KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ
e2012 Serisi
ŞAUD 5 "Hediye"
ADAMUS’un katılımıyla, kanallık Geoffrey Hoppe
Kırmızı Çember’e sunulmuştur.
7 Ocak, 2012
www.crimsoncircle.com www.kirmizicember.com
Not: Resimleri ve Adamus’un çizimlerini görmek için lütfen PDF dosyayı indirin.(Türkçe)
Ben o Ben’im, Mutlak ve Egemen Alan’dan Profesör Adamus
2012’ye hoş geldiniz. Bu ilginç yıla hoş geldiniz.
Oh! Yine burada olmak çok güzel -biraz önce Viyana’da harika bir akşam yemeği yedim (kahkahalar) ve şimdi sizlerle birlikteyim! Ee, zamanın ve boşluğun ötesinde, bu güzel ateş ile ve… Sizleri yeniden görmek çok güzel. Umarım daha önce sizi çok fazla rahatsız etmemişimdir.
GABRIELLA: Hayır.
ADAMUS: Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Hayır, hayır. Güzel. Ama bugün bunu yapacağım. Hahahaha! (Kahkahalar). Şöminede ateş olması güzel olmuş.
(Kameraya bakarak) Çevrim içi olan herkese merhaba. Hepinize bu toplantıya hoş geldiniz demek istiyorum. Sadece enerjilerinizi birazcık daha yakınlaştırın, şimdi buradan (başka bir kamera açısı), şöminenin bir görüntüsü. Bakın, Cold Creek Kanyonu Colorado’da bunlar var. Merhaba Crash (Dave Schemel’e selam vererek).
Sevgili Shaumbra, 2012 yılına girdik. Çok beklenen, hakkında çok konuşulan-kendi içinde, birçok enerji yaratan. Eğer şu Maya takvimleri hiç bulunmasaydı, bunlarla ne yapılacağı bilinmeseydi ne olurdu? Eğer hiç kimse bu konu hakkında bir şey yazmasaydı? Bu yıl ne hakkında olurdu? Sıradan bir yıl? Eh, muhtemelen, evet. Muhtemelen.
Potansiyeller
Çok yoğun enerjilerin yılı ve aslında, şu anda toplantıya başlarken, bir misafiri davet etmek istiyorum. Bu sıradan bir misafir değil, meleksel bir varlık veya insan şeklinde (formunda) olan birisi değil. Bugün buraya potansiyelleri getirmek istiyorum. Potansiyeller. Bu yıl aslında tamamen bunun hakkında. Bazılarınızın biraz tedirginliğinin olduğunu biliyorum, sadece nefes alın. Birazdan sizinle birlikte Aandrah’ya nefes aldıracağım.
Potansiyeller. Büyük potansiyeller. İşe yaramaz potansiyeller. Hangisini seçeceksiniz? Eeeee! Büyük potansiyeller; enerji dolu, harika potansiyeller, feci potansiyeller.- siz hangisini seçeceksiniz? Hangisini seçeceksiniz? Gerçekten güzel bir soru.
Şimdi derin bir nefes alalım. Bu potansiyelleri içimize çekelim. Bunlar sizin. Bunlar sizin misafirleriniz. Bütün yıl boyunca sizinle birlikte olacaklar. Sizin için her zaman elinizin altında olacaklar.
Potansiyel, bir şeklide zaten var olmuş bir şeydir. Şu anda zaten belirli miktarda enerjiyi getiriyor ama dahasını bekliyoruz. Sizin hangilerini deneyimlemeyi seçeceğinizi bekliyoruz.
Bu yıl… Bu yıl hepinizin potansiyellerinizi seçerken gerçekten başarılı olacağınızı tahmin ediyorum. Geçmişte bunlarla boğuşmuştunuz. Birçoğunuz bunlardan saklanmıştı, hayatınızda neler olabileceğinin bu güzelim baloncuklarından. Ya da başkalarının sizin adınıza seçim yapmasına izin verdiniz veya potansiyelleriniz kalmamış gibi davrandınız. - potansiyelleriniz başkaları kadar fazla değildi. Ama bu sene, inanıyorum ki, biliyorum ki potansiyellerinizi seçerken daha iyi olacaksınız.
Dışarıda çok güzel bir kar var. Gördünüz mü? Eve arabayla gitmek yerine kayak yaparak gitme potansiyeliniz var (Adamus kıkırdar). Bir çoğununuz potansiyelleriniz ile /mücadele ettiniz/boğuştunuz. Onları gerçekten zorlayıcı hale getirdiniz. Onları olduğundan daha fazla tanımlamaya çalıştınız; onların hakkında çok fazla düşünüp taşındınız. Eğer herhangi bir şeyi, eğer bu potansiyelleri merak ediyorsanız, bunları kelime veya kavram olarak tanımlamaya çalışmanın yerine, sadece hissedin. İyi hissettiriyor mu? Kötü mü hissettiriyor? Zorlayıcı veya uğraştırıcı mı hissettiriyor? Ya da neşe veren ve kolay bir şey gibi mi hissettiriyor?
Bir potansiyelin mutlaka ‘zengin olmak’ veya ‘daha sağlıklı olmak’ gibi bir şey olması gerekmez. Onlar daha sınırlı olma eğilimindedirler tıpkı geçen ay konuştuklarımız gibi - insan gereksinimlerinin, mutlaka ruh ve bedenin ihtiyaçlarının bileşkesi olması gerekmez - Gerçek Yaşam Tasarımcısı olmak hakkındaki son toplantımızda konuştuğumuz şey, sizin ruhunuzun gerçekten ne arzuladığını anlamak ve ona bağlanmak- uzaklarda bir yerlerde var olan bir ruh değil, şimdi buradaki ruhunuzun arzusu.
Bu yıl inanıyorum ki potansiyelleri anlamayı gerçekten başaracaksınız ve içinizde “hah işte” diyenlerin ve bu biliş düzeyine ulaşanların sonradan diğerleriyle çalışmasını- kitap yazmasını, çalışma grupları oluşturmasını, her neyse, başkalarıyla çalışıp, internette potansiyeller hakkında radyo programları yapmasını istiyorum- çünkü bu yıl Şambra için bunun başlıca şeylerden birisi olacağını düşünüyorum.
Bu yılki enerjiler hakkında size bir ipucu daha vereyim: Gelmiş geçmiş şimdiye kadar olandan çok daha fazla enerji mevcut. Hiç olmadığı kadar. ( Adamus burada 2012 yılına ait sezgi ve tavsiyelerini içeren Deliverance adlı kitabına da atıfta bulunur. ) Bu enerjiler birçok farklı kaynaktan gelmektedir. Serbest kaldıktan sonra, Gaia enerjilerin bazıları Yerküre’ye hapsolduğu için Yerküre’nin kendisinden de geliyor.
İnsanların diğer insanları toprağa gömmesi beni her zaman şaşırtmıştır. Bunu asla tam olarak anlayamadım, enerjik bakış açısına göre - öncelikle, kirlilik bakış açısına, gayrimenkul bakış açısına göre,- ama enerjik açıdan.
Diyelim ki - David, sana takılmama kızmazsan, çünkü daha uzun bir süre daha bizimle olacaksın - diyelim ki yarın vefat ettin, tabii ki bu olmayacak. Daha çok uzun süre yaşayacaksın.
Diyelim ki yarın diğer tarafa geçtin ve senin kemiklerini toprağa gömdüler. Orada kalan bir enerji var, seninle geçmeyen. Sanırım hemen geri dönmek isteyecekler için bu iyi bir şey olabilir. Eski ölü kemikleri ile yeniden bağlanacaklarını düşünüyorlar. Ama yapamayacaklar çünkü aslında bu sizin bir sonraki beden enkarnasyonunuzun enerjisi değil zaten. Daha önce de söylediğim gibi, siz geçmiş yaşamlarınız değilsiniz. Bir kuzen gibi. Fakat diyelim ki kemikleriniz yerin altında, sizin enerjinizin bir parçası ki diğer tarafa geçtiğinizde hepsi sizinle olmayacak. Hala bağlı olacaksınız. Yerküre’de hala demir attığınız bir yer olacak.
Evet, diğer taraftasınız. Ne yapmanız gerekiyorsa onu yapıyorsunuz. Geçmiş yaşamlarınızı gözden geçiriyorsunuz, ki bu biraz sıkıcıdır. Harikulade olan Yeni Dünya’ya gidiyorsunuz. Bir parçanız hala orada değil. Ben her zaman yakılmayı veya ateşle gömülmeyi tercih etmişimdir. Neden? (birisi “ Dönüşür” der) Bu bir dönüşümdür. Enerjiyi serbest bırakır. Her şeyi doğal haline geri getirir. Gerçekten dönüştürür, eski enerjinizi yakıp kül eder.
Şimdi, diğer tarafta bunu hissediyor musun Pete? Diyelim ki diğer tarafa geçtin, şimdi senin eski ölü bedenini şu ateşe atacaklar - evet, onun içine (şömineyi gösterir) - şöminenin içine.
ADAMUS: Diğer tarafta bunu hissedebiliyor musun… Hissedecek misin?
PETE: Hayır.
ADAMUS: Evet, hissedeceksin! Evet! Evet! (gülüşmeler) Sen orada, diğer taraftasın, diyelim ki sen öldükten üç, dört gün belki de bir hafta sonrası -benim seçimim, bir hafta - Neden?
LINDA: Teşekkür ederim.
ADAMUS: Neden? Fiziksel bedeni terk ettikten bir hafta sonra. Neden?
KATHLEEN: İşi bitirmek için.
ADAMUS: İşi bitirmek.
SHAUMBRA 1 (kadın): Eski enerjiyi serbest bırakmak için.
ADAMUS: Bırakmak… Evet, enerjiyi bırakmak. Size bunu düşünmeniz için biraz süre vereceğim. Ama insanlar başka yerden uçup, gelip siz görmek için planlar yapıyorsa. (gülüşmeler). Cenaze töreninize katılmak için. Hadi ama aceleye gerek yok. Yedi gün iyidir.
Yani David diğer tarafa geçer ve ne kadar harika bir hayatı olduğunun farkına varır. Ne kadar çok arkadaşı olduğunun, ne kadar çok insanın onu sevdiğinin ve onun ne kadar çok insanı sevdiğinin, deneyimin farkına varır ve kendini çok iyi hissediyordur. Ve birden sıcak hissetmeye başlar, yakasının altından gelen bir ısı. Kötü değil, yanıyormuş gibi değil ama biraz terleten, sanki bir sürü acı biber yemiş gibi. (Adamus kıkırdar) ve birden farkına varır, “Aa! Bu bedeni koydukları…”
LINDA: Ohh!
ADAMUS: Doğru!
LINDA: Ohh!
ADAMUS: Bedeniyle hala bir bağı var, bu hissediyor. Acı vermiyor, sadece biraz terliyor, çok az, bilirsin, biraz sıcak basar. Çabucak geçer ve sonra…
LINDA: Bunun neresi romantik?
ADAMUS: … Sonra birden David farkına varır, “Oh! Ben orada tamamlandım. İş bitti. Sona erdi”.Öyleyse biz nasıl bu marazi tartışmaya geldik? Burası neresi, bir cenaze evi mi? (Adam kıkırdar)
Sevgili Şambra, bu yıl, 2012’de, muazzam potansiyeller var. Bu potansiyelleri gerçekten nasıl hissedip onları nasıl kullanacağınızı öğreneceksiniz. Onları seçin ve sonra nasıl tezahür ettiklerini seyredin.
Şimdi bunu bu grup ile başlatmak istiyorum. Sizden on iki araç veya on iki ipucunu diğerleri için yazmanızı istiyorum. Bunlar ipuçlarınız ve sonra ben kendi versiyonumla geleceğim. Yani, yapabilirsek, lütfen, buradaki tahtaya yazmak istiyorum.
LINDA: Tabii ki yazabilirsin.
ADAMUS: Orada benim yerimi kapattın. Bu sandalyeyi kaydıracağım.
LINDA: Senin için başka neyin yerini değiştirelim?
ADAMUS: Bu iyi. Bunu yapmadan önce… Teşekkür ederim, David. Kesinlikle hemen ölmüyorsun.
DAVID: Bu güzel.
ADAMUS: Bu güzel. Evet. Evet. Güzel .
İçeri Gelen Enerjiler
Şimdi bunu yapmadan önce, şu Yerküre’nin kendinden gelen eski kemiklerden bir sürü Eski Enerji açığa çıkıyor. Muazzam enerjiler kavramına geri dönelim. Evet geliyorlar. Diğer âlemlerden, kuyruklu yıldızlardan, X gezegeninden, her yerden - güneş patlamaları ve bütün bu şeylerden - enerjiler geliyor. Hepsi geliyorlar.
Neden? Çünkü siz çağırdınız. Bilinciniz, “Bir sonraki adıma geçmek istiyorum” dedi. Yerküre -“insanlık”- onu çağırdı, “Değişime gerçekten hazırız” dedi. Bu bastırılmış bilinç onu arzuladı, uzun zamandır istiyordu. Tabii ki, sıklıkla, tipik insan davranışı, kişiler -insanlar- şöyle düşünür: “Bunu istiyorum”; ama sonra kuşku, korku ya da sadece dikkat kaybı gibi şeyler ortaya çıkar ve sanki istekler kaybolur. Sonra onlar gene “Evet, gerçekten gerçekten bunu istiyoruz” derler.
Tamam, bunu şu anda bunu, benim zarif hayal kırıklığı, güzel hayal kırıklığı dediğim şeyi, bu gezegende de hissedebilirsiniz. İnsanlar eski şeylerden çok hayal kırıklığına uğradılar ve artık yeni bir şeyler istiyorlar. Bunun güzel tarafı, enerjileri çekiyor olması ve geliyorlar. Çok muhteşem olacak. Bununla birlikte potansiyelleriniz de.
Aynı zamanda size gerçekten ne istediğinizi de soruyor? Bunu daha önce toplantılarımızda birçok kez konuşmuştuk. Ve hala birçoğunuz net değil. Gerçekten ne istiyorsunuz?
Bu yüzden bu tartışmaları yapmamız güzel çünkü bazı insan ihtiyaçlarını düşünmenize yol açıyor. Sağlık istiyorsunuz. Zenginlik istiyorsunuz. İlişki veya aşk istiyorsunuz. Fakat aslında bu, birçoğunuzun daha büyük şeyler istediğini düşünmesine neden oldu - sadece insan kısmı değil ruh kısmı da - ve birçoğunuz gerçek içsel anlayışa ulaştı. Berraklık isteyerek, mesela, tamamlanma isteyerek, neşe isteyerek, bilgelik isteyerek. Şimdi bunu ayrıştırıyorsunuz. Özünü çıkarıyorsunuz.
Şimdi, bunu yaparken, tabii ki bildiğiniz gibi, hayatınızda değişikliklere neden olur ve bunlar çoğunlukla takıldığınız zamanlardır. Korku ve kuşkuya düşersiniz ve şimdi tahtada bütün bu fizikle tam olarak ne olduğunu birazcık açıklayayım. Neyin önemli olduğu daha çok netleşmeye başlayacak. Gerçekten, gerçekten neyin önemli olduğu. Bu değişikliklerle bu gezegende bu hayat sürecinde sahip olduğunuz bu yıllarda.
Birçoğunuzun kader ve yazgıdan uzaklaştığını görmek beni memnun ediyor. Bunu geride bırakmak çok önemli. Hiçbiri yok. Eğer inanmazsanız, hiç biri yok aksi takdirde bir sürü var. Gelen bir sürü etki var ama siz gerçekten bunun ötesindesiniz.
Yani muazzam enerjileri ile bu yıla girerken - daha önce bazılarınızın konuştuğunu duymuştum, sadece ortaya attığını, hatta bu hafta - bu enerjileri gerçekten dengelemek için haydi Aandrah (Norma Delaney) ile biraz nefes çalışalım. Bunu yaparken, onları derinlere getirin. Onlardan korkmayın. Onları dışınızda tutmayın. Onları korkmadan ve tereddüt etmeden, onları yanlış kullanacağınız endişesi olmadan, derinlere çekin ama gerçekten derinlere çekin.
Şimdi biraz gerçek enerji kabulü, nefesle bütünleşme ile başlayalım. Evet Aandrah…
AANDRAH: Şimdi sizleri bu görkemli hediyeyi almaya davet ediyorum, hepsini.
Hepsini, parıldayan, ışıldayan, etrafınızda dans eden.
Onları nefes alırken içinize çeker misiniz?
Özünüzde derinlere yerleşirken, her nefesle birlikte izin verin ve kabul edin.
Nefes alın, nefes verin, evet’in bu derin yavaş ritmi.
Evet, tatlı şeyler. Gelin. Gelin daha önce hiç dans etmediğimiz gibi birlikte dans edelim.
Bunu hissedin… Nefes alın, kabul edin... Nefes alın, kabul edin...
Her seferinde bir nefes. Her seferinde bir nefes.
Beden dediğimiz bu yüce tapınağın daha derinliklerine, daha derinlerine yerleşerek.
Yuva. Sizi bekleyen tüm bu potansiyeller ve parlak yaratımlar için yuva.
Nefes alın, evet, ah, evet. Size gelmek için çok istekli, her biri değerli parça için nefes alın evet…
Daha derine ve daha derine... Bu saf dinginliğin içine. Evet. Evet.
Duyumsayarak… Hissederek… Nefes alın evet.
Evet, aldığınız her nefesle, evetin bu ritmik dansı.
Nefes alın, kabul edin… Nefes alın, kabul edin…
Kucaklamak, sevmek, zenginleştirmek, ilham vermek için gelen potansiyelleri bilerek.
Tatlı tatlı, tatlı tatlı nefes alın ve kabul edin.
Öyle derin nefes alın ki… Kendiniz için çok derin. Evet. Evet.
Tatlı, tatlı kendiniz için kutlama yaparak nefes alın . Evet.
Her seferinde bir nefes… Her seferinde bir nefes.
Derine, derine… Daha fazla yer, daha fazla alan, kabul için daha fazla istekli.
Evet, neşe için… Yüce yaratıcı olmanın neşesi için... Evet. Çok isteyerek. Evet.
Her seferinde bir nefes... Her seferinde bir nefes. Evet. Çok fazla yeriniz var. Onları toparlamak, kenara koymak için çok yer var, tüy üstüne tüy koymanın yer kaplamadığını bilmek, sadece izin vermeyi istemek. Evet, izin ver. Almayı istemeye izin ver.
Her seferinde bir nefes. Hissedin - bu nazik ritmi. Her seferinde bir nefes.
Nefes alın, kabul edin... Nefes alın, kabul edin.
Evet. Evet. Teşekkür ederim.
ADAMUS: Teşekkür ederim. Bir dakika bekler misin Aandrah? Kafasında sesler duyduğuna dair Cauldre’nin önceden konuştuğunu duydum. Bu onların orada yaşadığı anlamına gelmez ama bunlar küçük tesirlerdir.
Yani bu yıl bir sürü oldukça engin enerjiler, güçlü enerjiler geliyor. Bu sizin dengenizi kaybettirebilir veya seçtiğiniz şeyleri kuvvetlendirebilir.
Öyleyse sizden şöyle rica ediyorum. - Aandrah’nın izniyle, sizin izninizle - Aklınıza onu getirin. Küçük bir hatırlatma koyun- nefes almak için hatırlatma. Şimdi bu, Aandrah sizin beyninizin içinde yaşıyor anlamına gelmez. Sadece minik bir enerjik kayıt alıyorsunuz demektir - evet, Aandrah’ın başka yerlerde de olması gerek! - sadece enerjik bir kayıt.
Yani yıl ilerledikçe, olaylar olur ve dramatikleşir - diğer insanlara hatta dünyadaki olaylara bağlı olarak - bu küçük ses size der ki…
AANDRAH: Nefes al.
ADAMUS: Evet, nefes al. Öyleyse bunu küçük bir kayıt olarak yapalım - istediğiniz zaman bırakabileceğiniz - sadece küçük bir hatırlatma.
Şimdi, bunun küçük bir alıştırmasını yapalım.
AANDRAH: Teşekkür ederim.
Bu istek sadece sizin için. Alın. Bu nefesi kabul edin.
Öyle zenginlikler ve hazinelerle geliyor ki, sadece sizin için.
Nefes alın. Evet, nefes alın - evet sizin için, sevilmeye izin vermenizin neşesi için.
Evet. Ah evet. Burada sizin için çok şey var.
Her nefes, her nefes sizin için - sizi dolduruyor, sizi seviyor - evet, içinizde yaşayan neşeyi canlandırın.
Evet, sizin için nefes alın.
ADAMUS: Güzel. Şimdi bu yıl içinde, eğer kendinizi yolunu kaybetmiş hissederseniz, sadece derin bir nefes alın. Aandrah’yı duyacaksınız. Aandrah size nefes almanız gerektiğini hatırlatacak. O, sizin adınıza nefes almayacak, sanmam.
AANDRAH: Hayır.
ADAMUS: Yok, hayır, ama küçük bir hatırlatma. Teşekkür ederim. Teşekkürler Aandrah.
Sonra benden de küçük bir kayıt duyacaksınız. (kahkahalar) Sizce ne söyleyebilirim?
Yolun her adımında sizinle olduğumu söyleyebilirim. Gerçekten, öyle. Son birkaç yıl içerisinde sizinle çalışırken aldığım zevk ve tatmini muhtemelen şimdiye kadar yaptığım hiçbir şeyden almadım. Birbirimizle bir sürü zaman geçirdik ve yoğun faaliyetlerde bulunduk. Bu şekilde toplanmadığımızda veya bir grup çalışması olmadığında, sevgili dostlarım, yalnız değilsiniz. Bu deneyimi yaşamanız gerekiyor. Seçimler yapmalısınız, ama ben sizinleyim - bazen sizinle birlikte derin nefes alıyorum, bazen size destek ve cesaret sunuyorum, bazen gülüyorum...
Aslında çoğunlukla gülüyorum. (Adamus ve seyircilerden kahkahalar)
2012 yılı için Araçlar ve İpuçları
Öyleyse konuya gelelim. Listeyi oluşturalım. Sevgili Linda, sen tahtaya yazar mısın, David’de mikrofon var. On iki araç veya ipucu ve bunu yayınlayalım. Biz - Jean, yani Jean- bunu yayınlayalım, bunu cihazlarınıza koyun, İnternete ve nereye kadar ulaşabilirse koyun. Bakalım ne kadar uzağa yayılacak ve bunun üzerinde benim adım olmayacak, aksine sizinki olacak.
Şimdi ipuçları. Başkalarına - aile, arkadaşlar, herhangi birisi - bu yıl içinde gelip sizden yardım istese ne anlatırsınız? Öz olsun. Bana uzun kompozisyonlar yazmayın. Yazabileceğimiz bir şey olsun. İki buçuk sayfadan fazlasına gerek yok. Öyleyse nereden başlayalım? David, mikrofonu izleyicilere ver. Linda, sen de yazar mısın?
LINDA: Mutlu olurum.
ADAMUS: Güzel. Birinci ipucu.
İpucu #1 -Zihnin Ötesinde
SUSAN: Zihninizin dışına çıkın.
ADAMUS: Zihnin dışına. Güzel. Bunu nasıl yaparsınız?
SUSAN: Nefes alarak.
ADAMUS: Nefes alarak. Güzel.
SUSAN: Şarkı söyle…
ADAMUS: Ama diyelim ki, sen…
SUSAN: … Dans edebilirsin, bisikletine binebilirsin.
ADAMUS: Aa! Evet. Ama diyelim ki nefes aldın ve tekrar zihnine döndün, sonra ne olur? Nasıl bunun ötesine gidebilirsin? Daha fazla nefes alarak, evet, ama..
SUSAN: Bir şey yarat.
ADAMUS: Bir şey yarat. Kesinlikle. Kesinlikle. Bir şey yarat.
LINDA: Öyleyse bir numaranın “zihnin ötesinde” mi olmasını istiyorsun?
ADAMUS: Zihnin ötesinde. Şimdi, birçok kişi “ Ee, zihnin ötesinde ne var? ” diyecektir.
SUSAN: Önemli değil.
ADAMUS: Ama onlar için önemlidir. Belki senin için değil ama onlar için, bu korkutucu bir öneri, “ Zihnin ötesine geçmek”. Zihinsel olmayı, insanlar zekanın en üst şekli olarak düşünüyorlar. Bunu her şeyden daha üstün görüyorlar - Aklı bir kaideye koyuyorlar, sunağa koyuyorlar -. Bundan vazgeçmek, diğer varlıklar tarafından ele geçirilmek üzere kendilerini açtıklarını veya gerçekten parçalandıklarını, varoluşlarının dağıldığını düşündürtüyor. Peki, onlara ne diyeceksiniz? Zihnin ötesinde ne var? Evet.
MARTY: Ruh ile bağlantıya geç.
ADAMUS: Ruh ile bağlantıya geç. “Benim ruhum nerede?” diyeceklerdir.
MARTY: Zihnin içinde değil mi? (Adamus güler) Sadece bir tahmindi…
ADAMUS: Zihnin içinde değil! Evet. Güzel. Şimdi ve tekrar, burada sadece Şambra hakkında konuşmuyoruz, başkalarına gidecek bir liste hakkında konuşuyoruz.
Öyleyse bu ruh nerede? Herkes onu arıyor, bu arada, sen ne kadardır buradasın David? Bugünkü toplantının başında dokuz milyar yıl demiştin. İnsanlar ezelden beri bunu arıyorlar. Melekler ruhlarını arıyorlar, bak. Sen meleksin diye birdenbire ruhunun bu muazzam farkındalığına sahipsin anlamına gelmiyor. Sen sadece fiziksel olmayan bir ifadesin.
Öyleyse bu ruh nerede?
MARTY: Nefes aldığın andaki dinginlikte.
ADAMUS: “Bu dinginlikte tek duyduğum şey sesler” (kahkaha) diyeceklerdir. Diyeceklerdir.
MARTY: Onları sessize alalım. (kahkaha)
ADAMUS: Dene.
MARTY: Onlar için sessiz düğmesi var.
ADAMUS: Dene. Kaçınız bu zihninizdeki sesleri sessize almayı becerdi? Tüm meditasyonlarınızda, gerçekten kaç kere yapabildiniz? Aklınız yerindeyken pek değil. Zihninizden meditasyon yaparken bu sesleri durdurmak neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden Tobias, ben bu şekilde yapıldığında meditasyonun pek taraftarı değiliz.
Aslında en iyi meditasyon şekli yürüyüşe çıkmaktır. Tobias’ın dediği gibi, “Meditasyon her nefeste, her deneyimdedir”. Bir odada 20 dakika tek başınıza kalmak değildir -tanrı bilir orada aslında neler yapıyorlar - her andadır.
Soruya geri dönecek olursak - zihnin ötesinde - eğer zihnin ötesinde iseniz, neredesiniz? David’in mikrofonla koşmasına izin vereceğim.
ELIZABETH: Hislerine güven.
ADAMUS: “Aman Tanrım.”
ELIZABETH: Bilgeliğine güven. Biliyorum, sıradaki.
ADAMUS: Şunu oynuyorum... “Hislerime güvenmeliyim?! Hislerim, beni belaya sokarlar. Ben hissetmemeye çalışıyorum. Ailem sürekli bana ‘Çok duygusalsın. Hissetmeyi bırak’ diyor. Bu yüzden beynimin içindeyim.”
ELIZABETH: Güven…
ADAMUS: “Her şeye ağlıyorum. Beni çıldırtmayın burada”. Ben, tabii ki, rol yapıyorum, canım.
ELIZABETH: Güvenin… Evet, seninleyim.
ADAMUS: Evet öylesin.
ELIZABETH: Güvenin… Ben sezgi demek istiyorum. Biliyorsun, ilham, sezgi, içinde ne varsa. Hissetmek.
ADAMUS: Hissetmek.
ELIZABETH: …bu bir düşünce değil. Sıcaklık, …
ADAMUS: Güzel.
ELIZABETH: … İçindeki bağlantı.
ADAMUS: Bir kelimenin fısıldandığını duydum, bir tutkudur. Hissetmektir. Evet. Evet.
ELIZABETH: Evet. İşte bu.
ADAMUS: Buradaki konu şu ki kelimeler zordur. Sen “Zihnin ötesine git” diyorsun ve ben buraya ait olduğunu düşünüyorum - belki altına şöyle yazarım “Deneyime izin ver, ki bu hissetmektir, tutkudur - ama kesinlikle zihnin ötesindedir.
ELIZABETH: İzin ver.
ADAMUS: Bu iyi. Bu iyi. Bu birçok kişiyi korkutacak ve ben senin yerinde olsaydım, diyelim ki, popüler bir televizyon programındasın ve bunu söyledin, ardından bir sürü nefret içeren e-posta alırsın. Birçok kişi sana zihnin olmadan hiçbir şey olduğunu söyleyecektir. Akıl olmadan, başkaları seni kontrol edecektir. Zihnin senin kalendir. Zihnin seni sen yapandır, senin kişiliğini oluşturur.
Ama bu iyi bir nokta, çünkü aslında kimliğinin ötesine gidiyorsun. Eğer, başkalarıyla konuşurken, onlara kendilerinden daha yüce bir kimlik olduğunu anlamalarına yardım ediyorsan - buna zihin, beden, onların her bir parçası da dâhildir - ama burada çok şahane olan bir şey var, çok şahane ve bu nefesini kesiyor ve bunun ötesine geçmek için güven ve biraz deneyim gerektiriyor.
Bu konunun gelmesine sevindim, çünkü bu birçoğunuzun sahip olduğu en büyük çelişkilerden bir tanesi. Şimdi de bunu yapıyorsunuz. Ötesine geçiyorsunuz ama bu oldukça zor oldu. Siz bunu zihnin içinden yapmayı deniyorsunuz. Bunu asla yapamazsınız. Yükselişe olan yolunuzu düşünemezsiniz. Zihninizin dışına nasıl çıkacağınızı bile düşünemezsiniz.
Yani aslında her şey düşünceleriniz ve hisleriniz arasındaki farkı anlamaya geliyor, bir zihinsel aktivite ve gerçek bir tutku. Sonuçta hepsi olaylardan bir mantık çıkarmaya çalışmak ile onları sadece deneyimlemek ve hissetmek arasındaki farka geliyor.
Sanatçılar, gerçek sanatsal ifadeleri, yetenekleri olanlar - herkesin yetenekleri vardır ama bunlar onları kullananlar - bunu daha kolay bulacaktır. Bir şekilde anlıyorlar. Diyelim ki bir şeyin resmini yapıyorsunuz, aslında onu düşünmüyorsunuz; onunla birlikte hisleri deneyimliyorsunuz.
Şimdi, zihninizin bir kısmı işliyor, farklı renkleri seçiyor ve fırçaları ve odanın ışığını ve diğer her şeyi yönlendiriyor veya ele alıyor - yönlendirmek değil, idare etmek- ama birden bir akışa geçiyorsunuz ve hissetmeye başlıyorsunuz.
Bu sene bu çok önemli olacak, çünkü kendi kasisleri, inişleri, çıkışları, sarsıntıları ve başka diğer her şey olacak ve bunu aklımıza getirmekle ilgili bir eğilim olacak, tekrar düşünmek için. İşte burada o derin nefesi alacaksınız. Şu anda zihninize iyice yerleşmiş olan Aandrah’yı duyacaksınız - bu arada, istediğiniz zaman düğmeye basıp onu fırlatabilirsiniz; orada sıkışmış değil - bu arada o sesin, sevgiyle, çok Kuan Yin’ce bir şekilde “Derin bir nefes al” dediğini duyacaksınız. Aaahh, deneyim. Ahhhh, hissetmek. Ah! Güzel.
Burada birçok kişinin endişeli olduğunu hissettim. “Tanrım, şimdi başka bir varlık var içimde ve Aandrah ve ah! Tam da sonunda kendimi keşfettiğimi hissederken!” Evet, Sart’ın da söylediği gibi, “Kahretsin!” (kahkahalar) “Şimdi burada bir tane daha var.” Yok, yok, yok. Bu sadece istediğiniz zaman serbest bırakabileceğiniz bir enerjik damga.
Yani güzel. İyi. Listede bir sonraki.
İpucu #2 - Kurallar
BARBARA: Listedeki bir sonraki, tüm kuralları unut derim. İyi ve kötü olduğunu düşündüğün her şeyi unut ve kendininkileri oluştur.
ADAMUS: Güzel.
BARBARA: Eğer gerçekten yılın sonunda Aralık’ta dünyanın sona ereceğini düşünüyorsanız, öyleyse bu yılın canını çıkarın.
ADAMUS: Evet, evet, evet!
BARBARA: Ben de bunu derim.
ADAMUS: Eğer sona erecekse, bari tarzı olsun.
BARBARA: Kesinlikle!
ADAMUS: İhtişamla git! Kesinlikle.
BARBARA: Eğer sonuncu ise, parti yapalım, keyfini çıkaralım, kutlayalım. Nasılsa hiç bir şeyin önemi yok, değil mi?
ADAMUS: Kesinlikle. Her gece bir parti. (Adamus kıkırdar)
BARBARA: Kesinlikle. Sadece tutkunu izle, yaşa ve keyfini çıkar. Yani, tabii gerçekten sona erecekse, inandıkları gibi, yani bilirsin, tadını çıkaralım.
ADAMUS: Yani kurallar. Şimdi bunu - evet (Linda’ya söyler), şimdilik sadece “kurallar” - burada bırakıp, birkaç bardak, ah, şarap içtikten sonra arabanıza atlayabilirsiniz ve buzlu, karlı dağ yollarında son sürat araba kullanabilirsiniz ve bu kural sizinki değil, doğru mu?
BARBARA: Gerçi söylemek istediğim bu değil ama.
ADAMUS: Ohh! Söylemek istediğin bu değil. Ama…
BARBARA: O zaman burada bir düzeltme var. (kahkahalar)
ADAMUS: Evet. Burada yapılması gereken bir ‘açıklama’ var! (gülüşmeler)
BARBARA: Evet.
ADAMUS: Yani, kesinlikle, bu da çok mükemmel bir nokta çünkü biz kurallar hakkında konuştuğumuzda - “Kurallar size ait değildir”- kesinlikle, Şambra’nın yanlış anladığı çok zaman olmuştur ve bunun herkes de böyle olduğunu düşünürler. Kuralların birçoğu, insanların arasında yapılan kanun ve sözleşmelerin birçoğu, bir denge yaratmak içindir. Yani bunların kötü olması gerekmiyor.
Biz -ben- kurallar hakkında konuştuğumda, kendinize koyduğunuz kurallardan bahsediyorum. Kendi hayat kitabınızda hükümet, devlet veya şehirlerde bulunandan daha fazla kural var. Yapmanız ve yapmamanız gerekenler, nasıl giyinmeniz, nasıl davranmanız, nasıl olmanız, iyi, kötü -hakkında bir sürü kural.
Burada şu soru geliyor - kesinlikle bunun listede olması gerektiğine katılıyorum, kurallar. Soru şu; Hangi kurallar? Ne olacak? Sistemde tam bir anarşi mi diyorsunuz?
BARBARA: Yok. Ben başkaları, gerek ebeveynlerimiz gerekse öğretmenlerimiz tarafından “Öyle yapmamalısın. Böyle olmalısın” diyerek bize öğretilen tüm bu şeyler hakkında konuşuyorum.
ADAMUS: Ah!
BARBARA: Bundan rahatsız oluyorsanız, bunun size ait olmadığını anlarsınız ve muhtemelen bu size uygun olmayan bir şeydir ve belki de başkalarını rahatsız etmeden ama kendi içinizde rahat olarak, kendinizi ifade edebilmenin bir yolunu bulmanız gerekir. Söylemek istediğim bu.
ADAMUS: Yani kurallarda, senin iki kitaben -taş kitabeler, var diyorum. Birisi sana zorlanan kurallar, sana aşılanmış veya başkalarınca yerleştirilmiş - ebeveynlerin, öğretmenlerin, basın, din ve ruhani liderler tarafından.
LINDA: -Meli, -malı’lar.
ADAMUS: Evet, -meli, -malı’lar ve diğerleri - kitabenin diğer tarafı - kendiniz için yarattığınız kurallar. Bazen bunlar mutlak çelişkidedir ama yine de siz hala onlarla birlikte var olursunuz. Bazen de çelişki yoktur.
Yani, bu harika. Her şeyden önce, en iyi şey, bu kurallardan “Hangisi senin, hangisi değil?" diri seçmektir.
BARBARA: Kesinlikle.
ADAMUS: Başka bir yerden ne geliyor? Genellikle, ben “… gittiğimde belirli bir şekilde davranmam gerekir” derim - ama şu ölüm temamıza bağlı kalalım - “cenaze” olsun. Bunu Cauldre’yi sinirlendirmek için özellikle yapıyorum. Bir internet sitesinde şöyle bir şey gördü - neden buralara gider bilmiyorum ama - Kırmızı Çember’in bir ölüm tarikatı olduğunu söyleyen bir site.
LINDA: Vayy! Vaaay!
ADAMUS: Evet, her seferinde bunu öğretiyoruz. Zarafetle nasıl ölünür, kesinlikle! (kahkahalar) ve asaletle! Eski insani yollarla değil. Ölmeden önce nasıl yaşarsın, aslında, ...evet. Evet, ölümden önceki yaşam tarikatı.
Kurallar üzerindeki karşılaştırmamıza dönecek olursak, hangisi sizin ve hangisi değil? Şuna bir bakın. Şurada olan şeylerin birçoğu aslında sizin değil. Öyleyse bunlardan kurtulmaya hazır mısınız?
Sonra kendi kurallarınıza bir göz atın. Yaklaşık olarak, - hissedin - onları ne zaman yarattınız? Artık işinize yarıyorlar mu? Bu anarşi olması anlamına gelmiyor -isterseniz olur- ama kuralların arkasındaki enerjiyi serbest bırakmak, kendinizi genişletmek, hayata geri dönmek anlamına geliyor. Güzel.
BARBARA: Sınırları ortadan kaldırmak.
ADAMUS: Sınırları kaldırmak. Kesinlikle. Bunu yapıyor musun?
BARBARA: Deniyorum. Evet.
ADAMUS: Deniyorsun. Evet. Evet.
BARBARA: Kesinlikle, deniyorum.
ADAMUS: Bunu korumalısın. Şimdi dik oturmalısın. Evet. ve ayağa kalkmalısın ve... (kahkahalar ve Adamus kıkırdar) Yani, güzel, harika. Teşekkürler, Teşekkürler. Katkılarınıza müteşekkirim.
İpucu #3 - Güven
Listede bundan sonraki ve unutmayın, bugün sadece on iki tane alacağız. Kural bu. Kural bu. Yani bunları yapmak istiyoruz… 2012 hakkında dünyaya sen ne anlatıyorsun? İpuçları veya araçlar neler?
EDITH: Kendine güven.
ADAMUS: Kendine güven, tamam.
EDITH: Sonra bilgeliğine deneyimlerini de katabilirsin.
ADAMUS: Evet, bunu oraya koyalım – güven - . Bu önemli bir şey, Edith. Önemli bir şey ve şöyle başlayayım, onu parçalara keser gibi. Kendine güveniyor musun? Mikrofona uzun süre ihtiyacı olacak. (gülüşmeler) Burada karşılıklı konuşmaya çalışıyorum. Edith, kendine güveniyor musun?
EDITH: Evet. Evet.
ADAMUS: Evet. Kesin olarak? Yüzde yüz?
EDITH: Evet.
ADAMUS: Gerçekten?
EDITH: Evet.
ADAMUS: Güzel. Harika. Teşekkür ederim. Bu cevap için teşekkür ederim, aslında, çünkü sanki Kuthumi’nin söylemesi gibi: sen “Evet, Aydınlandım” diyorsun ve sonra bu gerçekten olmaya başlıyor. Peki, kendisine güvenmeyen insanlara ne söylemek istersin?
EDITH: Kuşku size acı verebilir.
ADAMUS: Kuşku size acı verebilir. Birazdan kuşku hakkında konuşacağım.
EDITH: Seni fakir, aç, aptal yapabilir.
ADAMUS: Tamam, bunu zaten biliyorlar! (kahkahalar ve Adamus kıkırdıyor) Nasıl da böyle bilge şeyleri biliyorsun canım?
EDITH: Bunları senden öğrendim, tabii ki. (daha çok kahkahalar)
ADAMUS: Hayır, aslında, bunları kendinden öğrendin.
EDITH: Doğru.
ADAMUS: Kesinlikle. Yani güven önemli konulardan bir tanesi. Birçok insan burada tökezleyecek. Onlar bir ve ikinciyi aşacaklar ama güvene çarpacaklar. Bunu anlayamazlar. İsteyebilirler. Hoşlarına gidebilir ama anlayamazlar - kendine güvenmek gerçekten nedir- ve sizi bu güvenden uzaklaştıracak bir sürü şey oluyor.
Sanki her şey… Yarattıkları her şeyde, oradaki bu gerçeklik, hepsi güvensizlik hakkında. Bu seçimler, inanç sistemleri, enerjileri çektikleri yollar aracılıyla yapılıyor, şimdi de kendi güvensizlik dünyalarını yarattılar. Onun içinde yaşıyorlar. Yani her şey onlara güvensizliğin olduğunu, özellikle de kendilerinde olduğunu söylüyor.
Bu çok zor bir şey çünkü enerji bilince oldukça bağlıdır ve güvensizlik olduğunda daha fazla güvensizlik yaratır ve artık güvensizlik dünyasında yaşıyorsunuzdur. Kişi bunun içinden nasıl çıkabilir? Kişi nasıl yeniden kendine güvenmeye başlayabilir? Onlara olan her şey - birden, sizinle güven hakkındaki harika bir konuşmadan uzaklaşırlar, kapıdan çıkarlar, buzda kayarlar ve bacaklarını kırarlar - ne olacağını düşünüyorsunuz? Tabii ki, güvenmemeye geri dönecekler. Sart’ın söylediği gibi “Saçmalık”.
SART: Evet!
ADAMUS: Evet. (Adamus kıkırdar) Doğru yerde bunu söylediğinde sana işaret etmemiz lazım.
Kaçınızın benzer deneyimleri olmuştur? Bir grupta veya onun gibi bir toplantıda bulundunuz veya ilham veren bir kitap okudunuz ya da hayatınızda sizi etkileyen bir şey oldu ve gerçek anlamda o saniye telefon çaldı ve kötü bir haber aldınız veya kaydınız ve düştünüz ya da neyse o oldu. Sonra ne olur? Tekrar düşünmeye ve güvenmemeye başlarsınız. Sonra merak edersiniz belki bu size göre değildir. Belki Ruh’lar size bir şey söylüyordur. Belki yanlış yoldasındır ve sen... (eliyle işaret ediyor, birisi “kasıldın” der) kasıldın. Teşekkürler- bugün bunu Cauldre’den almaya çalışacağım - yani kasılırsın.
Yani güven iyidir, ama insan kendine güvenmeyi nasıl öğrenir? (birisi “Seçim”der). Seçim yapın, evet. Şimdi, güvenmekle ilgili bir sürü deneyiminiz olacak. Bir şey falan ispat etmeyeceksiniz, ama sizin güvenmeniz için güvensizlik hakkında bir sürü örneğiniz olacak. Enerjinin çalışma şekli çok ilginçtir.
Kişi kendisine güvenmeyi nasıl öğrenir veya deneyimler? Derin konu. Eğer bunu cevaplayabilirsek, tanrım, başka bir seviyeden daha mezun olacağız. Evet? Mikrofonu buraya alabilir miyiz?
ALAYA: Kabullenme.
ADAMUS: Kabullenme, evet. Katılıyorum ve buradaki herkes de katılacaktır ama sokaktaki adama kabullenmeden bahsediyorsun. Şu anda onların kafası onlara çok, çok yabancı olan iki şeyle - güven ve kabullenme - çok karışık. Söylediklerine tamamen katılıyorum ama bunu nasıl indirgeriz? Birisini kendisine güvenmeye nasıl inandırırsınız? (birisi “öz-sevgi”diye fısıldar)
ŞAMBRA 2 (kadın): Kendini sevmek.
ADAMUS: Kendini sevmek. Ah!
İşte şimdi gerçekten önemli şeylerden birisine parmak basıyoruz! (gülüşmeler) (Linda’ya) buraya şunun altına ‘kabullenme, kendini sevmek’ yazalım. Evet, hepimiz bunun doğru olduğunu biliyoruz. Hepimizin bununla ilgili deneyimleri oldu, ama bu bir insanın yapacağı en zor şey. Bu herhangi bir âlemdeki herhangi bir meleğin yapacağı en zor şeydir. Bu -gerçekten, nihayetinde- Yerküre’nin deneyimi kendini sevmektir. En zor şeydir.
ALEYA: İnan. İnan. Yapabileceğine inan.
ADAMUS: Yapabileceğine inan? Bu konu hakkında tartışabilirim, çünkü öncelikle, inanmanın temelinde ne var? (birisi “Hayal etmek” der) Tamam, bir şeye inanmak için onların temeli nedir, çünkü… ( birisi “deneyimleri” der) Onların deneyimleri.
ALEYA: Fakat eğer bir düşünceyi idrak eder, eğer bir şeyi hayal edebilirsen, ona inanırsın ve yapabileceğine güvenirsin ve olur.
ADAMUS: Yapabilirsin.
ALEYA: Yapabilirim.
ADAMUS: Yapabilirsin.
ALEYA: Yapabilirim.
ADAMUS: Yani bu bir ikilem, bunu diğer insanlarla nasıl ilişkilendirirsin? Çünkü onlardan güvenmelerini istiyorsun ki bu yapması zor bir şeydir. Onlarda bir raddeye kadar, yapıyorlar ama güven şey gibi… Güven dışarıda birçok şey varken içinde yaşadıkları küçük fanusa güvenmektir.
Güven aslında bir kasılmadır çünkü insanlar, bir şekilde kendilerini kasarlar. Çok kısıtlı - ve genellikle de güvenli olduğuna inandıkları - bir çevre yaratırlar ve bunun dışına çıkmazlar. Büyük bir malikânedeki küçük odada yaşarlar ve geri kalanının varlığından habersizdirler.
Aslında güven, birçoğu için, bir kısıtlamadır. “Ben küçük yaşayacağım çünkü onu kontrol edebilirim ve idare edebilirim.” Onlardan yaşadıkları bu odanın dışında bir malikâne olduğu konusunda güvenmelerini isteyin? Bu malikânedeki diğer odaların - eğer gerçekten malikâne varsa- timsahlar, kaplanlar ve büyücülerle dolu olmadığına güven? Bunların hepsi… Karşı çıkıyor değilim, ama sıradan veya vasatın biraz üzerinde bir insanı hissetmenizi söylüyorum.
ALEYA: Bu seninle benim yaptığım bir sürü konuşmaya benziyor.
ADAMUS: Oh, öyle.
ALEYA: Biliyorum.
ADAMUS: Öyle.
ALEYA: Bazen konuştuklarımızı yeteri kadar hızlı yazamıyorum.
ADAMUS: Evet, evet
ALEYA: Ama örnek olarak.
ADAMUS: Örnek olarak, evet. Bu arada, eğer bir konuşma gibi gelmiyorsa, böyle yaptığımız için, bu Yeni Dünya eğitiminin bir parçası. Bunun gibi sorular sorduğumuzda ne kadar ilerlediğinizi anlamanızın bir parçası ve şu anda içinde bulunduğumuz damıtma sürecinin bir parçası, bunun hakkında kitaplar yazmadan enerjileri damıtmak ve kitaplar, bilirsin, ciltlerle. Her şeyi aslında özüne nasıl indirgersin?
İpucu#4 - Beklentileri Bırakın
Kesinlikle- güvenmek, kabullenmek, kendini sevmek; bunlar tahtada dursun ki ilerleyebilelim, ama bunlar büyük meseleler. Birkaç yorum, evet - David mikrofonu alacak- bu konuda birkaç yorum. Mikrofonu elinden çekmeniz lazım.
LARA: Bence güven tamamen deneyimlenmeden önce, sonucun ne olacağına dair beklentilerden vazgeçilmeli.
ADAMUS: İşte, teşekkür ederim. Sonucun beklentilerinden vazgeçmek. İnsanlar bunu yapmaya istekli mi? Biraz.
LARA: Evet.
ADAMUS: Biraz. “Bir dereceye kadar” diyorlar ama “Bu yüzden bu oyundayım, beklentiler için. Öyleyse neden hepsinden vazgeçeyim?” diyorlar.
Bu ilginç. Her birinizin yakından bildiği gibi, vazgeçme sonsuz güven, kabullenme, kendini sevme sürecinde çok zor anlardan geçtiniz- ya da geçmediniz- ama hayatınızda normal bir insanın garip olduğunu düşündüğü şeyleri deneyimlediniz. İşinizi kaybettiniz veya ilişkiniz bitti; sağlığınızı etkileyen bir şey oldu veya ne olduysa - olumlu bir insani deneyim diyemeyeceğiniz türden deneyimler yaşadınız. Ama sonunda, bunun gerekli olduğunun farkına vardınız. Bu gitmeliydi. Ruhunuz ve onun girdisi arasındaki bağlantıya ihtiyacınız vardı, yedi yaşındaki bir insana değil. ( Çn: Adamus burada geçen ayın şaudunda vermiş olduğu "Yedi yaşındaki çocuk ve onun bisiklet sahibi olma isteği" örneğine gönderme yapar. )
Güzel. Bir çift daha. Tahtada dört tane var. Üzerine yazmamız için sadece iki buçuk sayfamız var, bu yüzden kısa tutmalıyız.
LINDA: Ben daha küçük yazabilirim.
ADAMUS: Evet. Sonra.
İpucu #5 - Güvence
GAIL: Bunu bir süre önce söyledim. Sokaktaki sıradan bir insana “Her şey iyi olacak” dedim.
ADAMUS: Evet. Araçlar - her şey iyi olacak. Bu işe yaradı mı?
GAIL: Yaradığını düşünüyorum; ama her ne kadar biz bilsek de onlar bunun hiçbirini duymak istemeyecekler.
ADAMUS: Evet.
GAIL: Ama henüz ölümcül kanser olduğunu öğrendiği için korkan sıradan bir insan, işini henüz kaybetmiş, henüz… Her şey iyi olacak.
ADAMUS: Güzel.
GAIL: Onlar sadece “Senin sorunlarını çözmek istemiyorum ama her şey güzel olacak” diyen sıcak sevgi dolu bir eli hissetmek istiyorlar.
ADAMUS: Şambra, bu tahtaya yazılmalı mı? “Her şey iyi olacak” (izleyiciler onaylar)
ADAMUS: Tamam. Güzel. Yazalım öyleyse. “Her şey güzel olacak”. Aslında, size katılıyorum çünkü sen söylediğinde - sen söylediğin zaman, başkaları değil ama sen söylediğinde - orada bir Bayrak olarak duruyorsun, örnek olarak. Sen söylediğinde de, ağzından çıkanlar sadece kelimeler değil - “Her şey iyi olacak” - çünkü bunu daha önce duyduğunuzda ve kelime ağızlarından bir kez çıktığında biliyorsun ki bu tam bir - ne diyordunuz?
SART: Saçmalık! (kahkahalar)
ADAMUS: Bunlar saçmalık. Evet. Evet. Sen söylediğinde ve yanında birisi olduğunda ve “Her şey iyi olacak” dediğinde, bir enerji var. Gözlerde bir ifade var. Güven duygusu var, çünkü sen de bu yoldan geçtin ve bunu aşıp hala bütün olacağını biliyorsun. Evet, hala bazı sorunların var ama bu güven sana geliyor, “Her şeyi iyi olacak. Neden? Çünkü ben seçtim. Neden? Çünkü enerjiler beni destekliyor. Neden? Çünkü ben büyük yaratıcıyım. Ben o Ben’im. Her şey iyi olacak”.
Öyle bir nokta gelir ki - ölüm konusuna dönersek - ölseniz bile önemli değildir. Her şey iyi olacak. Bu sadece bir deneyim. Birdenbire, gerçekten - ölüm şeyi hakkında dalga geçiyorum çünkü onun hakkında dalga geçerseniz, gülerseniz, aniden her gün omzunuzdaki iblis olmaktan çıkar. Aniden ölüm gider, çünkü yaşamayı seçmişsinizdir. Öyleyse dalga geçebiliriz, ama her şey iyi olacak. Bunun güven duygusu ve cesaretin sesi olduğunu söyleyebilirim.
Şimdi bir açıklama isteyecekler ve diyecekler ki, “Şimdi, bu bütün faturalarımı ödeyebileceğim anlamına mı geliyor?” Soru - sıradan bir insanı oynuyorum - “Bu bütün faturalarımı, hepsini ödeyebileceğim mi demek oluyor?” Hayır! Kesinlikle değil! Gerçi önemi yok. Neden? İflas edin, önemi yok.
Bu gibi şeylere odaklanmaya başladığınızda ve anında tepki aldığınızda - sıradan insan tepkisi - “Her şey iyi olacak” dersiniz, onların ruhlarına bakar ve “Her şey iyi olacak” dersiniz. Ruh sonsuza kadar yaşar. Ruh harika bir şeyi deneyimliyor. Ya faturalar? Eh, önemi yok. Her şey iyi olacak. Belki onları ödersiniz, belki ödemezsiniz. Belki yeni bir ilişkiniz olur belki olmaz.
Kendinizi sevmeyi öğrenin. Aslında paraya ihtiyacınız olmadığının farkına varacaksınız. İhtiyacınız olan tüm enerji sizde var. Her şey iyi olacak.
Tamam, şimdi buradasın. Onlara her şey iyi olacak diyorsun ve onlar da, “Yeni bir iş bulacak mıyım?” diyor ve sen de “Bulabilirsin. Bulamayabilirsin de. Her şey iyi olacak” diyorsun.
EDITH: “Demokratlara oy verin” diyeceksin. (Bir sürü kahkaha ve Adamus kıkırdar)
ADAMUS: Yani Edith sınıfta politika konuşmak istiyor. (gülerek)
LINDA: Benden daha iyi. ( Birisi, “Seksten daha iyi” der.)
ADAMUS: Evet, seksten daha iyi! Tamam, beş olduk. Altıya geçelim. David, mikrofon, bir sürü el kalkmış.
LINDA: Sart’ın eli uzun zamandır havada.
ADAMUS: Oldukça faal bir grup. Oldukça aydınlanmış bir grup. Rupert?
İpucu #6 -Değişimi Kucaklayın
RUPERT: Değişime izin verin. Hatta değişmeyi seçin.
ADAMUS: Evet. Değişime izin verin. Güzel.
RUPERT: Esnek olun çünkü değişim tıkanmanızı engeller /akmanıza yardımcı olur.
ADAMUS: Bu kaçınılmaz.
RUPERT: Bu kaçınılmaz. Yani eğer gerçekten izin verirsen veya hatta bazı küçük yollarla sen seçersen, aslında hayatının içinden geçmesini kolaylaştırır.
ADAMUS: Neden insanlar değişimi sevmezler?
RUPERT: Korkutucu.
ADAMUS: Neden?
EDITH: Rahatsızlık verici.
RUPERT: Bilemezsin.
ADAMUS: Rahatsızdır. Bilmezsin. Ben karşılaştırmaya geri dönüyorum - kocaman güzel bir malikânede pencereleri olmayan küçük bir odada yaşamak - ama kendilerini odaya izole ettiler çünkü bunun üstesinden gelinebilir. Kontrol edilebilir. Bununla başa çıkmayı öğrendiler. Malikânedeki diğer odalar sadece çok büyük, bilinmez, güvenli değil.
Siz değişimden bahsediyorsunuz ve değişim harika bir şeydir. Değişim için Tanrı’ya teşekkür edin - değişim için kendinize teşekkür edin - çünkü geriye gidemeyeceğiniz doğal bir evrim süreci var. Birçoğunuz ne kadar çok çabalasa da gerçekten geri gidemezsiniz. Değişim kaçınılmazdır. Ama insanlara “Değişime izin ver” dediğinizde, onlar size ne diyecekler?
RUPERT: Ne tür bir değişim, yani?
ADAMUS: Bu onların diyeceği şey. “Ne tür bir değişim?”
RUPERT: Yani bu her şey olabilir ama sanırım sen eğer gerçekten hayatında küçük adımlarla değişime izin verirsen - rutinleri kırıp, küçük farklılıklar, günlük işler seçerek- diğer değişiklikler de gelmeye başlar. İşinizi kaybetmek, eşinizi kaybetmek gibi değişiklikler, her neyse, bunlar daha kolaylaşır.
ADAMUS: Evet. Şimdi, izin verirsen, bunu “Değişimi Kucakla” olarak değiştirmek istiyorum.
RUPERT: A-ha!
ADAMUS: Değişimi kucakla.
RUPERT: Evet.
ADAMUS: Yani sadece izin vermek değil, ama aslında onu kucaklamak ve keyif almak, harika. Tabii bir de sadece iyi değişiklikleri istediklerine dair bir kanı olacaktır.
RUPERT: Tabii.
ADAMUS: İyi değişiklikler.
LINDA: Evet!
ADAMUS: Evet, evet. Ama bu bir yargı değil mi?
LINDA: Evet.
ADAMUS: Sarkacın kolu böyle olsa, donmuş, hareket etmese de bazen onların anlamalarına yardımcı olmak önemli değil mi - birçok insanda bu enerji var, orada çok fazla sallanma yok – Sarkaç bir kez salınmaya başladı mı, her iki yöne de gider, yargının her iki tarafına da. Bazılarını, iyi diye düşünecekler, bazılarını kötü olarak. Burada konu güvene geliyor. Sarkacın hareket etmesine izin verir misin?
Yine şu soruya geliyoruz, bu sarkacı kim hareket ettiriyor? Uzak ve birçok insanda uzaklaştırılmış başka bir varlık, hatta “ruh” ya da Tanrı veya onların rehber ruhları veya bir grup melek tarafından mı yönlendiriliyor? Yine kim hareket ettiriyor’a geliyoruz. Aslında bunu yapanın gerçekte kendilerinin olduğu; ama bunu reddettikleri noktasına geliyoruz. Güzel.
Listedeki bir sonraki, ben On’a gideceğim, bununla Garret ilgilensin, çünkü hafta içinde ondan duyduğum önemli bir şey var ve bunun için seni takdir etmek istiyorum. (Adamus Garret’in kulağına fısıldarken gülüşmeler) Ne hakkında konuştuğumuzu hatırlamaya çalışıyorken…
GARRET: Ama benim hakkında konuşmak istediğim bu değil! (kahkahalar ve Adamus kıkırdar)
ADAMUS: Ne hakkında konuşmak istersen konuşabilirsin.
GARRET: İki tane olur mu?
ADAMUS: Evet, evet, kesinlikle.İki.
İpucu #7 - Gülmek
GARRET: Gülün.
ADAMUS: Bu benden bir tane.
GARRET: Çünkü bir yıl içerisinde gülüyor olacaksınız, öyleyse neden şimdi gülmeyelim?
ADAMUS: Kesinlikle. Kesinlikle. (alkış) Bu tabii ki senin listende ama benim orada görmek istediğim üç nokta daha var ve birincisi- gülmek.
LINDA: Bu arada, bugün biraz şıkız galiba, siyah üzerine siyah, evet.
ADAMUS: Hadi ayağa kalk bakalım, herkes görsün. (Garret bir saniyeliğine ayağa kalkar).
LINDA: Siyah gömlek, siyah kravat. Vaaayy! (izleyiciler “Vaaayy” diye tepki verir).
GARRET: Bu sadece bir kostüm, aynı Sart’ın giydiği gibi.
ADAMUS: Ve sen buna ne diyorsun? (Adamus kıkırdar)
GARRET: Kostüm.
ADAMUS: Ee, güzel. Gülmek- çok önemli. Şimdi, kahkaha, biliyorsunuz, diğer bazı şeyler kadar ağır değiliz. Basit. Aslında ben “Gülün” ile başlardım. Bu yıl ihtiyacınız olacak. İsteyeceksiniz. Neden olmasın? Neden olmasın? Biliyor musunuz, bazı delice şeyleri duyduğunuzda, bu kadar tutucu ve dinsel olmayın. Gülün. Hayatınızda veya dünyada bazı delice şeyler olacak - gülün. Bunlar sadece gerçekleşen değişimler. Gerçekten.
Evet, bazen insanlar sonuçta acı çekerler, ama garip, harika bir şekilde, aslında bunu seçmişlerdir. Bu onların deneyimidir, istedikleridir - siz bunu istemeyebilirsiniz- ama seçtikleri gülme yeteneği değildir. Benim Kuthumi’de en sevdiğim şey. Seni güldürür, ağlatır, hissettirir. Kuthumi bunu yapar- hissetmek. Öyleyse kahkaha. Bu çok önemli olacak.
Bir sonraki.
İpucu #8 - Rüyalar
GARRET: Öcü veçheleriniz hakkında endişelenmeyi bırakın, kötü olanlar. Gerçekleşmemiş hayaller bütünleşmesi en zor olanlardır.
ADAMUS: Evet! Evet, gerçekleştirilememiş hayaller. Bu çok mükemmel, mükemmel bir gözlem. Geçen gece tartıştık - ben dinliyordum- ve şimdi gerçekten bunun için bir yol…
LINDA: Bunu ayrıştıracak mısın?
ADAMUS: Evet, ama bunu burada iki aşamada yapacağım, önce, sizin için. Burada Garret’ın bahsettiği hayallerinizin bütünleşmesi. Çok zaman geçti, bütünleşen veçhelerin birçoğunu hissettiniz - hayalleriniz de bir veçhe - bütün bu veçhelerle bir sürü vakit geçirdiniz. Şimdi hayallerinizin bütünleştiği bir ayrışma noktasına geldiniz. Bununla ne demek istediğini anlatır mısın?
GARRET: Tabii, çoğu kez hayatımızın görünen sıkıntılı parçası ile başa çıkmamıza yardımcı olan fantezilerimiz, hayallerimiz, merak tutkumuz vardır. Hayatımızdan hayallerimize sığınırız.
ADAMUS: Evet. O zaman rüya uyuduğun zaman olan bir şey mi yoksa… Nasıl tanımlarsın?
GARRET: Bunlar hayaller, fanteziler.
ADAMUS: Hayaller, teşekkürler. Fanteziler, rüyaların iki anlamı olabilir, tabii ki. Geceleri gittiğiniz bir yer veya niyetleriniz, fikirleriniz, fantezileriniz, sihrinizin bazıları olabilir. Hayalleri bütünleştirmek. Bunu yazmak isteyebilirsiniz…
LINDA: Bütünleştirmek?
ADAMUS: Rüyaları bütünleştirmek - bu yıl sizin için çok önemli.
Bazen hayal ve amaç kavramı biraz birbirinin alanına girer. Ben hedeflerin veya bir sürü planlamanın taraftarı değilim - detaylarını halletmeniz gereken bazı faaliyetlerin olduğunun farkındayım - ama daha geniş bir bakışla. Hedeflerin çok büyük bir taraftarı değilim çünkü kendiniz için genellikle zihinsel ve sıklıkla da gerçekçi olmayan beklentiler belirliyorsunuz.
Ancak hayaller yürekten gelir. Hayaller, belirlenmiş bir sonuca ulaşmak için bir seri adım atmak zorunda kalmadani apaçıktır. Hayallerin arkasında bir kapatma/sınırlama yoktur. Hayaller açıktır. Hedef doğrusalken hayaller genişlemeye devam eder. Bu nedenle hedefler belirli bir noktada durur.
Hayaller birçoğunuz tarafından başka bir âlemde tutulur - hayaller, şeylere olan duyumlar, bir şeyleri hayal etmek- ama onlar orada değiller. Onlar biraz sonra konuşacağımız fanusun dışında. Onları içeriye almazsınız.
Bu yılın Shaumbra için belki de en önemli yıl olduğunu düşünüyorum - hayallerini bütünlemek - çünkü hayallerinizde ruhunuz, bilgeliğiniz, potansiyelleriniz var. Hayaller potansiyellerdir. Ruhunuz potansiyeldir. Yani hayallerinizi bütünleştirmek, onları bu gerçekliğe getirmek.
Şimdi bu hayallerinizi planlamaya ve onları gerçekleştirmeye zorlamanız gerektiği anlamına gelmiyor. Sadece akmalarına izin verin. Birden bire -eğer Fransa’da büyük bir sahnede dans etme hayaliniz var ama 78 yaşındaysanız - gidip onu yapmanız anlamına da gelmez. Bakın, işte burada zihinsel ve doğrusal oluyorsunuz. Bu hayale ve özüne sahip olabilirsiniz; ama bunu seyahat etmek zorunda olmadan da yapabilirsiniz. Bu dinamiğe yaşamınızda sizinle bütünleşmiş olarak sahip olabilirsiniz.
Bütünleşmeye başladığınızda, bunun fiziksel aşamada gerçekleşmesinin gerekmediğinin farkına varacaksınız; olabilir de. Bu Paris’teki bir sahnede olmak zorunda değil; siz kendi sahnenizi yaratabilirsiniz. Bunun gerçekten olması gerekmiyor, bazen aklınız öyle olması gerektiğini söylese de. Yüzeyin altındaki sembolik enerjiyi arayın.
Sembolik enerji daha çok ifade, neşe, şarkı söyleme, insanlarla paylaşım içindir. Sembol budur. Gerçekçi kısmı, “Paris’e gitmem ve şu tiyatroda, şu tarihte yapmam lazım ve…” demektir. Burada gerilim ve kuşku devreye girer, burada da güvensizlik gelir, çünkü eğer olmazsa yanlış bir şey yaptığınızı düşüneceksinizdir.
Hayallerinizi hissettiğinizde ve onlarla bütünleştiğinizde, birden konunun önemli olmadığınız farkına varırsınız. Altında yatan enerjiye bakarsınız - şarkı söyleme, neşe, yaratıcılık, enerji, hareket - önemli olan bunlardır. Aniden, gerçeğin - gerçek olduğunu sandığınız şeyin- belirli bir sayıda insan ile belirli bir yer olmak zorunda olmakla alakasız olduğunun farkına varacaksınız. Alakasız.
Güzel. Harika. Benim için giderek daha da zorlaşıyorsunuz. (gülüşmeler). Sonraki, daha dört tane daha var, daha hızlı gitmeliyiz, çünkü daha inceleyeceğimiz...
İpucu #9 - Yüreğinin Sesini Dinle
RUTH: Tamam, benim ki bunun bir dalı, sadece yüreğinizin istediğini yapmak.
ADAMUS: Evet. Yüreğinin sesini dinle. “Yüreğini dinle” diyebilir miyiz? Onu şuraya koyalım.
Şimdi, eğer şimdiye kadar dikkat ettiyseniz, bir sürü uyumlu cevap alıyoruz ama yine de çelişiyorlar. Yüreğinin sesini dinliyorsun, tamam, bunu yapabilmek için ona güvenmen gerekir. Eğer ona güvenmiyorsan sesini dinlemen biraz zor olur. İnsanlar sana, “Onu daha önce denedim, faciaydı. Bu serseriyle kalakaldım. Sonunda evlendik.” diyecekler. Biliyorsun ki “Dünyadaki en son şey…” Hayır, hayır. Bu üreme organlarınızın sesini dinlemek, yüreğinizi değil. (kahkahalar) İkisi farklı şeyler!
Ama çoğu zaman, insanlar yüreğinin sesini dinler ve belaya bulaşırlar. Neden? Neden?
LINDA: Ödün.
ADAMUS: Söyleyeceğim. Çünkü onların diğer parçalarının çoğu hala doğrusal, zihinsel boyutta. Siz de, yüreğin sesini dinleyen bir kısım var; ama sizin büyük kısımınızda başka bir yolu takip ediyor – bu iki kısım bir arada yürümez.
Eninde sonunda, diğer insanlar da, sizin gibi bunun yürekten yapılabileceğini öğrenecekler ve sonra her şey hareket edecek, eşzamanlı olarak, sürekli genişleyecek. Ama insan ilk defa kalbinin sesini dinlemeye başladığında, insanın kendisi yüreğine bir ışın veya bir enerji deneyimi gönderir. Bu, ilk başta çok zor olabilir. Sonra insanlar tekrar küçük odalarına çekilirler ve “İşe yaramadı. Bu….. ” derler.
SART: Saçmalık!
ADAMUS: Teşekkürler. (kahkahalar ve Adamus kıkırdar). Sart, eğer bunu yapacaksak, hazırda olmalısın. (kahkaha) Ben bile “Saçmalık” diye düşünmeden sen “Saçmalık” demelisin, tamam mı?
SART: Ben [yaptım.]
ADAMUS: Evet, evet. Nerede olduğunu biliyorum.Yani, hayal dünyası. Bu güzel, çok güzel ve bunlar harika. Çok ilerleme kaydettik. Güzel. Üç tane daha. Ben kendim için iki şeye daha bakacağım. Eğer listede değillerse, başka bir şeyi patlatırım.David’de… oh.. Evet.
SART: Ayaktayım?
ADAMUS: Evet ayaktasın.
SART: Herkese Adamus Ödülleri, sonraki on bire ihtiyacımız yok. (kahkahalar)
ADAMUS: Yani Yerküre’deki her canlı varlığa Adamus ödülü vermeyi öneriyorsun.
SART: Her canlı varlık.
ADAMUS: Her canlı varlık. Güzel. Güzel. Bunu sevdim.
SART: Onlar altın.
ADAMUS: Onlar, “ Nedir bu …” Diyecekler.
SART: Saçmalık. (kahkaha)
ADAMUS: “Ben altın istemiştim ve bütün aldığım bu…”
SART (ve izleyiciler): Saçmalık!
ADAMUS (kıkırdayarak): Evet, teşekkürler. Sanırım listede bunu koyacak yeterince yer yok ama... İyi deneme... İyi deneme. Evet.
İpucu #10 - Drama’ ya dikkat
MARY SUE: Tamam, bu konuda kelimelerde bana yardım etmen gerekebilir; ama verdiği duygu şu; “Zıtlaşma yaratıyor musun?” ve bir örnek vereceğim. Edith’in Demokratlara oy verme hakkındaki yorumu sadece Cumhuriyetçi partiyi kuvvetlendirdi. (Adamus kıkırdar) biliyorsun, bizi birbirimizle savaştıran zıtlık gibi…
ADAMUS: Tabii ki!
MARY SUE: …büyük resmi düşünmekten. Genişlemiyoruz. Bizi sıkıştırmaya devam ediyor.
ADAMUS: Elbette. Buna birkaç söz ekleyeceğim bir mahsuru yoksa.
MARY SUE: Elbette.
ADAMUS: Belki karşıdan gelene yol ver işareti gibi “Drama’ ya Dikkat” işareti yapabiliriz. Bu sene deli gibi moda olacak. Aslına “Dram’a Dikkat " Dramanın aslında daha önce var olmadığı yerler de. dram her boşlukta kendine yer bulacak. Dram her sıkıntı anına sızmayı başaracak. Bu yıl zihnin her çatlağından yolunu bulup çıkacak.
İnsanlar bundan bunalacak ama eğer onlara sadece “Drama’ya dikkat edin, katılmanız gerekmiyor. Orada olmanız gerekmiyor” derseniz, bu onların seçimi olur. Ama onlara enerjilerin yüksek olduğunu hatırlatın. Elektrikli çit teli gibi. Gidip elinizle tutmanıza gerek yok. Sadece telde elektrik olduğunu bilin. İçinden elektrikli bir şeyler geçiyor. Giriş kapısına doğru gidin. Teli elinizle kavramayın ve içinden geçmeye kalkmayın. Teşekkürler.
Güzel. İki tane daha yeriniz var. Hala bu listede olması gereken bir tane var. Hayallerimiz var. Kahkaha var. Bir tane daha. David? Evet.
İpucu #11 – Kişisel alma (Seninle ilgili değil )
JEAN: Bana gerçekten yardımcı olan şey - dışarıda kim, ne olursa olsun - kişisel almamayı hatırlamak oldu.
ADAMUS: Kişisel alma, evet.
JEAN: Bu gerçekten benim kıçımı kurtardı.
ADAMUS: Aman, insanlardan Kutsal Kâse’yi kaçırıyorsun. Onlar kişisel almak istiyorlar. Elbette, drama’ya bağlanıyor. Onlar kişisel alacaklar ve birçoğu evet demek isteyecek. Buna ben ekleme yapayım mı veya yeniden şekillendireyim ve bu aslında seninle ilgili değil diyeyim. Biliyorsun - kişisel alma- ya da diğer bir deyişle… Biliyorsun. Onu da burada listeye koyalım, on bir - “Kişisel değil”.
LINDA: Seninle ilgili değil?
ADAMUS: Eh, evet. “Kişisel değil.”
LINDA: Tamam.
ADAMUS: İnsanlar alır. Onlar kimliklerine yatırım yaparlar ve aslında, bir yandan, onlardan bir şey alıyorsundur.
LINDA: “Kişisel alma.”
ADAMUS: “Kişisel alma” ve sonra parantez içinde, “Seninle ilgili değil.”
Bu biraz zor olacak, ama bunu gerçekten arayanlar, acısı olanlar gerçekten dinleyecekler, belki de farkına varacaklar. Yani, güzel. Bu listeye ait olan bir şey daha arıyorum.
SCOTT: Yarat.
ADAMUS: Yarat?
SCOTT: Evet
ADAMUS: Senin için, evet. Evet. Shaumbra için, kesinlikle. Diğerleri için, ne hakkında konuştuğunu bilemeyecekler bile.
SCOTT: Tamam.
ADAMUS: Listede olmalı ama benim burada olmasını gerçekten istediğim başka bir şey var.
LINDA: Gündemin var.
ADAMUS: Bir gündemim var. Kesinlikle.
CAROL: Kendini affet. Kendini hırpalamayı bırak. Bunun bana birçok kez faydası oldu.
ADAMUS: Evet. Evet. Kendini hırpalamayı bıraktın mı?
CAROL: Bazen.
ADAMUS: İyi. İyi. Bunu yaptığında iyi hissettin mi?
CAROL: Evet. Evet.
ADAMUS: Kendini hırpaladığında?
CAROL: Hayır! (Adamus kıkırdar)
ADAMUS: Güzel. Kesinlikle. Kesinlikle. Ama, biliyorsun, insanlar kendilerini hırpalamayı severler. Neden? Neden?
CAROL: Kendilerini mağdur gibi hissetmelerini sağlar.
ADAMUS: Evet.
CAROL: Sanırım bir çeşit kurban şeyi.
ADAMUS: Onların canlı hissetmelerini sağlıyor. Eğer buradaki tahta için değilse, insanlarla olan büyük sorunlardan birisi- insanlarda ölü hissetme eğilimi var. Bu fiziksel gerçeklikte bu fiziksel bedenlerin içine giriyorsun ve gerçekten ölü gibi hissetmeye başlıyorsun. Bu yüzden onlara hayatta olduklarını hatırlatacak şeyler yapıyorlar. Kendilerini hırpalamak, dram - bir sürü dram gibi garip şeyler.
EDITH: Kendilerine dövme yapmak.
ADAMUS: Kendilerine dövme yapmak. Evet. Evet. Sen yaptın mı Edith?
EDITH: Tabii ki hayır.
ADAMUS: Hayır. Hayır. (Adamus kıkırdar) Ama onları canlı hissettirecek şeyler yapıyorlar.
İpucu #12 - Basit ve Kolay
Sıradaki için size cevabı vereyim.
LINDA: Sabırsız?
ADAMUS: “Basit ve kolay.” Basit ve kolay. Şimdi, bunu gerçekten sizin için ve bu listeye bakan herkes için söylüyorum. Bunu her iki şekilde de yapabilirsiniz - zor, boğuşan, sert - ki birçok insan bunu seçer çünkü buna şartlanmışlardır. O buraya gömülü (kafanızın içine). Onlar kendiliğinden başarıyı kavga ile denkliyorlar. Bu sizin kullandığınız bir terim - “acı yoksa kazanç yok”. Ve insanlar buna inanıyor. Kafalarını sallıyorlar. Kesinlikle.
Spor yapıyorsunuz ve mükemmel bir vücudunuz var ama canınız yanmıyor? “Ama, bu mümkün değil. Hayır. Çok çalışman lazım”. Tamam. Şimdi bunu günlük hayatımıza uygulayalım. Birçok insan mücadele etmesi gerektiğini hissediyor. Zor yoldan yapmalılar.
Özellikle, Shaumbra sizin için, bu yıl, hassas enerjiler var. Bunlar yüce, güzel, harika deneyimler olabilir ve bunu ister kolay ya da etkili yoldan isterseniz de zor yoldan yapabilirsiniz. Bu önceden belirlenmiş değil. Bu tamamen size bağlı ve bu listeyi görecek diğer kişilere. Zor olması gerekmiyor. Bazılarınız - herhangi birisine konuşmuyorum (gözlerini eliyle kapatırken gülüşmeler ) - hala zor yoldan yapıyorsunuz ve mecbur değilsiniz. Bazen şaşırıyorum.
Komik olan - özellikle kimseyi karalamak falan istemiyorum; Cauldre özellikle birisine baktığım için endişeleniyor. Ben hepinize bakıyorum - bazen bu uzun tartışmalarımız oluyor- aramızdaki özel tartışmalar - ve ben “Neden kolay yoldan yapmıyorsun?” diyorum. “Hayır, yapamam çünkü şöyle çünkü böyle …” ve ben “Vay! Sen gerçekten zor yolu seçmişsin” diyorum. Buna hiç gerek yok.
Enerjiler yoğun olabilir ama kötü değiller. Bunlar acı veren enerjiler değil. Omuzlarına binecek yük değiller. Enerjilerin bu yıl yoğun olacağını söylediğimde, devasa potansiyeller geliyor - bazılarınız sinip bunu enerjik olarak üzerinizde hissettiniz. Hayır değil! Bunlar harika enerjiler. Muazzam enerjiler! Ve çok basitler.
Birçok Katman
Şimdi - oh, oraya koymuşsun - bu yıl sizin için bunu işaret ediyorum. Öncelikle, yaptığınız her şeyde katmanlı olun.
Doğrusal olmaya bir eğilim var. Olaylara tek açıdan bakıyorsunuz. Bu açıdan devam ederseniz - rayında giden bir tren - bütün gördüğünüz raylar olur. Gerçeklik algınızda yarattığınız raylar ve üzerindeki trendir. Birisi gelip size “Neden treni raylardan çıkarmıyorsun?” dediğinde, siz “Aman tanrım, bunu yapamazsın! Felaket olur. Devrilir.” dersiniz. Aslında hayır, çünkü belki bu tren aniden bir uçağa dönüşür ve raylara ihtiyacınız kalmaz. Uçabilirsiniz. Sonra birden, “Şimdi pistten çıkmam lazım” diye düşündüğünüzde, dönüşür ve bir nehir veya göl olur ve teknedesinizdir. Bu kadar hızlı ve kolay olabilir.
Öyleyse bu yıl, bu muhteşem enerjiler gelirken, çok-katmanlı olun. Bir sorunla karşılaştığınızda bir şeye rastladığınızda, sıkıştığınızda ve bunaldığınızda, o anda durun. Yukarıda, yanlarda, aşağıda, her yerde katmanlar var. Eski doğrusal yoldan gitmeyin.
Her şey. İlişkileriniz çok-katmanlıdır, hatta onları tekil olarak yaşasanız bile. Onları oldukça doğrusal olarak yaşıyorsunuz.
Bedeniniz. “İşte bedenim burada. Yemesi için ihtiyacı olan şey bu. Ona şu şekilde bakmalıyım” diyorsunuz. Hayır. Başka bir katmana gidin. Bunu nasıl yaparsınız? Tamam, derin bir nefes alın. Kendinizi sizin gerçekliğiniz olarak kabul ettiğiniz şeyin ötesine genişlemeye bırakın. Derin bir nefes alın ve “ Biliyorum orada fazlası var ve ona doğru genişleyeceğim” deyin. Böylece o gerçekleşir.
Bu yıl ister özel hayatınızda olsun isterse de küresel bazda olsun, endişe yaratacak her şeye karşı yüzeyin ötesine bakmanızı istiyorum. Bunun hakkında geçen akşam Astrodoc ve sevgili Eesa’li Linda ile birlikte harika bir radyo programında konuşmuştuk. Bir şekilde hazırlanmıştı. Güzel bir hazırlık. Tıbbi konular konuşuluyordu ve sen “Kanser veya şeker hastası olan birini tanıyorum” veya öyle bir şey dedin. “Tıbbi tavsiye nedir? Ne yapmalıyım?” diye sordun.
Tabii, tıp bunun bir parçası. Çünkü [fiziksel] dengesizliğin üzerine eğilmek istiyorsun. Ama enerjik olarak yüzeyin ötesinde veya üzerinde ya da yanlarında da neler yattığını anlamak istiyorsun. Şeker hastalığının enerjik nedeni nedir? Fikri olan? (izleyicilerden çeşitli yanıtlar gelir) Sevgi kaybı, hayatınızda tadın olmaması, kendinizi sevmemek- bu kadar basit. Çok basit.
Şimdi bunu tıbbi veçhe ile birleştirelim. Diyelim ki hayatınızda hiç tat yok. Çünkü kendinizi sevmiyorsunuz, bunu yansıtacaksınız ve seni seven insanlara sahip olmayacaksın. Edith, bu sensin demiyorum ama buradaki herhangi birisi örnek olabilir.
Böylece aniden şeker hastası olursunuz çünkü kendinize sevgi vermiyorsunuzdur, böylece sevginin diğer insanlardan veya kendinden sana geri gelmesini yaratmıyorsundur. Bu yüzden, tıbbi olana ve bazen derhal, başvurmak gerekir yoksa kendini benimle birlikte diğer tarafta bulursun. Bu o kadar da kötü değil gerçi. Orada güzel vakit geçiriyoruz; ama sen tıbbi açıdan ele almak istiyorsun. Aynı zamanda onun enerjisine de hitap etmek istiyorsun. Görüyorsun ya bu ikisi birlikte çalışır.
Şimdi hayatındaki herhangi bir sorunu al - sırt ağrısı. Sırtla ilgili sorunlar- neyle alakalıdır? (çeşitli cevaplar)
RUPERT: Bir şeyler taşımaktan.
ADAMUS: Çok taşımaktan, Rupert. Çok taşımaktan. Çok fazla sorumluluk. Başkaları veya kendin veya veçhelerin adına çok sorumluluk alıyorsun. Bu ne yapıyor? ( ağır bir yük taşırmış gibi çömelir) bunu. Evet, şimdi, kesinlikle, bunu için tedavi görmeyi isteyeceksin; ama enerjik nedenine de bakmak istiyorsun. Buna neden olan şey nedir?
Enerjik sebepler - ve birçoğunuz “Bu nasıl yapılır bilmiyorum” diye düşünüyor- çok basit ve kolay. Gerçekten karmaşık değiller. Bunu ortaya çıkarmak için filozof veya medyum veya başka bir şey olmanız gerekmiyor. Gerçekten zor değil.
Geçen akşam programda söyledim - birçok kişiyi şaşırttı - dedim ki, “Her hastalık bir alerjidir”. Her şey. Eğer sizde bunlardan bir tane varsa - bir hastalık veya rahatsızlık- bu bir alerjidir.
Artık, biliyorum… Bunun provokatif olduğunu söylemiştim. Gerçekten, bunun için bana inanır mısın? (Adamus kıkırdar)
SART: Saçmalık!
ADAMUS: Saçmalık, evet. (Adamus ve izleyiciler güler). Ama içinde çok fazla, çok fazla gerçeklik var. Alerji bir şeye direnç, bir şeyden uzaklaşmaya çalışmak ya da uyumsuz enerjiler demektir. Serbest bırakmaya ya da hapşırarak dışarı atmaya çalışarak verdiğimiz tepkilerden oluşur. Öyleyse her hastalık bir şeye olan dirençle ilgilidir - bir şeye, insan olabilir ya da kendinizi sevmeye direnç gösteriyorsunuzdur- herhangi bir şeye.
Bu yıl sizden altta yatan enerjik nedenlere bakmanızı istiyorum. Çevrim içi forumlarda veya ne varsa birlikte çalışın, çünkü bazen tıkanacaksınız ve “Çok yakın. Çıkaramıyorum. Aslında orada ne var?” diyeceksiniz.
Eğer kurdeşeniniz varsa, sürekli bir kaşıntı gibi, hiç gitmeyen, bu nedir?
SHAUMBRA 3 (kadın): Kuşku.
ADAMUS: Pardon?
SHAUMBRA 3: Kuşku.
SHAUMBRA 4: İrritasyon.
ADAMUS: Evet, tahriş. Evet, evet, ama neden?
SHAUMBRA 4: Birçok şey.
ADAMUS: Evet. Genel olarak -evet- genellikle kuşku. Bu bir alerjidir ama genellikle kuşkudur. Eski şeyleri serbest bırakmaya çalışan, bedeninizin bir kısmıdır ve temelde siz buna engel oluyorsunuzdur. Yani büyük bir tahriş olacak. Doktora gidebilir ve üzerine krem sürebilirsiniz ve gerçekten bazı zamanlarda tahriş geçer veya geri gelir. Fakat ondan kurtulursanız, eğer altında yatan nedeni bulamazsanız, sonra ne olacak? (birisi “Geri gelecek” der) Başka bir şey olarak geri gelecek, başka bir yerde, daha derinde olabilir, daha ciddi olabilir, başka bir şey olarak gelecek. Eğer bu kuşku enerjisi sizin tarafınızdan belirlenmezse, baş ağrıtan bir meseledir, kötü bir öksürük olarak geri gelebilir. Kötü öksürük.
Bu arada, boğaz sorunları, nedir? Enerjik olarak, ne oluyor? Konuşamamak. Kendini ifade edememek. Açılamamak. Bunu atlatabilirsin, Shaumbra, bunu aşabiliriz, çok basit şeylerin listesini yapabiliriz - yazmaktan bahsetmiyorum, yine, ciltlerle - ama sadece bazı basit temel şeyler, enerji konuları adlandırılmalıdır.
Öyleyse bu yıl, olaylar olurken, basit ve kolay olsun. Altında yatan konulara bakın. Doğrusal yoldan çıkın. Etrafınıza bakın. Derinlere inin ve iyice araştırın. Aslında neler oluyor? Delirmenize gerek yok; oldukça basit.
Öyleyse derin bir nefes alın.
Bugün yapmak istediğimiz iki şey daha var. Hiç zaman yetmiyor. Hiç.
Kuşku Hakkında
Şimdi, size bir örnek vermek istiyorum. En son toplantımızda bunun hakkında konuşmuştuk. Sanırım, Edith, sen sormuştun ve soru kuşku ile ilgiliydi. Doğru mu?
EDITH: Geçen sefer sorduğum soru veçheleri ve geçmiş yaşamları temizlemek ve…
ADAMUS: Ah, mikrofon, herkes duysun seni.
EDITH: Hepsini tekrarlamamı mı istiyorsun? (kıkırdar) Belki kuşku ile ilgili soruyu hatırlamıyorum. Hatırladığım bütünleşen veçheler ve geçmiş yaşamları temizlemekle ilgiliydi.
ADAMUS: Geçmiş yaşamlar, evet. Tamam. Güzel. Şimdi bunu ele alacağız ve bunun hakkında konuşacağız, çünkü kuşkuyla alakalı ve ben bununla ilgili bir formül yapacağım demiştim. Bu sıradan bir formül değil, ama bir örnek. Öyleyse…
LINDA: Şimdi bir Rüya Yürüyüşü yapacağız.
ADAMUS: Elbette! 32 dakika içinde veya daha kısa.
Öyleyse başlayalım ve Linda, desteğimi alabilir miyim?
LINDA: Oh, hangisi? (izleyici der “Kılıç”) Oh! Oh! Oh!
ADAMUS: Kılıçtan daha iyi. Kılıçtan daha iyi.
LINDA: Oh, evet efendim! (Linda hediye paketi rulosu olan, desteği verir)
ADAMUS: Öyleyse destek - bir şeyi göstermenin bir yolu. Bu formül olacak.
Burada ne var, herkes görsün, bir hediye paketi rulosu. Hediye paketinden yapılmış bir tüp, üzerinde güzel güller var. Gülün meyvesi gibi. Herkes gördü mü? İyi. Güzel. Getirdiğin için teşekkürler Linda.
Bu güzel benzetme, güzel bir benzetme çünkü insanlar bir tüpte yaşıyor, bunun içinde yaşıyor. Görmedikleri - birçok şeyi görmüyorlar. Öncelikle, bir tüpün içinde yaşadıklarına inanmıyorlar. Her şeyin bu kadar olduğunu düşünüyorlar. Yani tüpün içinde yaşarken, ne görüyorlar ( bir sürü cevap )
LINDA: Kısıtlı vizyon.
ADAMUS: Çirkin bir karton. Şahsiyetsiz, biraz çirkin. Dışını görmüyorlar ki, çok güzel bir kaplama. Tüplerinin, doğrusal gerçekliği temsil ettiğini - doğrusal gerçeklik - görmüyorlar, tüpün hediye kâğıdı ile kaplı olduğunu görmüyorlar, güzelim kâğıt. Yani hayatın bir hediye olduğunu görmüyorlar. Onlar için çok güzel bir hediye. Bu tüpün içinde yaşadıkları için- bu tüpün sonsuza kadar devam ettiğini hayal edin- ezelden gelip ebediyete gidiyor- burada içeride yaşadıkları için, bu odadaki hiçbir şeyi görmüyorlar. Bunun içinde kapana kısılmışlar ve Pete’i görmüyorlar. Vince’i görmüyorlar. Joycu’u veya hiç kimseyi göremiyorlar. Tüpün içinin gerçeklik olduğunu sanıyorlar.
Daha önce enerji, kuşku, bilinç, genişleme ile ilgili bu formül hakkında konuşuyorduk. (Linda’ya) şunu biraz tutabilirsen, tüpü burada tut. Yani siz şimdiki andasınız (Adamus çizer), bu tüpün içinde yaşıyorsunuz, deneyimliyorsunuz ve deneyim sonunda size bilgelik veriyor.
Yani buradasınız ve denklemin ikinci kısmı Seçim ile ilgili. Bir Seçim yapıyorsun. Bunu geçen ay bunun nasıl işlediğine dair konuşmamıza bağlıyorum, enerjinin nasıl her şeyi etkilediğine.
Bir Seçim yapıyorsun ve diyelim ki bu, Seçimin gerçekliğini genişletmek. Seçim, her yerden onu desteklemek için anında enerji çekmeye başlayacak. Teorik olarak, tüpün - ( biraz daha çizer ) sen burada tüpün içindesin - teorik olarak, şimdi genişlemeye başlar, büyüyerek ve sonunda çözünür. Tüpün çözünür. Yani buradan başlayarak ( tüpün bir ucundan ) giderek büyür ve büyür, çünkü senin Seçimin bilicini ve farkındalığını genişletmektir.
Şimdi, eğer bu çizimde dikkat ettiyseniz, tipik perspektife terstir. Başka bir deyişle, deneyim sürecinde ilerledikçe, açılır ve sonunda çözünür. Tipik olarak, perspektifte, yolculukta giderken, uzakta bir varış noktası veya sonsuza giden bir nokta olur ( “perspektif”i olan bir tüp çizer ).
Burada Seçiminle birlikte, enerji çekerek ve sonunda genişleyerek ilerliyorsun. Şimdi kuşku hakkındaki soru gelir. Kuşku ile ne olur? Şüphe doğal olarak hareket etmesi gereken enerjileri bastırır veya uzaklaştırırDolayısıyla, şüphe, sonunda size daha fazla deneyim ve bilgelik verecek seçimi destekleyen enerjiyi azaltacaktır.
Temel olarak formül: Şu an + Seçim = Enerji ve sonra Genişleme’dir. ( Adamus Ş+S=E G yazar ). Kuşku devreye girdiğinde, enerjiyi denklemden çıkartır veya onu genişleme olmayacak bir noktaya baskılar veya genişleme doğrusal tüpte olur ve aslında genişleme olmaz. Sadece burada ilerlemeye devam edersiniz.
Evet, sevgili dostlar, sonuçta kuşkunun gelen enerjiler üzerinde belirgin bir etkisi var. Kuşku sizden gelir. Başka bir yerden gelmez. Yani bu yıl da, derin bir nefes alın ve kuşkularınıza bakın. Enerjilere neler yaptığına bakın. Sizi nasıl doğrusal bir tüpün içinde tuttuğuna bakın.
Kuşkudan kurtulduğunuzda, daha fazla enerji çekeceksiniz, daha basit enerji, daha kolay, daha etkili.
Kuşku aslında… Burada önemli bir noktayı unuttum. Bütün bu benzetmede, bu tüp- yeni bir sayfa almam lazım- bütün bu benzetmede, sahip olduğunuz tüp, zaman ve uzayda var oluyor.
Zaman ve uzay bu tüpü gerçeklik yapıyor. Onu burada tutuyor. Seni burada tutuyor. Yani sen daha az kuşku ile daha fazla enerji çektikçe, tüm zaman ve uzay kavramını şişirmeye başlar.
Zaman ve uzay bir noktaya kadar zekice yaratılardır. Onlardan kurtulduğunuz bir nokta vardır. Daha önce de söylediğim gibi, katmanlara ve seviyelere bakma başladıkça, birden zaman ve uzayı bir ölçü aleti ve sizi bu gerçeklikte tutan araçlar olarak kullanmazsınız. Onlardan genişlemeye başlarsınız.
Kuşku, zaman ve uzay denklemini gerçekliğinize geri getirecektir. Kuşku sizi zaman ve uzaya geri getirir. Zaman ve uzayla ilgili tartışmamıza, size nasıl hizmet ettikleri ve artık aslında neden hizmet etmedikleri hakkında, bir sonraki toplantımızda devam ederiz.
Zaman ve uzay… Onların ötesine geçmek romantik geliyor. Aslında biraz ürkütücü. Aslında zaman ve uzayın ötesine geçmek korkutucu olabilir çünkü birden tüpünüz - ( Linda’ya ) tüpü şimdi tutuyorsun - birden, tüp artık yoktur veya artık içerden bakarken sahip olduğunu düşündüğünüz özelliklerine sahip değildir. Birden, genişler. Aniden, artık doğrusal bir yol değildir; birçok yöne süzülmektedir. Aniden, önceden olduğu gibi bu gerçekliğe bağlı veya kısılmış değilsinizdir.
Bu Yükselmiş Üstatların özellikle zorlandıkları şeylerden birisi - cinas yapmıyorum- ama bütün bu zaman ve uzayın ötesine geçme kavramı konusunda zorlandılar. Yani daha fazla bilinç istiyorsunuz, daha fazla enerji ve bütün bunların hepsini istiyorsunuz ama onlar bu tüpün içine sığmayacak. Tüp zamanlar ve uzayla tanımlanmış ve belirli bir enerji denklemidir.
Biz bunun ötesine geçeceğiz ve lütfen bunu saklayın. Bunu kullanmaya devam edeceğiz.
LINDA: Oh, kâğıt tüpümü saklamalı mıyım? Tamam.
Konuyu değiştirirken derin bir nefes alalım. David, bununla işimiz bitti, yardımcı olursan. (David kâğıt tahtayı kaldırır)
Derin bir nefes alalım.
Toplantımıza Aandrah ile nefes alarak başladık. Teşekkürler.
LINDA: Rica ederim...
ADAMUS: Gerçekten bu enerjileri getirerek, siz ona ne diyorsunuz, topraklayarak ve gerçekten onları bu gerçekliğe getirerek.
Şimdi sizin ruh dediğiniz şeyler ile bağlanmak hakkında konuşacağım - ben potansiyelleriniz ve bilgelik diyorum. Onları bu gerçekliğe getirmek, hayatınıza almak, ne kadar olursa...
SART: Saçmalık.
ADAMUS: … hayatınızda ( kahkahalar ). Ruhunuz, potansiyeliniz, bilgeliğiniz olduğu ( Sart ve seyirciler “Saçmalık” der, Adamus güler ) gibi görünmez. Sart, sanırım bundan sonra burada oturman gerekecek. O zaman seni tekmelerim veya dürterim.
Bu o yıl, bilgeliğinizi ve potansiyellerinizi, ruhunuz olarak bilineni, gerçekliğe gerçekten davet etmek için yüksek potansiyel fırsatı. Bunu yapabilmek, zihnin ötesinde, kendine güvenerek; zihnin ötesine giderek, ruhu tanımlamaya çalışacağım, çünkü eski tanımları kesinlikle pencereden dışarı atabilirsiniz. Bu, zihnin ötesinde bir şey olduğuna güvenmekle ilgili, gerçekten burada olmak, burada sizinle birlikte olmak isteyen bir parçanızın olduğu ile ilgili.
Öyleyse bugün farklı bir Rüya Yürüyüşü yapalım. Kendinizin tüpün ötesinde, başka katmanlara genişlemesine izin veren…
(sessizlik)
… kendinizi açmaya izin verin ama bu sandalyeleri terk etmeden. Bunu yaparken de, bir çeşit davetiye yaratın. Bir kadeh gibi. Açık kollar gibi…
(sessizlik)
… yıllardır oluşan bilgeliğinizi davet eden, hep orada olan potansiyellerinizi davet eden, Ateş Duvarından geçtiğinizden beri, ve bu gerçeklikte sizinle birlikte olmak isteyenleri davet eden...
Buraya geldiniz, diyelim ki, ruhunuzun önünde. Önce buraya geldiniz, bedeni hazırlamak için, çevreyi hazırlamak için, gerçekliği, ve şimdi zamanı geldi, bu yıl, ruhu gerçekliğe davet edeceğiz.
Bazılarınız bunu, insan benzeri özellikleri olan muhteşem bir varlık olarak algılayacak ve bu güzel, çünkü gelişiyor, genişlemeye devam edecek.
Bazılarınız hatta ruhunuzu buraya, bu gerçekliğe davet etme konusunda biraz gergin olacak- bu oldukça yoğun ve sert - ama geçekten burada sizinle birlikte olmak istiyor. Parçanız burada sizinle olmak istiyor. O da tüpün içinde olmanın, doğrusal gerçekliğin içinde olmanın nasıl olduğunu hissetmek istiyor. Burada tuzağa yakalanmayacak. Yakalanamaz. Yakalanamaz. Burada takılı kalmak onun için çok basit bir şey. Bu onun için bir tuzak olamayacak kadar basit.
Şimdi, derin bir nefes alalım, RüyaYürüyüşü’ne…
Derin bir nefes al farkındalığını genişleterek… ruhuna bir davetiye yaratarak, bilgeliğine, potansiyellerine, burada olması için.
Çoğu zaman, en yüksek potansiyeller davet edilmemiştir. Çoğu zaman en yüksek potansiyellerinizi elinizdeki en iyi kartlar gibi tutarsınız, en uygun zaman için. İşte şimdi uygun zaman.
Derin bir nefes alalım. ...ruhunu burada olması için davet ederek, beklentisiz, bu arada. Beklenti olmadan ruhun geleceğini beklemeden ve seni anında zeki veya akıllı veya daha genç veya daha zengin yapacağını beklemeden...
Ruh sadece burada seninle birlikte olmak istiyor. İçinde, sevgili dostum yeni bir yol yaratıyor, tüpün dışına genişlemenize yardımcı olacak.
Öyleyse, bu yıla başlarken derin bir nefes alın.
Hafif bir müzik çalalım ve şimdi şimdi sadece sen ve senin ruhun arasında.
[MÜZİK BAŞLAR - Gayatri Mantra ( sanatçı bilinmiyor )]
Davet…ruhunuza... burada olması için, seninle müzik dinlemesi için…
…bu gerçeklikte olmanın nasıl olduğunu hissetmesi için…
( her cümle arasında derin duraklamalar, güzel müzik çalmaya devam eder )
Ruhunuza nazik bir davet…
Bu sizin bilgeliğiniz…
Sizin potansiyelleriniz…
Nefes almaya devam edin... Devam edin...
Ruhunuzu karşılayın…
Ruhunuzun size konuşmasına, sizinle paylaşmasına, izin verin. Tüpün dışında olmak nasıl, hediye paketi ile birlikte olmak...
Bırakın size hediye paketini anlatsın… Tüpün dışındaki gerçekliği…
( müzik yavaşça kısılmaya başlar )
Derin bir nefes alın…
Hediye…
Kendinizi davet edin… Ruhunuzu, bilgeliğinizi, potansiyellerinizi, Ben’imliliğinizi tüpün içine davet edin, belki de bu gerçekliğe davet, kendinize verebileceğiniz en büyük hediye.
Derin bir nefes alın.
Biliyorum, bazılarınız “ Ama ben bir şey hissetmedim ” diyecek. Bunları geçin. Kesinlikle bir şey hissedeceksiniz.
Bir Seçim yaptınız. Bu şimdi hemen olacak anlamına gelmiyor ama süreç başladı. Kendinize verebileceğiniz en yüce hediye - Kendinizi burada olmaya davet etmek.
Daha önce de söylediğim gibi, bazen olaylara her iki yönden veya farklı katmanlardan bakmak gerekir. Her zaman bunu gerçek olarak almayın. Çoklu katmanlardan bakın.
Yani ruhunuzu katılmak üzere buraya çağırdınız. Uzun zaman oldu. Çok, çok uzun zaman onu uzakta tuttunuz, sonunda, “İçeri gel. Hazırım. Neden olmasın? Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.
Gelin. Burasının harika olduğunu düşünüyorsanız, buraya gelin ve biraz vakit geçirin!”
Komik bir şey oldu. Olaylar her zaman göründüğü gibi değildir. Komik bir şey oldu. Toplantının başında bu hassas enerjiler hakkında konuşmuştuk. Diğer insanlara neler söyleyeceğiniz, bir insana bu yıl hakkında neler diyeceğinizi konuşmuştuk. Farklı şeylerin listesini yaptık ki bunları tabii ki yayınlayacağız.
Sadece bir an kendinizin ruh olduğunu düşünün; siz dışarıdan tüpün içindeki insana öğüt veriyorsunuz, bütün bunları kendinize verdiğinizi düşünün. Siz, o insan vehçesine bunu veren tanrısal bensiniz.
Hmm. Biraz kafanız mı karıştı? Ya burada oturup tanrısalı davet eden insan olmasaydı da tam tersi olsaydı? Ya burada oturup listeyi yapan insan olmasaydı da, onlar tanrısallıktan gelseydi?
Bu yılın anahtar noktası - hiçbir şey normal olmayacak. Hiçbir şey sıradan olmayacak. Hiçbir şey daha öncekiler gibi sonuçlanmayacak.
Büyük bir yıl bekleyin, sevgili dostlarım ve bütün bu zaman zarfında tüm yaradılıştaki her şeyin iyi olduğunu düşünün.
Öyleyse, Ben Adamus, hizmetinizdeyim. Teşekkür ederim.
Tobias, Adamus Saint Germain ve Kuthumi lal Singh’in katılımıyla gerçekleşen Kırmızı Çember Materyalleri, Ağustos 1999’dan beri bedelsiz olarak sunulmaktadır.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçecek ilk kişiler arasında bulunan ve Şambra denen insan meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Onlar yükselişin sevinçlerini ve zorluklarını deneyimlerken, içlerindeki Tanrı’yı keşfetme yolculuğunda olan diğer insanlar için de bir Bayrak haline gelmekteler.
Kırmızı Çember her ay Colorado’nun Denver bölgesinde toplanmaktadır ve Adamus, Geoffrey Hoppe aracılığıyla son bilgileri sunmaktadır. Bu Kırmızı Çember toplantıları genele açıktır ve isteyen herkes katılabilir.
Eğer bunu okuyorsanız ve bir bağlantı hissediyor ve gerçek olduğu duygusuna kapılıyorsanız, gerçekten de Şambra’sınızdır. Benzer insanlar ve melekler için bir öğretmen ve rehbersinizdir.
Şu anda ve gelecek tüm zamanlar için içinizdeki tanrısallık tohumunun çiçek açmasına izin verin. Asla yalnız değilsiniz, çünkü dünyanın her yanında aileniz ve çevrenizdeki alemlerde melekler var.
Bu metni, ticari olmaksızın, bedelsiz olarak özgürce paylaşabilirsiniz. Lütfen bilgiyi bütün olarak, ve bu dip notlar dahil paylaşın. Her türlü farklı bir kullanım için yazılı olarak Geoffrey Hoppe,
Golden, Colorado’dan onay alınması gerekir. İletişim için aşağıdaki web sitesine gidin:
www.crimsoncircle.com
Telif Hakkı 2010 Geoffrey Hoppe, Golden, CO 80403