarak yaşadığınız birçok, birçok yaşamdan çıkıyorsunuz ve siz insan olarak da kalacaksınız – bu harika bir şey – ama aydınlanmış, tam farkında bir varlık olacaksınız.
Şu anda senden yapman istenen tek şey sevgili insan izin vermektir.
Ah, ben bana kesinlikle çok kızgın olan bazı Şambraları duyabiliyorum. Onlar bir seçimleri olduğu konusunda ısrar ediyorlar. Onlar her istedikleri şeyi yapabilecekleri konusunda ısrar ediyorlar. Benim size söylediğim tek şey eğer bu kadar ilerlediyseniz artık çok geç olması (bazı kıkırdamalar).
Ama benim o zaman şu soruyu sormam gerekiyor. Bu kadar ilerlediğinize göre, bunun olmasını istememiş miydiniz? İnsanlar bazen – aptal, aptal insanlar - hiçbir anlam ifade etmiyorlar.
Hadi derin bir nefes alalım ve ben sizden şimdi Berrak Kristal Alevinizi, sizi buradan alıp götürecek olan şeyi hissetmenizi istiyorum...
(duraklama)
… tıpkı o imajinal diskler gibi.
O, sizin Geçekleştirime gitmeniz için tüm bölümlerin ve tüm parçaların nasıl bir araya getirileceğini biliyor.
(duraklama)
Ve işte bu gerçekten güzel çünkü sizin eski karmanızın ne olduğunun bir önemi yok. Sizin bu yaşamda ne yaptığınızın bir önemi yok. Buradan itibaren bunun bir önemi yok.
Sizin kaç ömür yaşadığınızın bir önemi yok. Sizin şu anda ne yaptığınızın bir önemi yok. Bunların hiçbir önemi yok.
Şimdi gerçekten bırakmanın ve izin vermenin zamanı.
(duraklama)
Bu çok kişisel bir zaman, çok da özel bir zaman.
Şambra arasında, “Gerçekleştirimini yaptığında dışarı çıkıp bu konuda konuşur musun, bunu ilan eder misin, göğsünü döver misin?” şeklinde birçok tartışmalar yapılıyor. Biliyorsunuz, bu, bir tırtıl düşüncesi. Gerçekleştirim çok özel ve çok şahsi, çok şahsidir.
Biz bunu ileride konuşacağız, biliyorsunuz. Bunu başka Şambralarla konuşur musun? Belki ama şey, siz Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nün Açık Daveti’ne geldiğinizde ve bunu diğer Yükselmiş Üstatlara sorduğunuzda onların hepsi gülümseyecekler ve gülecekler ve , “Cık” diyeceklerdir. Bilirsiniz işte, onların deneyimi çok kişiseldi. Dışarı koşmaya ve diğer insanlara veya hatta Şambra’ya bunu bağırarak söylemeye dair bir arzu olmaz.
Ve sonra onların bu konuda anlatacakları başka bir şey daha var. Ah, bu arada onlar size her tür öykü anlatacaklar. Ama onlar size bedenli idrak etmiş Üstatlar arasında bir şeyin olduğunu da anlatacaklar. Onların tek kelime etmeleri gerekmez. Onlar zaten birbirlerini bilirler. Ziller falan çalmaz ama biri diğerini anında bilir ve yüzlerinde bir gülümseme vardır, sanki, “Evet, sen oradasın. Ben biliyorum.” der gibi bir biliş vardır.
Hadi burada izin vermek için derin bir nefes alalım.
Bu yıl yapacağınız en önemli şey bu. Aslında gerçekten yapabileceğiniz tek şey bu. (duraklama)
Sizin gerçekte artık bir seçiminiz yok. Siz gerçekte Gerçekleştiriminizi yapmak için artık hiçbir şey yapamazsınız. Şimdi bunu nasıl deneyimlemek istiyorsunuz?
Bu kadar. Siz onu nasıl deneyimlemek istiyorsunuz?
(duraklama)
Siz bu noktada bunun bir hafta veya bir yıl sürmesi gerektiğini söyleyemezsiniz, siz, “Bilmiyorum.” bile diyemezsiniz. Diyemezsiniz.
Siz, “Ben bunu gerçekten isteyip istemediğimden veya ne zaman istediğimden veya nasıl olmasını istediğimden emin değilim.” diyemezsiniz.
Bunların hiçbiri geçerli değil.
Sizi yolun geri kalan kısmına Berrak Kristal Alev götürecek.
Siz buraya gelmek için birçok şey yaptınız. Siz birçok şey yaptınız ama gerisini bu Berrak Kristal Alev yapacak. Bu zamanda bunu yapmak zorunda çünkü açıkça insan bunu yapacak kapasiteye sahip değil.
Hadi derin bir nefes alalım.
(duraklama)
İçerideki bu imajinal diskler – şey, onlar aslında fiziksel ve bilimsel bir şekilde tırtılın içinde değil. Onlar kozadaki larvanın son evrelerine kadar ortaya çıkmazlar. Bu ilginç değil mi?
Aynı şey Berrak Kristal Alev için de geçerli. O sadece şimdi var.
Hadi birçok kişinin Gerçekleştirimini yapacağı bu izin verme yılında güzel, derin bir nefes alalım.
Hadi derin bir nefes alalım ve insanın yaptığı tüm işleri onaylayalım ve siz şimdi derin bir nefes alabilirsiniz. Buradan itibaren Berrak Kristal Alev devralıyor.
Bunun yanı sıra benim sevgili dostlarım, Ben Egemen Alan’dan Adamus ve tüm yaratımda her şey yolunda.
Teşekkürler (izleyenler alkışlar)
İngilizceden çeviren: Meltem Taban b