KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ
AYDINLATMA Dizisi
ŞAUD 7
Geoffrey Hoppe tarafından yapılan ADAMUS SAINT-GERMAIN kanallığı,
6 Nisan 2024 tarihinde Kırmızı Çember’e sunulmuştur
[Kanallıktan önce bu şarkı var].
Ben Ben’im, Egemen Aziz Germain'ın Adamus'ı.
Herkese selamlar. Selamlar ve Hawaii, Kona'daki Ahmyo inzivasından yapılan canlı yayın Şaud'umuza hoş geldiniz.
Bu Şaud’daki yolculuğumuza başlarken hep birlikte güzel, derin bir nefes alalım. Ah! Güzel, derin bir nefes.
Şarkının sözlerinde de dediği gibi, "Sadece bu anın gelmesini bekliyordunuz" ve ne kadar da uygun. Ne kadar da uygun. Bugün kocaman bir gülümsemem var, çünkü bunun bu gezegendeki pek çok yaşamın doruk noktası olduğunun farkındayım. Bazılarınız erken Lemurya zamanlarından beri, yani Dünya gezegeninin başlangıcından beri buradasınız ve işte bu en muhteşem zamandayız. Bunun insan için pek çok açıdan hâlâ zor olduğunu biliyorum, ama gerçekten hissettiğinizde, gerçekten ışığınızı hissettiğinizde, bu yaşamda ne kadar ilerlediğinizi fark ediyorsunuz. Bunun zor olacağını biliyordunuz. Yol boyunca zorluklarla karşılaşacağınızı biliyordunuz. Ama dediniz ki, "Bununla başa çıkabilirim. Her şeyin üstesinden gelebilirim."
Bu arada, Ben’im Dünya gezegeninde enkarne olmadığımı fark etmişsinizdir (Adamus kıkırdar). Şu anda orada olmak ister miydim bilmiyorum. Zorluklarla, dönemeçlerle ve kafa karışıklıklarıyla ve sonra da atılımlarla dolu. Atılımlar. Geçenlerde burada, Shaumbra Köşkü'nde bir grubumuz vardı ve atılımlar hakkında konuştuk, çünkü bu onların zamanı. Bu gerçekten de her zamankinden çok daha fazla yaşanmaya başladığı zamandır.
Pek çoğunuz için son birkaç haftanın- evet, dolu dolu- pek çok duyguyla, pek çok içsel stresle, pek çok sorgulamayla, pek çok merakla dolu olduğunu biliyorum, "Şu anda gezegende neler oluyor? Nasıl oluyor da- ne halt oluyor da?- benim ışığım gezegende en ufak bir fark yaratmıyor?" diyorsunuz. Kendi "eğer "lerinizden ve değişimlerinizden geçtiğinizi ve " Allah kahretsin neler oluyor?" diye merak ettiğinizi billiyorum.
Her Şey Işıkla İlgili
Gerçekten oldukça basit ve en azından benim için neredeyse eğlenceli. Belki henüz sizin için değil ama en azından benim için öyle. Şu anda olan her şey ışıkla ilgili. Her şey ışıkla ilgili. Şu anda hayatınızda olan her şey- bedeninizde, duygularınızda, zihninizde olan her şey- hepsi ışıkla ilgili. Hepsi ışıkla ilgili.
Cennetin Haçı yaklaşık bir yıl önceydi. Buna hazır olanlar için gezegene büyük bir ışık akışına izin veren bir açıklık vardı ve siz de bunu kendinize getirdiniz. Şimdi, bu arada, onu yayıyor ya da bir dereceye kadar insanlığa, bu gezegene akmasına izin veriyordunuz. Ama bunun büyük bir kısmı, onun içinize girmesine izin verdiğiniz tüm o zaman boyunca gerçekleşti. Bedeninize nüfuz etmesine izin verdiniz. Bedeninizin, zihninizin, beyninizin rahatlamasına ve bu yeni ışık seviyesine uyum sağlamasına izin veriyorsunuz ve bunun büyük bir kısmı Yeni Işık'tır. Bunu daha önce açıklamıştım ama temelde klasik ışığa sahibiz ve nihayetinde o, bilgeliğinizle birleştiğinde Yeni Işık haline geliyor.
Şu anda tüm bunlar oluyor. Bazen kendinizi karmakarışık, tepetaklak, deli gibi hissetmenize, ne yapmanız gerektiğini merak etmenize şaşmamalı. Derin bir nefes almanızı ve bir an için benimle birlikte hissetmenizi istiyorum. Şu anda her şey ışıkla ilgili. Geçmişte bunun Gerçekleştiriminizle ilgili olduğunu söylemiştim ve şimdi bu, onu da aşıyor. Bu sizin ışığınızla ilgili ve ışık, bu zamanda gezegene gelmenizin asıl nedenidir.
Gerçekleştirim bir tür veridir. Daha önce de söylediğim gibi, Kuthumi şöyle demişti: " Siz zaten aydınlandınız. Şimdi sadece oraya ulaşmanın nasıl bir şey olduğunun deneyimini yaşıyorsunuz. Bunu nasıl deneyimlemek istersiniz?" Bu bir çeşit verili durum. Bunun için endişelenmiyorum bile. Şimdi bir sonraki seviye ışık. Bu ışıkla ne yapacaksınız? Varlığınıza nasıl geliyor? Şimdi o, fiziksel bedeninizle ve duygularınızla nasıl uyumlanmaya başlayacak?
Pek çoğunuzun ilginç birkaç hafta geçirdiğini biliyorum, özellikle de duygusal açıdan, ama bazılarınızın bedenine de vurdu. Her şey ışıkla ilgili. Bir yıldır onun içeri girmesine izin veriyorsunuz. Bir yıldır onu özümsüyorsunuz. Bir yıl boyunca kendi bedeniniz ona alışıyordu. O içinize entegre olana kadar, siz onun ne olduğunu, onunla birlikte neler olduğunu, onunla nasıl çalışacağınızı gerçekten anlamaya başlayana kadar, dışarı çıkıp gezegen için tüm o işleri yapamayız, yapacağımız çapta yapamayız.
Cauldre ve Linda'nın açılış yorumlarında belirttikleri gibi, atölye çalışmalarının odak noktası, şu anda Kona'daki canlı atölye çalışmalarının odak noktası bu doğrultuda, ışık, Yeni Işığı keşfetmek ve zihnin metafiziği, gerçekten bir sonraki seviyeye geçmekle ilgiliydi. Ve ben çok memnunum- bu nedenle bugün gülümsüyorum - çünkü 2009'da geldiğimde ne kadar ilerleyebileceğimizden emin değildim. Ve işte şimdi ışığın kişisel kullanımı hakkında konuştuğumuz o zamana geliyoruz. Sadece eski yaraları ve sorunları temizlemekten değil, bunun hakkında konuşuyoruz ve aynı zamanda yeni sevgiden bahsediyoruz. Yeni Işık, yeni sevgi, bunlar el ele gider. Birlikte çalışırlar ve şu anda içinden geçmekte olduğunuz şey de tam olarak budur.
Bazılarınız son birkaç haftadır sevdiklerinizle duygusal sorunlar yaşadınız, çünkü gezegende ışığın ve Sevgi 2.0'ın bir sonraki seviyesine geçiyoruz. Yani, bunu hissediyorsunuz. O, yaşamınızda ortaya çıkıyor ve merak ediyorsunuz- oh, son birkaç hafta içinde Shaumbra'dan uzun, çok uzun zamandır hatırlayamadığım kadar çok telefon aldım. Daha çok gece yarısı çaresizliği türünden şeyler. Eskiden olanlar gibi değil, "Şu anda gezegende kalmalı mıyım?" ya da "Hayatın anlamı ne?" gibi şeyler değil. Ama şimdi "Tüm bunlarla nasıl başa çıkacağım? Bundan sonra ne yapmalıyım?" gibi olanlar. İşte bugün bunun hakkında konuşacağız.
LINDA: Vay canına.
ADAMUS: Peki, Linda, özellikle son birkaç haftada bir şey fark ettin mi?
LINDA: Evet. Bir sürü rahatsızlık.
ADAMUS: Rahatsızlık.
LINDA: Evet.
ADAMUS: Bu onu ifade etmenin iyi bir yolu- rahatsızlık,huzursuzluk- çünkü bu ışık içeri girdikçe, siz onun emilmesine izin verdikçe, başka hiçbir şey olmasa bile fiziksel bedeninizde bir miktar rahatsızlığa neden olacaktır. Huzursuz musun?
LINDA: Evet.
ADAMUS: Yoksa Cauldre de mi öyle?
LINDA: Hayır, o oldukça iyi. Biraz huysuz ama oldukça iyi.
ADAMUS: Biraz huysuz. Evet, şey, o beni çok arar ve gerçekten huysuzdur. Ama evet, bu rahatsızlığa neden oluyor çünkü tüm eski sistemler, aslında, değişiyor. Şu anda değiştiriliyorlar. Yani kesinlikle bir rahatsızlık var.
LINDA: Bunu duymak gerçekten de rahatlatıcı.
ADAMUS: Huzursuz olduğunu duymak beni rahatlattı. Kesinlikle.
LINDA: Evet.
ADAMUS: En azından bunun bir nedeni olduğunu biliyorsun çünkü delirdiğiniz ya da yanlış bir şey yaptığınız ya da bununla başa çıkamadığınız için değil. Siz, hepiniz, Şambra, bu koşullar altında oldukça iyi idare ediyorsunuz. Oldukça iyi...
LINDA: Güzel.
ADAMUS: ... çünkü bu (Adamus kıkırdar), gezegende daha önce hiç görülmemiş bir değişim. Gezegende yepyeni bir insan türüne geçiyorsunuz. Bu bir dönüşüm. Şu anda her şey yapay zekâ ile ilgili. Hatırlayın, yıllar önce Şambra ile bunun hakkında konuşmaya başladık ve şimdi bu günlük bir haber. Her yerde ve devam edecek. Bu geçici bir heves değil, hiç de değil. Şambra'ya da tavsiye ettiğim gibi, bilgisayar programcılığından anlamak zorunda değilsiniz, ama yapay zekâ ve teknolojinin enerjilerini, insanlığı yeniden şekillendirmek için neler yapacağını, sahip olduğu potansiyelleri ve aynı zamanda bazı potansiyel sorunları hissedin.
Cauldre bana bu hafta çıkan bir şeyi hatırlatıyor. Ana akım haberlerde yer aldığını bile sanmıyorum ama teknik direktörünüz Jorge tarafından Kırmızı Çember çalışanlarının bilgisine sunulan bir olay vardı; dünyadaki sunucuların %90'ını kapatacak devasa bir bilgisayar hack'i ya da virüsünün gerçekleşme potansiyeli vardı ve bu son anda engellendi. Henüz büyük haberlere konu olmadı ama bu tür şeyler gezegenin her yerinde yaşanıyor. Ve Jorge'nin sorduğu soru ve senin için yanıtlayayım, Jorge. "Işığımızın Linux sistemine yapılan bu büyük saldırıyı engellemekle bir ilgisi var mıydı?" diye sordun ve cevabım evet. Son dakikada birileri garip bir kod fark etti ve yayılmadan önce yakaladı ve bu, büyük bir kapanmaya neden olmak için sessizce perde arkasında yıllardır devam eden bir plandı. Evet, Jorge'nin sorusunun bir diğer kısmı da şuydu: "Bahsettiğim büyük olay bu muydu?" Hayır, değildi.
LINDA: Oh.
ADAMUS: Çünkü başka insanlar da var. Merak ediyorsunuz, "Neden birisi bunu yapsın ki? Bilirsiniz, bundan nasıl bir fayda sağlarlar? Heyecan bunun neresinde? Finansal olarak fayda sağlıyorlar mı? Birini ya da grupları bunu yapmaya ne motive eder?"
LINDA: Güç.
ADAMUS: Güç, kesinlikle. Güç ve kısmen de gelen ışıkla başa çıkamadıkları için oluyor. Ve bunların hepsi birbirine bağlı. Bu güce benzer ama onlar aslında ışıkla başa çıkamıyorlar. Bir şeyler olduğunu hissediyorlar ve bunun ne olduğunu ya da neden buna karşı çıktıklarını tam olarak anlamıyorlar. Ama bilirsiniz, eski güç odakları pes etmek istemiyorlar ve şu anda Yeni Işık geldiği için sıkışmış durumdalar ve yine bunun ne olduğunun farkında değiller. Ama sadece kalelerini ya da güçlerini korumak zorunda olduklarını hissediyorlar.
Yani, tüm bunlar şu anda oluyor ve başınıza gelen her şeye, bunların tamamen ışıkla ilgili olduğu bakış açısından bakın.
LINDA: Vay canına.
ADAMUS: Yani her şey. Sadece birazı değil. Şu anda hayatınızdaki her şey, kararlarınızdan ve seçimlerinizden yüzeye çıkan sorunlara, işleri yapmanın eski yollarını bırakmaya ve yeniye geçmeye ve özellikle şu anda sevgiyle, sevgiyle ilgili olana kadar her şey ışıkla ilgilidir. Gezegen- bu gezegen- sevgi gezegenidir. Burası sevginin ilk deneyimlendiği ve o zamandan beri sevginin, yaşamın bir parçası olduğu yerdir. Çok ayrılmaz bir parçası olmuştur ama bu da değişmektedir. Eski sevginin büyük bir kısmı güce ve istismara dayanıyordu ve Cinsel Enerji Okulu'nda tartışırken bahsettiğimiz gibi, bunun büyük bir kısmı cinsel dengesizliklere, enerji ve bilinç dengesizliklerine dayanıyor. Tüm bunlar değişiyor. Sizden şu anda kendi ışığınızı hissetmenizi istiyorum... kendi ışığınızı.
(duraklama)
Ve daha fazla ışık olduğu gerçeği. Bilirsiniz, eğer ölçebilirseniz, daha fazla ışık var. Ama aslında bunu ifade etmenin daha iyi bir yolu, daha parlak bir ışık, daha temiz bir ışık, daha taze bir ışığın gelmekte olduğudur. Eğer bunu hissederseniz, şu anda yaptığınız şey, onu kendi varlığınıza özümsemektir. Ve ışığınızı hissederken, bunun için bu gezegende enkarne olmayı seçtiğinizi hatırlamak için de bir dakikanızı ayırın.
Evet, bu biraz rahatsız hissettirecek ve umarım bunun hakkında konuşmak, huzursuzluğunuz konusunda daha rahat hissetmenizi sağlayacaktır. Bu bedeninizde, kesinlikle son zamanlarda duygularınızda- bunu gerçekten görüyorum- ve temel benlik algınızda huzursuzluk hissetmenize neden olacak. Eski, "Ben kimim?" ve bunun için bir tanımınız veya bir yeriniz vardı- ve bu yıllar içinde gelişti, ama "Ben kimim?”- birdenbire değişti ve değişiyor.
Anlamanızı istiyorum, huzursuzluğunuz konusunda rahat olmanızı istiyorum. Şu anda her şeyin değişiyor olmasından rahatsız olmamanızı istiyorum. O ışıktır. Bunun için prova yaptınız. Rüya halinizde, diğer âlemlerdeki toplantılarımızda bunun provasını yaptık. Tüm ayrıntıları bildiğimizden değil ama daha fazla ışığın içeri girmesine izin vermenin nasıl bir şey olacağının provasını yaptık.
Diğer âlemlerde bu değişim zamanından bahsettik ve Shaumbra ile ilgili komik şeylerden biri- komik, tuhaf anlamında, mizahi anlamında değil- ama komik olan şeylerden biri de "Ben her şeyi kaldırabilirim. Her şeyin üstesinden gelebilirim. Benim için endişelenme, St. Germain. Oraya gidebilirim. Bin yaşamım oldu, bununla başa çıkabilirim" demeniz ve sonra zaman zaman işlerin zorlaşmasıdır. İşte o zaman derin bir nefes alırsınız. Güzel, derin bir nefes alırsınız ve burada olduğunuzu fark edersiniz. Kesinlikle mükemmel bir zamanda buradasınız. İşte bunun için buradasınız. Şimdi işimize, eğlenceye, neşeye ve ışıkla çalışmanın hazzına devam edelim.
Metafiziğin Temelleri
Kırmızı Çember'de yeni olan bazılarınız hoş geldiniz, Namaste ve diğer herkese hoş geldiniz. Hoş geldiniz. “Aloha,” diyor Cauldre. Bazılarınız oldukça yenisiniz. Nesnelerin fiziği veya metafizik hakkında çok konuşuyoruz ve yıllardır bilinç hakkında konuşuyoruz. Bu her şeyin özüdür. Bu aslında tek şey. Her şeyin özü budur ve bilinç basitçe farkındalıktır.
Bilinç yaşamı hayata geçirir. Bilinç olmasaydı, hiçbir şey var olmazdı. Eğer bilinç olmasaydı... (Belle aniden yüksek sesle havlar) Teşekkürler Belle. Eğer bilinç olmasaydı, gezegen de olmazdı. Gerçeklik olmazdı. Hatta diğer alemlerde de bilinç vardır, farkındalık ya da bilinç olmak zorundadır. O, fiziksel değildir. Büyüyüp küçülmez. Sadece vardır.
Yani, bunun bir sonraki basamak enerjidir. Enerji bilincin kendini ifade etme, hissetme, olma ve gerçekten sevme tutkusudur. Yani, enerji denilen bir şey vardır ve her birimiz için biricik ve egemendir. Büyük bir evrensel enerji alanına ait değildir. Sadece size aittir. Ve enerji iletişimdir. Bir güç değildir. Olumlu ya da olumsuz nitelikler içermez. O sadece ruhun armonisidir, ruhun şarkısıdır. Bunu bir kez gerçekten anladığınızda, bundan sonra her şeyin nasıl işlediğini de anlamaya başlarsınız. Enerjinin bir güç olmadığının farkına varırsanız, enerji kafanıza tokat atan bir şey değildir ya da size şimşek veya benzeri bir şekilde gelmez. O bir ifadedir. İletişimdir. Varlığınızdaki her şey, varlığınızdaki her şeyle her zaman iletişim halindedir.
Şimdi, bunun ardından ışık gelir ve bugün ve gelecekte de hakkında çok konuşacağımız şey işte budur. Işık.
Bilirsiniz, bazı insanlar ışığa fiziksel bir gözle, fizik ya da ışık bilimi açısından bakarlar. Modern fizik ve bilime göre ışık fotonlardan ibarettir. Işık, ya bir dalga formu ya da bir parçacıktır. Işık, karanlığa, karanlık bir alana aydınlık getiren bir şeydir. Işık güneşten gelir ve buna dair bir inanç vardır- ışık güneşten ya da galaksideki diğer yıldızlardan gelir- ama bu ışığa bilimsel bakıştır. Bu gerçekten bir bakıma komik, çok arkaik. Işık, güneşin ya da yıldızların ya da buna benzer şeylerin çok çok ötesinden gelir. Ama bu bilimin ışığa bakışıdır ve iyidir.
Sonra dinler var, hatta bir din olan New Age bile ışıktan bahsediyor. Onlar için ışık karanlığa karşıt bir güçtür çünkü dışarıda çok fazla karanlık vardır ve içeri çok fazla ışık getirmeniz gerekir. Bu savaş hatırlayabildiğimiz kadar uzun bir süredir devam ediyor. Dünya daha Dünya olmadan çok önce bile, ışık ve karanlık, iyi güçler ve kötü güçler arasında sürekli bir savaş vardı. Ve genellikle kutupluluk, negatif ve pozitif olarak düşünülür ve dualiteye indirgenir ve her zaman karşıt güçler vardır. Varlıkların bu karşıt güç meselesinden çok daha önce bıkmış olacağını düşünürdüm. Ama bu devam edip gidiyor ve hâlâ mücadele ediliyor. Ve- Tobias bunu yıllar önce söylemişti- "Hiçbir taraf kazanamayacak." Işık, karanlığı yenemeyecek ve karanlık da ışığı yenemeyecek, çünkü nihayetinde gerçekten ışık ve karanlık yoktur. Sadece gözlemcinin zihninde aydınlık ve karanlık vardır. Aynaya bakmak uğruna ikilik istediklerini söyleyebilirsiniz. Birisi "Işık karanlığın aynasına bakarak kendisi hakkında daha fazla şey öğrenebilir" diyebilir ama artık buna gerçekten ihtiyaç yok. Tüm bu karşıt güçlere ihtiyacımız yok.
Yani, dini bir bakış açısından, ruhani bir Yeni Çağ bakış açısından, ışık iyiliktir ve karanlık kötü adamdır. Aslında Tobias'ın dönüm noktası olan kanallarından biri- eğer okumadıysanız ya da dinlemediyseniz araştırın; çok çok eskilere dayanıyor- ama o çok kısa kanallıkta- kısa, çünkü Cauldre odadan çabucak çıkması gerektiğini hissetti- çok kısaydı ve şöyle dedi, "Karanlığınız sizin tanrısallığınızdır." Tüm çöpünüzü, tüm karmanızı, kendinizle ilgili sevmediğiniz her şeyi alıp bu şeyin içine attığınız ve ona karanlık dediğiniz yerdir. Ama aslında o sizin tanrısallığınızdır. Başka bir deyişle, siz var olduğunu algılayana kadar gerçekten karanlık yoktur ve bunu yaptığınızı düşündüğünüz tüm pislikler için çöplüğünüz olarak kullanmaya başlarsınız. Yani bu bir nevi dini, bir nevi New Age'in aydınlık ve karanlık görüşü, ama bence oldukça cahilce. Bu benim mütevazi görüşüm tabii ki.
LINDA: Mütevazi mi?
ADAMUS: Mütevazi. Evet, " mütevazi-alçak gönüllü" kelimesini kullandım. Ve şimdi gerçek metafizik hakkında konuşalım.
Işığın Metafiziği
Işık nedir? Ben ışığın hayal gücü olduğunu iddia ediyorum. "Bilinç farkındalıktır", "enerji iletişimdir", ışık ise hayal gücüdür. Şimdi, bu belki de kafanızı kaşımanıza neden oluyor, "Şimdi, bununla ne demek istiyor? Hayal gücümü kullanıyorum ama bu beynimin tuhaf bir parçası, beynimin hayal kuran tarafı." diyorsunuz. Hiç de öyle değil. Hayal gücü, gerçekliği bir araya getiren, gerçekliği mümkün kılan şeyin ta kendisidir. Enerjiyi kullanır ve sonra siz ya da ruhunuz veya Üstat dediğiniz şey tarafından hayal edilir. Üstat varlık- Üstat Benlik, bazen Üst Ruh olarak da adlandırılır- tüm insan yaşamlarınızın doruk noktası, kolektifidir. Hepsi hayal ediyor. Şu anda ruhunuz hayal ediyor. Işığı kullanıyor. O ışıktır. Üstat hayal ediyor.
Ve hayal etmek illaki bir arzu ya da istek olmak zorunda değildir. Hayal etmek sadece temelde bilincinizi, gerçekliğinizi, deneyimlerinizi hissetmektir. Ve bir adım daha ileri gidersek, gerçek imgeleme aslında beyinden veya zihin dediğiniz şeyden gelmez. Beyin-zihnin kendine has bir tür yarı-hayal etme yeteneği vardır, ancak bu yetenek geçmişte bildikleriyle nispeten sınırlıdır. Ben buna qualia* diyorum, daha önce olan bir şeyin çağrışımı. Yani, zihniniz hayal gücünün ucuz bir versiyonunu kullanır, ancak bunların hepsi daha önce gördüğünüz, yaptığınız veya duyduğunuz bir şeye dayanır. Bu bir filmden bir replik, okuduğunuz bir şey ya da kendi kişisel deneyimleriniz olabilir ve zihin bunu hayal eder.
Bunda bir güzellik var. Zihnin hayal edebilmesini istersiniz. Zihnin, yaşadığınız tüm hikayeleri alabilmesini ve onları farklı şekillerde hayal edebilmesini istersiniz. Şundan ya da bundan parçalar alın ya da bir hikâyeyi yeniden hayal edin- diyelim ki hayatınızdaki travmatik bir hikâye- onu yeniden hayal edin. Aslında zihniniz ve beyniniz için geçmiş bir yaşamı hayal etmek bile iyidir, ancak o yaşamın bu gezegende fiziksel biçimde gerçekleşmiş olabilir de olmayabilir de. Diğer alemlerde de gerçekleşmiş olabilir. Ama önermeye geri dönelim.
Işık hayal gücüdür. Kişi hayal ettiği anda, enerji ortaya çıkar ve ışığa dönüşür. Ve bu ışık nihayetinde sizin gerçeklik dediğiniz şeyi yaratır. İnsan kendisini zengin ya da ünlü olarak hayal etmeye çalışır ama genellikle olan şey insanın kendi kendini yenilgiye uğratmasıdır. İnsan kendi enerji besleme biçimini uygular, bir an kendini zengin ve ünlü olarak hayal eder ve gezegendeki herkese ya da her neyse ona yardım eder ve bir sonraki an zihin tüm eski veri kayıtlarını da çeker ve "Hayır, sen başarısızsın. Denesen bile bunu yapamazsın. Sende sihir yok. Sende zekâ yok. Paran yok," gibi şeyler söyler. Dolayısıyla, hayal gücü çoğu zaman kendi kendini yenilgiye uğratır.
Gerçek hayal gücü zihnin ötesinden gelir. Ve evet, insan bunu yapabilir çünkü gerçekten hayal etmek için zihinde veya beyinde olmanıza gerek yoktur. Bunun ötesinde bir şey var ve sadece Üstat ya da ruh için değil, insan için de bunun ötesinde bir şey vardır. Ve daha fazla ışık içeri girdikçe, zaman zaman rahatsız edici hissettirse bile, aynı zamanda daha fazla hayal gücü potansiyelini, daha sınırsız hayal gücünü de getiriyor. Ve şu anda olan da bu. Zihin bunu her zaman kaydetmiyor, çünkü bu zihnin görüş alanının ötesinde ya da hatırlama yeteneğinin ötesinde. Ama bu oluyor ve bu da daha da fazla rahatsızlık yaratıyor çünkü bir şeylerin olduğunu biliyorsunuz. Olduğunu biliyorsunuz ama tam olarak ne olduğunu anlayamıyorsunuz.
LINDA: Ama bunun ne olduğuna dair bir hisse sahip olmak otomatik olarak bunun bir sorun olarak hafiflemesine yardımcı oluyor.
ADAMUS: Oh, kesinlikle. İşte bu yüzden bugün burada bu konu hakkında konuşuyorum.
LINDA: Teşekkür ederim.
ADAMUS: İşte bu yüzden büyük paralar alıyorum ya da aslında bu yüzden Yükselmiş Üstatlar Kulübü'nün başkanıyım (Linda usulca kıkırdar). Ve ben şaka yapıyorum ve Cauldre bazen utanıyor, ki belki de utanmalı. Ama bunların hepsi kendiniz hakkında iyi konuşabilmeniz gerektiğini söylemenin bir yolu. Ve ben Şambra'nın damarına basıyorum çünkü Yükselmiş Üstatlar Kulübü'nün Başkanı olduğumdan- ki gerçekten öyleyim- ya da büyük olduğumdan bahsediyorum. Ve, oh, Şambra, çok utanıyor. Ama kendiniz hakkında iyi konuşabilmelisiniz çünkü başka kimse bunu yapmayacak (Linda kıkırdar). Ve sonra da kendinize gülebilmelisiniz. Bu aslında çok ferahlatıcı ve bunu yapabilmek özgürleştirici. Peki, ışığa geri dönelim.
Işık nedir? Işık hayal gücüdür. Ve sadece insanın değil, Üstadın da hayal gücüdür. Üstat şu anda tüm yaşamlarını hayal ediyor çünkü hepsi aynı anda gerçekleşiyor- eh, "zaman" doğru kelime değil- ama hepsi bir çeşit aynı dizide, aynı çemberde gerçekleşiyor. Yani, tüm yaşamlar gerçekleşiyor ve Üstat aydınlanmış yaşamlardan gelen hayal gücü ve son olarak da nihai yükseliş yaşamı da dahil olmak üzere bunları hayal ediyor. Üstat oraya varmak konusunda endişelenmez. Üstat ışığı nasıl kullanacağı konusunda bile endişelenmez, çünkü bu onun en iyi yaptığı şeydir.
Üstat şimdi kendisini, ışığın ilk gerçek anlayışına ulaşan insan olarak hayal ediyor ve sizin deneyimlemekte olduğunuz şey de budur. Üstat araya girip müdahale etmez ve "İşte yapacağın şey. İşte böyle yapacaksın." demez. Ama ruhunuza erişebildiğiniz gibi, Benliğinizin o parçasına da istediğiniz zaman erişebilirsiniz. Cennetin Haçı'nın bir kısmı bu kapıları da açtı. Ancak çok az sayıda Şambra zihinlerinin veya bedenlerinin ya da çok sınırlı çevrelerinin sınırlamalarının dışına çıkmaya cesaret ediyor.
Ama nihayetinde ışık hayal gücüdür. Bir an için bunu hayal edin.
(duraklama)
Işık basitçe ruhun, Üstadın ve insanın hayal gücüdür.
Yani, "Eğer ruh hayal ediyorsa ve Üstat da hayal ediyorsa, nasıl oluyor da ben bunun faydalarından yararlanamıyorum? Nasıl oluyor da bu kadar engellenmiş bir haldeymiş gibi görünüyorum?" diyorsunuz. Kısmen bu eski kötü bir alışkanlık, kısmen de Üstat ve ruhun bunu size asla zorla kabul ettirmeyeceği için. Bunu kendi başınıza insan formunda deneyimlemek ve bunun Üstat veya ruhla aynı ışık olduğunu anlamak için oradasınız, ama artık bu size kalmış. Onunla ne yapmak istiyorsunuz? Onunla nereye gitmek istiyorsunuz? Işığı yaşamınıza nasıl getirmek istiyorsunuz?
Ve Şambra'nın hemen yaptığı şeylerden birisi de "Işığı getireceğim ve dünyayı kurtaracağım." demektir.
LINDA: Eyvah.
ADAMUS: " Eyvah" doğru (Linda kıkırdar). Büyük bir " eyvah." Varlığınıza özümsediğiniz ve yaydığınız ışık eninde sonunda gezegene yardımcı olur. Ama eğer gündeminiz dünyayı kurtarmaksa...
LINDA: Mahvolduk?
ADAMUS: ... sorun yaşayacaksınız (tekrar kıkırdar). Evet, mahvoldunuz. Sorunlarınız olacak. Kurtarılmak istemiyorlar. Siz kurtarıcı değilsiniz. İsa bunu denedi ve bu tamamen farklı bir hikayeydi. Merlin'in Metafiziği etkinliğinde onu dinleyeceksiniz ama...
LINDA: Vay canına!
ADAMUS: ... dünyayı kurtarmak size bağlı değil. Geri çekilin! Onlar da sizin gibi tam olarak seçtikleri şeyi yaşıyorlar. Geri çekilin. Gündeminizi dayatmayın. Ve size yıllar önce söylediğim gibi, dünyayı kurtarmaya çalıştığınız anda- başka bir deyişle, onu anlayışınıza göre değiştirdiğinizde- o da sizi değiştirmeye çalışacaktır. Bu bir bumerang gibidir, hemen geri dönecektir. Yani, bu ışık sizindir. Kişiseldir. Eşsizdir. Egemendir.
Bir sonraki soru ya da konu, "Peki, bu ışığı nasıl alıyorsunuz? Biliyorsunuz, Cennetin Haçı var. Gökyüzünde büyük delikler var ve ışık içeri akıyor." Öncelikle, içeri akmıyordu. Damlamaya başladı ve sonra bu damlama giderek artarak bir akışa dönüştü. Ama içeri giriyor. Işığı nasıl alıyorsunuz?
Öncelikle bunu iki kez kontrol etmenizi istiyorum. Onu neden istiyorsunuz?
Ben nedenini biliyorum ama siz neden istiyorsunuz? Daha fazla güç için mi? Umarım değildir, çünkü sadece zarar verecektir. Işık ve güç pek de iyi karışmazlar. Hiç de değil, bahsettiğim ışık. Onu güç için kullananlara gerçekten geri teper. Belki hemen değil ama daha sonra. Neredeyse zıt kutuplar gibidirler. Neredeyse yağ ve su gibidirler. Birbirlerine karışmazlar. Güç elde etmeye çalışan ve aynı zamanda büyücülük, kara büyü yapmaya çalışanlar oldu- ve sadece ormandaki cüceden ya da ormandaki cadıdan bahsetmiyorum, daha fazla güç elde etmek için kara büyü kullanmaya çalışan dünya liderleri oldu. Bir ölçüde başarılı olabilir, çünkü esasen yaptığınız şey enerjinizi odaklamaktır. Ancak daha fazla ışık getirmeye çalıştıklarında, bu onlara gerçekten zarar verir ve patlar. Yani, evet, ışık ve güç birlikte bir işe yaramaz.
Kendinize sorun, neden daha fazla ışık istiyorsunuz? Neden daha fazla ışık istiyorsunuz? İyi hissettiriyor mu? Özellikle de şu anda bu rahatsızlık döneminden geçiyorsanız, Ehh, her zaman iyi hissettirmez- heh! -.
Neden daha fazla ışık istiyorsunuz?
(duraklama)
Pekâlâ, güzel cevaplar. Çoğunuz hemen anladınız. Bu, daha fazla siz demektir. Daha çok Kendinizin olması demektir. Bu sizin doğuştan gelen hakkınızdır. Bu sadece kendinizle temas halinde olmaktır. Bu güçle ilgili değildir. Işın kılıcını çıkarmakla ilgili değildir. Dünyayı aydınlatmakla ilgili değildir. Işık bedeninize geri dönmeniz bile gerekmiyor. Bu sadece daha fazla Varlık, daha fazla Kendiniz demektir. Benliğin bir parçası uzun, çok uzun zamandır ayrı tutuluyordu ve o şimdi içeri giriyor.
Yani, birçoğunuzun ki güzel yanıtlar ve birçoğunuz- birinin "Bilmiyorum" dediğini duydum. (Burada, Kırmızı Çember'de bunu söyleyemezsiniz. "Bilmiyorum" demezsiniz. Şöyle diyebilirsiniz: "Henüz cevabın farkına varmadım. Ona yaklaşıyorum Ama "bilmiyorum" gerçekten de sizin için bir zihinsel tuzağı kurar ve o zaman bilemezsiniz. Yani, enerji oldukça motamottur, "Tamam, bilmiyorsun." der.
Peki ışığı nasıl alırsınız? "Daha fazla" diyorum ama bu aslında bir miktar ifadesi değil. Bu sadece- bilmiyorum- bir aydınlatma. Bir parlaklık. Bu bir saflık. Peki bunu nasıl alırsınız? Hepinize soruyorum.
Ah, güzel, güzel, güzel! Bugün burada mükemmel Şambralarımız var. İzin vererek! Kesinlikle. İzin verirsiniz. Onu zorlamazsınız. İnsan beyninizi kullanarak diğer âlemlerden nasıl daha fazlasını alabileceğinizi bulmaya çalışmazsınız. Bunun için dua etmezsiniz. Bunun için yalvarmazsınız. Daha fazla acı çekmezsiniz. Işığı hak ettiğinizi düşünmek için daha fazla acı çekmemelisiniz- bazılarınız çekiyor-. Hiç de bile. Sadece izin verirsiniz. Derin bir nefes alırsınız- phw!- ışığı alırsınız. İşte bu kadar. Bu kadar basit.
Beyin devreye girer ve "Gerçekten bir şey yapıyor muyum?" diye sorar. Evet, yapıyorsunuz çünkü az önce "Daha fazla ışığa izin veriyorum" dediniz. Kapa çeneni, beyin. Evet! Evet! Neden sürekli beni sorguluyorsun, beyin? Neler oluyor? Daha fazla ışığa izin veriyorum." Öyleyse, tam da bunu yapmak için bir dakikanızı ayırın.
Güzel, derin bir nefes alın... ve izin verin. Bum! İşte bu kadar.
İzin vermek bir nevi açılmak demektir. Bariyerleri, kalkanları, sorgulamayı ve geri kalan her şeyi bırakıyorsunuz. Sadece izin veriyorsunuz. Bu zihinsizdir, yani beyninizi kullanmak zorunda değilsinizdir. Sadece derin bir nefes alıyorsunuz, izin veriyorsunuz ve o ışık içeri giriyor. Bu ışık gerçekten bedeninize, zihninize, beyninize, gerçekliğinize gelir.
Ve tekrar ediyorum, eğer bunu hissederseniz, ışık hayal gücüdür.
Eğer daha fazla hayal gücü getirdiyseniz, bu ne anlama gelir? Bu ne anlama gelir? Daha fazla hayal gücü, ve bu sadece gündüz düşleri ya da gece rüyaları gibi bir hayal gücü değildir, daha fazla potansiyeldir. Daha fazla potansiyel. Eski kalıpların dışına çıkmaktır, sınırlamaların dışına çıkmaktır. Artık hayal edebilirsiniz, istediğiniz gibi hayal etmekte özgürsünüz, çünkü daha fazla ışık var. Ve siz hayal ettikçe, hissettikçe ve hayal ettikçe, o zaman o, bir noktada gerçekliğe dönüşmeye başlar. Yani, hayal gücünün içinde olabilirsiniz. Sadece hayal etmek değil, kelimenin tam anlamıyla içinde olmak.
Kendinizi genç ya da zengin ya da buna benzer bir şey olarak hayal etmek zorunda değilsiniz. Hayal gücü daha çok neşe gibi şeylerle ilgilidir. Sadece neşeyi hayal edin. Zihinsel huzuru hayal edin.
Son zamanlarda burada bazı mükemmel toplantılar yaptık ve tam da bunları yaptık. Benim daha büyük bir ölçek, açık bir ölçek olarak adlandırdığım bir ölçekte hayal ettik. Ayrıntıları sizin doldurmanıza gerek yoktur. Arabanızın çalıştığını ya da evinizin iyi olduğunu hayal etmeye başlamak zorunda değilsiniz. Bunu yapmak zorunda değilsiniz. Enerjinin devreye girdiği ve onunla ilgilendiği yer burasıdır. Ama istediğiniz türden bir yaşamı hayal etmek- istediğiniz türden bir yaşamı hissetmek- ve sonra onu yaşamak ve o olmak.
Işığın Etkileri
Yani, şu anda daha fazla ışığın olduğu bir zaman geliyor- gezegende sizin için daha fazla ışık mevcut, daha fazla ışık geliyor- ve bu bazı rahatsızlıklara neden oluyor. Ve bunun yaptığı şey, kendinizden başlayarak tüm eski sistemde çatlaklar yaratmaktır. Bedeninizde çatlaklar var. O zihninizde, beyninizde çatlaklara neden oluyor. Gerçeklik algınızda çatlaklar var. Sanki içinizde duvarlar varmış ve hepsi çatlamaya başlıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Duygusal dengenizde çatlaklar var. Fiziksel bedeninizde çatlaklar var. Işık içeri girdikçe, daha fazla çatlak yaratır.
Çatlaklar ışığın içeri girebilmesi için vardır. Işık sizi kasıtlı olarak parçalamaya çalışmıyor ama ışığın içeri girebilmesi için eski sistemde bir çatlak olması gerekiyor. Ve ışık içeri girdikçe, akmaya başlar, akmaya başlar ve bu da eski sistemlerin çoğunu değiştirmeye başlar.
Kelimenin tam anlamıyla algınızı değiştirir ve nihayetinde bu, düşünme şeklinizi değiştirmek anlamına gelir. Daha önceki korku dolu düşünme tarzınızı ya da sınırlı düşünme tarzınızı değiştirir. Işık içeri girer ve bunu yapar. Bir güç olarak değil, bir armağan olarak. Işık gelir ve uzun zamandır kurtulmaya çalıştığınız şeylerden özgürleşmenize yardımcı olur. Ve bu arada ışık, zaten orada olan ışık bedeni de aydınlatır.
Işık beden bir nevi mühürlenerek bir kenara konulmuştu ama her zaman oradaydı. Işık beden bunu, fiziksel bedeni daha fazla deneyimleyebilmeniz için yaptı. Ama şimdi ışık bedeninin o kılıfında ışığın içeri girebilmesi için çatlaklar gelişiyor. İçsel ışık bedeninizden gelen ışık.
Yani evet, bir bakıma şu anda çatırdıyorsunuz. Ama bunun nedenini anladığınızda, yaptığı iyiliğin farkına vardığınızda ve bunun doğal bir sürecin parçası olduğunu anladığınızda, o zaman o kadar da korkutucu olmuyor. Ve tekrar ediyorum, burada bahsettiğim her şey sizinle ilgili. Bunu diğer insanlara yüklemeyin. Diğer insanları bunun bir parçası olmak zorunda bırakmayın. Sonunda bunun bir parçası olabilirler, ancak bu süreçten geçerken çocuklarınızı, sevdiklerinizi ya da başka herhangi bir şeyi buna dahil etmek zorunda kalmayın. Bu çok güzel ve kişisel bir şeydir.
Bir an için bunu hissedin.
(duraklama)
Her şey çatlamaya başlar ve amaç ışığın içeri akmasıdır.
Yerleşik olan sistemler, uzun zamandır yerleşik olan kişisel sistemleriniz çatlamaya başlar. Ve ışık içeri akabilir.
Şimdi çatlamak, patlamaktan, parçalanmaktan çok daha iyidir. Gördüğünüz gibi, eski sistemde bu küçük kılcal çatlakları geliştirirsiniz ve ışık bunun içinden akabilir. Ve sonra onu daha büyük çatlaklara dönüştürür ve çok geçmeden inançlarınızın, kalıplarınızın, kendinizi içine koyduğunuz hapishanelerinizin, tuzaklarınızın tüm eski kılıflarını çözer. Ve ışığın şu anda yaptığı da tam olarak budur. Tam şu anda.
Hadi güzel, derin bir nefes alalım ve bunu hissedelim. Çatlıyorsunuz, böylece ışık içeri akabiliyor. Bu iyi bir şey. Her ne kadar öyle görünse de zihinsel çöküntüler yaşamıyorsunuz, fiziksel ya da -son zamanlarda bazılarınız için -duygusal çöküntüler yaşamıyorsunuz. Artık sadece ışığın içeri girmesine izin veriyorsunuz.
Evet, beden için bu zor olabilir, zihin için zor olabilir ve özellikle de şu anda duygular için zor olabilir. Ve siz bunun olmasına izin veriyorsunuz.
Bu yüzden derin bir nefes alın.
(duraklama)
Içsel Işık
Yani, içsel ışığınız var ve biz de içsel hayal gücünüz hakkında konuşuyorduk. Şu anda gerçekten ön plana çıkan şey bu. Ve lütfen, bunun üzerinde çalışmak zorunda değilsiniz. Bunu bir sürece dönüştürmek ya da üzerinde uzun ritüeller yapmak zorunda değilsiniz. Sadece izin verin. Onun gerçekleştiğini bilin. Ve bununla ilgili olan şey şu ki, o öncelikle- aslında bir çok alanı etkiliyor ama bunlardan bir tanesi olan- ışık bedeninizi etkiliyor.
Işık bedeniniz fiziksel olmayan bir şeydir. Fiziksel bir beden ya da kurabiye kalıbındaki bir hamur çocuk ya da buna benzer bir şey gibi şekillendirilmemiştir. Işık bedeniniz basitçe sizin ifadenizdir, fiziksel bir bedene sahip olmak zorunda olmayan hayal gücünüzdür.
Bir an için bunu hissedin. Işık beden, fiziksel bedenin ötesindeki Benliğin imgesi ya da hayal gücüdür.
Fiziksel niteliklere sahip değildir ve gerçekten de parlayan bir ışık gibi değildir. Aslında öyle değil, ama öyle hayal edebilirsiniz. O sizin enkarne olmuş halinizdir ama yine de fiziksel formda değildir. Enkarne olabilirsiniz; varoluş içinde olabilirsiniz ve eğer isterseniz bu varoluşun sonuçta bir zaman ya da mekân faktörü olabilir. Ancak zamandan ve mekândan bağımsız da olabilir. Aynı anda hem burada hem de herhangi bir yerde olmanızı sağlayan şey budur.
Işık bedende, hiçbir bir nokta arasında hiçbir mesafe yoktur. Hayal ettiğiniz anda, oradasınızdır. Birçoğunuzun kendinizi buradan gezegenin diğer tarafına ışınlamak istediğinizi biliyorum. Fiziksel bedende bunu yapmak çeşitli nedenlerden dolayı zordur. Ama ışık bedeninizde zaten oradasınız. Şimdi, fiziksel bedeninizi açıkça hayal edebileceğiniz ve o zaman gezegenin diğer tarafında olabileceğiniz bir noktaya gelebilirsiniz, ama gerçekte fiziksel bir bedende değilsiniz. Hayali bir fiziksel bedendesiniz ama buna odaklanmayalım. Bu çocuk oyuncağı. Yapacak daha pek çok işimiz var.
Dolayısıyla, son bir yıldır giderek daha fazla getirmekte olduğunuz içsel ışık- bir temel oluşturup, giderek daha fazla aşıladığınız, ona yerleştiğiniz, ona alıştığınız, onu anladığınız, şimdi tüm parçalarınızla bütünleşmesini sağladığınız ve ardından bilgeliğinizle onu yaydığınız- bu içsel ışık, ışık bedeniniz üzerinde çarpıcı bir etki yaratıyor. Öyle ki- bir tarih ya da zaman vermekte her zaman tereddüt ederim; çok yakında- çok yakında ışık bedeninizle özdeşleşebileceksiniz. Belki onu gözlerinizle göremeyeceksiniz ama orada olduğunu bileceksiniz. Bir varlığı olacak. Ağır olması gerekmeyecek ve bu, aynaya bakıp, "İşte benim ışık bedenim. Işık bedenim için diyet yapmalıyım." demeniz anlamına gelmiyor. Bu insan bakış açısıdır. Ama ışık bedeninizin varlığının farkındalığına sahip olacaksınız.
Ve bu farkındalık, fiziksel biyolojiniz üzerinde bir etki yaratacaktır, çünkü her şeyden önce, gerçekten fiziksel bedeniniz olmadığınızı fark edeceksiniz. İkinci olarak, fiziksel bedeniniz ışık bedenin niteliklerini almaya başlayacaktır. Bedeninizin iletişim ağının çok daha az karmaşık olması gibi özellikler. Gözler olmadan görebilme- fiziksel gözlere sahip olmak zorunda kalmadan görebilme, farkındalığa sahip olma- gibi nitelikler. Işık bedenle, yemek istemediğiniz sürece yemek zorunda olmama becerisi. Özellikle ışık bedenle- bazılarınız bunu alkışlayacaktır- istediğiniz kadar yiyebilirsiniz ve ışık beden fiziksel beden tarafından kullanılmayan enerjileri nasıl dışarı akıtacağını bilir. Dolayısıyla, şu anda bu derin seviyelerde çok şey oluyor ve bu yüzden bazılarınız şu anda oldukça fazla miktarda acı yaşıyor ve beden ayarlaması sürecinden geçiyor.
İçsel ışık aynı zamanda zihni, düşünceleri ve beyni de önemli ölçüde etkiler. Beyin başınızın üstündeki fiziksel şeydir elbette. İçinde gerçekten hiçbir düşünce yoktur. Bir tür işlemciden oluşan büyük bir kütledir. Tüm bu nöronlar ve tüm bu sinapslar herhangi bir anda devreye giriyor. Ne kadar eski ve modası geçmiş, adeta komik bir şekilde arkaik. Şu anda bir bilgisayarı çalıştırmak için buhar makinesini getirmeye çalışmak gibi bir şey. Eski bir teknoloji gibi.
Bir de zihniniz var. Zihin beyninizin içinde değildir. Gerçekten zaman ve mekânın herhangi bir yerinde mevcut değildir ve işin güzelliği de buradadır. Ancak zihin, düşünceleri, inançları ve gerçeklik algılarını oluşturan şeyin ta kendisidir. Zihin gerçekliğin neye benzediğini belirleyen şeydir, ancak genellikle kitle bilinci ve hipnoz gibi şeylerden etkilenir ya da büyük ölçüde etkilenir. Ama şimdi içinizden gelen ışık, beyninizi, düşüncelerinizi etkilemeye başlar ve bu yüzden bazılarınız hiçbir bok hatırlamıyor. Hiçbir şey hatırlayamıyorsunuz. Ve hemen, tipik bir Şambra olarak "Ohh! Benim neyim var? Yaşlanıyorum ve eminim Alzheimer'ım var." diyorsunuz. Hayır yok, tabi bunu istemediğiniz sürece.
Ancak şu anda olan şey, düşünce tarzının tümünün değişmesidir, dolayısıyla bu doğrusal bir süreç değildir. Sadece geçmişe ya da qualia'ya dayanmaz. Örneğin, araba kullanmak gibi mantıklı olması gerekmedikçe, mantıklı olmak zorunda değildir. Çok daha sezgisel hale gelirsiniz. Yanıtlar çok daha çabuk karşınıza çıkar. Bir şeyleri anlamak için onları beyinizde çok karmaşık süreçlerden geçmeniz gerekmez. Bazılarının yaratıcı zihin dediği şey budur çünkü siz yaratıcısınız -sadece çizerken veya resim yaparken değil- siz yaratıyorsunuz. Bu yüzden ben buna yaratıcı zihin, tanrısal zihin diyorum. O çok daha etkilidir. İnsan beyninden ve insan zihninden çok daha verimlidir. Çok daha özgürdür. Ve şimdi giderek daha fazla ışık aldığı için, giderek daha fazla hayal gücü var.
Bu bazılarınız için bir zorluk çünkü hayal gücünüzü kısıtladınız. Sadece gerçekten tezahür ettirebileceğinizi düşündüğünüz, gerçekliğe getirebileceğinizi düşündüğünüz şeyleri hayal etmenize izin verdiniz, çünkü aksi takdirde hayal gücünüzü boşa harcamış olurdunuz. Ya da diğer türlüsü, bir şey hayal ettiniz ve gerçekleşmediği için hayal kırıklığı yaratırdı. Yani, hayal gücünden bir şekilde vazgeçtiniz ama şimdi ışıkla birlikte o geri geliyor. Sadece bu yaşamı, bu alemi hayal etmek değil, diğer alemleri de hayal edebilmek. Ve bir kez daha- altını çizerek söylüyorum- bunların hepsi doğaldır. Bunun için uğraşmayın çünkü en başa dönersiniz, beyin ve zihin tüm bunları çözmeye çalışır ve çözemez. Bu ışık, sizin ışığınız geliyor ve o hayal gücüdür.
Yani, tüm bunlar şu anda gerçekleşiyor. Cennetin Haçı'ndan sonra bu ışığı getirmek, onu özümsemek, ona aşina olmak, ona alışmak bir yıl sürdü. Ve şimdi onu kullanmaya başlamamızın zamanı geldi. Aslına bakarsanız, bundan sonra her şeyin ışıkla, onu kişisel yaşamınızda kullanmakla ve aynı zamanda onu dünyaya yaymakla ilgili olduğunu söyleyebilirim.
Bunun bizim için bir geçiş noktası olduğunu hatırlamak için sadece bir işaret kullanacağım. Umarım yaralarınız, içsel çocuk travmalarınız ve geri kalan her şeyle ilgili eski işlemlerin çoğunu aşmışızdır ve artık bunların ötesindeyizdir. Buraya neden geldiğinizle ilgili gerçek çalışmadayız. Devam edelim ve o kesin tarihi kullanalım, çünkü artık ışığın içindeyiz. Bizler ışığın Üstatlarıyız. Her şey ışıkla ilgili ve buna 8 Nisan 2024 diyelim.
Bu tarih yaklaşıyor. Kuzey Amerika'da büyük bir güneş tutulması yaşanacak ve tutulma gerçekleşirken güneşe bakan ve gözlerinde sorun yaşayan pek çok insan olacak. Ama bu biraz da ilginç. Bir bakıma tam tutulma ile bağlantılı. Işığın engellenmesi ve sonra yeniden açılması, Yeni Işık. Yani bu bizim için bir tür sembolik. Tutulma kendi başına astronomik bir olaydır. Biraz astrolojik bir olay ama biz bunu eski, sınırlı ışıktan Yeni Işığa geçişin sembolü olarak kullanalım. Ve tarihler de çok iyi uyuyor. Nisan dört sayıdır. Nisan'ın 8'i ve sonra 2024, bir sürü sekizli, dörtlü ve ikili ve bu gerçekten harika. Pek bir şey ifade etmiyor ama gerçekten harika.
Bunu kesin bir tarih olarak kullanalım ve artık gün ışığına çıktığını söyleyelim. Bu, birlikte çalışmamızın, sizin gezegendeki çalışmanızın bir sonraki seviyesiyle ilgili. 8 Nisan'da hep birlikte büyük bir kumbaya yapalım. Yapmayalım! Ama şimdi ışığa girdiğimizi, onunla çalıştığımızı kabul etmek için zaman ayırın.
İçsel ışık hakkında konuştuk ve son toplantıların bazılarında bu konuda çok daha ayrıntılı konuştum- Keahak'ta daha fazla konuşacağız- ama bugün bunu öne çıkarmak istedim.
Dışsal Işık
Şimdi dış ışık, bir bakıma aynı ışık- bu, herkes için kişiseldir ama kitle bilinci temelinde gerçekleşir- bu tıpatıp aynı ışık gezegeninize geliyor ve bakın ne yapıyor. Bir şeyleri çatlatıyor. Pek çok eski sistemi çatlatıyor ve şu anda çok fazla strese neden oluyor. Yeni Işığı eski ve oldukça düşmanca bir ortama getirdiğinizde, çok fazla stres yaratır ve şu anda olan da budur. Stresi her şeyde hissedeceksiniz. Politikada- oh!- stres. Onu çevrede hissedeceksiniz. Hem de çok fazla. Ve evet, bunun bir kısmı küresel iklim değişikliği, karbon ayak izi ve bunun gibi şeylerden kaynaklanıyor. Ancak şu anda bundan daha fazlası var, bu, basitçe gezegene daha fazla ışığın gelmesidir, Gaia ayrılıyor ve bu, sistemleri strese sokacak ve çatlatacaktır. Eski sistemlerin gerçekten parçalanmaya başlaması ve bunun aklınıza gelebilecek her türlü sisteme yayılması tamamen uygundur.
Işığın kendisi hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmıyor. Işık, balyozla ya da üzerinde silahlar olan büyük bir tankla gelen bir güç değildir. O bunu yapmaya çalışmaz. Işık doğal bir şekilde içeriye akar. Ve ışığın kendisinin çok pürüzsüz, çok güzel ve nazik olduğunu söyleyebilirsiniz, çünkü o hayal gücüdür.
İşte şimdi gezegende daha fazla hayal gücü, daha fazla ışık var. Bir yıl öncesine göre yüzde üç daha fazla ışık. Kulağa büyük bir rakam gibi gelmiyor ama sonuçta öyle. Ve bu ışık gezegene geliyor ve hem bireysel olarak hem de kitlesel bilinç temelinde insanların kullanımına sunuluyor. Bu ışık geliyor ve muazzam miktarda stres var.
Bu ışık toprakta olanları etkileyecek noktaya kadar içeri giriyor. Sadece bitkileri değil, toprağa gömülü olan insanları da. Orada kalmış bir enerji kalıntısı vardı. Ve enerjileri hissedebilen herhangi biriniz için, bir mezarlığa ya da perili bir eve ya da bunun gibi bir şeye giderseniz, bu çok gerçektir. Enerjiler, diyelim ki bir evin ya da bir savaş alanının ya da bir mezarlığın orijinal sakinlerinden gelen enerjinin en azından bir kısmı hâlâ orada kalmaya devam eder.
Işık bu alanları aydınlatıyor ve şimdi hepsinin yükselmesine ya da serbest bırakılmasına, saf enerjinin orijinal haline geri dönmesine neden oluyor ve siz de tüm bunların tam ortasındasınız. Tam burada aslında bunu kolaylaştırmaya yardımcı oluyorsunuz. Yani, bu biraz da sizin hatanız.
LINDA: Bir sürü garip deprem oluyor. Bununla bir ilgisi var mı?
ADAMUS: Bunu her şeyde göreceksiniz. Işık içeri girerken, her şeye dokunur. Her şeyi çatlatır- Dünya'yı, genel olarak hava durumunu. Hepsi bununla ilgili. Ve pek çok Şambra sabah uyandığında şöyle diyor: "Artık bununla başa çıkamıyorum. Dünya kötü bir yer ve bizim daha fazla ışık getirmemiz gerekiyordu." Getiriyorsunuz ve bu bir şeyleri değiştiriyor. Bir şeyleri çatlatıyor ve çatlak oluşuyor, böylece ışık içeri akabiliyor.
Yani, şu anda gezegende her şey çok ama çok hızlı ilerlerken, siz de bu çalkantılı dönemdesiniz. Tüm bu çalkantıları hissediyorsunuz ve bu, kısa duvarın arkasında durmak için harika bir zaman. Kendinizi kaptırmamak için. Buna karışmak istemezsiniz. Çok fazla şey oluyor, çok dramatik ve duygusal. Kısa duvarın arkasında durun ve ışığınızın yayılmasına izin verin.
Bilgelik sahibi Üstat aracılığıyla onun gelmesine izin verin. Bir gündem olmadan, bu ışığın gezegene, insanlara yayılmasına izin verin. Hiçbir şeyi zorlamadan ama değişimi etkileyerek. Ve sonra gezegenin nasıl da pek de iyi olmayan bir yöne doğru gidiyor gibi göründüğünü izleyin- yani şu anda savaşlar var, daha önce hiç görmediğiniz uluslararası güç rekabeti var, tüm bu şeyler oluyor ve şimdi siz ışığınızı yayarken- bunun bir şeyleri nasıl değiştirmeye başladığını izleyin. Bu bir gecede olmayacak, her şey birdenbire güzelleşecek, mutlu ve huzurlu olacak diye bir şey yok. Ama o, güç piçlerini şehirden kovuyor.
LINDA: Hm!
ADAMUS: Ve o bir çok eski sistemi de değiştirir. Bu gezegenin sevginin, ilhamın, tanrısallığın, aydınlanmanın ve yükselişin gerçek gezegeni olması hayal edilen ya da düşlenen şeydi. İşte bu yüzden buradasınız. Bu sizin düşünüz ya da hayal gücünüzdü. Yani, bir bakıma, şimdi kendi ışığınızı, hayal ettiğiniz ya da uzun zaman önce hayal ettiğiniz şeyi getiriyorsunuz. Bunu gezegene zorla değil, çok gerçek ve güçlü bir seçenek olarak sunuyorsunuz.
Şu anda her şey ışıkla ilgili. Her şey ışıkla ilgili.
Her Şey Işıkla İlgili - Merabh
Haydi, biraz müzik açalım ve bunu merabh'a taşıyalım.
Birlikte derin bir nefes alalım. Her şey ışıkla ilgilidir.
(müzik başlar)
Gelecek seanslarımızda ışık, Keahak ve diğer şeyler hakkında daha fazla konuşacağız ama şu anda ışığınızla rahat olmanızı istiyorum.
O bir güç ya da kuvvet değildir. Unutmayın, o bir hayal gücüdür. Sadece daha fazla hayal gücü hayal edin. Ve özellikle şimdi artan bilgelik seviyenizle, açıkça ve özgürce hayal edebilmek ne kadar güzel.
(duraklama)
Işık hayal gücüdür ve bu çok güzel bir şeydir. Diğerleri ışığın güneşten geldiğinin bilimsel bir gerçek olduğunu söyleyebilir ama hayır, hayır, hayır. Işık güneşten gelmez, gerçek ışık değildir. O ruhtan, Ben'im'den gelir.
(duraklama)
Işığın gökyüzünde yanan büyük bir yıldızdan geldiğini düşünmek gerçekten berbat bir kurgu olurdu. Bu ışığın ortaya çıkma yollarından biridir ama gerçek ışık çok daha farklıdır. O hayal gücüdür.
Şu anda daha fazla hayal gücüne sahip olduğunuzu hayal edin; daha az sınır, daha fazla özgürlük. Sadece biraz daha iyi bir insan hayatı hayal etek değil, gerçekte kim olduğunuzu hayal etmek.
Fiziksel gezegende insan bedeninde olmaya devam ederken, kendinizi insanlık durumundan özgür olarak hayal edin.
Ve nasıl yeniden kendi akışınızda olduğunuzu, kendi zarafetinizde olduğunuzu hayal edin. Artık bu gezegende tek başınıza, geçinmek için savaşmak zorunda değilsiniz.
Kendi yüceliğinizi hayal edin.
Hadi birlikte derin bir nefes alalım ve buna izin verelim, bu ışığın şimdi içeri akmasına izin verelim.
(duraklayın)
Işık bir güç değildir ve sadece karanlığı yarıp geçen bir şey de değildir. Çok daha fazlasıdır. Ruhun kendisini bir insan olarak deneyim içinde hayal etmesidir.
Üstadın kendi çemberini, tüm yaşamları ve tüm deneyimleri ve nihayetinde Gerçekleştirimi hayal etmesidir. Nihayetinde, her yaşamın tüm deneyimlerinin bir araya getirilmesi ve şimdi hepsinin Gerçekleştirim denen bu şeyde bir araya getirilmesi.
(duraklama)
Hiç acı çekmediğinizi hayal edin.
Acı çekmeye ihtiyacınız yok. Bu acıyı kendiniz ya da kusurlu olarak adlandırdığınız insan için üstlenmediğinizi, hiç acı çekmediğinizi hayal edin.
Bunun sizin için nasıl bir his olduğunu- acı çekmediğinizi - hayal edin.
(duraklama)
Ve bu ışık, gezegene, size akarken, kesinlikle sevgiyi de etkiler.
Artık yaşamlarınızın çoğunda sevgiyi deneyimlediğinize göre - sevgi eksikliğini deneyimlediğinize, aşkın güzelliğini ve sertliğini deneyimlediğinize göre - şimdi Sevgi 2.0 dediğimiz sevginin bir sonraki seviyesine geçtiğinizi hayal edin. Kendine duyulan sevgiye ve dolayısıyla başkalarına karşı şefkat ve farkındalığa sahip olma becerisine dayalı ve temellendirilmiş Sevgi 2.0.
Görüyorsunuz, bu ışık, son bir yıldır gelmekte olan ışığın ta kendisidir. Ona alışmayı, onu varlığınıza entegre etmeyi öğreniyordunuz. Ve şimdi zamanı geliyor- biz buna 8 Nisan 2024 diyeceğiz- şimdi onunla çalışmaya başlayacağımız zaman geliyor. Onu deneyimlemek. Onunla oynamak. "Çalışmak" kelimesi bazılarına kötü geliyor ama onunla eğlenmek; onun bir kavram ya da bir fikir, bir teori olmaktan çıkıp ışıkla gerçekten çalışmaya dönüştüğü yer.
(duraklama)
Işıkla çalışmak başlangıçta biraz zorlayıcı olacaktır, çünkü ilk başta ışıkla çalışmayı düşünmek isteyeceksiniz ama bunu gerçekten yapamazsınız. Yani, çok verimli değildir.
Tutkunuzu, sizin için neyin önemli olduğunu, gerçek arzularınızı gerçekten bulmak ve sonra onları gün ışığına çıkarmak, hayal gücünüze taşımak açısından ışıkla çalışmak.
Bunun üzerine düşünmek isteme eğilimi olacaktır ve herkes bunu yaşayacaktır. Siz kesinlikle bunun üzerinde düşünmek isteyeceksiniz ve bu çok verimsizdir. Neden mi? Çünkü düşüncenizde çok fazla ışık yoktur. Çok fazla hayal gücü yoktur. Çok fazla eski çağrışıma dayanıyor ama biz bunun ötesine geçeceğiz.
Işıkla çalışmayı öğreneceğiz, hayal gücüyle çalışmayı ve burada gerçeklikler yaratmayı öğreneceğiz. Belki başka yerlerde de ama öncelikle burada.
Bir an için kendi ışığınızla oynadığınızı hayal edebiliyor musunuz? Neredeyse çocuksu bir his, bir masumiyet var. Aynı zamanda, bahsettiğim bu Yeni Işıkla, içinde bilgeliğinizi de barındıran bir ışıkla oynadığınızı. Neler yaratabilirsiniz?
Şu anda gerçekleşmekte olan bazı ilginç paralellikler var. Yapay zekâ ile ilgili tüm o şeyler. Birçoğunuz, Shaumbra, ChatGPT ya da bazı- burada Cauldre'ye atıfta bulunmak zorundayım- Midjourney, bazı grafik programlarıyla - buna ne diyorlar - biraz oynadınız. Yani, girip onunla oynuyorsunuz. ChatGPT'ye bir şey koyabilirsiniz ve bu- vay canına!- o büyük, uzun şeyi geri alırsınız.
Bir anlamda, bu durumda teknoloji aracılığıyla ışıkla oynuyorsunuz. Bu grafik programlarından birine bir düzine anahtar kelime giriyorsunuz ve sizin için üretmesi için düğmeye tıklıyorsunuz ve yapabildikleri karşısında hayrete düşüyorsunuz. Bu arada, bu tamamen yeni bir çağın sadece başlangıcı.
Ama asıl mesele şu ki, tıklıyorsunuz ve "Vay canına, burada bir şeyler oldu. Sadece benim tuşladığım kelimeler değildi, sadece bilgisayarlar da değildi, bilirsiniz, bir araya getiriyordu. Evet, bu da işin bir parçasıydı. Ama burada başka bir şey oluyor." diyorsunuz.
Işıkla oynamak, bilincinizi aşılamak anlamına gelir. İçinde sıkışıp kalmak değil- bunu daha önce fiziksel bedeninizde yaptınız- ama bilincinizi bir şeylere aşılayabilmek, bilincinizi istediğiniz yere yerleştirebilmek. Sonra da önceden belirlenmiş bir sonuç olmadan neler olduğunu izlemek. Görüyorsunuz, çünkü önceden belirlenmiş sonuçlar doğrusaldır ve zihinden gelirler. Ama ışıkla oynamak, bilincinizi istediğiniz yere koyabilmek ve sonra orada ne olduğunu izlemektir.
İşte yapacağımız şey bu- bilinçli olarak aşılamak ve bizim ne yarattığımızı görmek, sizin ne yarattığınızı görmek. Bu, gezegendeki zamanımızın bir sonraki adımı.
Bu noktaya gelmek için gerçekten de pek çok yarayı, dengesizliği ve geri kalan her şeyi temizlememiz gerekti. Ama şimdi nihayet o noktaya geliyoruz. Evet, hala bazı kalıntılar var, ama artık o noktaya geliyoruz ki, ışıkla, hayal gücüyle, gerçekten bilinçli olarak çalışmaya başlayabiliriz, artık bir kez aşıladığınızda sıkışıp kalacağınızdan endişe duymaksızın. Bu artık olmayacak. Bu beden-zihne sıkışıp kaldınız, ama bilinçli olarak çok fazla ışık aşılayabildiğinizi ve sonra bunu deneyimleyebildiğinizi hayal edin.
İşte biz de oraya gidiyoruz, sevgili Şambra. Bu yüzden evinizi- fiziksel olarak, kelimenin tam anlamıyla - ama aynı zamanda Benlik evinizi de temizlemeniz konusunda oldukça ısrarcı olmak zorunda kaldım. Temizleyin, çünkü güç ya da dengesizlik olan yerlere ışık getirdiğinizde, sonuç o kadar da iyi olmaz. Artık çatlaklar değil, patlamalar, nükleer reaksiyonlar yaşarsınız. Bu yüzden bu noktaya gelmek için bu kadar çok şey yapmamız gerekti.
Derin bir nefes alalım ve ışığınızı hayal edelim.
(daha uzun duraklama)
İşte gerçek yaratıcılık, gerçek yaratım burada devreye girer. Ve tüm bunlar olurken, ışığınıza açıldıkça, onun yayılmasına izin veriyorsunuz, önce kendinize- kendinize bu hayal gücü armağanını veriyorsunuz- ama sonra gezegene akıyor.
Bu yaşama gelirken gezegene ışık getirmenin büyük, çok büyük bir arzunuz olduğunu biliyorum ve bu asil bir şey. Ama bunu kendiniz için de yaptığınızı unutmayın.
Hadi bu Şaud'da kalan bu birkaç dakikayı değerlendirelim ve tam da bunu yapalım. Işığın, sizin ışığınızın, içinizde derinleşmesine, genişlemesine izin verin.
(duraklama)
Hayal gücü sihir gibidir. Ürkütücü bir sihir değil ama demek istediğim hayal gücü her şeyi açar, böylece "sihir" dedikleri şey gerçekleşir. Ama sihir basitçe Tanrısal olanla hizalanmak ve mevcut ışığın, mevcut sınırların ötesine geçmektir.
Güzel, derin bir nefes alın ve o ışığa izin verin. Ne de olsa o sizin. Sizindir.
(duraklama)
Şu anda her şey ışıkla ilgili. Onunla ne yapacağız? Onunla nasıl oynayacağız? Onu bir şeylerin içine şakacı bir şekilde nasıl katabiliriz?
(duraklama)
Derin bir nefes alın ve şunu hissedin: "Ben ışığım. Ben hayal gücüyüm."
(duraklama)
Ve sadece izin verin. Zorlamak zorunda değilsiniz. Sadece izin verin. Bırakın aksın.
(duraklama)
Öyleyse, 8 Nisan 2024'ü ışığa, ışığın Üstatlarına resmi başlangıç tarihimiz olarak takvimde işaretleyelim. Şimdi onun getirildiğini kabul etmeye başlayalım ve onu kullanmaya başlayalım.
Güneş tutulmasını deneyimleme alanında olanlarınız için, ışığın nasıl engellendiğini- eski ışık - ve sonra Yeni Işık olarak nasıl yeniden ortaya çıktığını izleyin. Mecazi anlamda konuşuyorum.
Geri kalan hepimiz buna uyumlanacağız ve şöyle diyeceğiz: "Evet, kesinlikle bir değişim gerçekleşiyor. Kendi varlığımız ve bu gezegen için ışığımızın zamanı geldi."
İşte o zaman güzel, derin bir nefes alırsınız ve tüm bu yaşamlardan sonra, tüm bu zor, sıkı çalışmalardan sonra, güzel, derin bir nefes alırsınız ve "Biliyorsunuz, tüm yaratımda her şey yolunda" dersiniz.
Bununla birlikte, Ben St. Germain'in Adamus'uyum. Teşekkür ederim.
Türkçeleştiren: Hikmet Canbay