• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

ALT Dizisi Şaud: 2

 

 

KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ

ALT Dizisi

ŞAUD 2 - Geoffrey Hoppe tarafından ADAMUS SAINT-GERMAIN' kanallığı.

5 Kasım 2022’de Kırmızı Çembere  sunulmuştur.

ÖNEMLİ NOT: Hayatınız ve yaratımlarınız için tam sorumluluk almadığınız sürece bu bilgi muhtemelen sizin için değildir.

* * *

 

 

 

Ben Ben’im, Egemen Alandan Adamus.

Ah! ALT Dizisinin 2. Şaud’una hoş geldiniz. Herbiriniz ile burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bugün için oldukça iyi bir kadromuz var. Oldukça iyi.

Öncelikle sevgili Eesa'lı Linda, hazır mısın?

LINDA: Evet!

ADAMUS: Güzel. Görüyorum ki senin için yazı tahtasını çıkarmışlar. Bu bir sorun demektir.

LINDA: Aman Tanrım!

ADAMUS: Veya bu, bugün tahtaya yazmakla meşgul olacağız anlamına geliyor. Tartışacak çok şeyimiz var.

Pekala, müzik çalarken hissedebiliyor musun, Şambra’nın enerjilerinin bir araya geldiğini hissedebiliyor musun?

LINDA: Müzikten önce bile hissedebiliyorum.

ADAMUS: Müzikten önce, ama özellikle müzik çaldığı sırada ( Şaud’ daki videoya atıfta bulunarak). Biz bu şekilde son kere toplanırız ve burada yapacağımız şey için hazırlanırız, bu muhteşem Şaud için hazırlanırız ve devam eden bir sürü faaliyet telaşı içinde oluruz. Kuthumi bugün bizimle burada.

LINDA: Ahh!

ADAMUS: Evet. Oh, çok rahatlamış görünüyorsun (Adamus kıkırdar). Kuthumi son zamanlarda giderek daha fazla ortaya çıkıyor, çünkü yapacak çok şey var. Her ne kadar Ben, yükselmiş bir Üstad olsam da ve de yükselmiş bir varlığın Üstadı olsam da, şu anda  Şambra’da bir sürü şey olduğu için yardım eline ihtiyacım var ve şu sıralar Kuthumi’yi sizin yanınızda yürümesini sağlayarak bayağı meşgul ediyoruz. Sizi yürüyüşe çıkarmayı seviyor. Ben sizinle oturup biraz tartışmayı severim ama Kuthumi sizi yürüyüşe çıkarmayı sever. Bu nedenle o, Şambra ile çok meşgul, çünkü şu anda çok fazla şey oluyor, Şambra-ülkesinde her zamankinden daha fazla, ama aynı zamanda dünyada da her zamankinden daha fazla şey oluyor.

LINDA: Doğru.

ADAMUS: Bu nedenle Kuthumi burada . Ayrıca Kırmızı Konsey üyelerinden bazıları da burada, çünkü onlar yakından gözlemliyorlar, şu an ile bu Cennetin Haçı arasında neler olduğuna bakıyorlar. – Cennetin Haçı için - onu niteleyecek neredeyse hiçbir insani kelime yok; o "tarihi"nin veya "destansı"nında ötesinde, bu kelimeler bu olayla karşılaştırıldığında çok küçük kalıyor. Puuhh! Evet, piyuuuuuhhh! Sevgili Gail Neube, eğer heceleyebilirsen – piyuuuuuhhh! - bunun gibi yaz. Gail inanılmaz bir iş çıkarıyor…

LINDA: O harika.

ADAMUS: … perde arkasında. Şaudl'arımızın dosyalarının, ses dosyalarının kayıtlarını, celsenin bitişinden birkaç saat sonra aldığında, ben de onunla birlikte çalışıyorum ve o bunu yaparken geç saatlere kadar oturuyor.

Hemen yanında oturuyorum ve biz - o yazarken- onunla birlikte kanallık yapıyoruz. O çok fazla enerji katıyor, metne bile.

Sevgili Gail Neube, yaptıkların için çok teşekkür ederim.

Her açıdan çok şey oluyor (Linda iç çekiyor). Biraz – öhöö– kabızlık veya kaygınız var gibi görünüyor. Bugün hangisi var?

LIDA: Kesinlikle kaygı.

ADAMUS: Onunla ilgili endişe, evet…

LINDA: Evet.

ADAMUS: … çünkü çok şey oluyor.

LİNDA: Çok şey oluyor ve zaten bildiğimiz şeyler var ve hissedebileceğimizi bile bilmediğimiz şeyler var.

ADAMUS: Evet ve Cauldre ile az önce bahsettiğiniz bu olaya dört buçuk ay kaldı, yaklaşık olarak, dört buçuk ay. Son zamanlarda Merlin etkinliğinde bundan bahsettik. Bu büyük bir olay. Uzun, uzun bir rüyanın gerçekleşmesi gibi bir şey ve çok şey ifade ediyor. Bir bakıma, bu, Cristos'a – Mesih bilincine – kristal bilince kolaylıkla erişimin açılışı anlamına geliyor.

Ve bu ne olduğunu bildiğimiz o günlerden biri - birazdan bunun hakkında daha fazla konuşacağım, ama biz bunu biliyoruz – oysa gezegenin geri kalanı günlük işlerini yapmaya devam edecek.



Öbür Tarafa Geçiş

Ama Cennetin Haçı konusuna başlamadan önce, bizim tarafımıza (Linda derin bir şekilde iç çeker) geçip doğal hallerine geri dönen Şambra'yı kabul etmek için bir dakikanızı ayırmanızı istiyorum. Son zamanlarda onlardan epeycesi geçiş yaptı ve bazılarınızın bunu sorduğunu biliyorum. Yakın zamanda, Linda ve Cauldre'nin sevgili arkadaşı – Avustralya'dan Cathy Brodie – ve daha birçokları geçiş yaptı. Ve birçok Şambra'nın bu konuyla ilgili şaşkınlık içinde olduğunu biliyorum, "Özellikle şu anda neden ayrılıyorlar?” diye. Bir çok nedenden dolayı gidiyorlar. Öyle bir noktaya geldiler ki, “Artık yeter." dediler. Fiziksel bedenle mücadele etmeyi bıraktılar ya da sadece bunu yaptılar.

Biliyorsunuz, sevgili Cathy aslında bir süredir hastaydı ama serbest bırakma noktasına geldi ve bunu yapmak onun için kolay değildi. Bir şeyler hakkında endişelenmeyi ve işleri yönetmeyi severdi ve bunu oldukça iyi yapardı. Ama kendi hastalığında öyle bir noktaya geldi ki tamamen bırakmak zorunda kaldı. Geride mücadele edeceği birşey kalmamıştı. Savaşacak hiçbir şey kalmamıştı. 

Şimdi, neredeyse hastalıkla ilgili her şeyin onun yolculuğunun bir parçası olduğunu söyleyebilirsiniz. Başka bir deyişle, o, onu bırakmaya, salıvermeye ve Gerçekleştirimine izin vermeye iten tek şeydi, ki o bunu yaptı. Fiziksel ölümünden kısa bir süre önce, Gerçekleştirimini yaptı ve o anda, bedenini iyileştirmeye ve onarmaya çalışmak yerine, işinin bittiğine karar verdi. O, bu gezegende bu yaşamda yapmak istediği şeyi – Tam Gerçekleştirimini – başarmıştı ve geri dönmenin hiçbir anlamı yoktu. Hayatı boyunca yapmak istediği her şeyi yapmıştı ve artık karşıya geçme zamanı gelmişti.

Onun için kolaydı, çünkü geçmiş yaşamlarında çok fazla eğitim almıştı ama bu yaşamda da çok fazla anlayış ve bilgelik edinmişti. Muazzam bir şey yaşadı ve onu burada sizin için, diğerleri için bir örnek olarak kullanıyorum. Ama geçiş onun için kolay oldu. Nerede olduğunu, ne yaptığını hemen anladı ve bu, fiziksel bedeni terk eden tipik bir insanın geçişinden çok farklıydı. Onlara - insanlara ölümlü diyeceğim, küçümseyici bir şekilde değil ama onlar bunun tek yaşam olduğuna inanıyorlar. Yani bir bakıma ölümlüler.

Şimdi, diğer alemlerde yaşayacak birçok hayatın var olduğunu ve hatta Dünya yaşamlarının ötesinde de yaşamaya devam ettiğinizi daha sonra fark edecekler.

Sonuç olarak, ölümlü diye bir şey yoktur. Ama bu kendilerine koydukları bir etiket. Ölümlüler.

Karşıya geçtiklerinde, genellikle çok fazla korku vardır, çünkü bu onlara erken yaşlardan itibaren aşılanmıştır; ne olacağından korkma, ölümden ve karanlığa girmekten korkma, günahlarının bedelini ödemekten korkma, cehenneme gitme olasılığından korkma gibi.

Genellikle insanlar geçiş yaptıklarında şok yaşarlar. Artık öldüklerinin farkındadırlar ama şaşkındırlar çünkü hâlâ çok canlıdırlar. Yani, bu büyük bir şoktur ve bundan sonra ne olacağına dair bir korku vardır. Ve belki de olmalı, çünkü genellikle sırada, çoktan geçiş yapmış aileleriyle, aile üyeleriyle karşılaşmaları vardır. Bir süredir onlar hakkında rüya görüyorlardı ve şimdi de burada, aile üyeleriyle birlikte Yakın Dünya alemlerindeler. Bir sevinç var - genellikle, her zaman değil - ama bir sevinç var, gözyaşları var, çok fazla sarılma ve eski anılar hakkında konuşma var. Ama o noktada, genellikle, yeni ölen ölümlü kendini tek başına bulur. Bu aniden herkesin sahneden kaybolması gibidir. Yalnızdır. Bu bir hesaplaşma zamanıdır. Öldükleri gerçeğini gerçekten kabul etmeleri gereken bir zaman, ama yine de canlılar. Fiziksel bedenleri öldü. Beyinleri bir nevi öldü – yani, fiziksel beyinleri öldü – ama hala zihinsel bir durumdalar ve şimdi gerçekten önemli bir zamandır: Sırada ne var?

Tek başlarına görünürde bir kapısı olmayan, penceresiz, karanlık bir odada gibiler ve merak ediyorlar, “Cehenneme mi gönderileceğim? Hepsi bu kadar mı? Başlangıçtaki ailem ile karşılaşma anı sadece bir rüya mıydı?" çünkü aileleri hakkında rüya görüyorlardı. "Bu bir rüya mıydı ya da şu anda gerçekten neler oluyor. Ve bu, işlerin kişiden kişiye değişitiği zamandır.

Bunun illede hoş bir deneyim olması gerekmiyor. Diğer alemlere geçiş yapanlar için her zaman bir yardım vardır. Her zaman geçiş yapan ölümlülerle çalışmak üzere eğitilmiş meleksi varlıklar vardır. Bir dereceye kadar aile üyeleri de var, ama bu kendilerini kaybolmuş, kafası karışmış ve çoğu zaman yalnız hissettikleri bir zaman. Bu yüzden biz Rüya Yürüyüşü Ölüm’ü yıllar yıllar önce yaptık, bu yüzden onlarla ortak, tanıdık bir enerji var – bu sizsiniz, Rüya Yürüyüşçüleri– onlara yalnız olmadıklarını ve şu anda bir ölüm ve yeniden doğuş sürecinden geçtiklerini garanti edebilirsiniz. Ve gerçekten nereye gitmek istedikleri onlara kalmış.

Şambra geçiş yaptığında durum biraz farklıdır. Biraz farklı. Şambra, ölüm hakkında konuşmak ve ölümün sadece büyük bir kurtuluş olduğunu anlamak için yıllarını ve yıllarını harcadı. Ve eğer bunu bir müzik parçasıyla, bir şiirle ya da bir şarkıyla ifade edecek olsaydın, bu ne olurdu, sevgili Linda? Geçiş yaptıklarında ne söylerlerdi?

(hafif bir duraklama)

Emin değil, hadi şarkıyı çalalım (“Şimdi Açıkça Görebiliyorum" şarkısının başlangıcı çalar).

 

Şimdi yağmurun dindiğini açıkça görebiliyorum.

(müzik durur)

Ahh! Hayal edebiliyor musun? Artık beynin gittiğini açıkça görebiliyorum. Sözler öyle değil miydi? Beyin gitti mi?

( Çn: Adamus benzer kelimelerle oyun yapıyor: Rain/Brain. Türkçe’de ; yağmur/beyin)

LİNDA: Yakındı.

ADAMUS: Beynin gittiğini açıkça hissedebiliyorum.

Cathy ve geçiş yapan diğerleri için öyle büyük bir rahatlama olur ki, aniden, artık kafalarının içi  pamuk ve gazete doluymuş gibi hissetmezler. Ve şu anda farkında olmayabilirsiniz ama gezegendeyken hissedilen şey budur. Diğer tarafa geçtiğinizde, çok büyük bir serbest bırakış gerçekleşir, sanki tüm o gazlı bezleri ve pamuk toplarını kafanızdan çıkarıyorlarmış gibi ve sonunda düşünebiliyorsunuz gibi.  Ama gerçekten düşünmüyorsunuz. Geri döndüğünüz şey sezgisel duyunuzdur.

Bedeni bırakırsınız ve bildiğiniz gibi pek çok Şambra… - bu arada (Linda'ya), umarım seyirci rolünü oynamakta sorun yaşamıyorsundur. Normalde ben seyircilerin etrafında dolaşıyor olurdum ve sen de onlara mikrofon uzatıyor olurdun. Bak, yine o rolü oynuyorsun. Bu işte oldukça iyisin.

LİNDA: Teşekkür ederim, bu benim için bir onur ve bir meydan okuma çünkü seçimim; bunu mümkün olduğunca en uygun şekilde yapmaya gayret etmek.

ADAMUS: Şu anda, pek çok Şambra için fiziksel acı meselesi var ve bununla baş etmekte zorlanıyorlar. Kuthumi'nin her gece Şambra ile çok meşgul olmasının nedeni de bu. Demek istediğim, onun etrafta dolaşması ve insanlarla konuşmasıyla ilgili bir bekleme listesi var - o şimdi Noel Baba gibi; çok hızlı yol alıyor ve dünyayı dolaşıyor – ama Şambra, “Fiziksel bedenimin nesi var?” diye soruyor. Ve aniden geçiş yapıyorsunuz ve beyniniz birdenbire fişi çekilmiş, açılmış gibi hissediyor ve bir anda bedeninizdeki ağrılar, sızılar yok oluyor. Bu bedeni yanınızda götürmeniz gibi değildir, ama özü, anıları götürüyorsunuz ve bu da çok gerçek hissettiriyor. Çok, çok gerçek. Gezegenden yeni ayrıldığınız için ona hayalet beden diyoruz. Çünki hala fiziksel olana karşı tüm tepkilere sahipsiniz.

LİNDA: Yani hala kendini hissediyorsun.

ADAMUS: Evet, ama acı çekmeden diye düşün. Şimdi, şimdi artık gerçekten ışık bedeninizden geçen yaşam akışını hissedebilirsiniz. Yani biyolojik bedeninizden geçen fiziksel acıyı değil. Ve çok büyük bir rahatlama var ve sanki şarkı söylüyorlarmış gibi - bunu bir kez daha çalacağız - sanki şarkı söylüyorlar, karşıya geçtikleri anda seviniyorlar ve aynı şöyle söylüyorlar;

(şarkı tekrar çalar)

 

Şimdi yağmurun dindiğini açıkça görebiliyorum.

Ahhh! Şimdi açıkça hissedebiliyorum ağrı gitti, beyin gitti ve öylesine bir rahatlama var ki.

(Çn:Adamus yine benzer seslere sahip kelimeler kullanıyor: Pain/Brain. -Acı/Beyin)

Hemen benim tarafımdan karşılanıyorlar. Bu, yapmayı sevdiğim görevlerden biri, geldiklerinde onları selamlamak. Ve şimdi, -burada birazcık bile abartmıyorum- ama gelip benim tarafımdan karşılanınca ilk söyledikleri şeylerden birisi… - çoğu zaman, uzun zamandır tanıdığınız bir grup meleksi varlık olan eski aile üyeleri değil, ama Kuthumi yada Tobias da orada oluyor.

LINDA: Doğru. Doğru.

ADAMUS: Ve ifade ettikleri ani tepkilerden biri, "Aman tanrım! Böyle olacağını söylemiştin.” oluyor. “Ah, bu düşündüğüm gibi değil” benzeri büyük bir şok yaşamıyorlar. Onların tepkisi… - Cathy'nin buraya geldiğinde tepkisi şaşkına dönmek oldu. Dedi ki, "Tam olarak olacağını düşündüğüm şey buydu işte. Artık bedenimde acı yok. Artık beynimdeki tıkanıklık veya kabızlık yok. Çocuklar siz buradasınız!” Ve sonra, genel olarak, Şambra bir an için durur ve şöyle der; "Tamam, bu aslında ben Dünya'dayken buna inandığım için mi oluyor? Ben sadece ölüm halindeyken bir halüsinasyon mu görüyorum? Sonra hepimiz kahkahalarla güleriz ve "Evet, ama bu kahkahalar da, olacağına inandığım bir şey mi, yani o yüzden mi böyle oluyor?" diye sorar. Ve biz tekrar tekrar kahkahalarla güleriz, çünkü cevap; evet ve evet.

Cevap - Evet, bir şeye inanırsın; ve genellikle geçiş yaptığında da o olur - ama evet, bu gerçekten de oluyor. Uydurmuyorsun. Seni tekrar yanımızda ağırlamak için biz buradayız.

Çoğu zaman karşılıklı gözyaşı döküyoruz.

LINDA: Oh, wow, wow.

ADAMUS: Çok fazla gözyaşı olur, çünkü insan olmanın biraz külfetli halinden öyle bir kurtuluş var ki ve çok fazla ağlanır. O zaman – bu bir nevi, nedir, ölümün beş aşaması ya da her neyse, ama bu ölümün ötesinin beş aşaması gibi- gözyaşlarından sonra kabul gelir ve sonra biraz vicdan azabı ve pişmanlık gelir. Sanki, "Dünyaya geri döndüğümde bunun böyle olduğunu her zaman biliyordum, ama araya giren o kadar çok şey oldu ki, şüphelerim vardı. Neden şüphe etmeme izin verdin?" gibi. Ve doğrudan gözlerimin içine bakıyorlar, "Neden şüphe etmeme izin verdin Adamus?”

Ben de, "Hey, ben öyle bir şey yapmadım. Sana anlatmaya çalıştım. içeriye girmeni söylemeye çalıştım. Kendi içine git. Neyin gerçek olduğunu bul." Ve çoğunuz bunu yapmıştınız, ama çoğu zaman “Oh! Endişelenmek ve şüphe etmek için çok fazla zaman harcamamış olsaydım ve yapacağım şeye devam etseydim.” durumu olur. Eh, bu da konuyla ilgili tabi, her neyse, onlarla oturuyorum ve kitle bilincinin tüm etkileri ve Cennetin Haçı'nın gelişi hakkında konuşmaya başlıyoruz.

Bu açılış konuşmasında belirtmek istediğim şey, basitçe, pek çok Şambra'nın geçiş yaptığı ve geçiş yapmakta olduğu. Bunda herhangi bir ayıp yok. “Ah, biraz daha kalmalıydın” diye bir şey yok. Bazılarınız için bu çok büyük bir rahatlama ve “Bir gün daha tahammül edemem” diyorsunuz ve sorun değil. Bu iyi.

Ve bazıları diyecek ki - biz oturduktan sonra, biraz sohbet ettikten sonra - bazıları diyecek ki, "Adamus, şimdi geri dönmek zorunda mıyım? Geri dönmek zorunda mıyım?" "Kesinlikle, hayır. Gezegene yapmak için geldiğin şeyi hem kendin ve hem degezegen için yaptın. Geri dönmek zorunda değilsin. Biyolojik olmayan, fiziksel olmayan bir varlık olarak da geri dönebilirsin. Geri dönebilirsiniz. Buna ruh (spirit), enerji diyebilirsiniz ve Dünya'da, orada olabilirsiniz. Başkaları muhtemelen sizi görmeyecek, ancak yine de doğanın, sanatın ve bunun gibi şeylerin daha önce hiç hoşlanmadığınız birçok yönünden gerçekten zevk alabileceksiniz, ancak bu fiziksel olmayacak.”

Bir an düşünüp taşınırlar ve "Hayır, o kadar da değil. En azından şu an değil. Diğer alemlerde yaptığımız şeylere burada devam edelim.” derler. Sonra da Sart, FM , Edith ve geçiş yapan….

LINDA: Sart

ADAMUS: …diğerleriyle tanışmak istiyorlar. Sart, evet, onu söyledim. O noktada bu büyük bir aile buluşması gibi olur, ama iyi bir aile buluşması ve onlar konuşurlar. Hikayelerini paylaşırlar. FM'nin son zamanlarda neler yaptığını bilmek istiyorlar. Bu büyük bir buluşma. İşte ben, tam o zaman ayrılıyorum– yapacak başka işlerim olduğu için– ve onları gerçek sevdiklerine, Dünya’daki Şambra'ya bırakıyorum.



Cennetin Haçı

Mesele şu ki, şu anda Cennetin Haçı’nın gelişiyle birlikte çok fazla yoğunluk oluştu. Bu destansı olayın gelmesine dört buçuk ay kaldı. Linda ve Cauldre'nin açılış konuşmaları sırasında size söylediği gibi, yakın zamanda küresel umutsuzluğu ayrıntılı olarak tartıştığımCennetin Haçı: Açılışa Hazırlanmak” adlı bir proje (kayıt) yaptık. Küresel umutsuzluk tüm zamanların en yüksek seviyesinde, tarihte hiç olmadığı kadar yüksek. Atlantis'in düşüş zamanı da buna dahil.

LINDA: Vay canına.

ADAMUS: Şu anda dünyanın üzerinde kara bir bulut benzeyen bir umutsuzluk var. İnsanların yüzde 85'inin şu ya da bu şekilde kayda değer derecede umutsuzluk hissettiğini söylüyorum. Bu onların bütün yaşamının umutsuzlukla kaplı olduğu anlamına gelmez, ama onları geri tuttuğunda, bir şeylerden alıkoyduğunda kayda değer düzeyde umutsuzluk hissediyorlar.

Cennetin Haçı yakında geliyor ve sadece birkaç gün öncesine kadar tam anlamıyla kesin bir tarihe sahip değildik. Genel zaman çerçevesini biliyorduk ve o daralmaya (tarih netleşmeye) devam etti. Her şey gezegendeki bilinç düzeyine bağlıdır, çünkü bilinç düzeyi, sonrasında bireye ve nihayetinde de gezegene gelen enerji akışlarını belirler.

Bilinç düzeyi Gaia'nın gidişiyle ilgilidir. Bilinç ne kadar fazlaysa, Gaia tahliyesi, yükselmesi o kadar kolay olur -ki kelimenin tam anlamıyla o bunu yapacaktır. Bunun bir etkisi vardır ve bu nedenle, neredeyse girdaba benzeyen enerjiyi, ortaya çıkan emişi hayal edebilirsiniz. Gaia ayrılıyor; bilinç arttıkça, bu jet rüzgarına benzeri o şeye, onun gitmesiyle geride bıraktığı emişe sahip olursunuz. Bu da bilinçle doldurulacak bir boşluk yaratır, ama aynı zamanda içinde çok fazla çatışma vardır. İnsanlar çatışıyor ve çevrenin içinde bulunduğu durum için birbirlerini parmakla gösteriyorlar (suçluyorlar).

Gerçekten bazı Şambraların öne çıkıp bir şeyler yapmasını diliyorum. Kimlerin nereleri berbat ettiği ile ilgili bir şey yapmalarını değil, bu bununla ilgili değil - dünyayı bilgilendirmek ve çevreye ne olduğu konusunda eğitmek için - bir sunum, bir film ya da her neyse, bir şeyler yapmasını diliyorum. Bu Gaia'nın ayrılmasıyla ilgili ve bu kutsal bir olay. Bu kesinlikle kutsal kutsanmış bir olaydır. Bu, yeterli bilincin olduğu anlamına gelir ve insanlar artık bilinç ve teknoloji aracılığıyla bu gezegeni idare etmek, içinde yaşadığınız bu güzel cennete bakmak için gereken kapasiteye sahiptir. Bu yüzden, tüm o utanç, suçluluk, parmakla gösterme ve yeni kurallar ve düzenlemeler yerine, birileri öne çıkıp dünyaya "İşte gerçekten olan şey bu. Şimdi bu çevre sorununa yıkım ve utanç açısından değil de, bir de bu açıdan yaklaşalım.” demeli.

Yani, şu anda gezegende bu şeyler oluyor. Doğu Avrupa'da bir güç girdabı var. Enerji durumlarınız var. Bu konu hakkında bıktırana kadar konuştuk. Ama demek istediğim, şimdi olan şu ki, bunların hepsi şu anda birlikte çalışıyor. Onlar, Cennetin Haçı denilen bu şeyi getirmek için birleşirler. Şimdi Cennetin Haçı, bu nedir? Şimdiye kadar, – sizin çoğu zaman peçe diye adlandırdığınız – gökleri ayıran bir perde vardı. Dünya bir cennettir. Burası bir boyut ve bu benim cennet tanımım. Bu bir varoluş haliyse bir boyuttur, bazen o kadar zarif olmayan bir lütuf halidir. Yani şu anda perdenin açılmaya başladığı bir durum var. Deyim yerindeyse içinde çatlaklar var ama bunlar kötü çatlaklar değil, iyi çatlaklar. İnsanı ilahi olandan çok uzun süre ayıran bu perdedeki açıklıklar. Ayrılık kötü bir şey yüzünden olmadı. Bunun nedeni, Adem ve Havva'nın - ve bilirsiniz, Tanrım, Havva'nın her şeyi mahvetmesi, hepiniz için her şeyi mahvetmesi - elmayı yemesi değildi. Böyle bir şey yok. Nedeni basitçe, meleki varlıkların çok, çok farklı bir yolla deneyimleyebilmeleri şağlamak için bir yer, bir gerçeklik durumu yaratmaktı. Ve onun büyük oranda kapatılması- mühürlenmesi gerekiyordu, aksi halde bir işe yaramazdı. Tanrısal olandan izole edilmesi gerekiyordu. Hayaletlerin ya da uzaylıların ya da başka bir şeyin öbür taraftan geri dönmediğinin farkındasınız. Çünkü büyük oranda kapatılmıştı.

Ama şimdi bu örtü yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor, onun içinde delikler var ya da kitle bilincinin dokusunda yırtıklar var, çünkü bu gezegende, sizin ve kendi içlerine giren diğerlerinin getirdiği yeterince gerçek saf bilinç var. Cevapları dışarıda aramaya çalışmayın. Tüm yollar içeriye geri dönmelidir. Gurular yok. Üstadlar yok. Bunu sizin için yapacak Yükselmiş Üstatlar bile yok. Bu yüzden sürekli olarak yolu kendi içinize geri döndürmenizi sağlamaya çalışıyorum. Her şey buradadır. Şimdi, buraya (göğüs bölgesine) işaret ediyorum, fiziksel bedeni göstermiyorum ve kesinlikle Cauldre’yi de göstermiyorum. Ama her şey zaten orada (içte).

Cennetin Haçı’nın açılması gezegensel bir olaydır ama aynı zamanda, kendi tanrısallığınız ile aranızdaki o ayrım hattının da açılmasıdır çünkü siz artık dışarıya bakıp oralara gitmeyi bıraktınız ve bu da tanrısallığın daha kolay gelmesi için, daha fazla bilinç için, tanrısallığınızla birlikte var olmanızdan gelen daha fazla kolaylık ve zarafet için bu açıklığı yaratır.

Yıllarca bunun hakkında konuştuk ve bununla ilgili ve diğer tüm şeylerle ilgili  kitaplar yazdık, Tanrısallığınızı Yaşamak, ve bir dereceye kadar tanrısal olan geldi. Gerçek özünüzün bir dereceye kadar geldi ama yine de birçok yönden sınırlıydı. O özgür akışa sahip olmak zordu. Şimdi Cennetin Haçı’nın gelişi ile birlikte, tanrısallığınıza izin verişiniz çok daha kolay olacak ve ona daha fazla erişebilirliğiniz olacak.

Ama bu sizin için olsa da, eğer ona duyarlı olabilirlerse, onu anlayabilirlerse, aynı zamanda tüm gezegen için de olacak. Bu, sizin ardınızdan gelenler için bunun çok daha kolaylaşacağı ve "Peki, tanrısallığınıza izin verme neden bu kadar abartıldı ki? Demek istediğim, bu çok basit bir şey. Sadece izin veriyorsun ve o orada." diye hayret edecekleri anlamına gelir. Pekala, siz Cennetin Haçı’nın açılışının o avantajına sahip değildiniz. Sadece gezegeni değil, sizi de çevreleyen bu balonun karanlığının ve karışıklığının, katmanlarının ve kabuklarının içinden geçerken gerçekten çok uğraştınız.

Bu gerçekten oyunun kurallarını değiştiren bir şey ve son zamanlarda kaydettiğimiz oturumlarda bunun hakkında uzun uzun konuştum. Gezegende çığır açan bir şey (devrim niteliğinde- bir dönüm noktası). 22 Mart'ta gerçekleşiyor. Biz burada Cauldre, Linda ve Kona'daki ekiple birlikte web yayınınızı – elbette ücretsiz olarak – yapacağız ve Cennetin Haçı’nın açılışının başlangıcını kutlayıp, onurlandıracağız. O tümüyle bir anda açılmıyor. Bu, bir bendi kaldırıp her şeyi açmak gibi bir şey değil. Bu, onu yavaşça açmaya başlamak gibidir, böylece dengede kalır, böylece kimseyi havaya uçurmaz, böylece onu hissetmeye başlayabilirsiniz. Ve ne kadar çok açarsanız, o kadar çok açılır. O, bu gezegendeki her şeyin potansiyelini gerçekten değiştiriyor.

İnsanlar bir yere kadar yaptıklarını yapmaya, kendi yollarına gitmeye, rutinleri takip etmeye devam edecekler. Ama şimdi, "Artık yeter" dediklerinde bir şeyler hissedecekler. Bir fark olduğunu hissedecekler. Belki de her zamankinden daha fazla seçenekleri olduğunu hissedecekler. Gezegende, az sayıda bile olsa bazı insanlar sonuçta gerçeklikte büyük bir fark yaratan farklı seçimler yaptığında, gerçekten gezegende olanları – ille de o gün olması şart değil - izlemek istiyoruz ve şu anda olan da budur.

Önümüzdeki dört buçuk ay boyunca, sizin için bir Şambra olarak çok fazla yoğunluk olacak. Daha önce hiç olmadığı kadar yoğun hissedilecek.

LINDA: Vay canına.

ADAMUS: Ama yine de, bizim söylemimizle, yol boyunca daha fazla küçük ila orta düzeyde gerçekleştirimler, kendiniz ile ilgili daha fazla dönüm noktaları olacak.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Yani çok yoğun dönemler olacak, ardından da “ Hadi be” türü - nihayet anladığınız- bir dönüm noktası gerçekleşir.

Vücudunuzun ağrıdığı zamanlar olacak. Şimdi Cennetin Haçı’na doğru ilerlediğimiz o dönemdeyiz ve enerjilerin hepsi gerçekten fazla mesai yapmaya başlıyor ve bedeniniz bunu hissedecek. Hem senin hem de Cauldre'nin beden ağrıları ve sancıları ile ilgili deneyimleriniz olduğunu biliyorum ve bilirsiniz, sizin için bir eğilim olacak - peki, şöyle söyleyeyim; biz, sizin tarafınızdan gelen çok fazla imdat çağrısı alıyoruz. Bu yüzden Kuthumi'yi ve bir kaç kişiyi getirmek zorunda kaldım. Şu anda diğer alemlerde çok fazla imdat çağrısı alıyoruz, çünkü şu asırlık-çok eski soruyu merak ediyorsunuz“ "Neyi yanlış yapıyorum?”

LİNDA: Doğru.

ADAMUS: Hiçbir şeyi! Hiçbir şeyi. Aslında bunu çok doğru yaptığınız için bedeni etkiliyor ve zihni etkiliyor. Şu anda çok fazla sürtünme ve salıverme var ve daha da fazlası var. Ama komik olan şey, daha önce Şambra'ya sordum, “Daha yavaş gidebiliriz. Bunu daha kolay halledebiliriz. Biraz daha uzun sürecek. Daha yavaş gidebiliriz ve daha kolay olur. Yada hızlanabiliriz. Daha hızlı gidebiliriz, ancak daha fazla fiziksel ve zihinsel rahatsızlık yaşayacaksınız. Hangisini istiyorsun?”

LINDA: Hangisini seçtiğimizi biliyorum. (kıkırdarlar)

ADAMUS: Biliyorum! Ben de biliyorum. Siz daha hızlısını seçtiniz “ "Hadi bu işi sona erdirelim ve bitirelim. Hızlıca yapalım." dediniz. Bu soğuk bir yüzme havuzuna girmek gibi bir şey. Her seferinde bir inç, her seferinde bir santim, sadece yavaş yavaş mı giriyorsunuz? Bazı insanlar böyle yapar. Bu onların çok soğuk bir yüzme havuzuna girme şeklidir. Diğerleri ise hemen içine dalarlar. Şey, Şambra "içsel dalgıç"tır. “Hadi bu işe hemen girelim ve bitirelim” diyor. Yani şu anda olan bu.

Şu anda sahip olduğunuz her şeyi gözden geçirebilir ve listeleyebilirsiniz – acayip bir iştah, depresyon ve kaygı. Bu gerçekten depresyon ve kaygı değil. Şu anda her ne yaşıyorsanız, bunların hepsinin, hala insan formunda kalırken Gerçekleşmiş (Aydınlanmış) olmanızın bir parçası olduğunu anlayın. Olan her küçük şey bununla ilgili. Hata yok. Son zamanlarda birçoğunuzun bir şeyleri beceriksizce yaptığını biliyorum ve "Neler oluyor?" diye merak ediyorsunuz. Beceriksizsiniz ve bir şeyleri düşürüyorsunuz ve bir şeyleri döküyorsunuz. Sonra “Ah, ben tam bir aptalım” diye düşünürsünüz. Hayır hayır.

Şu anda her şey, sizin gezegende bir Üstat olarak kalmanız ve Cennetin Haçı’nın gelişiyle bağlantılıdır. Ve şimdi Cennetin Haçı unsurunun eklenmesiyle, o, bir Üstat olarak gezegende yaşamanın (genel olarak) ilginç kısmına katkıda bulunur.

 

Şambra Üzerindeki Etkiler

Bu yüzden, burada bir an için içinizde gerçekte neler olup bittiği hakkında biraz daha konuşmak istiyorum ve beyni ele almak istiyorum, çünkü o bahsettiğimiz ALT ile daha çok bağlantılı. Ama toplumda kullanılan bazı terimleriniz var ve benim de kendi versiyonum var. Bir terim var - tahtaya yazmak ister misin Linda.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Nöro Tipik. Nöro Tipik.

LINDA: Nöro Tipik.

ADAMUS: Nöro Tipik. İki kelime.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Nöro Tipik.* Nöro. Modern tıp ve bilimde "nöro" "sinirler" anlamına gelir. Genellikle "sinirler". Ancak kelimelerin kökenine giderseniz, "nöro" aslında "hisler, duyular" anlamına gelir, ancak çoğu zaman sadece sinirler ve nihayetinde beynin ve çoğu zaman omurganın işleyişi açısından kullanılır. Peki, Nöro Tipik, bu nedir? Pek çok insanı tanımlamak için kullanılan bir etikettir, çoğu insanın Nöro-Tipik olduğunu söylerler ama hiç de tipik değildirler. Bir bedene ve bir beyne kilitlenmiş-sıkışmış biri hakkında tipik olan hiçbir şey yoktur. Yani bu bir tür yanlış adlandırma, yanlış bir etiket. Nöro Tipik.

*Çn: "Nörotipik", tipik nörolojik gelişimi veya işlevi olan bireyleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Otizm spektrum bozukluğu dahil olmak üzere belirli bir gruba özgü değildir. Başka bir deyişle, otizmli veya diğer gelişimsel farklılıkları olan bireyleri tanımlamak için kullanılmaz.

Nöro-Tipik nedir? Bu, herkes gibi davrandığın anlamına mı geliyor? Bu, aynı tür kilitli düşüncelere, hırslara ve hedeflere ve – Nöro Tipik – aynı arzulara sahip olduğunuz anlamına mı geliyor? Bu Neuro Tuhaf’dır, yani, insan durumuna kilitlenmek ve zorunlu olarak dışarı çıkmak istememek. Onu değiştirmek, belki biraz cilalamak, ama Neuro Tipik, doğal varoluş haliniz olmayan bu durumdan defolup gitmek isteyecektir. Yani, bunun Nöro Tipik olduğunu söylüyorlar ama parantez içinde "Neuro Tuhaf" yazıyorlar. Demek istediğim, sadece tuhaf…

LINDA: Parantez içinde mi?

ADAMUS: Parantez içinde. Nöro Tuhaf. Yine, “nöro”nun sinirlerle ilgili olduğunu hatırlayın, ama nihayetinde bunun, gerçekte duygular, duyumlar ve sadece fiziksel olanla değil, aynı zamanda inanç sistemleri, düşünme kalıpları ve diğer her şeyle de ilgisi var. Nöro budur.

Şimdi, burada yakın zamanda ortaya çıkan başka bir etiketiniz var, Şambra dergisine inanıyorum (orada yazıyordu): Nöro Çeşitlilik (ıraksak).

LINDA: Ah.

ADAMUS: Nöro Çeşitlilik.**

LINDA: Tamam.

**Çn: Tipik veya normal kabul edilenden zihinsel veya nörolojik işlevde farklılık (sıklıkla otistik spektrum bozukluklarına atıfta bulunularak kullanılır); nörotipik olmayan.

ADAMUS: Ve bu, etiketleri yeniden etiketlemenin bir yolu (Adamus kıkırdar). Bu bir yol…

LINDA: İki kelime mi?

ADAMUS: Evet, lütfen. Nöro Çeşitlilik. Şu anda etiketleri yeniden etiketlemek için kullanılan bir terimdir. Dikkat Eksikliği Bozukluğu yada Alzheimer ya da bunun gibi şeyleri olan insanlar, Nöro Çeşitli’dir *** ve sanırım bu, toplumdaki diğer her şeyle uygun ilerliyor, bilirsiniz, "Kapsayıcı olalım" gibi -ki bu iyidir. Ama gerçekten farklı değiller. Bu, burada Nöro Tuhaf’dan daha Nöro Tuhaf olduğunuzu söylemek gibi birşey. Sadece üzerine farklı bir etiket koyuyor. "Tamam, sen farklısın ama bunu kabul ediyoruz" diyor. Ama gerçekten öyle miyiz? Gerçekten mi? Sen farklısın, bu yüzden seni farklı şekilde etiketleyeceğiz. Ama bence Nöro Çeşitlilik burada aslında daha az garip, çünkü nörolojik sistemde ve tabii ki beyinde meydana gelen bir şey var, bu temelde şunu söylüyor - oh, burada nasıl hecelendiği hakkında küçük bir tartışma yapıyoruz. Önemli değil. Fark etmez.

***Çn: Nöroçeşitlilik (İng: "Neurodivergent"), herhangi bir nedenden ötürü beyinleri farklı gelişen veya çalışan insanlara verilen isimdir. Bu terim, kişinin beyinleri tipik şekilde çalışan veya gelişen insanlardan daha farklı zorluklarla yüzleştiği ve onlardan farklı yetenekleri olduğunu gösterir.

LINDA: Sanırım "e".

ADAMUS: Güzel. Bence herkes anlar. Burada tahtaya oturduğun zaman biraz nöro çeşitlilik gibi yazıyorsun (Linda kıkırdar).

Demek istediğim Nöro Çeşitlilik, bu etiketi pek sevmiyorum çünkü bu senin tuhaf bir şekilde özel olduğunu söylüyor. Eh,farklılığınızda olan şey, içinizden seslenen bir şey olması, Dikkat Eksikliği Bozukluğu ya da diğerlerinden bazıları gibi. Sizin tabirinizle- onlar buna dert ya da hastalık diyorlar. Ama, öyle değil. Onlar, sadece sizin ruhunuzun çağrısıdır (spirit), sizin insan/tanrısal benliğinizin çağrısıdır ve diyor ki; “Nöro Tipik’te bir sorun var. Bundan kurtulmam gerekiyor. Kutunun içine kilitli kalmayı kabul eden 'tipik' değilim. Bu insan kişiliğinin tipik olduğunu kabul etmeyeceğim. Sinirsel olarak farklı bir şey yapacağım ve sonuçta bu da kutudan daha hızlı çıkmama yardımcı olacak."

Bu şeylerden bazılarına, bu Nöro Çeşitliliğe sahip olanların çoğu, kutudan çok daha hızlı çıkacaklar, özellikle de Cennetin Haçı ile. Buna, Nöro Sıkıcı -Tipik, olan birinden çok daha hızlı erişecekler, çünkü Tipik’ler, sadece kutuyu biraz daha güzel hale getirmeye çalışıyorlar. Çeşitlilikler (Iraksaklar- farklılar)) ise şöyle diyorlar: "Hayır. Bunun doğru olmadığını biliyoruz ve bu beynimizi etkiliyor, ve bu da aslında buradan daha hızlı çıkmak istememize neden oluyor." Yani, gerçekten tipik olmaması gereken Nöro Tipik ve Nöro Çeşitlilik var.

Şambra için bir terim var, Şambra için kullandığım bir terim.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Hazır mısın?

LINDA: Tabii.

ADAMUS: Tamam. Ve yine, biraz bahsimize geri dönmek istiyorum, bir an için nörolojik sisteminizi hissetmenizi rica ediyorum. Sahip olduğunuz nörolojik sistemi – evet ve Belle burada yaptığımız şeye katılıyor, “Evet, bu çok doğru. Ben hissediyorum. Burada neler olduğunu görebiliyorum." diyor (Belle komik bir duruşla sırt üstü rahat bir şekilde yatmaktadır).

LINDA: O bir Nöro Çeşitlilik.

ADAMUS: Bu doğru (Linda kıkırdar). Yani, Şambra, nöroloji, sizin sisteminiz, sizin sinirlerinizdir, tabii ki, vücudunuzda yaygın olan devasa bir iletişim ağıyla birbirine bağlıdır ve o her zaman konuşur. O her zaman iletişim halindedir. Bazen yanlış iletişim kurar, yanlış ateşler. Ancak orada var olan ve kolaylıkla işleri berbat eden bu büyük ağınız var. Kolaylıkla işleri berbat eden

Şimdi, Linda, Cauldre sana daha önce bir kelime söylemişti. Hadi onu da tahtaya yaz.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Ben yeni bir tanım veriyorum – ille de bir etiket olması gerekmiyor, ama yeni bir tanım – Şambra için şu anda sinir sisteminizde neler yaşadığınızla ilgili, o temelde bedeninizdeki iletişimdir. Nöro Yeniden Ayarlama (Ing: Neurotunitis) – nöro yeniden ayarlama– “nöro” – sinirler – “ayarlama” kelimelerinden oluşur. Ya da bu durumda, yeniden ayarlama kelimesinden. Bedeninizdeki her şeyi yeniden ayarlarsınız; “itis”**** – “itis” – aslında, “itis” ile bitirmek kulağa hoş geliyor ama “itis” bir tür ızdırap olan bir şey anlamına geliyor.

****Çn: inflamatuar (iltihaplı) hastalıkların isimlerini oluşturur. Sistit gibi.

Bu yüzden, Şambra'nın bu ‘nöro yeniden ayarlama’ olduğunu söylüyorum ve bu birçok soruna neden oluyor, çünkü siz – tam buraya “yeniden ayarlama” yazar mısın? Yeniden ayarlama. Şu anda yeniden ayarlanıyorsunuz ve özellikle bu, Cennetin Haçı ile yoğunlaşıyor. Özellikle zihninizi yeniden ayarlıyorsunuz. Ve ben ona başka bir isim veriyorum, bu kelimeyi unutursanız, nöro yeniden ayarlamayı– benim uydurduğum bu ismi – unutursanız, “alt beyin” de diyebilirsiniz. İki kelime – alternatif beyin.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Birçoğunuz son zamanlarda alt beyini deneyimlediniz. Hatırlayamıyorsunuz – bir bok hatırlamıyorsunuz (Adamus kıkırdar). CMS'niz (Konjenital Miyastenik Sendromlar) var, hiçbir bok hatırlamıyorsunuz (Linda güler). Sonra kendinize kızıyorsunuz ve “Hiçbir şeyi hatırlayamıyorum. Yaşlanıyor olmalıyım” diyorsunuz veya “Belki de gençken çok fazla esrar içtim” – ya da şu anda çok fazla içiyorum– ve “Sistemime ne oluyor?” ve "Hangi gün olduğunu bile hatırlayamıyorum" ve "Mantığım artık çalışmıyor." gibi şeyler düşünüyorsunuz. Bunların hiçbiri doğru değil. Bu sadece alt beyin. Bunda bir yanlışlık yok. Şu anda her parçanızı yeniden ayarlıyorsunuz.

Yapabileceğiniz en büyük şey, neler olduğunu anlamaktır, beyninizdeki ve bedeninizdeki tüm bu sinirlerle olan iletişimin tümünün yeniden yapıldığını, yeniden şekillendiğini anlamaktır. Bunu fiziksel bedende kalırken yapıyorsunuz.

Son günlerde geçiş yapanların bazıları artık bunlarla başa çıkamadı. Baş edemeyecekleri kadar fazlaydı ve bu yüzden son zamanlarda çok fazla kişi geçiş yaptı. Sizi cesaretlendiriyorum ya da bunu yapmak zorunda olmadığınızı bilmenizi sağlıyorum. Ama bu şeyi, fiziksel bedende kalırken de yapabilirsiniz. Nörotunitis( nöro yeniden ayarlama) – şu anda Şambra, Nöro Çeşitlilik ile yer değiştiriyor – bu gerçekleşiyor, ve siz onu hissedeceksiniz. Beyniniz bazen daha bulanık olacak. Olguları ve verileri hatırlama yeteneğiniz daha da bulanıklaşacak. Kendi adınızı hatırlamanız bile bazen bulanıklaşacak. Bu, bu şekilde olur ve sonra paniklersiniz ve sonra endişelenirsiniz, “Oh! Bana neler oluyor?!" dersiniz. Bu, tam da derin bir nefes alma ve “alt beyin”i hatırlama zamanıdır. Alternatif beyine sahipsiniz. Özellikle şimdi hızlanmamıza neden olan tüm bu şartlar var, bu sanki şimdi ışık hızında, warp hızında ( Çn:Uzay Yolu dizisine atıfta bulunuyor), tam olarak Cennetin Haçı'na doğru gitmemize benziyor ve bu alt beyini yoğunlaştıracak. Ama bu biraz komik ve bu yüzden Kuthumi'yi anlamanıza yardım etmesi için getirdim.

Olup bitenler, tüm bu muazzam değişiklikler biraz komik. Ve güzel olan ise, tüm bu değişikliklerin tam ortasında olmanız ve beyninizde neyin yanlış olduğunu merak etmenizdir. Pantolonunuzu giymeyi unutmuşsunuz. İşe gidiyorsunuz ve unuttuğunuzu fark ediyorsunuz. Bu oldukça komik. Ve sonra birdenbire hiç ortada yokken bir farkındalık oluyor. Şu "aha!" şeylerinden biri. Bu sanki, son beş yıldır, on yıldır ya da her neyse, orada oturmuş bekleyen bir idrak gibidir ve bir şey hakkında, enerjinin çalışma şekli hakkında, ya da hayatınızın aslında - siz farkında bile değilken - tanrısallığınızın rehberliğinde nasıl yönlendirildiği hakkında bir farkındalık oluyor. Gerçekleştirmeler (farkındalıklar) hemen hemen her şey olabilir, ancak bu aniden oluşan “Bumm! Oh!" halidir.

Kablolamadaki tüm bu değişimle birlikte olan şey nedir; o bir süreliğine gerçekten de bulanık görünüyor. Ama sonra - bu bir yeniden kablolama değildir- ama sonra beyin geri çekildikçe ve şimdi gerçek tanrısal zekanın daha fazlası geldikçe, o zaman bu çok şaşırtıcı olan o dönüm noktaları gibi olur. Her şeyin çok basit olduğunu söyleyebilirsiniz, çok bariz olduğunu, “Bunu neden daha önce fark etmedim?” diye merak edersiniz. Gerçekleşme bir histir. O sadece zihne ait bir düşünce değildir.

Onu bedeninizin her yerinde hissedebilirsiniz ve bu çok büyük bir rahatlamadır. Ancak ertesi gün nöro yeniden ayarlamanıza, sisli beyne geri dönebilir ve her şeyi net göremeyebilirsiniz. Endişelenmeyin, bu değişir. Siz sadece tamamiyle varoluşunuzun içindesiniz.

Aslında bunu biraz daha kolaylaştıracak olan yapabileceğiniz birkaç şey var. Size tipik şeyler söyleyeceğim– nefes alma ve hafif egzersiz ve şu; beyninizin yemenizi söylediği yiyecekleri değil, bedeninizin yemenizi söylediği yiyecekleri yemek. Bu şu anda çok önemli. Bedeninizin yemek istediği yiyecekler. Başka bir deyişle, diyetler ve diğer her şeyi unutun. Ama bir tane daha var, ve bu da bazılarınızın bedenlerinde yoğun acılar ve daha yoğun duygular yaşıyor olmalarının nedenlerinden bisidir.

Şu anda hayatında bir şey yapıyorsanız ve bu gerçekten sizin tutkunuz değilse, ister iş olsun, ister ilişki olsun ya da her ne olursa olsun, tutkunuz olmayan bir şey yapıyorsanız, başka bir deyişle, gerçekten yapmak istemiyorsunuz ama kendinizi kapana kısılmış hissediyorsanız, bunu yapmaya devam etmeniz gerekiyorsa, bu çok fazla, ekstra strese neden olacaktır. Bu, nöro yeniden ayarlama semptomlarınızın bir çoğuna neden olacaktır.

Şu an en iyisi, bu durumlardan memnun değilseniz bir değişiklik yapın. Bunun hakkında düşünmeyin. Bununla ilgili konuşmayın. Ya bunu yapın ya da önümüzdeki dört buçuk ay sizin için çok ama çok zor olabilir, çünkü gerçekten siz olmayan, gerçek kalbinizin tercihi olmayan bir şey yapıyorsunuz. O sizin tutkunuz değil. Onu yapıyorsunuz çünkü bir işe ihtiyacınız var ya da bir ilişkiden ayrılmaktan korkuyorsunuz ya da her neyse. Bu sadece nöro yeniden ayarlamanızı daha da kötüleştirecek, çünkü bedeniniz, sinirleriniz, beyniniz şu anda yeniden ayarlanmaya çalışıyor. Nöro-yeniden-ayarlama. Hepsi yeniden ayarlanmaya çalışıyor ve bu sadece sizin (gelen) ışık bedeniniz değil. Cennetin Haçına doğru ilerlediğiniz bu zamanda, beyin geriye çekiliyor, kenara çekiliyor, şu anda tutkunuzda olmak, gerçekten size ait olmayan şeylerden kurtulmak çok önemli. Ama diyorsunuz ki, "Ama tutkumun ne olduğunu bilmiyorum ki.”

Bunu söylemeyi bırakın. Onun ne olduğunu biliyorsunuz ve o şu anda yaptığınız şeyden tamamen farklı bir şey olabilir. Ama onun peşinden koşun. En azından bunun için adımlar atın. Bu, sıkıcı, orta düzey yöneticilik işinizi hemen bırakmanız gerektiği anlamına gelmiyor, ancak bir şeyler yapmak, istediğiniz o sanatçı olmak için, sokak palyaçosu olmak için veya bir restoran açmak için adımlar atın. Bu adımları atmaya başlayın ve o zaman Şambra nöro yeniden ayarlanması ya da alternatif beyin ile yaşadığınız zorlukların derecesi büyük ölçüde azalacaktır. Kendinizi çok daha mutlu hissedeceksiniz.

İlişkilerde de aynısı geçerli ve eğer “Şey, ben sadece, biliyorsun işte, gidemem çünkü…” derseniz, o boşluğu doldurun, o zaman kendinize daha fazla zaman ayırın. Birkaç haftalığına ayrılın. Çevrenizdeki insanlara bir molaya ihtiyacınız olduğunu, sadece uzaklaşmanız gerektiğini söyleyin ve bu zamanı hemen şimdi kendinize ayırın. Bu çok önemli, çünkü şu anda her şey yoğunlaşıyor, Cennetin Haçı geliyor.

Bu açılma gerçekleştiğinde, siz yukarı ve aşağı zıplayıp, “Pekala, bu harika” derken– pek çok Şambra için –bu neredeyse bir enerji seli gibi olacak, tanrısallık gelecek. Ama eğer o dengesiz durumdaysanız ve sizin için doğru olmadığını bildiğiniz şeyler yapıyorsanız, bu sizi gerçekten etkileyecektir. Sonunda size çok iyi hizmet edecektir, ancak ilk başlarda sizi çok zorlayabilir. O halde şu anda, her şeyden önce, tüm bunların gerçekleştiğinin farkında olun. Bütün bunlar içinizde oluyor. Onu burada "Nöro Tipik", "Neuro Çeşitlilik" gibi tipik insan etiketleriyle etiketledim, onu nöro yeniden ayarlama veya alternatif beyin olarak etiketledim. Alt beyin.

Yani önümüzdeki birkaç ay içinde çok şey olacak. Son zamanlarda, Bulut Sınıfı dedikleri o şeyden yaptım, “olasılıklara açılma, gelen potansiyellere açılma, gerçekleşmekte olana açılmaya hazırlık olan Cennetin Haçı’na Açılma” yı yaptım. Arada bir kaç tane daha yapacağım, özellikle de tüm bu nöro yeniden ayarlanma olayını atlatmanızı sağlayacağım. Özellikle o, şu anda beyinde ve özellikle beyin kenara çekilirken, sinirler ve her şeyin beyinden onlarla iletişim kurma şeklinde gerçekleşiyor.

Bunun için güzel, derin bir nefes alalım.

Bugünlerde en sık sorulan soru, “Peki, benim sorunum ne? Neden böyle hissediyorum? Ben bu gezegendeki bir Üstadım. Neden ağrı ve acı hissediyorum? Neden sürekli bir şeyler karıştırıyorum, bir şeyleri düşürüyorum, hatta bile düşürüyorum? Neden her şeyi eskisi gibi düzenli tutamıyorum? Neden mantıklı gelmiyor?" ve sonra da kendinize çok yükleniyorsunuz. Sadece "Alt beyin" i hatırlayın. Kabloları yeniden döşüyorsunuz, şu anda kendinizi o kadar yoğun bir şekilde yeniden yapıyorsunuz (oluşturuyorsunuz) . Unutmayın, o sizdiniz– bunu güzel ve yavaş yapabileceğimizi veya gerçekten hızlı bir şekilde gidebileceğimizi söylediğimde– “Hadi şu işi bitirelim” demiştiniz.

O yüzden bunun için güzel, derin bir nefes alın.

Dünya'da ve aynı zamanda kendi içinizde olan tüm bu tuhaf şeylerle başa çıkabilirseniz eğer, aslında bu burada olmak için harika bir zaman – inanılmaz bir zaman – Bu gezegende olmak ve şu anda olan bitenlerin tam ortasında olmak için gerçekten harika bir zaman.

 

Üstadların Sürekli Eğitimi – Merabh’ı

Yani, tüm bununla birlikte bir merabh yapmak istiyorum. Hepsini bir merabhın güzelliğiyle bir araya getirelim. Yanında bir müzik olursa.

(müzik başlar)

Kuthumi son zamanlarda çok sık gelmeye başladı. Onunla çalışmak bir zevk. Yükselmiş Üstatlar Kulübünde her zaman şaka yaparız. Geçen gün Kona'daki atölyelerden birinde ikimiz yarıştık. Şambra'yı en çok kim güldürebilir? diye. Pekala, ilk ben başladım ve, oh, gülmekten yerlerde yuvarlandılar ve bunu sadece eğlendirerek yaptım. Sadece kendim olarak, gülmelerini ve yerlerde yuvarlanmalarını sağladım. Sonra Kuthumi bir sonraki celse de geldi. “Yaptıklarıma yaklaşması çok zor” diye düşündüm ama o iğrenç şakalar yaptı. Sadece pis şakalar yaptı ve onları benden çok daha fazla güldürürdü. Ben şaka yapmadım. O eski numarayı şapkadan çıkarmaya çalışmadım, ama o gerçekçi şakalar yaptı ve kazandı. Ve kazandı. Onunla ilgili bir şey var ne olduğunu bilmiyorum, ama insanları güldürmek ve iyi hissettirmek için bir şeyi var.

Atölyelerden birinde çok güzel bir hikaye anlattı, çok güzel bir hikaye. Aydınlanmasından sonra yaptığı yürüyüş yolculuklarından bahsediyordu ve bazen düşünüyorum, diyorum ki “Oğlum, bu senin yürümenle ilgili başka sıkıcı bir hikaye. Demek istediğim, ne kadar heyecan verici olabilir ki, "ama o, her zaman oldukça içe işleyen-derin bir şeyler söylemeyi başarıyor.

Yürümekten ve ardından da Ah-Kir-Rah ile yaptığı konuşmalardan bahsetti. İkisi, bilirsiniz, çok uzun süredir birlikte olan bir çift gibiler. Bilirsiniz, karşılıklı olarak tartışırlar ve sonra sevişirler. Tartışırlar ve sevişirler. Ah, Kuthumi Ah-Kir-Rah'a çok sinirlenirdi. Ama sonra, tipik olarak, Ah-Kir-Rah'ın ne kadar haklı olduğunu anlar.

Bu merabh'da yapmak istediğim şey, Kuthumi'nin hikayesinde anlattığı önemli bir şeyden, gezegendeyken bir Üstat olarak, aydınlanmış bir varlık olarak bile hala öğrendiğiniz gerçeğinden bahsetmek. Hikayesinin özü buydu, ama bugün bu konuyu Şambra'ya da getirmek istedim.



Muhtemelen nörotunit beyinin bir parçası olan, bir tür yanlış algı var; bir Üstat olarak artık öğreneceğiniz hiç bir şey olmadığına dair bir algı.

'Her şeyi biliyorsunuz', bu doğru değil. Sadece daha farklı öğreniyorsunuz. Farklı şeyler öğrenirsiniz, deneyimle öğrenmeye devam edersiniz.

Şimdi, insanların çoğu öğrenmenin hayattan ders almak olduğunu düşünür, bu yanlıştır, yaptıkları bir şeyi düzeltmekle ilgili olduğunu düşünüyorlar. Öğrenmenin bir boşluğu doldurduğunu, bir eksikliği giderdiğini, bir şeyler öğrenmek gerektiğini düşünüyorlar.

Çoğu insan derslerinden geçer, zorluklardan geçer ve sonra dersler yoluyla öğrenirler ve belki biraz daha anlayışlı, biraz daha akıllı olurlar. Ancak genel olarak, bu bir düzeltmedir, düzeltici bir eylem türüdür.

Ama bilirsiniz, Üstat öğrenmeye devam eder, ama bir boşluğu doldurmak için, bir eylemi düzeltmek için, yanlış olan bir düşünceyi doğruya çevirmek için değil. Yani, bir Üstat için, gerçekleşmiş bir varlık için öğrenmek, aslında yaşamda var olan 'daha fazla' gerçeğe açılmaktır.

Örneğin, bir Üstat olarak öğrenmeye devam edersiniz, ama şimdi doğanın güzelliği hakkında daha fazla şey öğrenirsiniz. Bu bir ders değildir. Bunu hatalı olduğunuz için yapmıyorsunuz. Sadece onun güzelliğini daha çok açığa çıkarıyorsunuz.

Artık doğadaki hayvan krallıklarının, bitki krallıklarının enerji kalıplarını öğreniyor ve daha fazla hissedebiliyorsunuz. Daha büyük, daha derin bir takdire sahipsiniz. Bu tamamen farklı bir öğrenme türüdür.

İnsan doğası hakkında daha fazla şey öğrenirsiniz ve bu düzeltici bir eylem değildir, yanlış kavramlara sahip olduğunuz için veya hiç birşey bilmediğiniz için değildir. Ama şimdi sahip olduğunuz enerji anlayışınızla birlikte öğreniyorsunuz ve pekala, en başından beri burada olmanızın nedenlerini öğreniyorsunuz. İnsan doğası hakkında çok daha güzel şeyler öğrenmeye başlıyorsunuz.

O zaman insanların gerçekten ne kadar harika olduğunun farkına varırsınız. Sinir bozucu, zor ve meydan okuyucu olabilirler, ancak şimdi tamamen farklı bir seviyede öğreniyorsunuz çünkü onu bilgeliğe getiriyorsunuz. Sadece hakkında bir şey bilmediğiniz bir boşluğu doldurmak için öğrenmiyorsunuz. Ama şimdiki öğrenme, her şeyi sürekli olarak bilgeliğe getiriyor ve sonra o bilgelik geri geliyor.

Gezegende bir Üstat olarak yürürken bile bilgelik size geri gelir, size ruhlu varlıkların gerçekte neler yaşadıklarının ve neden yaptıkları şeyleri yaptıklarının ve neden her şey umutsuz görünse bile, eninde sonunda üstesinden geleceklerinin tam anlayışını verir.

Gerçek Üstat öğrenmeyi asla bırakmaz. Yükselmiş bir Üstat bile öğrenmeyi asla bırakmaz. Her zaman yeni derinlikler ve yeni seviyeler vardır. Bir kez Üstat olduğunuzda, her şeyi bildiğinize, öğrenecek başka bir şey kalmadığına dair yanlış bir algı var. Gerçekten de bu hiç doğru değil.

Şimdi öğrenmeye yeni başlıyorsunuz, çünkü yaşamınızdaki enerji modelinizde sahip olduğunuz renk paletini anlıyorsunuz. Onları bir araya getirdiğinizde daha önce hiç görmemiş olabileceğiniz yepyeni renkleri nasıl oluşturduğunu anlamaya başlıyorsunuz.

Kendi enerji akışınızın nasıl çalıştığını anlıyorsunuz, onun insanların düşündüğü gibi size karşı olmadığını, aslında sizinle birlikte çalıştığını anlıyorsunuz.

Şu anda bilincin ne olduğunu ve etrafınızdaki her şeyi nasıl etkilediğini çok yüksek bir seviyede öğreniyorsunuz. Ve aynı anda onu deneyimliyorsunuz.

Bazen “Eh, fark gerçekleştim sanıyordum. Her şeyi bileceğimi sanıyordum.” diye düşündüğünüzü biliyorum. Hayır, hayır. Şimdi sadece farklı bir şekilde öğreniyorsunuz.

Üzüntü veya ıstırap yerine neşe içinde öğreniyorsunuz. Artık sadece zihinsel aktiviteyle değil, enerji ve bilinç anlayışı vasıtasıyla öğreniyorsunuz.

Ruhunuzun bile bilmediği kendi derinliklerinizi, kendi ruhunuzu öğreniyorsunuz. O bilmiyordu, çünkü siz henüz oraya gitmemiştiniz.

Sadece bir fikir ya da zihinsel bir kavram olarak değil ama yaşayan bir şey olarak Ben'im'in güzelliğini öğreniyorsunuz.

Zamansız bir gerçeklikte zamansız olmayı öğreniyorsunuz.

Şimdiye kadar yaptığınız her şeyin gerçek güzelliğini öğreniyorsunuz.

İnsanlar genellikle geçmişe bakarlar ve neyi yanlış yaptıklarını düşünürler ya da New Age yaklaşımıyla geçmiş yaşamlarına ve yaptıkları tüm kötü şeylere bakarlar. Ama şimdi bunların hiçbirinin gerçekten olmadığını öğreniyorsunuz. Bu işleri bu hale getirenin, yalnızca bireylerin ve genel olarak da kitle bilincinin yarattığı hikayenin çarpıtılması olduğunu ve şimdi bunun hiç de öyle olmadığını öğreniyorsunuz.

Biyolojik yaşamın çok değerli, çok değerli olduğunu öğreniyorsunuz. Bunun gibi bir şey yok, gezegende bir insan olarak, ama şimdi özellikle bir Üstat olarak yaşayabilmekle karşılaştırılacak hiçbir şey yok.

Sık sık, “Neden hala bir şeyler öğreniyorum?” diye merak ediyorsunuz. Çünkü artık gerçek gözleriniz açıkken öğrenebilirsiniz, sadece insan gözleri değil, bilgeliğin gözleri.

Bu gezegenin bütün kutsallığını, tüm yaşamlarınızın kutsallığını öğrenebilirsiniz. Başka bir ifadeyle, şimdi içinizdeki her şey açılmaya başlıyor. Belki siz buna keşif diyorsunuz.

Artık, sadece o günü geçirmek için, mücadeleleri ve zorlukları atlatmaya çalışmak için yaşamazsınız, tamamen farklı bir şekilde yaşamaya başlarsınız.

Nörotunit olarak etiketlediğim tüm bu şeyin esasında, kendi yolculuğunuzun yoğunluğuyla, Cennetin Haçı'nın yoğunluğuyla ve bunu tam olarak yapma isteğinizle içinden geçmekte olduğunuz bir süreç olduğunu öğreniyorsunuz.

Yani, gerçekten, bir Üstat olarak bile öğrenmeye devam ediyorsunuz. Eskisi gibi değil ama; çok yeni ve çok güzel ve çok zarif bir şekilde.

Geçmişte- ister okulda ister hayat derslerinde- öğrenmenin ne olduğunu hissetmek için ve şimdiyse bir Üstat olarak öğrenmenin ne kadar farklı olduğunu hissetmek için bir dakikanızı ayırın.

Nasıl da tatmin edici, heyecan verici. Artık bir ders değil. Neyi yanlış yaptığınızla ilgili değil. Şimdi, daha da fazlasının ne olabileceğiyle ilgili.

Özellikle önümüzdeki dört buçuk ayda birlikte çok şey öğreneceğiz. Kendiniz hakkında daha çok şey öğreneceksiniz.

Nörotunit ile o zor günleri yaşayacaksınız. Dr. Doug'ın onu ele almasını ve ona mizahını, düşüncelerini ve görüşlerini katmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Ama birlikte çok şey öğreneceğiz ve çok yoğun olduğu bazı günler olacak. Ama sonra birdenbire "şıııkk!" diye açılır, o bilişe sahip olursunuz ve dersiniz ki, “Hadi tekrar yapalım. Yoğunluğa geri dönelim. Üstatlar olarak yeniden öğrenelim.”

O halde bu andan yararlanın, bu an için güzel, derin bir nefes alın ve bir Üstat olarak şimdi öğrenmek için kendinize izin verin.

Tobias'ın, senin ve Şambra'nın anlamasını sağladığı en önemli şeylerden birisi, sizin deli olmadığınızdı. Siz deli değilsiniz. Hayır, buradaki deli sen değilsin. Şu anda muazzam bir miktarda yoğunluğun içinden geçiyorsunuz. Ama siz, Nöro-Tipik değilsiniz. Bunun için tanrıya şükürler olsun. Bu oldukça üzücü olurdu. Nöro-Tipik olsaydınız ben burada olmazdım bile. Etiketlerin bugünlerde söylediği gibi, Nöro Çeşitlilik de değilsiniz. Hayır, değilsiniz.

Tahtaya yazdığımız her şeye sahipsiniz, nöro yeniden ayarlamaya, alternatif beyine. Bu, araba kullanmayı, sayılarla işlem yapmayı, kelimeleri yazmayı zorlaştırabilir.

Bazılarınızın televizyonunuzun kumandasını bile çalıştırırken sıkıntı yaşadıklarını gördüm. Oysa onun nasıl kullanılacağını biliyordunuz. Onu bile çözemediniz. Sadece bu yoğunluktan geçiyoruz ve sonra bir gün aniden - bum! – sadece hepsi orada. Sanki her şey yerli yerinde gibi görünüyor ve sonra ona tekrar geri dönüyorsunuz.

Özellikle önümüzdeki dört, beş ay boyunca böyle olacak. Bu yüzden Kuthumi burada sizinle çalışıyor, ben buradayım, size deli olmadığınızı hatırlatmak için buradayım. İlerlemek için cehennem gibi bir yol seçtiniz.

Bununla birlikte, sevgili dostlar, bu Şaud için, bunun size ALT'ı hatırlatması için burada sizinle birlikte olmak benim için bir zevk. Bir yandan zihinsel bulanıklık, pusluluk yaşarken, bazı fiziksel sakarlıklar da yaşıyor olabilirsiniz, her zaman ALT var. Ve bu ALT'nin şu anda olduğu şey, siz burada, gezegende öğrenen bir Üstat olarak kalırken, kim olduğunuzun tamamen yeniden kablolanmasıdır (düzenlenmesidir).

Ve tüm yaratılışta her şeyin yolunda olduğunu her zaman hatırlayın.

Bununla birlikte, sizin iyi olmanızı diliyorum.

Ben Egemen Alandan Adamus'um.





Düzenleyen: Çağrı Demiral

Gözden geçiren: Hikmet Canbay