KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ
Umudun Kanatlarında
ŞAUD 4 - Geoffrey Hoppe tarafından yapılan ADAMUS SAINT-GERMAIN kanallığı ile 4 Ocak 2025 tarihinde Crimson Circle'ye sunulmuştur.
www.crimsoncircle.com www.kirmizicember.com
Ben Benim, Egemen Alan'dan Adamus.
Hepiniz hoş geldiniz. Yeni bir yıla hoş geldiniz. Ah! görüyorum ... (seyirciler “Mutlu Yıllar” tezahüratları ve alkışlar)
Ahh! Ne grup ama. Sadece Şambra! Sadece Şambra! Işıkları kapatmadan önce bir seyirci fotoğrafı daha çekelim. Evet. Neden buna şimdi ve bir yıl sonra bakmıyorsunuz (kahkahalar) ve aradaki farkın ne olduğunu görmüyorsunuz!
Bu büyük bir yıl ve son zamanlarda Şambra'ya, hepinize biraz baskı yapıyorum, sorunları bir kenara bırakmalısınız diye. Onlar sadece hikayelerdir, anlıyor musunuz? Kötü çocukluğunuzun ya da kötü ilişkinizin ya da her ne ise onların hikâyeleri. Kurban olmakla ilgili sorunlarınız olabilir, her ne ise. Bunların son kalıntılarını da temizlemeliyiz, gerçekten temizlemeliyiz çünkü bundan sonra her şey o kadar hızlı ilerleyecek ki - demek istediğim, henüz gezegende hızın ne olduğunu bile görmediniz - ve bu sorunların hepsini beraberinde taşımak çok sıkıcı, çok acı verici. Bu ekranı öldürebilir miyiz lütfen? Öldürülmedi ama kapatıldı (Adamus kıkırdar).
Onları yanınızda taşıyamazsınız. Bırakmanız gerekir ve bu aslında oldukça kolaydır. Bunu söylediğimde bazılarının alındığını biliyorum ama bu oldukça kolaydır. Sadece şu seçimi yaparsınız: “Tüm bu şeylerin gitmesine izin vereceğim.” Bunu yaptığınızda, tüm o unsurların ortaya çıkıp sizinle savaştığını hissedebilirsiniz. Sisteminizden çıkan bütün o çamurun yarattığı telaşı hissedebilirsiniz. Bir ya da iki hafta boyunca hasta olabilirsiniz. Bu iyidir, çünkü o şeylerin gitmesine izin vermelisiniz.
Yaptığımız işte nereye doğru gittiğimizi bugün merabh yaptığımızda daha iyi anlayacaksınız. Nereye gidiyoruz - ve Cauldre “ iş” kelimesini kullandığım için beni azarlıyor. Bu bir iş, ama bu massion (misyon-tutku). Neden burada olduğunuzun gerçek tutkusu. Buna iş diyeceğiz ama şu anda yapmak için burada olduğumuz şey çok önemli. Bu, sadece dostane bir New Age grubu, ruhani çalışma ya da felsefi çalışma grubu değil. Biz bir misyon için, bir şeyler yapmak için buradayız. Bu yaşamda buraya bu yüzden geldiniz, bu yüzden pek çok saçmalığa katlandınız. Ama şimdi bunları bırakma zamanı. Bırakmanız gerekecek ve bugün konuşurken bu konuya daha fazla değineceğiz. Herkese mutlu yıllar. Mutlu yıllar, 2025. Siz başardınız.
Neredeyiz
Daha ileri gitmeden önce, tam şu anda kendinizi hissetmenizi istiyorum. Tam şu anda, bu ‘Şimdi’ anında her nerede olursanız olun, sadece bir an için hissedin. Çok fazla söze ihtiyacınız yok. Sadece hissedin.
(duraklama)
Bazen başınızın belaya girdiği yer, duygularınızı kelimelere dökmeniz gerektiğini düşünmenizdir. Gerekmez. Sadece hissedin.
(duraklama)
Bütün o kelimeler olmadan, sadece hissetmek konusunda rahat olun.
(duraklama)
Şimdi, bir yıl sonraki kendinizi hissetmenizi istiyorum. Yeni Yıl 2026, bundan bir yıl sonra. Bu zihinsel bir imaj yaratmaya çalışmakla ilgili değil. Kendinizi hissedin.
(duraklama)
Ve o benliğin şu anda, 2026'da sizinle birlikte olmasına izin verin. İyi haber şu ki, bundan bir yıl sonra (Adamus kıkırdar) başardınız ve her şey oldukça farklı olacak. Bunu hissedin.
(duraklama)
Birkaç yıl önce Kuthumi şöyle demişti: “Siz zaten aydınlandınız. Sadece şimdi oraya nasıl ulaştığınızı deneyimliyorsunuz.” Bir bakıma zaten 2026'dasınız ve şimdi oraya ulaşmak için bu yıl ne deneyimleyeceksiniz? Ne kadar farklı olacaksınız? Bir an için bunu hissedin.
(duraklama)
Ve şimdi daha önce bahsettiğimiz o şeyi, kendinizi, çocukluk sihrinizi hissedin (Çocukluk Sihri için Rüya Yürüyüşü'ne atıfta bulunuyor). Belki üç yaşındayken, Yeni Yıl'ın ilk kez farkına vardığınızda, gözleri kocaman açılmış küçücük bir çocukken kendinizi. Sanki Noel tatilini yeni bitirmişsiniz ve şimdi herkes Yeni Yıl'ı kutluyor. Ve siz de, “Yeni yıl nedir? Nedir bu?” “Bir yıl nedir?” diye sormanın güzel bir masumiyeti var.
Kesinlikle büyülü olan o parçanızı hissedin. Çocukluk büyüsünü engelleyen tüm o filtrelere ve perdelere sahip değildiniz.
Bazılarınızın “Ben hiçbir şey hatırlamıyorum” dediğinizi biliyorum. Saçmalık (Adamus kıkırdar). Hatırlayın. O oradaydı. Siz sadece onu engellediniz. Oysa bu güzel bir anı ve bunu uydurmuyorsunuz. Yaptığınız diğer şey , “Oh, bunu sadece uyduruyorum.” demeniz. Hayır, uydurmuyorsunuz.Küçük bir çocuk olarak, her biriniz, bu gezegene diğer alemlerle bağlantı kurma yeteneklerinizle birlikte harika hediyeler getirerek geldiniz. Bunu hissedin, belki iki, belki üç, belki dört yaşındaki o küçük çocuğu. Bazılarınız yavaş öğreniyor, 14, 15'ine kadar da olabilir (kahkahalar). Ama o sihri hissedin.
(duraklama)
Neredeyse - yani aslında neredeyse değil - gerçek dünyadan daha gerçek bir dünyaydı. Zihinsel dünyaya, doğrusal dünyaya uyum sağlamayı öğreniyordunuz. Çocukluk sihriniz gerçekti. Çok ama çok gerçek olan varlıklarla konuşuyordunuz. Bunu şimdi, tam şimdi, 2025'e başlarken, önümüzdeki yılla bağlantı kurarken geri getirin. O geri geliyor, onunla bağlantı kurma yeteneği ve onu “ uydurmuyor ” olmak. O çok gerçek.
Ve belki de bu sefer tek boynuzlu atlar olmayacak. Belki küçük elf figürleri olmayabilir, ama bu dünyanın ötesi var. Çok, çok gerçek olan dünyalar var. Çok gerçek. Bunun hakkında daha fazla konuşacağız, ama bunun şiirsel bir kısmı var, “ Büyülü varlık olarak kendim.” Çok şiirsel, çok yaratıcı, çok güzel ama aynı zamanda fiziğin de bir parçası. Şimdi, sadece ona dokunuyorlar, bu gerçekliğin dışında var olan alternatif gerçekliklere. Bu şu anda bir teori, ancak kuantum fiziği çalışmaları sayesinde bunun potansiyel olarak çok gerçek olduğunu öğrenecekler. Var olan ama birbirlerinden asla haberdar olmayan alternatif gerçeklikler.
Ama nereye gidersek gidelim, siz bunun farkındasınız. Başka gerçekliklerdeki kendinizin farkındasınız ve bunun en önemli örneklerinden biri de rüyalarınızın yoğunlaşması. Çok fazla şikâyet alıyorum. Benim bir şikayet kutum var (bazı kıkırdamalar). Evet. Uzun zamandır ona bakmadım (kıkırdamalar), çünkü hep dolu. Bu gece onu boşaltabilirim ama sabaha yine dolmuş olur. Ama, hayır, sorunlardan biri de şu: “Adamus, tüm bu rüyalar neden? Neden tüm bu yoğunluk - gece boyunca uyuyamıyorum.” Rüya döngülerinden geçiyorsunuz. Ve tüm bu rüya döngülerinden geçerken, geçmiş yaşamlarınızla ilgili rüya görmekten tutun da, geçmiş yaşamlarınızın aslında Aydınlanmalarından geçmesine kadar her şeyi görüyorsunuz; onları bir tür hikaye olarak, onların hikayesi olarak görüyor ve onlarla ilgili rüya görüyorsunuz.
Sorun şu ki şu anda zihniniz sembolleri hala tuhaf şekillerde yorumluyor ama rüya görüyorsunuz. Ortaya çıkan bu. Geçmiş yaşamlarınıza neler olduğunu deneyimliyorsunuz - ya da belki gözlemlemek daha iyi bir kelime - gözlemliyorsunuz.
Şu anda orada bulunan alternatif gerçekliklerle bağlantı kurduğunuz başka rüya hallerine giriyorsunuz. Bunların çoğu gerçekten o kadar da önemli değiller. Onlara takılıp kalmayın çünkü bin ya da daha fazla alternatif gerçeklik yaşıyor olabilirsiniz ve bunların birçoğu yalnızca ikincil önemdedir. Ancak önemli olan, bunların gerçekleştiğini ve birbirleriyle bağlantılı olabileceklerini ve uzun zamandır bahsettiğimiz o Ve'nin içinde olabileceğinizi anlamaktır.
Alternatif gerçekliklerden bazıları çok güzel ve potansiyel olarak da çok önemli, çünkü görüyorsunuz, hiçbir şeyin değişemeyeceğini düşünerek belirli bir yolda, belirli bir patikada ilerliyorsunuz. Bu yolda ilerlerken sadece küçük iyileştirmeler yapabileceğinizi düşünüyorsunuz. Oysa alternatif bir gerçeklik var - buna neredeyse bir rüya hali diyebilirsiniz, ancak bir rüyadan çok daha gerçek - ve aslında içinde var olduğunuz, sihirli sonuçların olduğu alternatif bir gerçeklik. Ve “sihir” diyorum, bilirsiniz, bunu söylemenin diğer bir yolu da kuantum fiziğinde var olan, erişebileceğiniz diğer gerçekliklerdir, onlar da sizsiniz - başka biri değil, onlar sadece ruhunuzun daha fazla hikaye anlatması değildir, aslında onlar sizsiniz - ve onlara bağlanabileceğinizi ve onları yaşayabileceğinizi hayal edin. Yani, içinde yaşadığınızı hayal edin. Artık sadece tekil bir boyutta sıkışıp kalmayın.
Her şeyin temelinde ışık vardır. O gerçekliklerde de her şey ışığa dayanıyor ve tam da bu nedenle - Jami'nin Merlin Metafiziği'nde 2044 yılından söz ettiği günü hatırlayın, o 2044 yılından geliyordu ama günümüzden yedi, sekiz yıl sonra ne olacağından da bahsetmişti. O seanslardan sonra Cauldre gülerek beni azarladı ve “Eh, tüm bunların birkaç yıl içinde olacağı ve tüm dünyanın değişeceği ne güzel bir peri masalı” dedi. Aslında olabilir, çünkü o yolda ilerleyen alternatif gerçeklikler zaten var. Tek gereken ışık. İşte bu kadar. Tek gereken ışık. Işık elbette hayal gücüdür ve ışıkla inanılmaz şeyler yapılabilir.
Bilim şimdi birazcık, birazcık, birazcık anlamaya başlıyor, ama daha gidecek yolları var. Shoud'larımıza ve atölye çalışmalarımıza gerçekten kulak vermeleri gerekiyor. Onlara hızlı yolu gösterebiliriz. Bunu hem şiirsel bir yaklaşımla hem de bir tür hikaye anlatımı yaklaşımıyla yapıyoruz ama burada yaptığımız şey aynı zamanda kuantum fiziğidir. Kuantum fiziği. Hepiniz fizik doktoralarınız var, çünkü yepyeni yerlere gidiyoruz.
Neyse, devam edelim.
Bu yıl saçmalıkları bırakmak çok önemli ve eğer görürsem sizi uyarırım. Neden ona tutunuyorsun? “Ona tutunmuyorum. Sadece beni bırakmıyor. Beni kovalıyor.” diyorsunuz. Hayır, hayır. Ona tutunuyorsunuz. Sizi bu konuda uyaracağım. Unutmayın, bunu mayko ile ilgili olarak yapardım. Makyo'nun çoğu gitti ama siz hâlâ bir şeyleri peşinizde sürüklüyorsunuz. Onların hiçbiri size ait değil. Onlar sadece hikayedir ve hikayeyi değiştirebilir ve tüm o saçmalıkları bırakabilirsiniz. Ve eğer yapamayacağınızı, bunun sizi aştığını düşünüyorsanız, kendinize bunun neden hala hayatınızda bir rol oynamasına izin verdiğinizi sormanız gerekir. Onlardan bir şeyler elde ediyor olmalısınız.
Bu yıl yapmamız gereken çok fazla iş var ve bunu yapmak için sizin gibi çok adanmış bir grup gerekiyor. Kırmızı Çember’e girip çıkan insanlar olduğunu fark ediyorsunuz. Bilirsiniz, ışık onları çeker, içeri girerler ve “Vaaavv!” derler. Bu onlara uygun değildir, çünkü biz çok fazla kumbaya tarzı şeyler yapmıyoruz, doğrudan doğruya konuya giriyoruz. İşte bu yüzden buradasınız ve bu şu anda çok önemli.
Bu Yılın İki Büyük Atılımı
Bilimde, fizikte ve hemen hemen diğer her şeyde pek çok atılım olacak. ProGnost'ta bu konuda daha fazla konuşacağım, ancak 2025'te takip edilmesi gereken iki ana şey var. Bunlar önemli gazetelerin manşet haberlerinde yer almayacak ama yine de gerçekleşecekler. Teknik dergilere falan bakmanız gerekebilir ama iki büyük atılım geliyor.
İlki enerji ile ilgili. Enerji. Bu yıl serbest enerji konusunda büyük bir atılım olacak. Ve biliyorsunuz, bu - Cauldre ve Dr. Doug geçen gün telefonda bunun hakkında konuşuyorlardı - bu iyi bir haber. Serbest enerji. Düşünebiliyor musunuz? Arabanızı fişe takmanıza ya da benzin doldurmanıza hiç gerek yok. Sadece gidiyor. Bedava enerji. Şu anda dünyanın din dışındaki pek çok sorunu petrolden kaynaklanıyor. Ama dinlerin ve petrolün merkez üssünün hemen hemen aynı yerde olması komik değil mi (Linda kıkırdar).
Dünyadaki pek çok sorun tam da bu bölgeden kaynaklanıyor ve ülkenizin yeterince pay aldığından emin olmak istediğiniz uzun zamandır süregelen bir petrol meselesi var. Bu da pek çok savaşa neden oldu. Serbest enerjiyi hayal edebiliyor musunuz? Şimdi, 2025'te hemen kullanılmaya başlanacak diye bir şey yok, ama teknolojide çığır açacak bir gelişme olacak.
Bunun ne kadar yıkıcı olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Herkesin “Özgürlük! Özgürlük!”” diye bağırdığını biliyorum, ama bir saniye durun.
Ne pahasına? Dünya serbest enerjiye hazır mı? Dünya gerçekten hazır mı? Dünyadaki tüm benzin istasyonlarına ve şarj istasyonlarına ne olacak? “O fakir insanlara ne olacak? Belki de enerjiye sahip olmamalıyız, böylece onları istihdamda tutabiliriz.” Hayır. Bu aptalca bir düşünce (bazı kıkırdamalar). Onlara yapacak başka bir iş buluruz.
Ama diyelim ki önümüzdeki üç ya da dört yıl içinde bu serbest enerji mevcut olsaydı ne olurdu? Tamamen bedava olan enerji. Enerjiye bel bağlayan büyük şirketlere ne olur du? Onu kontrol için kullanan hükümetlere ne olur? “Hah, serbest enerji” diyen ilk kişiye ne olacak? Serbest enerjimi, sizin serbest enerjinizi çalmak için kullanacağım.” Ve olacak ilk şey de budur, çünkü “ Enerjinin sadece serbest ve kirletici olmaması yeterince iyi değil, aynı zamanda sizinkini ve sizinkini ve sizinkini de almalıyım, çünkü istiyorum ki...” - şey, ben değil (Adamus kıkırdar), ama birisi diyecek ki, “Hey, ben güç istiyorum ve kontrol istiyorum. Bu serbest enerji olayını ben yöneteceğim.” Yani, hayal edebilirsiniz. Ama gezegendeki gerçek serbest enerjinin atılımı - eğer hissederseniz - tam da burada. Bu, her şeyi değiştiren o dudak uçuklatan şeylerden biri.
İkinci şey, kulağa sıkıcı ve teknik gelebilir ama çok büyük, ve serbest enerjiyle bağlantılı. Kuantum bilgisayar. Şu anda, çipleriniz ve transistörlerinizle oldukça sofistike bir sisteminiz var ve küçük bir çipe kaç milyar transistör sığdırabilirsiniz? Bir çipe daha fazla transistör ekleme kabiliyetinin neredeyse sonuna geliyoruz. Yani, harika bir iş çıkardılar, ama belli bir noktaya gelindiğinde, bilirsiniz, daha ne kadar ekleyebilirsiniz?
Şimdi olan şey, kuantum bilgisayardaki atılımdır. Kuantum bilgisayarlar çiplere ve transistörlere dayanmıyor. Çok fazla elektrik ya da güce de ihtiyaç duymuyor. Kuantum bilgisayarı neredeyse zihnin işleyişine benzetebilirsiniz, ancak çok daha verimli, çok daha az karmaşık. Kendi kendine çalışıyor. Onu beslemek için büyük miktarda enerjiye ihtiyaç duymuyor.
Gezegenin şu anda yapay zeka ile ulaşacağı noktada, yapay zeka şemsiyesi altındaki her şey, çok büyük miktarlarda bilgi işlem teknolojisine, bilgi işlem gücüne ihtiyaç duyuyor. Devasa miktarlarda. YZ ile harika şeyler yapılabilir, ancak o büyük bir güç tüketicisidir, kastettiğim enerji gücü. Çok büyük miktarlarda işlem yapan büyük bir tüketicidir.
Bu yıl gerçekleşecek olan şey kuantum bilgisayarlarda bir atılımdır. Onu çalıştıracak elektriği üretmek için o kadar petrol gerekmeyecek. Bitcoin'in karşılaştığı sorunlardan birisi de bu. Bitcoin tam bir enerji canavarı ve tüm bu bilgileri işledikleri o sunucuları, o çiftlikleri çalıştırmak için giderek daha fazla kaynak bulmak zorundalar. Yapay zeka ile her oynadığınızda, muazzam miktarda enerji harcıyor. Ve şimdi olan şey, kuantum bilgisayarların ortaya çıkması, tamamen farklı bir teknoloji, tamamen farklı bir paradigma, yaklaşık olarak - ve Cauldre beni iki kez kontrol ediyor; o harika bir doğruluk denetleyicisidir (Adamus kıkırdar) - hayal edin, o, mevcut çiplerinizden ve transistörlerinizden yaklaşık bir milyon kat daha hızlı ve daha verimli olacak.
Şu anda işler gerçekten çok hızlı ilerliyor. Saniyenin çok küçük bir bölümünde trilyonlarca ve trilyonlarca bit ve bayt veriyi işleyebilen işlemciler var. Ama kuantum hesaplama ile bir milyon kat daha hızlı olduğunu hayal edin? Bu, aklın kavrayabileceğinin bile ötesinde bir şeydir.
Bu iki şey bu yıl gerçekleşecek - belki uygulama değil ama atılımlar olacak - ve bunun bu gezegen üzerinde önemli-çarpıcı bir etkisi olacak ve önümüzdeki birkaç yıl üzerinde de önemli bir etkisi olacak. Ve potansiyel olarak Jami'nin ortaya koyduğu, boş bir hayal gibi görünen tüm o senaryo üzerinde de çarpıcı bir etkisi olacak. Bilirsiniz, en azından büyük bir hayal gücünüz yoksa - Cauldre (birkaç kıkırdama) - bu büyük boş bir hayal gibi görünür, “Bu nasıl olabilir, ütopya ve bu?” Evet olabilir, çünkü tüm bunların özünde - kuantum bilgisayarların ötesinde, enerji atılımının ötesinde - henüz tam olarak çözemedikleri çok ama çok temel bir madde var, o da ışık. Bu atılımları gerçekleştirme becerisinde tüm farkı yaratan şey ışıktır. İşte siz de tam olarak bu yüzden buradasınız.
Serbest enerjiyi bulanların sizler olduğunuzu söyleyebilirsiniz, çünkü laboratuvarlarda bu konu üzerinde çalışan insanları etkileyen sizin ışığınız, sizin parıltınızdır. Çoğunun öyle büyük hayal gücü falan yok. Bilimin tüm amacı, bir şeyleri kopyalamaya çalışmanın ötesinde, bilimin amacı, bir şeyleri geçersiz kılmaktır. Bilim her zaman kendini sorgulayarak kasıtlı olarak kendini geçersiz kılmak üzere kurulmuştur. Bu iyi bir şeydir, çünkü “Tekrar tekrar geri döneceğiz, yeniden test edeceğiz, ‘Bu gerçek bir kavram mı’ diye yeniden doğrulamaya çalışacağız” der. Fizikte çürütülmüş harika kavramlar var, çok şükür. O dönem için uygun olsalar da şu an için uygun değiller.
Eğer fark etmediyseniz, tüm bunlar çok ama çok hızlı değişiyor. Tüm bunları fark etmeyen var mı (Adamus kıkırdar)? Değişmeyen tek şeyin kişisel hayatınız olduğunu söylüyorsunuz. Ama o da değişiyor. Sadece bir göz atın.
Yani, şu anda gezegende tüm bu değişimler yaşanıyor ve işte bu yüzden bundan sonra üzgünüm ama buradaki iyi adam olmayı bırakmak zorunda kalacağım (bazıları kıkırdar ve Linda yüksek sesle güler) ve sizi bu konularda uyaracağım. Artık buna ihtiyacınız yok.
Borç
Kısa süre önce I Am Debt Free'yi ( Borçsuzum) yayınladık. Bu biraz son anda oldu. Hikayeye göre, bundan çok, çok, çok daha güzel olan kütüphanemde oturuyordum (sahnenin arkasındaki resme bakarak). Çok daha büyük. Aman Tanrım, her yerde yiyecekler, beni bekleyen insanlar, şarap ve diğer her şey vardı (birkaç kıkırdama). Evet. Bir gece kütüphanemde oturmuş şöyle diyordum: “Shaumbra'nın nesi var? Ortada bazı tıkanıklıklar var. Bizi geride tutan şeyler var.” Demek istediğim, ilerlemek için duyduğunuz heyecanı hissedebiliyorum ama - ahh! - sonra ertesi gün, “ Offf! Tüm bu sorunlarım var, Adamus.” Püfff! diyorsunuz.
Böylece fark ettim ki sorun borç. Borç, sadece finansal borç değil. Aslına bakarsanız, finansal borç diğer borçların bir sonucudur. Finansal borç, vücudunuzdaki ağrılara benzer. Ağrılar sadece dengesizliklerin bir yansımasıdır. Yani, sadece ağrı değildir - dizleriniz kötüdür - bu size bir şey anlatır. Dengede olmayan başka bir şey vardır. Ağrı en son ortaya çıkan şeydir, en son meydana gelen şeydir. Bedeninizde ortaya çıkar. Finansal borç, finansal olarak - ah, “aptal” diyecektim ama Cauldre “aptal” dememe izin vermedi. O yüzden finansal açıdan olgunlaşmamış olduğunuz için değil diyeceğim. Çünkü diğer tüm borçlarınız, diğer tüm dengesizlikleriniz eninde sonunda mali durumunuzda ortaya çıkıyor. Yani, bu çok basit, Enerji 101. Eninde sonunda mali durumunuza yansıyor.
Birçoğunuz paraya ve iş dünyasına karşısınız ve “ Hepsi kötü.” diyorsunuz. Aşın artık bunu. Bu hala üzerinizde taşıdığınız eski ruhani bir borç. Öyle öğrenmiştiniz ve muhtemelen kiliselerde öğretilmişti. Ve o zamanlar gerçekten onlar için çok kullanışlıydı, çünkü bilirsiniz, “Hepinizin fakir olması gerekiyor. Paranızı bize verin; fakir olun. Tanrı böyle istiyor ve para kötüdür.” diyorlardı. Yani, paranın neden olduğu tüm o kötülüklere bir bakın. Ve siz de bunu benimsediniz. Daha da kötüsü, bunun vaazlarını verdiniz ve şimdi içinizde bir borcun olduğunu hissediyorsunuz, “Tanrım, bu boku satın aldım, sonra bu boku vaaz ettim ve şimdi de bu boku yiyorum!” (bazı kıkırdamalar) Bırakın onu! O bir borç. Sizi ya da başkalarını bu konuda konuşurken duyduğumda kulağa şöyle geliyor: “Para kötüdür. Kötüdür. Kötüdür ve büyük şirketler ve komplolar” - bu tıpkı sizin ‘Enerji kötüdür ve kötüdür’ demenizle aynı şeydir. Aynı şey. Para sadece enerjidir. Para hiçbir şey değildir. Bir kağıt parçasıdır. Şimdi öyle bile değil. Bir plastik parçası. İnternet üzerinden yapılan bir işlem. Bu enerjiden başka bir şey değildir.
Yani, tüm bu durumu aşın. Bırakın o borç gitsin. Onu sanki “Bunu omuzlarımda taşımak zorundayım çünkü param varsa Tanrı'yı bulamam” der gibi taşıyorsunuz. Hayır, Tanrı parayı sever. Yani parayı Tanrı icat etti, o yüzden parayı seviyor. Borç hâlâ duruyor.
LINDA: Kimin Tanrısı?
ADAMUS: Tanrı sensin (Linda kıkırdar). Tanrı parayı sever (daha fazla kıkırdama), bu yüzden Tanrı'ya meydan okumayı bırakın! (Adamus kıkırdar)
Başka borçlar da var. İlişki borçlarınız, aile borçlarınız, her türden borcunuz var ve ben kütüphanemde oturup şöyle bir baktığımda, “Shaumbra'yı geride tutan nedir? Demek istediğim, en harika öğretmenlere sahipler (kıkırdayarak) - Yükselmiş Üstatlar - daha ne isteyebilirler ki?” Ve sonra borcu fark ettim. İşte o zaman hemen Cauldre'yi aradım ve dedim ki, “Atla. Küçük bir seans yapacağız.” Ekibi aradı; hepsi buraya geldi ve şimdi Borçsuzum (burada) var.
Dolayısıyla, önümüzdeki yıla ya da ondan sonraki yıllara borçla girmek istemezsiniz - evet, isteyebilirsiniz. Aile, ilişki, spiritüel borç. Öğrendiğiniz her şey ve öğrettiğiniz her şey nedeniyle spiritüel borç çok büyüktür. Bu borçlar birikiyor ve eski inanç sistemlerinden ve insanlara paralarından kurtulmalarını söylediğiniz için hissettikleri suçluluk duygusundan kurtulmak zor oluyor. Onu kiliseye verin. Hepsini bırakın gitsin. Büyük bir törene ihtiyacınız yok. Bu konuda günlerce, aylarca ya da yıllarca düşünmenize gerek yok. “Borçsuzum. Tüm bu şeylerin hayatımdan çıkmasına izin verdim.” Bunun içinde güzel bir merabh var. Eğer ürünü satın almak istemiyorsanız, sorun değil. Bırakın gitsin. Borç büyük bir sorun. Cauldre ve Linda'nın daha önce söylediği gibi borç daha fazla borç yaratır. Bir nevi kendi canavarı gibidir ve gittikçe daha fazlasını yaratır. Sizi o deliğin içine çeker ve daha fazla borç yaratır. Ve o zaman gerçekten özgür olmazsınız.
Bu takvim yılının başında, hemen şimdi derin bir nefes alalım ve ,borcu bırakalım. Ve çok ama çok net bir hatırlatma daha. Eğer finansal borcunuz varsa, bu en nihayetinde diğer borç biçimlerinin enerjisel tezahürüdür - ilişkiler, karma, geçmiş yaşamlar, ettiğiniz yeminler ve antlar. Siz cadıların pek çoğu, pek çok yemin ve ant içtiniz ve bunlar birer borçtur. Bunlar borçtur. Anne babanıza ödemeniz gereken bir borcunuz olduğunu sanıyorsunuz. Ama yok. İnsanlığa ödemeniz gereken bir borç. Yok. Hem de hiç yok.
Şimdi derin bir nefes alalım ve bu borçları bırakalım. İflas edin, iflas etmiş bir Shaumbra olun (birkaç kıkırdama ve Adamus kıkırdaması). Ahlaki olarak, zihinsel olarak, her şeyiyle. Sadece bırakın gitsin. Ve şimdi olacak olan şey, enerjinin özgür olmasıdır. Dvir'e, nötr hale geri dönebilir ve şimdi size borçlu bir insan olarak değil, bir Üstat olarak hizmet edebilir. Bu zor bir şeydir. Borç, daha önce bahsettiğimiz suçluluk ve utanç gibi şeyleri de kapsar.
Derin bir nefes alalım. Tüm borçlarınızdan vazgeçmeye hazır mısınız? (Güzel. Bu biriydi (kahkahalar). Oh, bir tane daha çevrimiçi olan var! Az kalsın seni kaçırıyordum. İki tane oldular! İki tane var. Bu kadar kolay. Gerçekten de “Borçsuzum” diyorsunuz.
Şimdi, olan şey enerjilerin değişmeye, yeniden hizalanmaya ve size yeniden hizmet etmeye başlamasıdır. Bazen bu, fiziksel bedeninizden ve zihninizden pek çok şeyi dışarı atmanızı gerektirir. Çok kısa bir süre için pek rahat olmayabilir ama en azından gitmelerine izin verirsiniz. Tüm bu borcun gitmesine izin veriyorsunuz, böylece gerçekten ağaç olabilirsiniz.
'I Am Debt Free' Master's Pause'da, finansal borcunuz varsa, çok fazla borcunuz varsa, bundan kolayca kurtulamayacağınızı söyleyecek kadar ileri gittim. Yani, bundan kurtulmak zordur. Yirmi, elli, yüz bin dolar borcunuz varsa, daha da borçlanırsınız. Ve bu - Cauldre araya girecek - bu Kırmızı Çember'in ya da Cauldre'nin kişisel tavsiyesi değildir (daha fazla kıkırdama). Ancak, söylenen şu ki, dosya ...
Sadece eğlendirmek için söylüyorsun, değil mi?
ADAMUS: Hayır, bu bir eğlence değil. Eğer bu tür bir borcunuz varsa, iflas başvurusunda bulunun. Bitirin şu işi. Bu sorumsuzluk değildir. Aslına bakarsanız, geri dönüp hemen tekrar borçlanmadığınız sürece kendinize karşı çok sorumlu davranmış olursunuz. Tek seferde bitsin. O borçtan hemen kurtulun.
LINDA: Vay canına.
ADAMUS: Ben ciddiyim. Bunu bir daha yapmayın yoksa gelip sizinle büyük bir konuşma yapmak zorunda kalacağım. Ama borçtan kurtulun. Aksi takdirde, omuzlarında büyük bir yük taşıyor gibi olursunuz ve bu bedeninizi etkiler. Her şeyi etkileyecektir. Borçtan kurtulun.
Yani bu yıl yapacak çok işimiz var.
LINDA: Ohh!
ADAMUS: Daha yeni başlıyoruz (Adamus kıkırdar). Bu daha dördüncü şauddu.
Radikal Hayal Gücü
Yani yapılacak çok iş var. Şimdi de sanırım son Shoud'umuzda ya da Keahak'ta söylediklerime geri döneceğim. “Bu yıl radikal hayal gücünün yılı olmalı.” demiştim. Radikal hayal gücü. Işıklar açıkken ve Linda mikrofon başındayken, hadi radikal hayal gücü hakkında konuşalım. Devam et, sevgili Linda.
LINDA: Ne için?
ADAMUS: Sen sadece sinsice dolaşmaya başla (bazı kıkırdamalar). Mikrofonu hazırla. Radikal hayal gücü. Bana hayatınızdaki radikal hayal gücüne bir örnek verin. Sizinkinden. Bunu başkasına uyarlamayın. Radikal hayal gücünün size ait versiyonu nedir?
ALAYA: Aman Tanrım! Ne kadar zamanınız var? (kıkırdar)
ADAMUS: İki dakika. Eğer özetleyemiyorsan, sen bir Üstat değilsin demektir.
ALAYA: (duraklar) Damıtıldığında, sadece neşe ve huzuru görmeye, hissetmeye ve deneyimlemeye devam ediyorum ve ...
ADAMUS: Ama hadi - tamam - ama spesifik olarak yaşamında, radikal hayal gücünde buradan oraya nasıl ulaşıyorsun? Neşenin kendisi dışında neyi hayal etmen gerekiyor? Neyi hayal etmen gerekiyor?
ALAYA: Ben sadece onun ışığını hayal ediyorum.
ADAMUS: Tamam.
ALAYA: Onun hafifliğini ve mutlu ve neşe içinde olma hissini.
ADAMUS: Buna sahip olmak için neyin bırakılması gerekiyor? Hangi değişikliklerin gerçekleşmesi gerekiyor?
ALAYA: Şey, duygusal borç.
ADAMUS: Tamam.
ALAYA: İlişki borcu.
ADAMUS: Doğru.
ALAYA: (duraklar) Evet, bunları serbest bırakmak. Borcu, suçluluğu, utancı.
ADAMUS: Hayal edebilir misin, gerçekten o düzeyde bir sevinci hayal edebilir misin?
ALAYA: O utanç ve suçluluk seviyesinde ve ...
ADAMUS: Hayır, hayır, hayır, hayır. Bahsettiğimiz radikal hayal gücü düzeyinde. Yapabilir misiniz?
ALAYA: Hissediyorum. Evet, hissediyorum. Hissediyorum. Hayal edebiliyorum.
ADAMUS: Kendini gerçekten kısıtladığını hissediyorum. Aşırıya kaçmıyorsun. Sadece “Tamam, hayat güzel olacak.” diyorsun. Hayır, ben radikal olmaktan bahsediyorum.
ALAYA: Radikal.
ADAMUS: ... hayal gücü.
ALAYA: Hayal gücü. Başka bir âleme doğru radikal.
ADAMUS: Pek çok farklı aleme doğru radikal, evet.
ALAYA: Pek çok farklı aleme, evet. Ve bir Alem Çalışanı olarak, kesinlikle bu farklı yerlerin çoğunu deneyimledim.
ADAMUS: Evet.
ALAYA: Ve tabii ki o yerçekimi yüzünden içeri atlıyorum ve dışarı atlıyorum.
ADAMUS: Biraz hayal gücü bunu yapamaz. Bu yıl biraz hayal gücüyle, bilirsin, konforlu bir hayal gücüyle.
ALAYA: Tamam.
ADAMUS: “Neşeye sahip olmak güzel olmaz mıydı?” Hayır, ben radikal hayal gücünden bahsediyorum.
ALAYA: Radikal! Tamam.
ADAMUS: Radikal.
ALAYA: Radikal.
ADAMUS: Neredeyse hayal bile edemeyeceğiniz türden bir hayal gücü. Ama yapabilirsin.
ALAYA: Sanki - sanki dokunabiliyorum ...
ADAMUS: Bir şeyleri hayal etmek için ne yapıyorsun? Yani, geceleri yatağında uzanıyor musun?
ALAYA: Genellikle sabah saat üçte (kıkırdar).
ADAMUS: Doğru, doğru, doğru. Evet, konuştuğumuz zaman ...
ALAYA: İşte o zaman gerçekten sessiz ve huzurlu oluyor.
ADAMUS: Ama hayal mi ediyorsun yoksa endişeleniyor musun?
ALAYA: Genellikle endişelenerek uyanırım ve sonra nefes almaya başlarım ve “Tamam, bir dakika bekle, bu doğru değil” derim, kalkarım ve yatağa geri dönerim.
ADAMUS: Ve endişelenirsin.
ALAYA: Hayır. Hayır, hayır. Hayır. Hayır. Hayır, sonra Keahak'tan bir şey dinlerim.
ADAMUS: O noktada sen ne yapıyorsun - oh, beni mi dinliyorsun?
ALAYA: Evet!
ADAMUS: Evet, harika.
ALAYA: Evet!
ADAMUS: Bu radikal.
ALAYA: Evet, Merlin harika.
ADAMUS: Evet.
ALAYA: Evet (kıkırdar).
ADAMUS: Evet, evet. Başka ne olabilir? Başka ne olabilir - o anın içindesin, saat üçün. Eminim pek çoğunuz bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuzdur.
ALAYA: Oh, evet!
ADAMUS: Sabahın üçü. Shaumbra için bir sabahın üçü kulübümüz olmalı (seyircilerden onay mırıltıları).
ALAYA: Evet.
ADAMUS: Evet, evet.
ALAYA: Evet, kesinlikle orada olabiliriz.
ADAMUS: Ama sabahın üçünde yapmak isteyeceğiniz son şeyin diğer Shaumbra'larla konuşmak olduğunu biliyorsunuz (kıkırdarlar). Oh hayır, bu sadece benim.
ALAYA: Bazen yapıyorum, Almanya'dan ve Yeni Zelanda'dan şambralarla (kıkırdar).
ADAMUS: Radikal hayal gücüne nasıl ulaşıyorsun?
ALAYA: Bunun hakkında bir şeyler öğreneceğim.
ADAMUS: Hayır, buna izin vereceksin.
ALAYA: İzin vereceğim. Bu doğru.
ADAMUS: O doğaldır.
ALAYA: İzin ver. Hımm.
ADAMUS: Sabahın ikisinde, üçünde uzandığınızda ve borcunuz olduğu için mali durumunuz hakkında endişelendiğinizde (Adamus kıkırdar), “Borcum olmadığını, dünyanın iyi olduğunu ve her şeyin yolunda gittiğini hayal edeceğim” diye düşünmeye çalışırsınız. Bu pek işe yaramıyor, çünkü hala zihinden geliyor.
ALAYA: Doğru.
ADAMUS: Derin bir nefes alırsınız ve “lanet olsun” dersiniz ve derin bir nefes alırsınız, “Artık umurumda değil.” dersiniz ve izin verirsiniz. Ve izin vermek basitçe açılmak demektir. Açılmak. Hiçbir şeyi kontrol etmeye çalışmazsınız ve bu bir disiplin değildir. Şöyle dersiniz: “Kaybedecek bir şeyim yok. Olduğum Her Şeye izin vereceğim.”
ALAYA: Ve işte o zaman seyahat etmeye başlıyorum.
ADAMUS: Evet.
ALAYA: Ve işte o zaman seyahat macerasına başlıyorum.
ADAMUS: En iyi uyku hapı ...
ALAYA: Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır.
ADAMUS: ... izin vermektir. Hayır, ben en iyi uyku hapının izin vermek olduğunu söylüyorum çünkü o zaman aniden - izin verirsiniz ve bir de bakarsınız ki derin uykudasınız ve diğer alemlere girmişsiniz.
Doğru. Ben gökkuşağına biniyorum.
ADAMUS: Gökkuşağına biniyorsun. Evet.
ALAYA: Ben gökkuşağını Hawaii'ye kadar sürüyorum (kıkırdar).
ADAMUS: Sadece iyi bir hayal gücüne tahammül etmeyeceğim. Yeterince iyi değil.
ALAYA: Tamam.
ADAMUS: İlerlerken radikal bir hayal gücü olmalı.
ALAYA: Bir Alem Çalışanı olarak, bunun nasıl bir his olduğunu bildiğimi biliyorum.
ADAMUS: Evet, biliyorsun.
ALAYA: Ve şimdi mesele onu hissetmek ve o olmak.
ADAMUS: Bu ona izin verme meselesi.
ALAYA: İzin vermek. Teşekkür ederim. Evet. İzin vermek.
ADAMUS: İzin vermek. Zihniniz size, kendinize delirmek için izin verdiğinizi söyleyecektir ama zihin bunu gerçekten anlamaz. Siz kendinize tüm seviyelerden - radikal hayal gücü - diğer alemlere girme iznini veriyorsunuz.
ALAYA: Giden benim bedenim mi, yoksa ışığımın bir parçası olan hayal gücüm mü?
ADAMUS: Öyle mi?
ALAYA: Öyle mi?
ADAMUS: Öyle mi?
ALAYA: Öyle mi?
ADAMUS: Önce kim? (kahkahalar)
ALAYA: Bu radikal.
ADAMUS: Bu radikal.
ALAYA: Radikal.
ADAMUS: Evet. Evet. Bedenin orada mı? İşte bu radikal. “Ben bedenin özünü alacağım” - bu radikaldir. Bu düşüncenin ötesine geçmektir, normal hayal gücünün ötesine geçmektir. Normal hayal gücü gerçekten gridir. Radikal hayal gücüne geçtiğinizde, bu alemleri aşar ve çok, çok gerçek olan bir şeye girersiniz.
ALAYA: İnsanlar beni arayıp “Burada mıydın?” diye soruyorlar. Hayır, ben - evet, çünkü gökkuşağı üzerinde seyahat ediyordum.
ADAMUS: Evet.
ALAYA: Sanki oradaymışım gibi hissediyorum. Yani, hissediyorum ...
ADAMUS: Radikal hayal gücünü kullanırken ışığa ne oluyor? Işık üzerindeki etkisi nedir?
ALAYA: Çok engin. Hızlı. Parlak. Çok parlak.
ADAMUS: Evet.
ALAYA: Bu heyecan verici.
ADAMUS: Artık sınırlanmış değil.
ALAYA: Değil. Hı-hı.
ADAMUS: Artık sınırlı değil. Artık sadece mavi değil. Aslında radikal hayal gücünün o noktasında ışığın hızı yoktur çünkü o her yerdedir. Bir yerden diğerine seyahat etmesi gerekmez. Zamandan ve mekandan geçmesi gerekmez. Zaten zamanın ve mekanın çok ötesindedir. İşte bu yüzden bu gerçeklikte birbirlerinden çok uzakta bulunan iki parçacığın hala gerçek zamanlı olarak iletişim kurduklarını keşfediyorlar. Zaman atlaması yok. Aynı şey ışık için de geçerlidir. Işığın hızı yoktur, çünkü o her şeydir, her yerdedir.
ALAYA: Doğru.
ADAMUS: Ve işte o zaman ışığın neler yapabileceğini gerçekten kavramaya başlarsınız. Teşekkür ederim.
ALAYA: Teşekkür ederim.
ADAMUS: Evet. Sıradaki. Aynı soru. Hayatınızdaki radikal hayal gücünü tanımlayın. Bu ne anlama geliyor? Neye benziyor? Uh-oh. Uh-oh. Oh! İşte başlıyoruz. Güzel. Andy, nasılsın?
ANDY: Harika gidiyorum.
ADAMUS: İyi, iyi.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Radikal hayal gücü.
ANDY: Bu konuda sorun yaşıyorum.
ADAMUS: Neden?
ANDY: Şey, ben bir şeyler hayal ettiğimde, onlar gerçekleşiyor, ki bu harika (bazı kıkırdamalar).
ADAMUS: Evlat, bu kötü bir haber (daha fazla kıkırdama).
ANDY: Şey...
ADAMUS: Bu konuda sana biraz yardım edebiliriz.
ANDY: Şey, “radikal” diyorsun.
ADAMUS: Evet.
ANDY: Sanırım yeterince radikal değilim. Mars'a gitmek gibi bir şey mi?
ADAMUS: Bu radikal mi?
ANDY: Şey...
ADAMUS: Yani, bu sadece bir sıçrama, atlama ve zıplama uzaklığında. Radikalden bahsediyorum, Andy (Andy iç çeker). Mars'ın çok ötesinde. Bu evrenle aynı boyutta bile değil. Zaman ve mekanla sınırlı değil. İşte radikal olan bu.
ANDY: Pekala, bak, şimdi rüyalardan falan bahsediyorsun.
ADAMUS: Doğru.
ANDY: Ama rüyalar biraz eskimeye başladı. Bilirsiniz, insanlar gelip bana bir şeyler soruyorlar. “Sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum” gibi.
ADAMUS: Rüyalarında öyle mi?
ANDY: Evet.
ADAMUS: Bunun ne anlama geldiğini düşünüyorsun?
ANDY: Belki de hala alemde falan çalışıyorumdur (Adamus kıkırdar). Ama bu sanki ...
ADAMUS: Andy, bir an için dur. Rüyalarında insanlar sana geliyor ve senden tavsiye istiyorlar. Kim onlar? Sensin!
ANDY: Evet.
ADAMUS: Geçmiş yaşamların.
ANDY: Evet!
ADAMUS: Diyorlar ki, “Hey, 2025'li Efendi, burada biraz yardıma ihtiyacım var.”
ANDY: Şey, ben bir çeşit...
ADAMUS: Ve sonra onları sepetliyor musun?
ANDY: Evet.
ADAMUS: “Defol git buradan. Meşgulüm.” gibi mi?
ANDY: Öyle yapıyorum!
ADAMUS: Ve 500, 800 yıl öncesine gidiyorlar, “Oğlum, bu işe yaramazdı (bazı kıkırdamalar). Yani, gelecekteki benliğimin gerçekten bilge ve güçlü ve her şey olduğunu duymuştum. Ve o benimle uğraşmak bile istemiyor.”
ANDY: Ve öyle yapıyorlar.
ADAMUS: Nasıl hissettiklerini hayal edebiliyor musun?
ANDY: Aynen böyle davranıyorlar. Tüm cevapların bende olduğunu düşünüyorlar.
ADAMUS: Sende zaten!
ANDY: Şey, biraz ilgimi kaybettim. Sanki, bilirsin, ne isterlerse ...
ADAMUS: Onlar size gelen küçük çocuklar gibiler, bilirsiniz, “Yardıma ihtiyacım var” diyorlar.
ANDY: Biliyorsun, ben çocuk yetiştirdim. Bütün o şeyleri yaptım. Benden buraya kadar.
ADAMUS: Ama tek ihtiyaçları olan basit bir cesaretlendirme. Basit bir “Tüm yaratılışta her şey yolunda.” Duymaları gereken tek şey bu! (daha fazla kahkaha) Ve sonra o geçmiş yaşama geri dönerler, “Oh! Her şey harika! Gelecekteki benliğim bana söyledi. Ve eğer gelecekteki benliğim bana söylediyse, bu doğru olmalı.” Tüm yaratılışta her şey yolunda (derin bir sesle söyler). Bunu da böyle söylemelisiniz. Öylece söyleyemezsin ...
ANDY: Şu derin sesi çıkar.
ADAMUS: (derin ses) Tüm yaratılışta her şey yolunda.
ANDY: (sesi taklit eder) Her şey yolunda.
ADAMUS: Ve sonra susarlar! (bazı kıkırdamalar)
ANDY: Ben onları bir nevi görmezden geliyorum. Sanki ...
ADAMUS: Biliyorum!
ANDY: ... git başımdan!
ADAMUS: Doğru (kıkırdarlar).
ANDY: Onlarla işim bitmiş gibi olacak, anlıyor musun? Devam et, eğlen!
ADAMUS: Sadece sana geldiklerinde kullanabileceğin üç replik bulamaz mısın? “Her şey yolunda” oldukça iyi. Ve diğer şey de, “Luke, ışık ol.” (Andy kıkırdar) Bunun ne anlama geldiğini anlamayacaklar, çünkü film izlemiyorlar.
ANDY: Doğru.
ADAMUS: Ama sadece bir çift sözün olsun, anlıyor musun? Çok heyecanlanacaklar.
ANDY: Tamam.
ADAMUS: Heyecanlanacaklar!
ANDY: Pekala.
ADAMUS: Bütün kariyerimi bunun üzerine kurdum! (kahkahalar) “Her şey yolunda” (Adamus kıkırdar).
ANDY: Sanırım sadece ilgimi kaybettim ...
ADAMUS: Evet, ama hala soruma yanıt vermedin. Radikal hayal gücü.
ANDY: Hımm. Bulunduğum yerden, yaptığım şeyden oldukça memnunum.
ADAMUS: Sen olmak istemiyorsun ...
ANDY: Hayat güzel.
ADAMUS: Radikal hayal gücüne girmek istemiyor musun?
ANDY: İstiyorum ama... (iç çeker)
ADAMUS: O kadar da önemli değil.
ANDY: Hayır!
ADAMUS: Tamam.
ANDY: Ben iyiyim!
ADAMUS: Bu iyi.
ANDY: Ben burada iyiyim.
ADAMUS: Bu senin hayatının iyi olduğu anlamına geliyor ve ...
ANDY: Evet!
ADAMUS: ... tüm çocukların iyi durumda. Yani, senin ...
ANDY: Şey, sayılır.
ADAMUS: ... geçmiş yaşamdaki çocuklar ve gerçek yaşamdaki çocuklar iyi.
ANDY: Şey, çoğunlukla.
ADAMUS: Oh, evet, yani o kadar da harika değil.
ANDY: Ehhh, evet, nasıl olduğunu bilirsin.
ADAMUS: Ama sadece, tamam, şimdi geçmiş yaşamlarından birisinin gecenin bir yarısı sana geldiğini ve seni uyandırdığı için sinirlendiğini hayal et.
ANDY: Evet (kıkırdar).
ADAMUS: Ve şöyle derler, “Oh, harika Andy, radikal hayal gücünü nasıl elde edebilirim? Ne yapmam gerekiyor?”
ANDY: Bilirsiniz, bazen onlara sadece, “Oh, dünyaya gel. Bir yolunu bulacaksın.” derim.
ADAMUS: Şey, onlar farklı bir yaşamda Dünya'dalar. Onlar zaten buradalar.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Senden daha berbat olduğunu düşünüyorlar (Andy kıkırdar). Evet.
ANDY: Evet. Ve o zamanlar da berbattı.
ADAMUS: Biliyorum! İşte bu yüzden şimdi sana geliyorlar (iç çekerler).
ANDY: Pekala, bazı replikler bulmam lazım.
ADAMUS: Evet. Ama onlara radikal hayal gücü hakkında ne söyleyeceksin?
ANDY: “Kutunun dışında düşün”?
ADAMUS: Ahhh! Ehh.
ANDY: Biliyorum. Biliyorum.
ADAMUS: Peki ya, tamam. Onlara benim hikayemi okumaya ne dersin, “Maviler Ülkesi.” Ve “Sen yaşıyorsun...”
ANDY: Bugün mavi giydim.
ADAMUS: Biliyorum. Bunu fark ettim. Evet. Evet.
ANDY: Evet. Evet. Evet.
ADAMUS: Yani, onlara Mavi Ülke'nin hikayesini anlatırsın. Ve onlara, “Bakın, ben hep mavi giyerdim ve mavi içinde yaşardım. Tıpkı sizin gibi, mavinin içinde. Ve şimdi mavinin ötesini hayal edin.” Onlar da diyecek ki, “Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Ne demek istiyorsun? Bildiğim tek şey mavi.”
“Hayır, orada maviden başka bir şey daha var.” diyeceksin. Geçmiş yaşam şöyle diyecektir: “Bana bunun iblis olduğu söylendi. Oradaki şeytan. Her yer kırmızı ve beni canlı canlı yiyecek. Bu yüzden mavi renkte kalacağım çünkü orası güvenli.” Peki onlara ne söyleyeceksin?
ANDY: Güleceğim (kıkırdar).
ADAMUS: Doğru, doğru! Evet, o zaman senin Şeytan olduğunu düşünecekler (kahkahalar).
ANDY: Sorun bu olabilir!
ADAMUS: Doğru, doğru! Olabilir. Olabilir.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Onlara mavi hakkında ne söyleyeceksin?
ANDY: “Oh, çok daha fazlası var.”
ADAMUS: Çok daha fazlası var.
ANDY: Bu lise fiziği gibi. Yüzeyi çiziyorlar.
ADAMUS: Evet.
ANDY: Bu sanki ...
ADAMUS: Hiçbir şey.
ANDY: ... “Dostum! Büyük resmi kaçırıyorsun.”
ADAMUS: Kesinlikle. Ve sonra şöyle diyecekler, “Oh, ama, hayır, ben maviyle iyiyim. Sorun değil. Neden başka bir şey hayal etmek isteyeyim ki? Mavi güzel bir şey. Bunu 2025'teki gelecekteki hayatımdan aldım, her şeyin yolunda olduğunu ve hiçbir şey yapmama gerek olmadığını söyledi.”
ANDY: (hafifçe duraklar) Şey, bunda biraz doğruluk payı var!
ADAMUS: Biliyorum! Biliyorum. Bana seninle konuşmamı ve “Bir şeyler bulabilir misin?” dememi söylüyorlar. Radikal hayal gücünü nasıl kullanıyorsun?
ANDY: (iç çeker) Bu bana bir Weird Al şarkısını hatırlatıyor, “Everything You Know Is Wrong.”
ADAMUS: Doğru. Birkaç bar söyleyebilir misin?
ANDY: Hayır. Şu anda çok gerginim.
ADAMUS: Evet, tamam. Tamam, evet, evet.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Tamam.
ANDY: Yine de güzel bir şarkı.
ADAMUS: Öyleyse bir sonraki soruya geçelim.
ANDY: Pekala.
ADAMUS: Radikal hayal gücünün ışığın, senin ışığının üzerindeki etkisinin ne olduğunu düşünüyorsun?
ANDY: Ooh! Oh!
ADAMUS: Seni şaşırtmak istememiştim.
ANDY: Evet, hayır, bu “pchwww!” (patlama taklidi yapar)
ADAMUS: Evet.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Yani, ve “patlama durumunundan!” hoşlanmıyor musun?
ANDY: Evet, hoşlanıyorum.
ADAMUS: Evet, gördün mü?
ANDY: Ama bu benim için.
ADAMUS: Doğru. Evet, ama bu radikal. Radikal hayal gücünü kullandığında, bu senin ışığının, hayal gücünün doğasını değiştirir çünkü sen ona açılıyorsundur.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Ve Weird Al şarkısında olduğu gibi, bilirsin, bildiğin her şeyi unut. İnandığınız her şeyi unutun çünkü çok daha fazlası var.
ANDY: Oh, bu iyi.
ADAMUS: Evet.
ANDY: Bunu sevdim.
ADAMUS: Bunu kendini ...
ANDY: Tamam! Tamam! Tamam!
ADAMUS: ... seni ziyarete gelen geçmiş yaşamlar üzerinde kullan. Onlar için biraz üzülmüyor musun? Bütün o şeyleri yaşıyorlar.
ANDY: Hayır.
ADAMUS: Hayır mı?
ANDY: Ne var biliyor musun? Tüm o garip veçheler beni ben yaptı.
ADAMUS: Doğru.
ANDY: Ve ben olduğum kişiden çok memnunum.
ADAMUS: Güzel.
ANDY: Yani, bilirsin, insanlar geri dönmekten, tarihte değişiklikler yapmaktan bahsederler.
ADAMUS: Doğru, doğru.
ANDY: Siktir et.
ADAMUS: Evet.
ANDY: İşte buradayız.
ADAMUS: Doğru. Tamam, ama bir özlemin yok mu? Mesela bazen, “Hadi daha fazlasını yapalım.” gibi.
ANDY: Şey... (duraklar) Daha fazla ne? Işık, o burada.
ADAMUS: Biliyorum. Ama onu getirmek ve deneyimlemek istemiyor musun? Işık foton kuşağından geçmek ve her şeyin - pattttt diye! - bilirsin, değişmesi?
ANDY: O adamın foton kuşağı hakkında konuşmasını dinlerdim.
ADAMUS: Doğru.
ANDY: Bu iyi.
ADAMUS: Evet.
ANDY: Evet. Hayır, biz buradayız.
ADAMUS: Tamam.
ANDY: İşte bu kadar. Az önce konuştuklarının ışığında Dünya'nın daha ne kadar iyiye gidebileceğini düşünemiyorum.
ADAMUS: Doğru.
ANDY: Biliyorsun, yapay zeka ve serbest enerji bana göre çok gecikmiş durumda.
ADAMUS: Evet. Evet, öyle.
ANDY: Ve bunlar gerçekleşiyor. Ve bu beni çok sevindiriyor. Bence bu harika bir şey. Koltuğuma yaslanıp diziyi izlemeye hazırım.
ADAMUS: Tamam. Hemen yanında oturuyor olacağım.
ANDY: Evet.
ADAMUS: Harika. Güzel (Andy kıkırdar). Teşekkür ederim, Andy.
ANDY: Teşekkür ederim.
ADAMUS: Teşekkür ederim. Tamam, bir tane daha. O zaman devam etmeliyiz. Radikal hayal gücü. Nedir bu? Bana hayatınızdan bir örnek verin, gerçek hayattan bir örnek.
LULU: Teşekkürler, Linda.
ADAMUS: Radikal hayal gücünü nasıl uygulayacaksın?
LULU: Şey, yani, ben Keahak'tayım, yani pratik yapıyorum. Ama bu sadece bir his gibi ve sonra da sadece orada olmak gibi bir şey.
ADAMUS: His nedir? Bu radikal hayal gücü hissi olduğunda, bu nasıl bir şey?
LULU: Bu sadece “Ben Varım” hissi.
ADAMUS: Öyle mi?
LULU: Ben buradayım. Ben Varım. Bu kendimi bilmek, kendimi kabul etmek gibi bir şey.
ADAMUS: “Radikal hayal gücü” sözcüklerini söylediğimde, sanki kendimi açık bir otoyolda olabildiğince hızlı giden bir yarış arabası gibi hissediyorum. Bu neredeyse korkutucu çünkü çok hızlı gidiyorsunuz ama bunu seviyorsunuz. Ve bir parçanız merak ediyor, “Aman Tanrım, ya ... olursa?” Bir yanınız da “Umurumda değil.” diyor. Bu biraz radikal. Sonra aniden değişiyor ve uçuyorsunuz. Bu radikal bir hayal gücüdür çünkü artık sadece arabada değilsinizdir. Sadece uçmakla kalmıyorsunuz, aynı anda birden fazla alemde uçuyorsunuz.
LULU: Ben de bunu söyleyecektim. Her şeyi aynı anda görüyorum. Sanki görmüyorum, sadece hissediyorum. Sanki ben merkezim ve her şey bir zarafet içinde orada, sadece onu yakalamak ve hissetmek için.
ADAMUS: Evet, kesinlikle.
LULU: Ve içinden geçmek için.
ADAMUS: Radikal hayal gücünde ışığına ne oluyor? Neler oluyor?
LULU: Sadece genişliyor ve sanki daha önce görülmeyen her ne varsa, artık orada oluyor. Ve ben bunu kelimelerle tarif edemem ama kabul edebilirim.
ADAMUS: Doğru.
LULU: Ve bu sadece bir his.
ADAMUS: Sadece bir his, tamam.
LULU: Sadece bir his.
ADAMUS: Evet.
LULU: Ve bir süre devam ediyor ve ben sadece onunla oluyorum.
ADAMUS: Evet. Eğer buna bir sözcük ekleyebilseydim, ve sözcükler genellikle sınırlıdır, ama radikal hayal gücündeyken ışığınıza olan şey aniden özgür olmasıdır.
LULU: Oh, evet. Evet, evet.
ADAMUS: Birdenbire, hiçbir sınır yoktur.
LULU: Evet.
ADAMUS: Aniden, hiçbir sınırlama yoktur.
LULU: Sınırsız. Evet.
ADAMUS: Ve aniden, her şey orada, anın içindedir. Hareket etmesine gerek yoktur çünkü o her yerdedir.
LULU: Evet.
ADAMUS: Onun bir hıza, bir sürate ya da bir yoğunluğa sahip olmasına gerek yoktur. O zaten oradadır. Birdenbire kendinizi çok, çok, sizin deyiminizle, çok boyutlu buluyorsunuz. İnsan dengenizi kaybetmeden, sizin deyiminizle bu diğer boyutlara ya da gerçekliklere kapılmadan, aynı anda pek çok düzeyin farkındasınız. İnsan halinizin çok farkındasınız; aynı zamanda, eş zamanlı olarak diğer tüm olasılıkların da farkındasınız. Hepsini yapmak ya da hepsini deneyimlemek zorunda olduğunuzdan değil ama aniden onların orada olduklarının ve muazzam potansiyeller ve olasılıklar olduklarının farkına varırsınız.
LULU: Söylediğin doğru. Herhangi bir bağlılık hissetmiyorsunuz ve borçtan kurtulmuşsunuz. Kimsenin, çocuklarınızın, ailenizin sahibi olduğunuzu düşünmüyorsunuz. Sanki hepsi yok oluyor. Orada her şeyin olasılığı ile birlikte sadece siz varsınız.
ADAMUS: Birdenbire, çok - sadece bunu hayal edin- radikal bir şekilde çoklu farkındalık hallerinde olduğunuzu hayal edin. Öncelikle bir insan olarak, ama aynı zamanda tüm o diğer haller olarak. Ayrıca, geçmiş yaşamlarınızda, melek benliğinizde de orada olacak. Bir anda hepsinin aynı anda farkında oluyorsunuz. İnsan zihni bunu nasıl yapacağını gerçekten bilmez. Her şeyi kutulara koymak ve bölümlere ayırmak zorundadır. Ama doğal olarak siz bunu yapabiliyorsunuz. Ve aniden, sadece her günkü yaşam tarzında olmak yerine, bilirsiniz, sadece kendiniz hayatınıza devam ederken, aniden tüm o diğer şeylerin farkına varırsınız ve dengenizi kaybetmezsiniz, tam burada bir insan olarak potansiyel odağınızı kaybetmezsiniz. Bu her zaman tehlikelerden ya da tuzaklardan biri olmuştur çünkü aniden dışarı çıkarsınız, astral seyahat yaparsınız ya da her neyse, oraya gidersiniz ve kendinizi, topraklanmanızı, tam burayı unutursunuz. Ve insanlar oraya gittiklerinde ölürler çünkü aniden geri dönemezler. Ama gerçek radikal hayal gücünde, aniden her şeye açılırsınız ve bunun farkındasınızdır, ama bu ezici değildir.
LULU: Doğru.
ADAMUS: Siz artık farkındasınızdır, "Bunlar benim potansiyellerim. İşte benim sihrim burada ve burada ve burada. Her zaman buradaydı ama aniden hazır oldu.” dersiniz. Ve aniden, bunun hakkında düşünmek ve “Peki, sihir ne zaman gerçekleşecek?” demek zorunda kalmazsınız. Çünkü radikalleştiniz. Açık hayal gücünüzün tam hissedimine girdiniz. Ve bu durumda artık ışık özgürdür. Aslında her zaman öyleydi ama burada, bu gerçeklikte çok sınırlıydı. Şimdi ışık özgür ve tüm bu deneyimden geri döneceğiniz şey şudur: Şimdi ne yapmak istiyorsunuz?
Ne yapmak istiyorsunuz? Şimdi bu çok açık farkındalığa sahip olduğunuza göre, şimdi ışık her yerde ve özgür olduğuna göre, ne yapmak istiyorsunuz?
LULU: Gelene izin ver.
ADAMUS: Gelmekte olana izin ver ya da yaratıcılığın yeni bir rolüne adım at.
LULU: Evet.
ADAMUS: Artık sadece kaderin yollarını takip etmek yerine, “Ne yapmak istiyorsun?” demek. Ve siz de Andy gibi olabilir ve “Hiçbir şey. Ben sadece o veçhelerin ve geçmiş yaşamların gitmesini ve beni rahatsız etmeyi bırakmasını diliyorum. Burada mutluyum ama şimdi bu çok boyutlu farkındalığa sahip olmak gerçekten harika.” diyebilirsiniz. Diğer yandan, “Bunu uzun zamandır bekliyordum. Bazı şeylerin değişmesini istiyorum. Yaptığım şeyleri, yaşamı nasıl deneyimlediğimi yeniden yaratacağım.” diyebilirsiniz. Başka hiç kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Bunu yaptığınız anda başınız büyük belaya girer. Ama kendi benliğiniz açısından, “İşte istediğim şey. İşte seçtiğim şey.” dir. Güzel.
LULU: Teşekkür ederim.
ADAMUS: Teşekkür ederim.
LULU: Teşekkür ederim.
ADAMUS: Tamam. Bununla derin bir nefes alalım.
Radikal hayal gücü ile devam edeceğiz. Ötesine geçin, Shaumbra. Ötesine geçin. Dışarıda çok daha fazlası var ve siz oraya sadece düşünerek ulaşamayacaksınız. Oraya radikal hayal gücüne izin vererek ulaşacaksınız. Evet, çılgın rüyalar gibi, aniden baş dönmesi gibi, bayılacakmış gibi hissetmek gibi bazı kısa vadeli durumlar olacaktır. Bunun nedeni, sizi sınırlayan ve tanımlayan o kutulardan kurtuluyor olmanızdır. Birdenbire açılıyorsunuz.
Kişisel olarak sizin için bunun değeri, her şeyden önce, dışarıda inanılmaz bir manzara, çok boyutlu bir manzara olmasıdır. Birdenbire, tüm bunların, gerçekliğin, nasıl inşa edildiğini anlamaya başlayacaksınız. Bu gerçekliğin nasıl inşa edildiğini. Bu gerçekliğin diğer âlemlerden, kendinizin diğer parçalarından bir şeyler aldığını ve bunların hepsinin nasıl birlikte dokunduğunu ve yaşamınız için bir goblen oluşturduğunu göreceksiniz. Ve şimdi bu açık farkındalıkla, “Bu gobleni yeniden yapabilirim” i fark etmeye başlarsınız. Ve değiştirmemeye karar verseniz bile - “Hayır, goblen çok güzel” deseniz bile - şimdi en azından değiştirebileceğinize dair bir farkındalığa sahipsiniz. İsterseniz onu değiştirebilirsiniz.
Yani, radikal. Büyük düşünün, ama bu düşünmenin de ötesindedir. Radikal bir şekilde hayal etmektir. Mavinin başka bir tonuyla yetinmeyin. Kendinizi çok radikal olmaya bırakın.
Tamam. Derin bir nefes alın. İyi gidiyor muyuz?
LINDA: Evet, efendim.
ADAMUS: Harika. Harika.
Gerçek-Hakikat
Sıradaki konu. Bu sene büyük bir şey olacak (Linda yüzünü buruşturuyor). O kadar da kötü değil. Yüzünüzü buruşturursunuz ve şöyle dersiniz - ne sandınız, burada bir tür sonda mı alacaksınız? (bazı kahkahalar ve bazı inlemeler) Enerjisel sonda. Ne yapıyorsun - Tanrım! Shaumbra! (birkaç kıkırdama daha)
Bir an için gerçeği hissetmenizi istiyorum. Hakikati. Eğer insanların hakikati keşfetmeye çalışması meselesi olmasaydı, pek çok filozof işsiz kalırdı. Şarkı yazarları ve diğerleri. Bu hakikat arayışı hep vardı. Kısa bir süre önce, bir süre önce, “Tek bir gerçek yoktur. Unutun bunu. Tek bir gerçek yoktur.” demiştim.
Radikal hayal gücüyle çalışırken fark ettiğiniz ilk şeylerden biri de, tek bir gerçeğin olmadığıdır. Ama gerçek vardır. Bu yıl kendi gerçeğinizi keşfedeceksiniz ve bu tekil olmayacak. Ama hepsi gerçek olacak.
Gerçekten gözünüzden kaçan şeylerden biri de şudur: “Benim gerçeğim nedir? Gerçek nedir?” Diğer insanların hakikatlerini okuyorsunuz. Muhtemelen hakikat hakkında felsefe okumuşsunuzdur. Kimse gerçekten buna ulaşamıyor, değil mi? Demek istediğim, konunun etrafında dans ederler ya da pek çok şekilde konunun çevresinde dolanırlar. Ama hakikat, herkes o büyük evrensel hakikati bulmaya çalışıyor. “Tanrı'nın gerçeği nedir?” Bu bağlamda Tanrı'nın bir gerçeği yoktur.
Bu yıl kendi gerçeğinizle iletişime, bağlantıya geçeceksiniz. Ve size şimdiden söyleyebilirim ki, bu düşündüğünüz şey olmayacak. Biliyorsunuz, eğer odanın içinde dolaşıp sizden hakikati tanımlamanızı isteseydik, ki birazdan bunu yapacağız, muhtemelen tanımlayamazdınız. Bu yıl, kendi gerçeğinizle bağlantı kuracak ve onunla iletişim kuracaksınız ve ilk başta muhtemelen onu reddedecek, uydurduğunuzu düşünecek veya “Bu ben değilim” diye düşüneceksiniz. Ama o kapınızı çalmaya devam edecek, “Ben gerçeğim” demeye devam edecek.
Hadi tekrar odada bir tur atalım ve sizden paylaşmanızı istediğim şey şu: Bugün şu anda sizin gerçeğiniz-hakikatiniz nedir? Ve bunu değiştirebileceğinizi biliyorsunuz, ama bir insan ve bir Üstat olarak şu anda gerçeğiniz nedir? Merhaba, Ra.
RA (Tamara): Merhaba, Adamus.
ADAMUS: Ben ...
RA: Oh!
ADAMUS: Nasıl olduğumu gerçekten duymak istiyor musun?
RA: Evet (Adamus kıkırdar).
ADAMUS: Zamanımız olmayabilir (kıkırdarlar). Aslında sinirlendim.
RA: Neden?
ADAMUS: Neden?
RA: Neden?
ADAMUS: Shaumbra.
RA: Oh.
ADAMUS: Evet. Yani...
RA: Bu konuda da seni anlıyorum.
ADAMUS: Evet, evet. Yani, Shaumbra'yı seviyorum, ama...
RA: Ben de öyle.
ADAMUS: ... Sinirliyim, çünkü şu anda elimizde böyle bir fırsat var.
RA: Evet.
ADAMUS: Ama ben hala ayak sürümeyi hissediyorum ve bilirsiniz...
RA: Ben de öyle hissediyorum.
Evet. Ve ben - neyi özlüyorum biliyor musunuz? Tutkuyu, coşkuyu, heyecanı.
RA: Ah! Evet!
ADAMUS: Arada bir o anları görüyorum. Mesela bazı atölye çalışmalarına katılıyorsunuz, biraz oluyor.
RA: Evet.
ADAMUS: Ama sonuç olarak, Shaumbra hala...
RA: Bundan korkuyorlar.
ADAMUS: ... mağdur ve depresyonda.
RA: Evet.
ADAMUS: Ve eğer onlara her toplantıda yeni bir şey söylemezsem, “Oh! Yeni bir şeyler öğrenemedim.” diyorlar. Yani, sen de eski şeyleri anlamadın (kahkahalar), bu yüzden sen anlayana kadar sana eski şeyleri anlatmaya devam edeceğim. Bu yüzden biraz üzgünüm. Yani...
RA: Ben de.
ADAMUS: ... Bir psikiyatristle görüşüyorum ... .
RA: Ben de.
ADAMUS: ... Yükselmiş Üstatlar Kulübü'nde (daha fazla kıkırdama). Hayır, kelimenin tam anlamıyla, bu bir psikiyatrist. Yani, bilirsiniz, bu burada bir terim olarak kullanılır.
RA: Ben de bir tane görüyorum, yani. Evet.
ADAMUS: Şey, hayır, bu... (iç çeker) Büyük bir kafam vardı (bazı kıkırdamalar). Büyük bir egom vardı (Adamus kıkırdar) her zaman “Benim Shaumbra'm! Benim Shaumbra'm! Onlar en iyisi. Biz en iyisiyiz.” diyordum. Sonra egomu biraz törpülemek için psikiyatriste gitmem gerekti, çünkü tutku nerede Shaumbra?
RA: Evet, tutku nerede?
ADAMUS: Heyecan nerede?
RA: Hımm.
ADAMUS: Kahkahalar? Şarkı söylemek? Neşe? (Birisi “Doğru!” diye bağırır)
RA: Aşk 2.0 mı?
ADAMUS: Yani, evet, işte böyle. Her neyse! Bilirsiniz, sanki, bilirsiniz, ama neredeler? Yeni yıla girerken şu anda olmamız gereken yer, “İşte budur!” hali.
RA: Evet!
ADAMUS: Ve bunu haykırmak, bağırmak.
RA: Andy'nin dediği gibi, evet.
ADAMUS: Ama buraya girdiğinizde herkes “Tamam.” der. (donuk bir sesle)
RA: Evet.
ADAMUS: “Oh, hayat çok zor.” O zaman radikal bir hayal gücünüz olmalı. Her neyse, ben ...
RA: Bence yeterince Aliyah yapmıyorlar.
ADAMUS: Evet, sana tüm sorunlarımı anlatmak zorunda kalmak istemiyorum. Ama sadece danışmana gideceğimi bilmeni istiyorum (kahkahalar).
RA: Tamam. Ama bu iyi bir şey.
ADAMUS: Danışmanım kim biliyor musun? Bu dünyadaki en harika şey. Yani, en iyinin en iyisine sahibim (seyirciler arasındaki birkaç Shaumbra “Kuthumi” der).
RA: Kuthumi mi?
ADAMUS: Hayır! Ben! Kendim! (daha fazla kahkaha) İçeri girdim ve “Şuradaki kanepeye uzan Adamus” dedim. Ve uzandım. Aslında St. Germain'di ve St. Germain şöyle dedi, “Öyleyse bana sorunlarını anlat. Seni Shaumbra ile çalışman için yarattım, aşağıda sorunların mı var?” Ve ... (ağlamaklı bir sesle) “Evet! Beni anlamıyorlar! Beni anlamıyorlar!” (birkaç kıkırdama) Her neyse... (Adamus kıkırdar). Özür dilerim, ben ...
RA: Sorun yok.
ADAMUS: Dikkatim dağıldı.
RA: Sorun değil.
ADAMUS: Bu arada, lütfen - teşekkür ederim, öncelikle güldüğünüz için teşekkür ederim. Biraz gülümseme görmek güzel. İkinci olarak, hikâyeler anlatın. Bu kadar ... sıkıcı olmayı bırakın (başka bir şey söylemeye “çalışırken” birkaç kıkırdama). Bir şey kelimelerimi engelledi (daha fazla kıkırdama). Bu kadar sıkıcı olmayı bırak, Shaumbra. Hikayeler anlatın. Biraz renk katın. İşin içine biraz tiyatro katın. Bir grup içinde biriyle konuşurken, bu kadar didaktik, bu kadar dogmatik olmayı bırakın. Biraz renk katın. Sende renk var. Yani, bugün çok güzel görünüyorsun.
RA: Teşekkür ederim. Sen de iyi görünüyorsun.
ADAMUS: Evet.
RA: Hep öylesin.
ADAMUS: Sorun değil. Cauldre'yi farklı giydirirdim ama bilirsin işte (daha fazla kıkırdama). Peki, nerede kalmıştık? Hakikat. Senin gerçeğin ne?
RA: Ah. Benim gerçeğim ben ne diyorsam odur.
ADAMUS: Tamam. Peki, ne olduğunu söyle o zaman.
RA: Benim gerçeğim her şeydir, benim seçtiğim her şeydir.
ADAMUS: Tamam.
RA: Ben buyum. Benim tutkum, benim aşkım, ben.
ADAMUS: Öyle mi?
RA: Evet.
ADAMUS: Ama burada biraz makyo seziyorum.
RA: Neden böyle söylüyorsun?
ADAMUS: Çünkü şu anda istemediğin bazı şeyler var ve o hâlâ orada.
RA: Ne gibi?
ADAMUS: Pekala, git psikiyatristinle konuş, sana söyleyecektir (kıkırdarlar). Eğer bir şey yapmak istiyorsan - neydi o TV programı...
RA: Orada olmasını istemediğim şeyler var. Mesela, finansal olarak mücadele etmek istemiyorum.
ADAMUS: Öyle mi?
RA: Eskisi kadar değil.
ADAMUS: Oh, bu iyi bir yanıt. Ben de bunu duymayı seviyorum. Ağrın mı var? Sen ...
RA: Oh, hayır.
ADAMUS: ... depresyonda mısın? “Eskiden olduğum kadar depresif değilim.” (ağlamaklı bir sesle) “Eskiden çok kötüydüm!”
RA: Biliyor musun? O hikâyeyi değiştirdim.
ADAMUS: Teşekkür ederim.
RA: Borçsuzum.
ADAMUS: Tamam.
RA: Aşık oldum.
ADAMUS: Öyle mi?
RA: Her zamanki gibi. Evet.
ADAMUS: Evet, evet.
RA: Tabii ki. Ve ben çok tutkuluyum.
ADAMUS: Evet, öylesin.
RA: Evet.
ADAMUS: Senin gerçeğin ne?
RA: Benim gerçeğim, her şeye izin vermek istememdir. Bahsettiğiniz her şeye, ben ...
ADAMUS: Her şeye izin vermek mi istiyorsun?
RA: Evet.
ADAMUS: Her şey mi? Her şey mi, her şey mi?
RA: Kendimle. Evet.
ADAMUS: Kendinle, tamam.
RA: Evet. Benimle. Evet.
ADAMUS: Tamam. Evet. Tüm benliğine izin vermek istiyorsun.
RA: Ben her şeye hazırım, bilirsin ya?
ADAMUS: Evet, hazırsın.
RA: Sözünü ettiğin her şeye hazırım.
ADAMUS: Evet.
RA: Peki, bu neden gecikti?
ADAMUS: “ Neden gecikti?” diye soruyor.
RA: Evet, neden gecikti?
ADAMUS: Ona söylemeye cesaretimiz var mı?
RA: Evet (kahkahalar). Açık kitap.
ADAMUS: Psikiyatristinle konuş. Aslında, Adamus Danışmanlık Hizmetleri'ni başlatacağım. Dr. Adamus hizmetinizde.
RA: Ne kadar ücret alıyorsunuz?
ADAMUS: Bunu karşılayamazdın.
RA: Oh!
ADAMUS: Kredi almak zorunda kalırsın ve sonra da borca girersin (bazı kıkırdamalar). Konuştuğumuz her şeyin üstesinden gelirsin. Ama ya bu - şu anda gezegende bir insan olsaydım gerçekten ne olmak istediğime karar vermeye çalışıyorum. Birincisi, komedyen bir psikiyatrist olmak isterdim. Hiç yok. Hiç yok. Etrafa baktım. Komedyen psikolog, psikiyatrist ya da başka bir şey yok. Çok sıkıcılar, sonra da ilaç veriyorlar. İçeri giren herkesle o kadar komik bir şekilde ilgilenirdim ki, sorunları hemen çözülürdü.
RA: Buna inanıyorum.
ADAMUS: Teşekkür ederim. Ya da bir yarışma programı sunucusu olmak istiyorum. Bir yarışma programı yapmak istiyorum ...
RA: Hayır, ilkini seç.
ADAMUS: Pardon?
RA: İlkini yap.
ADAMUS: İlkini mi yapayım?
RA: Evet.
ADAMUS: Aynı anda ikisini birden yapabilirim.
RA: Bu doğru. Sen bir Üstatsın.
ADAMUS: Ben çok boyutluyum.
RA: Evet.
ADAMUS: Bunu programa koyacağım. Jean, Linda, dikkat edin. Başka bir Shaumbra oyun programı yapmak istiyorum. Yıllar önce bir tane yapmıştık, hatırlıyor musunuz? Onu çok sevmiştim. Bir yarışma programı sunucusu olmayı çok isterim, o yüzden bir tane daha yapalım ve bunu Üstat psikiyatrist olmakla birleştireyim.
RA: Tamam.
ADAMUS: Evet. Psikiyatrist. Evet. Tamam. Oh, bu ilginç olacak.
SYLVIA: (araya girer) Ama şimdi değil misin?
ADAMUS: Pardon?
SYLVIA: Sen şimdi Üstat bir psikiyatrist değil misin? Bunu şu anda onunla yapıyorsun!
ADAMUS: Biliyorum. Ama eğer ben bir psikiyatrist, bir danışman, her neyse, olduğumu söylersem, tüm tutumlarını değiştirirler. Yani, ben sadece bir Yükselmiş Üstad'ım.
RA: Tamam.
ADAMUS: Yani, gerçek.
RA: Bana geri dön, Adamus. Haydi.
ADAMUS: Sana geri dönüyorum. Tamam, senin gerçeğin.
RA: Söyle bana, benim makyo'm nedir?
ADAMUS: Makyo'n nedir?
RA: Evet.
ADAMUS: (İç çeker) Gerçekten mi?
RA: Evet!
ADAMUS: Tamam.
RA: Dürüst ol.
ADAMUS: Bir şey söylüyorsun, başka bir şey yapıyorsun. Bir şey düşünüyorsun ama hayatına başka şeylerin girmesine izin veriyorsun. Işığın nerede olduğunu biliyorsun, ama bu başka şeylerin yaşamına girmesine izin veriyorsun. Seni geri tuttuğunu bildiğin şeylerden uzaklaşmadın. Nokta.
RA: İlginç.
ADAMUS: Aslında biraz sıkıcı ama, biliyorsun ...
RA: Her zaman izin verdiğimi sanıyordum. Biliyorsun, ben iyi bir alıcıyım.
ADAMUS: Evet, iyi bir alıcısın, ama sana gerçekten iyi gelmeyen şeylere izin veriyorsun.
RA: (İç çeker) Bu doğru.
ADAMUS: Neden söz ettiğimi biliyorsun.
RA: Evet.
ADAMUS: Evet. Yani, sadece izin vermek, insanların seni paspas olarak kullanmalarına izin vermek anlamına gelmez.
RA: Bu doğru.
ADAMUS: Evet.
RA: Evet.
ADAMUS: İzin vermek kendi benliğine izin vermektir, başkalarına değil. Ve sen izin vermenin yepyeni bir tanımını benimsedin. Hayatına saçmalıkların girmesine izin verdin.
RA: Bu doğru.
ADAMUS: Sen, “Sorun değil. Ben izin veriyorum.”diyorsun. “Hayır, hayır, hayır.” İzin verme okuluna geri dönün. Bu şeyle ilgili...
RA: Ben öyle yaptım!
ADAMUS: Bu şeyle ilgili... şey, tekrar geri dön.
RA: Tamam.
ADAMUS: Bu, benliğinize izin vermektir.
RA: Evet.
ADAMUS: Yüksek Benliğinize, çok boyutlu Benliğinize, Tanrı Benliğinize, Üstadınıza, ruhunuza, Ben' iminize. Başka bir şeye değil. Başka birilerine değil.
RA: Evet.
ADAMUS: Sen başka herkese izin veriyorsun ve sen bir tür yem yalağısın.
RA: Bu doğru. Evet.
ADAMUS: Ve ...
RA: Bu çok doğru.
ADAMUS: Püf! Ne diyebilirim ki? Ben bir psikiyatristim. Evet (Adamus kıkırdar). Yani, gerçeğin. Kendi gerçeğinin ne olduğunu biliyor musun?
(Ra duraklar)
Hayır. Bu iyi, çünkü bu yıl gerçek ortaya çıktığında artık açık olacaksın.
RA: Tamam.
ADAMUS: Teşekkür ederim canım.
RA: Teşekkür ederim. Seni seviyorum, Adamus.
ADAMUS: Ben de seni seviyorum. Ve istediğin zaman gel. Çok konuşuruz. Sen konuşursun, ben dinlerim (daha fazla kıkırdama). Bir tane daha. Senin gerçeğin ne? Bugün. Bugün, senin gerçeğin ne? Makyo yok. Biliyorum, “Oh, kahretsin! O zaman söyleyecek bir şeyim yok.” Tamam.
SHAUMBRA 1 (kadın): Oof! Gerçek. Ben enkarne oldum. Ben insan bedeninde yaşayan bir Üstad'ım. Bugün bana aşılanan şey bu.
ADAMUS: Bu senin gerçeğin mi yoksa hoş bir klişe mi?
SHAUMBRA 1:Ah, evet. Güzel bir klişe.
ADAMUS: Biliyorum! (gülerler) Güzel. Dürüst davranıyorsun! Evet.
SHAUMBRA 1: Evet.
ADAMUS: Hayır, eğer birisi çıkıp da “Kendi gerçeğin hakkında kısa bir öykü yazar mısın?” diye sorsa, bu nasıl bir şey olurdu? Senin gerçeğin nedir?
SHAUMBRA 1: Bugün çok ilgi çekici olmazdı. Ve biliyorsun, ben senin bahsettiğin türden bir Shaumbra'yım. O aslında benim. Ve biliyor musunuz, şarkıyı dinlerken kıvılcımı düşünmeden edemedim. Benim kıvılcımım ne? (kanaldan önce çalınan bu şarkıya atıfta bulunarak kıkırdar)
ADAMUS: Evet. Evet.
SHAUMBRA 1: Ben artık onu hissetmediğimi hissediyorum, ateşi başlatacak kıvılcımı.
ADAMUS: Ah, hah.
SHAUMBRA 1: Yani ...
ADAMUS: Ne yanlış gitti? Yani, eskiden ateşin çoktu.
SHAUMBRA 1: Hiçbir şey.
ADAMUS: Hiçbir şey, tamam.
SHAUMBRA 1: İzin vermekle birlikte gitti. Ben de son zamanlarda böyle düşünmeye başladım.
ADAMUS: Doğru.
SHAUMBRA 1: Ama evet, ben öyle hissediyorum.
ADAMUS: Bir ile on arasında bir ölçekte, tutku seviyen kaç? On en yüksek.
SHAUMBRA 1: Oh, bu her zaman değişiyor. Ama hemen söylersem, üç derim.
ADAMUS: Üç. Tamam.
SHAUMBRA 1: Şu anda.
ADAMUS: Şey, bu dürüst olmaktır. Bu dürüst olmaktır. Neden?
SHAUMBRA 1: Oh, ben... (kıkırdar)
ADAMUS: Birdenbire, bilirsin, açıldığını, tüm bu harika şeyleri öğrendiğini düşünürsün. Diğer alemlerde kendi kişisel psikiyatristiniz var.
SHAUMBRA 1: Doğru.
ADAMUS: Tutku neden daha yüksek değil?
SHAUMBRA 1: Sanırım - nedenini sorma merakı ortadan kalktı. Ben de böyle biri oldum. Mesela geceleri bir şeyler hayal etmek istiyorum ve evet, oynuyorum. Onunla oynuyorum. “ Benim temiz bilgisayarım, hayatımdaki tüm potansiyellere sahip olabilir miyim?” diye düşünüyorum ama hepsine değil. Bir insan olarak aşılanıyorum, bazılarında bir ağaç olabilirim ya da bir bulut olabilirim. Ve ben bununla bu şekilde oynuyorum.
ADAMUS: Doğru.
SHAUMBRA 1: Ve bu kayboluyor. Uykuya dalıyorum ve “Bunu gerçekten önemsedim mi?” diye hissediyorum. Ben sadece - ben bunu umursamıyorum.
ADAMUS: Evet.
SHAUMBRA 1: Ertesi gün uyandığımda tüm bunlar yok oluyor ve ben sadece - ben onu sürüklüyorum ve insanımı da onunla birlikte sürüklüyorum.
ADAMUS: Evet. Ve benim tüm bunlara yanıtım, hepinizin genellikle çok düşük bir düzeyde, insan düzeyinde, zihin düzeyinde imgeleme yapıyor olmanız. Ve ben “radikal hayal gücü” dediğimde, bu sadece bir ağaç olduğunuzu hayal etmekle ilgili değildir, bunu aşmakla, dışarı çıkmakla ilgilidir.
SHAUMBRA 1: Bizim insanımız radikalin ne olduğu konusunda çok sınırlı bir [fikre] sahip.
ADAMUS: Hayır.
SHAUMBRA 1: Çünkü biz onu tatmadık.
ADAMUS: Hayır, hayır, hayır.
SHAUMBRA 1: Oh.
ADAMUS: Hiç de değil. Eğer bunu istemiyorsan, ama...
SHAUMBRA 1: Hayır, elbette değil.
ADAMUS: Hayır. Her biriniz nasıl radikal olunacağını biliyorsunuz ama bunu yapmaktan korkuyorsunuz.
SHAUMBRA 1: Ah, evet.
ADAMUS: Sadece “Bana ne olacak? İnsanlar benim hakkımda ne düşünecek? Ya radikalleşirsem ve bir daha geri dönmezsem?” diyorsunuz. Böyle bir şey olmayacak.
Daha önce de belirttiğim gibi, radikal hayal gücünde keşfedeceğiniz şey, aniden pek çok şeyin farkına varmanızdır. Bu yaşamda yaptığınız gibi goblenin sadece alt tarafını değil, üst tarafını da görürsünüz. Ve nasıl yapıldığını ve tüm enerjilerin nasıl birlikte çalıştığını görürsünüz. Yaşamınızda nasıl ilahi bir düzen olduğunu. Enerjilerin nasıl döndüğünü ve hareket ettiğini ve bu Ana Kod'un nasıl olduğunu görürsünüz. Ve aniden, “Vay canına! Bu çok ...” Karmaşık değil ama tamamen sizin enerjinizle söylenen çok güzel, çok güzel bir şarkı. Ama “Tamam, biraz daha iyi bir yaşam hayal edeceğim”in içinde kalmak için, “Biraz daha iyi bir yaşam hayal edeceğim” dediğiniz andan itibaren yenilirsiniz. Yenilmişsinizdir. Radikal bir şekilde hayal etmelisiniz.
SHAUMBRA 1: İşe yaramıyor. Muhtemelen bu yüzden böyle hissediyorum. Çünkü ben zaten bu şekilde tattım ve hiçbir yere gitmedi.
ADAMUS: Buna meydan okuyorum. Gerçekten denemediniz. Küçük bir yol kat ettiniz ama gerçekten denemediniz. Radikal hayal gücü aniden delirdiğinizi, aklınızı kaçırdığınızı hissettiğiniz ve geri çekilmek istediğiniz noktadır. Size izin vermeyeceğim. Sizi bu şekilde radikal hayal gücüne doğru çekmeye devam edeceğim. Aksi takdirde, Mavi Ülke'deki bu mavi evde daha fazla yaşarsınız. Ve biraz farklı bir mavinin hayalini kurduğunuz için radikal olduğunuzu düşünürsünüz. Hiç de öyle değil. Sıradan oluyorsunuz. En iyi ihtimalle vasat oluyorsunuz.
Radikal hayal gücü, “Orada ne olduğunu bilmiyorum ama gidiyorum” demektir. Bu da ışık ve enerji, fizik, kuantum fiziği ve diğer her şeyle ilgili bütün bir süreci başlatır ve bu süreç çalışmaya ve değişmeye başlar. Ve evet, ilk başta biraz rahatsız edici olabilir, kendinizden geçecekmişsiniz gibi hissedebilirsiniz. Birden hafızanızı kaybetmiş gibi hissedersiniz. Hiçbir şey hatırlayamazsınız, çünkü aniden zihnin çok ötesine geçersiniz. Derin bir nefes alırsınız ve şu anda olan her şeyin uygun olduğunu hatırlarsınız. Hiçbir hata yok. Sadece ne kadar ileri gitmek istiyorsunuz?
SHAUMBRA 1: Pekala.
ADAMUS: Öyleyse, teşekkür ederim.
SHAUMBRA 1: Elbette. Hayır, ben teşekkür ederim.
ADAMUS: Radikal hayal gücüne geri döneceğim ve onu zorlayacağım çünkü büyük hayal etmiyorsunuz. Hayır. Yani, bu olumsuz bir şey değil (Adamus kıkırdar). Ama hayatınızda bir şeylerin neden değişmediğini merak ediyorsunuz. Var olan gerçekliğinizin çemberi içinde hayal ediyorsunuz ve bu çemberin dışını, birbirine bağlı diğer tüm çemberleri görmüyorsunuz. Dairelerin tüm farklı renklerini, diğer her şeyleri görmüyorsunuz. Radikal hayal gücü, her şeyi serbest bırakmanız anlamına gelir. Hiçbir şeyi geri tutmazsınız. Kendinizi oraya bırakırsınız. Elbette, bir ağaç olduğunuzu hayal ederek başlayın, ama bu çocuk oyuncağı. Gizem Okulları'nda bunu hep yapardık. Yani, bunu yapmaya devam etmenize gerek yok. Radikal hayal gücü, onu kontrol etmek zorunda kalmadan, "Işık budur. Tanımı böyledir." demeden ışığınıza dalmaktır.
Şimdi tekrar hakikate dönelim. Hakikat çok ilginç, çok zor bir şeydir. Hakikat arayışı ezelden beri vardır, çünkü insanlar hakikati çok yanlış yerlerde ararlar. Hakikati bir yasa, bir kural olarak arıyorlar ama öyle değildir. Hakikati sizin Tanrı olduğunuz gerçeğinde arıyorlar. Oysa bu da bir tür kural, yasa ya da klişedir. Bunların hiçbirisi değildir. Ve sizin gerçeğinize girdiğimizde, oh, ona ulaştığınızda - pşivvv! - bu “Aman Tanrım! Bunun benim gerçeğim olduğunu asla düşünmezdim. Bunu hiç düşünmemiştim bile.” gibidir. Ama aniden farkındalığa ulaşırsınız ki bu da radikal bir hayal gücü gerektirir, ötesine geçmeyi gerektirir.
Gerçeğin o noktasına ulaştığınızda - tekrar ediyorum, bu sizin düşündüğünüz şey olmayacaktır - onu tanımlayamayacaksınız. Bu arada, bugünkü sorumun cevabı da buydu: Sizin gerçeğiniz nedir? “Bilseydim bile tanımlayamazdım.” Cevap buydu. “Onu kelimelere dökemem. Onu insan sözcüklerine ve hatta düşüncelerine indirgeyemem. Başkalarıyla paylaşamam. O, o kadar kişisel ki. Hissedebiliyorum. Onu biliyorum. Ama onu kelimelere dökmek istemiyorum, çünkü onu küçük düşürmek istemiyorum.”
O kadar kişisel olan gerçeğin bu seviyesine geldiğinizde, bunu yapamayacaksınız bile - belki biraz ileride - ama başlangıçta onu kelimelere dökmeye bile çalışmayın, çünkü o zaman onu tekrar kutuya koymuş olursunuz. Bir şarkı, şiir ya da başka bir şey yazarak dünyayı etkilemeye çalışmayın. Onu hemen sınırlandıracaksınız. Bu gerçeğin içinde olmanızı istiyorum. Benden başka kimseye bundan bahsetmeyin. Hayır, çünkü şöyle dediğiniz an, “Ah, geçen hafta bu deneyimi yaşadım ve metafiziksel aşkın bir deneyim yaşadım. Gerçeğimi buldum.” Tamam. Şimdi bunu açıklamaya çalışın. Açıklayamayacaksınız. O diğer alemlerdedir. Başka bir deyişle, henüz insanlaştırılmadı.
Bu deneyimi yaşayacaksınız. Onu zorlamak zorunda değilsiniz. Onu aramak için dışarı çıkmanıza gerek yok. O sizi bulacak ve siz de ona ulaşacaksınız. Ve eğer sizi yere sermezse, henüz ona gerçekten ulaşmamışsınız demektir. O yüzden gelecek ay geri gelip, “Ah, Adamus, geçen ay gerçeğimi buldum” demeyin. O gerçek değildi. O başka bir şeydi ve bunun ötesine geçeceğiz. Ama o gerçeğe ulaştığınızda, onu tutun. Onu içinizde hissedin. İçinizde canlanmasına izin verin. Ve o, küçük, hoş bir klişe olmayacak. Bunun çok ama çok ötesinde bir şey olacak. O sizin gerçeğiniz.
Öyleyse haydi derin ve güzel bir nefes alalım.
Kesinlikle radikal bir hayal gücü ve nihayet gerçeğe ulaşma yılı. Bu birkaç küçük sevimli kelimeden ibaret olmayacak. Bunu kendi kendinize tanımlayamazsınız ama sizden bunu hissetmenizi istiyorum.
(duraklama)
Sevginin Özü için Merabh
Sıradaki. Merabh'a girme zamanı. Bu gezegende zaman çok hızlı akıyor. Bazen buna çok sinirleniyorum. Tüm saatlerinizi atın (Adamus kıkırdar).
Önce müzikle başlayalım.
(müzik başlar)
Bu merabh için hazır olun.
(duraklama)
Yani, sevginin-aşkın bu gezegende ilk kez deneyimlendiği zaman yaklaşık 5.000 yıl önceydi. Bu oldukça radikal bir ifade. Shaumbra'yı ilk başta şaşırttı, “Ne?!!! Sevginin her zaman var olduğunu sanıyordum.” Hayır, hayır, hayır. O, bu gezegenden ortaya çıktı.
O çok güzel bir şeydir. Yani, vay be! Başka uygarlıklar var, sanırım onlara başka çok boyutlu gerçeklikler de diyebilirsiniz. Sevginin yakınından bile geçmiyorlar. Böyle bir kavramları bile yok. Diğer bazı yerler onu Dünya'dan öğrendiler ve sevgiyi oraya taşımaya çalışıyorlar. Yeni Dünyalarda - şu anda Yeni Dünyaların birçoğunda - henüz buraya hiç gelmemiş olan melek varlıklar için öğretilen en popüler ders sevgidir. Bu en temel derstir. Bir nevi burdan başlanır.
Bu gezegende 5,000 yıl önce yaşanmış olanı kabul etmekle başlar. Sevgi. Ruh sevgiyi bilmiyordu. Ben'im ... (bir cep telefonu sesi) Bunu duymadım. Ben'im sevgiyi bilmiyordu. İnsan tarafından deneyimlenmesi gerekiyordu.
Ve sevgi-aşk ilk deneyimlendiğinde, yalnızca bir kişiydi - tek bir kişiydi - ve o kişi bir kadındı. Elbette bir kadındı. Hah! İşte orada başladı.
Artık sevginin dinamikleri, bilinci, enerjileri tüm gezegene yayılmaya başlamıştı ama henüz bir deneyime, sevgiye dönüşmemişti. Ama sonra bir kişi, sonra bir başkası ve bir başkası geldi. Ve çok geçmeden, sadece birkaç yüzyıl içinde, tüm sevgi kavramı gezegene yayılmaya başladı. Herkes hemen anladı diye bir şey yok. Hem de hiç. Ama sevginin tüm temeli oradaydı.
Ve bilirsiniz, bu ilk aşk deneyimlerinde, ilk 100'ün, ilk 1.000'nin hepsi kadındı. Muhtemelen bunu deneyimleyen ilk 100.000 kişinin de hepsi kadındı. İlk erkeğin bunu deneyimlemesi yaklaşık 400 yıl sonra oldu. İlginç.
Hayal edebiliyor musunuz? Diyelim ki aşkı deneyimleyen ilk kadınlardan biriydiniz ve bu eşinize, çocuklarınıza ya da Dünya'ya duyduğunuz aşk olabilirdi. Hiç fark etmez. Sadece aşktı. Partnerinize gidip “Beni seviyor musun?” dediğinizi hayal edebiliyor musunuz?
O da “Bilmiyorum. Sevgi nedir?” Heh! “Ama beni seviyor musun?”
“ Ah, neden bahsettiğinden emin değilim.”
“Bilirsin işte, aşk. Şu duygu.” Adam da “Neden bahsettiğine dair hiçbir fikrim yok.” dedi. O zamanlar biraz garipti.
Ama sonra aşk tüm gezegene yayılmaya başladı (cep telefonu tekrar çalar). Bir kez daha ve kapıdan çıkıyorsun. Bu kimin telefonuysa, hemen kapatsın. Gerçekten inanamıyorum - bu ortamda, bu enerjide buna inanabiliyor musunuz? (kişi telefonunu kapatmak için çabalıyor) Ooo! Tamam.
Yani, aşk. Nerede kalmıştık? Aşkta.
Kadınlar gezegenin her yerinde sevgiyi deneyimlemeye başladığında, bu İsis tarafından, dişil enerji tarafından çok büyük bir şekilde desteklendi. İsis dişil enerjidir ama aynı zamanda diğer âlemlerde de çok organize olduğu söylenebilir. İsis Düzeni, dişil enerji ve burada gezegenin dört bir yanında sevgiyi deneyimlemeye başlayan kadınlarımız vardı.
Diğer âlemlerde biraz endişe vardı. Peki ya erkekler? Ne olacak... (zil tekrar çalar ve kişi odadan çıkmak için ayağa kalkar) Teşekkür ederim.
Peki ya erkekler, erkekler? Bazılarımız diğer alemlerde bir araya geldik ve dedik ki, “Biliyorsunuz, tüm bunların işe yaraması için erkeklerin sevgiyi deneyimlemesi gerekecek.”
Ve erkeklerin doğasını bilirsiniz, o zamanlar Dünya'daki bir erkeğe gidip “Hey, aşkı deneyimlemek ister misin?” diye sorsanız “Hayır. Böyle şeylerle ilgilenmiyorum.” derdi. Yine de diğer alemlerde, tüm bunların işe yaraması için, bu sevgi gezegenini evrimleştirmek için, erkeklerin bunun farkına varması, buna açılması ve izin vermesi gerektiğini biliyorduk.
Böylece küçük bir grup oluşturduk. Adı “Kutsal Kardeşler Konseyi”ydi, “Aziz Kardeşlik” olarak da bilinir. Kutsal Kardeşler Konseyi. Biz aziz tipliler bir araya geldik, biraz daha çok- bilirsiniz, diğer alemlerde cinsiyetimiz nötrdür - ama daha çok erkek olarak geçmiş yaşamlarımız olmuştu ve bunu bir şekilde anlamıştık. Böylece, bu Düzen altında bir araya geldik.
Bu arada, son yaşamımda aldığım “Aziz Germain” adı, Aziz Germain kelimenin tam anlamıyla Kutsal Kardeş anlamına gelir. İsmimi bu Düzenden, bu Kutsal Kardeşler Konseyinden aldım.
Bizim işimiz enerjilerimizi Dünya'da hazır olanlarla - erillerle, erkeklerle - birleştirmek ve onların sevgi deneyimine açılmalarına yardımcı olmaktı. Kolay bir görev değildi. Kolay bir görev değil. Ama bizim işimiz bu enerjileri kolaylaştırmaya yardımcı olmaktı. Sevgi sadece İsis'in içinde kalarak ilerleyemezdi. Adam'a da sıçraması gerekiyordu. Adam, ismimi aldığım yer, Adamus. Artık biliyorsunuz.
Bu yüzden, gezegendeki erkek türünün sevgiye açılmasını kolaylaştırmak amacıyla örgütlendik. Bu, dişil sevgiden oldukça farklı bir tepkiydi.
Dişil sevgi deneyiminin çok yumuşak, nazik, tutkulu ve çok ama çok duyarlı olduğunu söyleyebiliriz.
Gezegendeki ilk erkekler sevgiyi deneyimlemeye başladıklarında, bu hayvanat bahçesindeki çılgın zamanlar gibiydi. Bununla nasıl başa çıkacaklarını bilemediler. Birden kendilerini sürekli ağlarken buldular ve birden kendilerini kaçmaya çalışırken buldular.
Sevgi denen bu şey, Adam enerjisinin gerçekten anlamadığı bir şeydi. Bu tür bir duyarlılığa maruz kalmamışlardı. Kalplerini açmamışlardı.
Ama şimdi erkekler de teker teker, yavaş yavaş bu sevgiyi hissetmeye başlıyorlardı. Ve sonra, şimdi sevgiyi bilen bir kadının, sevgi deneyiminin bir araya gelmesine izin veren bir erkekle tanıştığını hayal edebiliyor musunuz?
Isis ve Adam bir araya gelmesi. Bu olağanüstü bir şeydi.
Tarihte buna dair gerçek bir anlayış yoktur ve bazıları aşkın gezegende bu kadar yeni olduğu gerçeğiyle alay edebilir. Ama gerçekten tarihe geri dönerseniz, 6,000, 7,000 yıl önce aşk yoktu.
Tanrı'yı onurlandırmak anlamında sevgi için bir kelime bile yoktu. Bu sözcükler çok daha sonra yazıldı. Ve “Sevgi” kelimesini kullandılar ama o zamanlar bilinmiyordu.
Gerçek aşk evlilikleri yoktu. O zamanlar tüm evlilikler görücü usulüydü. Uygunluğa dayalı evlilikler, güçleri birleştirme evlilikleri ya da sadece para için, başlık parası için yapılan evliliklerdi. Bu aşk değildir. “Kızımı elimden almak için ne kadar başlık parası vereceksin?” “Ne kadar istiyorsun?” Eskiden böyleydi, ta ki aşk ortaya çıkana kadar.
Ve sonra yaklaşık 2000 yıl önce Yeshua geldi, Mary tarafından şimdi sevgi sözünü yaymak, bu ışığı yaymak amacıyla doğuruldu.
Sevginin bu gezegende gerçekten yer edinmesi, insanların onu deneyimlemeye başlaması 3.000 yıl kadar sürdü. Ve şimdi Yeshua sevgi sözünü yaymak için buradaydı. Bu her birinizin katıldığı tek bir roldü, çünkü Yeshua kolektif bir varlıktı.
Tüm bu aşk deneyimi gezegeni değiştirmeye başladığında, kelimenin tam anlamıyla aşkı deneyimlemek radikal bir hayal gücüydü, çünkü bilinmiyordu. Evet, yakınlık ve arkadaşlık vardı ve aileye, ülkeye ve bunun gibi şeylere karşı yükümlülükler vardı. Ama aşk? Hayır. Bu radikal bir hayal gücüydü.
Birileri yeterince açıldı, yeterince insan yeterince açıldı ki böyle oldu.
Aşkı ilk deneyimleyenler, kadınlar, erkek kulübümüzde, Aziz Kardeşlik'te onlar için bir isim bulduk. Bu isim Mary idi. Onlara Mary deniyordu. “Mary,” çok eski bir Mısır kelimesi olan 'Myr' - M-y-r - kelimesinden türetilmişti ve sonunda ' Sevilen' olarak tercüme edildi.
Dolayısıyla, pek çoğunuz ister bu yaşamınızda ister başka yaşamlarınızda olsun, Mary adını taşıdınız ya da bir unvan olarak bu adı kullandınız. Bu her şeyden öte bir unvandır. Kelimenin diğer bazı çevirilerinde, Mary adı - Marit, Miriam, aynı anlama gelen birkaç tane var, Marie - kadim dile yapılan çevirilerden birinde aynı zamanda Lord'dur. Lord (Hiristiyanlıkta:Tanrı, Rab). Ev sahibi gibi bir anlamda değil, kendi enerjisini, kendi benliğini tanımlayan bir Lord. Lord.
Şimdi Meryem Ana olarak bildiğiniz, Yeshua'yı doğuran kişinin orijinal adı Mary değildi. Onun farklı bir adı vardı. Ancak Yeshua'nın doğumundan kısa bir süre sonra, kendi yaşamında Mary olarak anılmaya başlandı ve daha sonra Kutsal Kitap'ta Mary-Meryem olarak adlandırıldı. Ve daha pek çok Mary tanıyorsunuz - Mecdelli Meryem ve yol boyunca pek çok başka Mary.
Tüm bu zaman boyunca, gevşek bir şekilde örgütlenmiş olan bu Aziz Kardeşliği, Adem ve İsis arasındaki, eril aşk ve dişil aşk arasındaki boşluğu doldurmaya yardımcı olmak için oradaydı. Bu grubun rolü bu olmuştur.
Bu yaşamdaki Shaumbra erkeklerinin çoğu bir şekilde bu grupla bağlantılıdır. Burada bulunmanızın nedenlerinden birisi de bu. Tek işleri Adem'in içindeki sevgiyi kolaylaştırmaya yardımcı olmak olan o Aziz Kardeşliğe, Kutsal Kardeşlere bağlısınız.
Kadınlar, sizin İsis'iniz var ve aslında çok fazla yardıma ihtiyacınız yok. Sevgiyi yaşarsınız. Erkeklerin işi biraz daha zor.
Ve bunu şimdi gündeme getirmemin tek nedeni, Sevgi 2.0'a girerken, bu sevgi olayının Dünya'ya nasıl geldiğini ve şimdi neler olduğunu biraz daha iyi anlamanıza yardımcı olmaktır.
İlginç değil mi, aynı zamanda İngilizce bir kelime olan marry, biriyle evlenmek anlamına geliyor. Erkeğin yaptığı da tam olarak buydu. “Evlenmek-marry” haline geliyordu. Bu sözcük yasal bir ilişkiyi tanımlamak için kullanılmaya başlandı ama bu evli-married olmaktır. Evliliğe-marriage izin vermek, Benliğin içindeki Mary'ye.
Bugün bunu yeni yılın başında gündeme getirmek istememin nedeni, Mary'nin, Lord'un, sevginin, dişil enerjinin bu yıl çok önemli olacak olmasıdır.
Radikal bir hayal gücüne sahip olabilmek ve içinizdeki gerçeğin ortaya çıkmasına izin vermek. Birçoğunuzun onunla özdeşleştiği Mary'nin bu arketipik enerjisi, birçoğunuz Meryem Ana ya da Mecdelli Meryem ile güçlü bir şekilde özdeşleşiyorsunuz, ama bu Mary, M-a-r-y, Mary. Sevgi bilincini ilk deneyimleyenler. Biz onlara Mary ya da Myr - M-y-r - Sevgililer derdik.
Bu yıl hızlı bir yıl olacak, pek çok açıdan zorlu bir yıl olacak. Her şey hızla değişiyor. Ve şu anda ışığı getirmek ve yayılmasına izin vermek için Mary'den daha iyi arketipik enerjiler yok. Erkekler için bile. Erkekler, artık Mary olma izniniz var.
Bu yıl Mary'yi çağırırken, bunu içimize alırken derin bir nefes alalım.
Ve evet, bunu Meryem Ana, Mecdelli Meryem ya da diğer Meryemlerden herhangi biri olarak düşünebilirsiniz, ancak öze, sevgiyi bulmanın özüne geri dönün. Radikal. Radikal bir şey.
O kadar radikaldi ki, başka gezegenlerde bunu keşfetmiş varlıklar yoktu. Tanrı'nın başlangıcından beri yoktu.
Daha önce hiç yapılmamıştı. Radikal olan budur. Hiç yapılmamış.
Mary'ye izin verelim.
“Mutlu-happy” gibi ‘neşeli-merry’ kelimesi de komik. Hepsi birbirine bağlı.
Mary'ye izin verelim. Bazılarınız biz daha bu Shoud'u yapmadan önce bunu zaten yapıyordu. Bazılarınız aniden Meryem'i düşündünüz, Meryem'le özdeşleştiniz. Şimdi buna izin verelim.
Mary - kişi olan Mary değil, o bilinç olan Mary - ışığın farklı bir şekilde parlamasını sağlar. Hayal gücünün farklı bir şekilde açılmasını sağlar. Neden mi? Çünkü her şey sevgi temellidir. Sevgi 2.0'ye dönüşüme izin verir.
Ve erkekler, beyler, sizden kendi içinizde de buna izin vermenizi istiyorum. Bu sadece kadınsı bir şey değil. Bu aslında içinizdeki Adem ve İsis'i bir araya getiren, o kutsal birliği yaratan şeyin ta kendisidir.
Bu yıl için getirmek istediğimiz şey budur. Yol gösterici bir güç, radikal bir hayal gücü, sevgi temelli bir bilinç.
Bu yıl savaşlar yerine, bitmek bilmeyen zihin mücadeleleri ve savaşlar yerine ve yol boyunca hiç bitmeyecekmiş gibi görünen kavgalar ve zorluklar yerine, gelin Mary'ye açılalım.
(duraklama)
Bu sadece 5000 yıl önce yaşanan aşk değildir. O açıldı. Olgunlaştı. Gelişti. Çok ama çok bilge bir hale geldi. Bu aynı zamanda kendi gerçeğinizle bağlantı kurmanıza yardımcı olan şey olacaktır. Ve 'gerçek' Mary olarak tanımlanmıyor ama o sizin gerçeğinizi fark etmenize yardımcı olacak.
Meryem sevginin özüdür.
Meryem açık bir bilinçtir.
Evlenirken derin bir nefes alalım.
İsis ve Adem'i evlendirirken.
İnsani ve ilahi olanla evlenirken.
Geçmişle, bugünle ve gelecekle evlenirken.
İnsan zekası ile ilahi hayal gücünü evlendirirken.
Gerçekte yaptığımız şey, bunların her birine sevgi, şefkat ve kabul unsurlarını katmaktır.
(duraklama)
Dünya ile evlenelim, özellikle de Gaia yavaş yavaş yok olurken. Özle, Dünya'nın özüyle evlenelim. Dünya'nın büyülü krallıklarıyla evlenin.
Gördüğünüz gibi bu, her şeyi uyum içinde bir araya getiren bir tür 'öz'dür.
(duraklama)
Ve tam da şimdi, buna izin verme zamandır.
(duraklama)
Mary. Çok eskilere, Myr'a dayanan ve sonunda “Sevgili” anlamı verilen bir sözcük.
(duraklama)
Ve biliyorsunuz, bu zaten içinizde olan bir şey. Şimdi bunun günlük yaşamınıza girmesine izin verme zamanı.
Kutsal Kardeşliğe bir süre daha devam edeceğiz. Hâlâ bunu anlamayan bir sürü erkek var. Evet, erkeklere hizmet etmek için buradayız ama Isis'in onuruna. Yalnızca bir erkek kulübü değil.
Bu Kutsal Kardeşliğin her bir parçası, yaptığımız iş, İsis'i, aşkı ilk deneyimleyen dişiyi onurlandırmak içindir. Mary'yi onurlandırmak ve Mary'yi korumak için.
Sevgili Shaumbra, kendimizle evlenirken derin bir nefes alın.
Güzel, derin nefes alın.
(duraklama)
Ve şu anda, radikal hayal gücü ve gerçeğinize ulaşma konusunda çok heyecanlanıyor olmalısınız.
Enerji, serbest enerji gibi konularda atılımların yapılacağı kutsal 2025 yılının dördüncü gününde hep birlikte derin bir nefes alalım. Bu artık sadece bir hayal değil. Serbest enerjinin metafiziği gerçekten çok basit. Bu gezegenle, insanlıkla evli olmaktır. Bu yıl, kuantum bilgisayarların her şeyin hızlanmasına izin verdiği bir yıl olacak.
Ve tüm bu zaman boyunca Kendinizle evleniyorsunuz, hepsi sevgiye dayanıyor, çünkü sevgiden daha büyük, daha büyük, daha büyük bir bilinç olabilir mi?
Bununla birlikte, derin bir nefes alalım.
Şimdi gidip eğlenin. Oynayın, yiyin, eğlenin. Bu yıl önümüzde yapmamız gereken çok şey var, ama bunu ışıkta yapalım.
Bununla birlikte, sevgili dostlar, unutmayın, tüm yaratılışta her şey yolundadır.
Teşekkürler ve mutlu yıllar.
Adam ve Isis hakkında daha fazla bilgi için lütfen Crimson Circle mağazasındaki bu ürünlere göz atın: